İki Afrika ülkesi arasındaki barış anlaşması şüpheyle karşılandı

ABD'nin arabuluculuğuyla imzalanan belge için Donald Trump "Tarihi nitelikte" diyor

Türkiye, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Ruanda arasındaki barış anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını duyurmuştu (AFP)

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'yle (KDC) Ruanda arasında cuma günü imzalanan barış anlaşmasının yankıları sürüyor.

Uzun süredir beklenen anlaşma, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun şahitliğinde KDC Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba Wagner ve Ruanda Dışişleri Bakanı Olivier Nduhungirehe tarafından imzalandı.

Rubio, imza sonrasında yaptığı açıklamada, "Her ikinizin de burada olması bizim için büyük bir anlam taşıyor. 30 yıllık savaşın ardından bu, son derece önemli bir dönüm noktası" ifadelerini kullandı.

Tarafları Oval Ofis'te ağırlayan Trump ise "Bugün olağanüstü bir başarıyı, barışı kutluyoruz. KDC ve Ruanda arasındaki anlaşma tarihi nitelikte" açıklamasını yaptı.

30 yıl boyunca tarafların büyük acılara maruz kaldığını söyleyen Trump, anlaşmanın nihaileştirilmesi için mektup göndererek iki ülkenin devlet başkanlarını Washington'a davet etti.

Anlaşma toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi, düşmanlıkların sona erdirilmesi, silahlı devlet dışı grupların çatışma alanlarından çekilerek silahsızlandırılması, ortak bir güvenlik koordinasyon mekanizması kurulması, mültecilerin geri dönüşünün sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve bölgesel ekonomik işbirliğinin kolaylaştırılması gibi taahhütleri içeriyor.

Aynı zamanda Amerikan şirketlerinin bölgedeki maden kaynaklarına erişiminin önünü açan anlaşma, savaşın sona erdirilmesine yönelik çabaları teşvik etmeyi de hedefliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Diğer yandan anlaşmaya dair pek çok şüphe dile getiriliyor. 

Eski KDC Cumhurbaşkanı Joseph Kabila, anlaşmayı imzalayan taraflar arasında M23 örgütünün temsilcilerinin olmadığını işaret ederek "Bu bir ticaret anlaşmasından fazlası değil" yorumunu yaptı. 

Ülkenin doğusunda etkili olan M23'ün sempatizanları da benzer ifadeler kullanıyor.

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC, Goma'ya giderek muhaliflerin elinde tuttuğu KDC kentinin nabzını tuttu. 

Bir kent sakini, "M23'ü içermeyen bir barış anlaşması imzaladıklarını nasıl söyleyebiliyorlar?" diye sordu. 

Bir başkası önceki anlaşmaların gereğince uygulanmadığını vurgulayarak "Halk yoruldu. Görüşme değil barış istiyorlar" ifadesini kullandı. 

Bir diğer Gomalı da "Eğer bu anlaşmayla barış gelecekse bizim için sorun yok" dedi.

Örgüt önceki aylarda düzenlediği operasyonda Goma'nın yanı sıra Bukavo kentini ve iki havalimanını ele geçirmişti. 

Ruanda'dan destek aldığı iddia edilen örgüt, BM'nin bildirdiği gibi son çatışmalarda 7 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiği yönündeki iddiaları reddediyor ve ölü sayısının binden az olduğunu öne sürüyor. 

Bir milyonu aşkın yurttaşının evini terk etmek zorunda kalması sonrasında ABD'den yardım isteyen KDC yönetimi, Ruanda'yla anlaşarak topraklarının kontrolünü geri almak istiyor. 

İnsan Hakları için Doktorlar (PHR) adlı sivil toplum kuruluşunun yöneticisi Sam Zarifi de anlaşmaya dair çekincelerini dile getirenlerden:

Adalet kayda değer ölçüde sağlanmazsa barış da uzun soluklu olmaz. Anlaşma insan haklarını ve mağdurları göz ardı ediyor. Silahlı vekil örgütler aracılığıyla şiddetin nasıl sürebileceği konusu görmezden geliniyor.

Goma'da faaliyet gösteren bir insani yardım kuruluşunun yöneticisi olan Stephanie Marungu ise pozitif bakıyor:

Anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte doğu bölgesi için umut verici ve çok önemli bir gelişme yaşandı. İstikrarın artmasına ve yardımlarımızı ihtiyaç sahiplerine daha kolay ulaştırmamıza katkı sağlayabilir.


Independent Türkçe, BBC, CNN, AA

DAHA FAZLA HABER OKU