Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yeni Yol Grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Arıkan, Amerika Birleşik Devletleri’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, İsrail ve Hamas arasında ateşkesi öngören karar tasarısını veto ettiği anın fotoğrafını göstererek, "ABD’nin 1 ret oyu yüzünden, ateşkes gerçekleşemedi. Yani 193 ülkeden oluşan Birleşmiş Milletler; Amerika yüzünden Gazze’ye ulaşamadı. Zulmü durduramadı" diye konuştu.
Gazze’de soykırımın başladığı ilk günden itibaren, ABD'nin bu insanlık suçuna ortak olduğunu beliren Arıkan, "Bu ortaklık öyle siyaseten bir ortaklık değil; her türlü askeri, diplomatik desteği, mühimmatı, silahı, bombayı, çeliği de içeriyor. Göstermelik sözlerle ateşkesi destekliyoruz diyen ABD yönetimi; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gelen her ateşkes talebini reddetti ve elini İsrail’in soykırımından yana kaldırdı" ifadelerini kullandı.
Kürsüden, "Madleen" isimli Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan ancak sonrasında İsrail tarafından alıkonulan teknenin fotoğrafını, "İşte bu umudun fotoğrafıdır" sözleriyle paylaşan Arıkan, "Sadece insan olmanın, insanı merkeze koymanın fotoğrafıdır. 12 farklı kimlikten insanın, tüm dünyaya nasıl umut olacağının fotoğrafıdır. Bir kez daha gördük, İsrail; insanlığa, vicdana ve merhamete dair hiçbir şeye tahammül edemiyor. Bizler şunu da biliyoruz, İsrail’in bu küstahlığının sebebi, özellikle bölge ülkelerinin sessizliği ve tepkisizliğidir" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’den yola çıkacak ilk gemiye Saadet Partisi’nin öncülük etmeye hazır"
Arıkan, Gazze’ye yönelik saldırılara karşı duran tüm ülkelerin katılımıyla her ülkeden birer geminin yer alacağı bir uluslararası insani yardım filosu oluşturulması çağrısında bulunarak, bu filoya Türkiye’den yola çıkacak ilk gemiye Saadet Partisi’nin öncülük etmeye hazır olduğunu söyledi. Mahmut Arıkan, iktidarın "Madleen" teknesinin alıkonulmasına ilişkin tepkilerinin yetersiz olduğunu, kınamaların "kopyala yapıştırdan" ibaret olduğunu ifade etti.
Kürsüden "Vela" isimli bir geminin de fotoğrafını paylaşan Arıkan, bu geminin İsrail Askeri Sanayisine çelik teslimatı yapmak üzere Hayfa Limanı’na gittiğini, Madleen isimli teknenin alıkonulduğu günün akşamında, "Vela" isimli geminin Mersin Limanına demirlediğini söyledi. Arıkan, "Bütün gün Madleen’in alı konulmasını kınayanlar; İsrail’e çelik taşıyan Vela’nın mersin limanına konulmasını kınamayacaklar mı?" diye sordu. Mahmut Arıkan, İsrail’e ürün sevkiyatı yapan gemilerin durdurulması, ticaretin bitirilmesi ve petrol akışının durdurulması çağırısını yeniledi.
Kürsüden miting çağrısında da bulunan Arıkan, 15 Haziran Pazar günü İstanbul Üsküdar Meydanı’nda saat 17.00’de "Özgür Gazze Mitingi" yapacaklarını duyurdu. Arıkan, "Gazze Ablukadaysa Türkiye Ayakta, Gazze Ablukadaysa İnsanlık Ayakta diyeceğiz" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Adil yargılansa beraat edecek tutukluları içeride tutup, suç makinelerini tahliye etmenin vicdanlarda hiçbir karşılığı yoktur"
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, yürürlüğe giren yeni infaz yasasının, Kurban Bayramı öncesinde, "günü kurtarmak" için düzenlendiğini ve apar topar Meclis’ten geçirildiği belirterek, "Ama hem ellerine, yüzlerine bulaştırdılar hem de toplumun adalet beklentisini karşılayamadılar. Çünkü; amaçlanan barış ve adalet değildi. Çünkü; cezalandırmada keyfiliğin, tahliyede kayırmanın ön plana çıktığını gördük. Adil yargılansa beraat edecek tutukluları içeride tutup, suç makinelerini tahliye etmenin vicdanlarda hiçbir karşılığı yoktur" değerlendirmesini yaptı.
"Muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır"
Konuşmasını sürdürdüğü dakikalarda, Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın duruşmasının yapıldığını belirten Arıkan, şöyle konuştu:
Siyasi görüşlerimiz, yaşam biçimlerimiz, sorunlara çözüm önerilerimiz farklı olabilir. Ancak bu ülkede yaşayan her bireyin, özellikle bir siyasi parti liderinin düşünce ve ifade hürriyetini ‘amasız-fakatsız’ savunmak zorundayız. Muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır. AK Parti iktidarından önce de bu ülkede yargı sistemi mağduriyetler üretiyordu. İnancından, düşüncesinden, kimliğinden ötürü ötekileştirilen insanlar, garabet suçlamaların mağduru oluyordu. Ancak bu iktidar da 23 yılda herkesin güvendiği bir yargı sistemini bir türlü inşa edemedi. Çünkü niyetinde de zihniyetinde de sorun vardı. Ve maalesef geldiğimiz nokta suç var ceza yok. Suç yok ceza var. Bu konuda Dostoyevski’yi bile kara kara düşündürecek bir tablo ile karşı karşıyayız.
"Mindere çıktığı günden beri; beklentiler kabusa, umutlar hayal kırıklığına dönüştü"
Mahmut Arıkan, ekonomi yönetimine yönelik yaptığı değerlendirmede de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bundan tam iki yıl önce, "ekonominin kurtarıcısı ve Türkiye’nin umudu" olarak sunularak göreve getirildiğini belirterek, şunları kaydetti:
Sayın Şimşek mindere çıktığı günden beri; beklentiler kabusa, umutlar hayal kırıklığına dönüştü. Enflasyon düşecek, piyasalar düzelecek, vatandaşın yüzü gülecekti. Yüzü gülen sadece Londra tefecileri, New York borsacıları oldu. Vatandaşın son iki yılda çekmediği dert, sıkmadığı kemer kalmadı. Tasarruf dediler; tasarrufu emekliye, asgari ücretliye yaptırdılar. ‘Vergi toplayacağız’ dediler, ama vergi memurunu beşli çetelerin holdinglerine değil, esnafın lokantasına diktiler. Bildiğiniz gibi bütçede trafik cezaları diye bir gelir kalemi var. 2025 yılı için öngörülen ceza geliri ne kadar biliyor musunuz? 55 milyar lira. Peki, yılın daha ilk 4 ayında kesilen ceza ne kadar biliyor musunuz? Tam 53.5 milyar lira. 2 yıldır enflasyon hedefini tutturamayan iktidar, vatandaşa kesilecek trafik cezasına gelince hedefi 4 ayda tutturuyor. Maalesef Hazine ve Maliye Bakanımızın ekonomi karnesi kırıklarla dolu. Şimşek gelince; ekonomimiz güçlenecek, paramız değerlenecek, ülkemiz uçacaktı. Fakat tam tersi oldu.
2024 Ekim ayından bu yana Türk lirası en düşük değerinde. Sayın Şimşek göreve geldiğinde; 1 Amerikan doları 22 liraydı, bugün 40 Türk lirasına dayandı. Bir alman avrosu 23 liraydı,bugün 45 Türk lirasına ulaştı. Ekrana, kürsüye, slogana bakınca bir Türk dünyaya bedel. Ama döviz bürosuna bakınca 1 Amerikan doları 40 Türk lirasına bedel. Teşbihte hata olmasın; Sayın Şimşek Türkiye’nin Elon Musk’ıdır. Biliyorsunuz Amerika’da Trump iktidarı da Elon Musk’a çok fazla bel bağlamıştı. Musk Amerika’nın kurtarıcısı olacaktı. Ama beklentiler hayal kırıklığına dönüştü. Amerika’daki Elon Musk Amerikalılar için nasıl hayal kırıklığı olduysa; Mehmet Şimşek de milletimiz için öyle hayal kırıklığıdır. Daha önce söyledim yine söylüyorum. Sayın şimşek elinde çanta Londra’yı, New York’u, Brüksel’i dolaşmayı bırakmalı. Dönüp Anadolu’ya bakmalı. İngiltere’deki, Amerika’daki, tefecilerle değil; artık Anadolu’daki çiftçilerle, üreticilerle, emekçilerle buluşmalı. Çünkü milletin dayanacak gücü kalmadı. Milletimiz yeterince fedakarlık yaptı. Bugün fedakarlık sırası bizzat iktidarın kendisindedir.
ANKA