Kürt sorununun çözümü kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 10’uncu toplantısı başladı. Akademisyenlerin aktarımlarını yapacağı toplantı öncesi Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş açılış konuşması yaptı. Kurtulmuş açıklamasında, "Komisyon sayesinde toplumsal mutabakat genişleyecek. Sürece ilişkin faklı kanaatler olurken herkesin ortak kanaati 'artık analar ağlamasın. Örgütün İmralı çağrısına uymasıyla bizim çalışmalar daha rahat olacaktır. Silahların susması için sorumluluklar yerine getirilmeli." dedi.
Kurtulmuş, Komisyon'da dinlenen herkesin görüşünün, Türkiye'de barışın sağlanması ve kardeşliğin temin edilmesi için atılacak adımlara büyük bir güç vereceğine inandığını söyleyerek, şunları kaydetti:
Bu Komisyon'un çalışması, hiç şüphesiz İmralı'dan gelen 'örgütün tamamıyla kendisini feshedeceği ve silahları tamamıyla bırakacağı, bırakılması gerektiği' çağrısı üzerine bu toplantılar gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla bu Komisyon'un öncelikli vazifesi bu sürecin millet adına denetiminin ve kontrolünün yapılması ve sürecin gerektirdiği yasal düzenlemeleri, toplumsal mutabakatı da sağlayarak gerçekleştirilecek adımların atılmasıdır. Bugün burada dinleyeceğimiz arkadaşlar Latin Amerika'dan Asya'ya, Afrika'dan Avrupa'ya kadar farklı bölgelerdeki çatışma çözümleri ile ilgili konularda derin araştırmaları olan arkadaşlarımız. Bizim şu anda gerçekleştirmeye çalıştığımız husus bir Türkiye modelini ortaya koymaktır. Biz bu süreçte bütün çalışmaların, yapılan barış müzakerelerinin, çatışma çözümleriyle ilgili atılan adımların detaylı bir şekilde analizini gerçekleştireceğiz. Ama şunun da farkındayız ki yaptığımız şey Türkiye'ye has bir modelin ortaya konulmasıdır. İnşallah en kısa süre içerisinde bu çalışmaları tamamladıktan sonra dünya literatürüne ve dünyadaki demokrasi tarihine armağan edeceğimiz başarılı bir Türkiye örneği olacaktır. Bunun için şunu biliyoruz, hiçbir örnek bir diğerinin aynısı olmaz, hiçbir örnek bir diğerine tamamıyla benzerlik göstermez ama dünyanın farklı yerindeki bu çatışma müzakerelerinden, çözümlerinden çıkaracağımız derslerin olduğunu biliyoruz. Buradan alacağımız derslerle tamamıyla bize ait bir modeli ortaya koyabilecek hem siyasal güce hem toplumsal mutabakata hem bilgiye hem de Türkiye demokrasisi olarak tecrübeye sahibiz. Ümit ediyorum, bugünkü çalışmalarımız bu çerçevede bize yeni bir perspektif açacak, çalışmalarımıza yeni bir boyut kazandıracaktır.
"Gayet iyi hesap ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz"
Kurtulmuş, sürece ilişkin herkesin farklı kanaatleri olmakla birlikte herkesin ortak düşüncesinin, "Artık analar ağlamasın, artık silahlar konuşmasın, artık bu memlekette huzurun, barışın, selametin temin edilmesi için herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirsin." olduğunu belirtti.
PKK'nın bir an evvel silahlarını tamamıyla terk ederek bütün unsurlarıyla birlikte İmralı'dan yapılan çağrıya uyduğunu açıklaması gerektiğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
Bunun gerektirdiği, gerektireceği adımların atılabilmesi için de Türkiye siyasetinin önünü açması ve Türkiye siyasetini rahatlatmasıdır. Bunun sağlanmasıyla birlikte yaptığımız işlerin çok daha güçlü bir şekilde ilerleyeceğini biliyorum. Şunun farkındayız. Bu çalışmaların arkasında milletimizin büyük desteği olmasa bu Komisyon bir dakika toplanamaz. Bu büyük desteğin kıymetini bilmek zorundayız. Yine bu toplantılar boyunca ifade edilen bir başka hususu da söyleyerek sözlerimi tamamlamak isterim. Dikkatle, iyi planlayarak attığımız adımları niçin ve hangi amaçla attıklarımızı gayet iyi hesap ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz ama bir taraftan da elimizi çabuk tutmak ve özellikle bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine her geçen gün ağır yükler getirdiği bu ortamda bir an evvel kalıcı, nihai barışı temin etmek, huzuru, kardeşliği tesis etmek zorundayız.
Akademisyenler komisyonda ne anlattı?
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında toplandı. Toplantıda, ''çatışma-çözümü alanında'' çalışmaları bulunan akademisyenler dinleniyor.
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, bütüncül barış süreçlerine ve silahsızlanma süreçlerinin uzun vadeli süreçler olduğuna vurgu yaptı. Çelik çeşitli ülkelerden verdiği örneklerle barış süreci inşasının doğasının bu olduğu ve umudu yitirmemek gerektiğini belirterek, "Barış genelde askeri zafer olarak adlandırılıyor ancak barışın iyi tasarımı 'kazanma' düşüncesinden çıkarak olur. Tek tarafın kazandığı bir barış çok zor. Barış süreçlerinde mükemmel örnek ya da örnek bir model yok ama her barış sürecinde yenilikler ve o çatışmaya uygun tasarımalar var. Tarafların askeri çözümün imkansızlığını kabul etmesi bir başarı faktörü bir diğeri de olabildiğince çok modellerle sürece dahil edebilmesidir" dedi.
Siyaset dışındaki aktörlerin de (vatandaşlar, kanaat önderleri, sivil toplum) barış sürecinin uzun vadede kalıcı olmasını sağladığını belirten Çelik, "Birbirini destekleyen farklı modeller üretmemiz gerekiyor. Yerelde çalışmalar yürütülmesi gerekiyor. Barışı sadece güvenlik eksenli olarak okumak yanlış olur. Uzun süren çatışmalarda konular birbiriyle iç içe geçiyor. Hem olabildiğince kapsayıcı olmak hem de bu konuların bağını iyi anlamak gerekiyor. Silahlı grupların varlığının temel sosyo ekonomik ve kültürel hatlarda gelişme sağlanmakdıkça çözülemeyeceğini görmek gerekiyor. Çatışmanın bozduğu sosyal dokunun iyileştirilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.
Çelik, silahsızlandırma sürecinin barış sürecinin önemli adımlarından biri olduğunu belirterek, "Bu kişilerin topluma geri kazandırılması sürdürülebilir bir demokrasinin tesisini sağlar. Burada önemli olan şey sadece eline silah almış örgüt üyelerinin değil bu süreçte silahlandırılmış, köy korucuları gibi, güçlerin de silahsızlandırılmasıdır. Eline silah almış kişilerin hayatlarını nasıl sürdürecekleri düşünülmeli. Bu aşamanın belki en zor olan kısmı topluma eklenme süreci. Süreç çok hassas. Eline silah almış ve onların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin emniyetini gerektiriyor bu süreç. Bu aşamada bu kişilere nakit destek, uzun vadeli işler ve eğitim imkanı sağlanıyor. Yeniden entegrasyon aşamasında kritik unsurlardan biri bu kişilerin toplumda yer bulması olacak" dedi.
"Bu komisyonun çıkaracağı yasanın adı bile çok önemli"
''Başarısızlıkta en fazla karşılaşılan nedenin istikrarsızlık, barış anlaşmalarının kırılgan olması, tarafların birbirine güvenmemesi, tekrar silahlanma ihtimali olduğunu'' belirten Çelik, şunları söyledi:
Bu ilişki karşıklı güven ortamıyla mümkün. Taraflardan birisi güven arttırıcı bir adım attığında karşı tarafında da buna yanıt vermesi zaman içinde yavaş yavaş güven oluşturur. Güven artırıcı mekanizmalar yıllarca düşmanlaştırdığınız tarafların tekrar ete kemiğe bürünerek karşınızda konuşabileceğiniz bir insan olarak çıkmasının sağlanmasıdır. Güven arttırıcı mekanizmalardan birisi sembolik silahsızlanma. Örgüt üyelerine kendilerinin geçimlerini sağlayana kadar bir geçiş dönemi desteğinde bulunulması önemli. Silah bırakmış örgüt üyelerinin yerel topluluklarca dışlanması ve hain olarak görülmesi travma, güvensizlik, uyumsuzluk sorunları yaratabilir. Kadın ve çocukların bu süreçte daha fazla ayrımcılığa uğraması belli faktörler içerisinde yer alır. Sürecin topluma iyi anlatılması sağlıklı toplumun hayata geçişi için çok önemli. Bu komisyonun çıkaracağı yasanın adı bile çok önemli. Ekonomik ve toplumsal katılım başarısız olursa istikrar getirmiyor.
"Toplumsal katılım barış süreçlerine daha fazla meşruiyet kazandırıyor"
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar, "Tek bir adımla barışa ulaşılan bir örnek bulunmuyor. Bu tür süreçler sabırlı olunması gereken süreçlerdir. Bu noktada en kritik unsur istikrarlı bir iradenin tüm aktörler tarafından ortaya konulmasıdır. Çatışmanın kök nedenlerinin respit edilmesi ve bunlara yönelik çalışma yapılması gerekiyor" dedi.
Kolombiya örneği üzerinden örgüt üyelerinin nasıl topluma kazandırılabileceğini tartışan Çuhadar, bunun ülkeye uygun bir şekilde düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Toplumsal rıza üretiminin de barış sürecinin önemli adımlarından biri olduğunu vurgulayan Çuhadar, şunları kaydetti:
Toplumsal katılım barış süreçlerine daha fazla meşruiyet kazandırıyor. Barış süreçlerinde müzakere masasına aşırı bir ilgi söz konusudur halbuki kapsayıcı bir barış süreci bir müzakereden çok daha fazlasıdır. İncelediğimiz 40 barış sürecinde farklı toplumsal kesimlerin barış süreçlerine doğrudan, gözlemci, istişareler, komisyonlar, çalıştaylar gibi yöntemlerle yapılabiliyor. Komisyonlar bağımsız temsilcilieri de kapsadığında ve uzlaşma ile yürütüldüğünde kutuplaşmış ortamın aşılmasına katkıda bulunuyorlar. Bununla da çatışmanın tekrarlanmaması arasında pozitif bir korelasyon var. Güvenlik ve hukuk düzenlemeleri gibi teknik bilgi ve hassasiyet gerektiren konularda da yine komisyonlar politka yapıcılarla teknik uzmanları bir araya getirebilmesini sağlıyor.
"Başka güven arttırıcı kararlar için de adım atılabilir"
Komisyonların başarısını etkileyen unsurları değerlendiren Çuhadar, şunları söyledi:
İlki komisyonun kararları uygulaması. İkinci olarak komisyonların karar alıcı düzey ile toplumsal kesimleri başarılı bir şekilde bağlayabilecek mekanizmaların geliştirilmesi. Üçüncüsü komisyon üyelerinin nasıl seçildiğiyle ilgili. Dördüncüsü komisyona girecek olan kişilerin seçim sürecinin adil olması ve her tarafın onayını taşıması. Komisyonun görev tanımı ve sonuç beklentisi net olmalı. Çok katmanlı bir barış sürecinin farklı dönemlerde atılması gereken adımların tamamının bir tek komisyon tarafından gerçekleştirilmesi beklenmemelidir. Komisyon süreci tasarlayıp bir sonraki adımların ne olacağına kadar verip bunlar için bir yol haritası belirlemek konusunda uzlaşamaya varmalıdır. Çatışmanın kök nedenlerine odaklanmak ve bunları çözmek kurulacak diğer yapılar açısından bir hedef olmaldır. Başka güven arttırıcı kararlar için de adım atılabilir.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısı sona erdi
"Çatışma çözümü" alanında çalışmalar yapan akademisyenler ile uzmanların dinlendiği Milli Kardeşlik Dayanışma ve Demokrasi Komisyonunun onuncu toplantısı sona erdi. Komisyonda yarın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri dinlenecek.
Milil Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun toplantısı sona erdi. Yaklaşık 6 saat süren toplantıya ilişkin TBMM Başkanlığının sosyal medya hesabından açıklama yapıldı.
Açıklamada, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlığında toplandığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Komisyonun 10. toplantısında Prof. Dr. Havva Kök Arslan, Prof. Dr. Sevtap Yokuş Veznedaroğlu, Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Doç. Dr. Çerağ Esra Çuhadar, Üsküp Büyükelçisi Fatih Ulusoy, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanvekili Hüseyin Oruç, Prof. Dr. Deniz Ülke Kaynak, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Prof. Dr. Talha Köse dinlenmiştir.
TBMM Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş, toplantının açılışında; komisyonun öncelikli vazifesinin, sürecin millet adına denetim ve kontrolünü yapmak, toplumsal mutabakatı tesise yönelik adımlar atmak ve gereken yasal düzenlemelere zemin hazırlamak olduğunu vurgulamıştır.
TBMM Başkanımız Sayın Kurtulmuş, sürecin Türkiye’ye özgü bir model olduğunu ve komisyonun çalışmalarını tamamlaması akabinde bu modelin dünya literatürüne ve demokrasi tarihine armağan edilecek başarılı bir örnek olacağını ifade etmiştir.
TBMM Başkanımız konuşmasında, sürece ilişkin farklı kanaatler bulunmasına rağmen “Artık analar ağlamasın, silahlar konuşmasın; bu memlekette huzurun, barışın ve selametin temin edilmesi için herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirsin” ortak mesajında birleşildiğini belirtmiştir.
Kurtulmuş, gereken adımların atılabilmesi, Türkiye siyasetinin önünün açılabilmesi ve rahatlayabilmesi için örgütün İmralı’dan yapılan çağrıya uyarak bir an evvel silahlarını tamamen bırakmasının bu sürecin en önemli hususlarından biri olduğunu vurgulamıştır.
TBMM Başkanımız ayrıca bölgesel ve küresel şartların Türkiye üzerine ağır yükler yüklediğini ve bu ortamda bir an evvel nihai bir barışı temin etmenin ve huzuru ve kardeşliği tesis etmenin zorunlu olduğunu vurgulamıştır.
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 18 Eylül 2025 Perşembe günü (yarın) saat 11.00'de TBMM Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda 11. toplantısını gerçekleştirecektir.
Bu toplantıda, Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (GÜNSİAD), Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGÜNKAD), Doğu Güneydoğu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED), Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu, Kadim Aşiretler Federasyonu, Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu, İslami Tebliğ Tedris İlim Hareketi Adamları Derneği (İTTİHAD) ve Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) temsilcileri dinlenecektir."
Independent Türkçe, ANKA