İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Özdağ alkışlar eşliğinde geldi. Duruşmanın yapıldığı Silivri'deki Marmara Cezaevi salonu çevresine çok sayıda Zafer Partili destek için geldi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ümit Özdağ, 19 Ocak'ta Antalya'da partisinin İl Başkanları İstişare Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik “Son bin yılda gerçekleşen hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan'ın ve AKP'nin Türk milletine ve Türk devletine verdiği zararı vermemiştir" sözlerinden bir gün sonra Ankara’da gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen ve ardından İstanbul Adliyesi’ne götürülen Özdağ, "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamasıyla tutuklandı.
Özdağ’ın dosyası 17 Şubat’ta tefrik edildi. "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açılan Özdağ’ın bu dosyadaki ilk duruşması 29 Nisan’da Çağlayan’da bulunan İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılama" suçundan tutuklu bulunduğu dosyanın ilk duruşması ise bu sabah İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladı.
"Türk milletine ve Türk devletine karşı hiçbir suç işlemedim"
Duruşmada savunma yapan Ümit Özdağ, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmediğini, kışkırtmakla suçlandığı Kayseri olaylarında, olayları yatıştırmak için sosyal medya platformu üzerinden paylaşım yaptığını söyledi. Bu paylaşımlar nedeniyle birçok trol hesaptan saldırıya ve hakarete uğradığını belirten Özdağ, fiillerinin hepsinin hukuka uygun olduğunu dile getirdi.
Kendisinin ve genel başkanı olduğu Zafer Partisi'nin, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin göç konusunda Türkiye’ye büyük haksızlık yaptığını düşündüklerini ve bu haksızlığa itiraz ettiklerini belirten Özdağ, "Ülkemiz bir yandan Suriye ve Afganistan’dan stratejik göç mühendisliği ile gelen milyonlarca sığınmacı ve kaçak, diğer yandan küresel ısınma sonucunda Afrika ve Pakistan başta olmak üzere değişik ülkelerden gelen milyonlarca yabancının baskısı altındadır. Bu baskı; ekonomik, demografik, sosyolojik, kültürel baskı ve tehditler başlığı altında toplanabilir. Sığınmacıların ve kaçakların, ülke ekonomimizin oluşturduğu ekonomik yükü ifade ettim. Bugüne kadar kamuoyuna açıkladığım tüm uyarıları, tüm bu hususlar konusunda halkımızı bilinçlendirmek amacıyla yaptım. Saydığım hususlar, benim yıllarca üzerine çalıştığım ve uzmanlık alanım olan hususlardır. Asıl bu uyarıları yapmasaydım, hukuka aykırı davranmış olurdum" diye konuştu.
Ümit Özdağ, savunmasında şunları kaydetti:
Bütün hayatımı akademik ve siyasal olarak Türk milletinin güvenliği ve refahı, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü bir ülke olmasına adadım. Binlerce öğrenci yetiştirdim. Yüzlerce polis ve subaya hocalık yaptım. Ülkeme ve milletime yönelik tehditleri tespit etmek ve çözüm yollarıyla birlikte ortaya koymak için akademik ve siyasal çalışmalar yaptım. Türk milletine ve Türk devletine karşı hiçbir suç işlemedim.
Savcılık 78 gün boyunca, 4 yıl süreyle yapmış olduğum bütün X paylaşımlarımı, Instagram paylaşımlarımı, hatta videolarımı inceledi. Savcılığın iddianameye koyduğu hiçbir açıklamam, TCK 216’da, maddenin gerekçesinde ve Yargıtay içtihatlarında tanımlandığı şekilde suç değil. Savcının hiçbir suçu yoktur. Halkı kin ve nefrete, düşmanlığa teşvik eden paylaşımım olmadığı için bulması mümkün değildir. Ancak savcılık, Oğuzhan Kumpınar’ın iddianamenin hazırlanmasından 8 ay önce takipsizlik almış X’inin, soruşturmadaki X gibi gösterilmesini kabul edilebilir bulmuştur. Keza savcılığın aleyhimde olduğunu düşündüğü paylaşımlarımı koyarken, lehimde olan X paylaşımlarımı iddianameye koymaması da kabul edilebilir değildir.
"Umarım Türk Milleti adına vereceğiniz hükmünüz, milletin vicdanını ve adaleti temsil eder"
Konuşmam boyunca, ortaya delilleri koyarak ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyelilerin ve kaçak olarak gelenlerin ülkelerine güven içinde, devletler hukuku ve milli hukukumuza uygun şekilde geri dönmelerini savunduğumu açıkladım. Yine konuşmam boyunca kanıtları ile; değil kışkırtma, düşmanlaştırma ve tahrik etmek, aksine kışkırtanlar ile, tahrik etmeye çalışanlarla mücadele ettiğimi; davalar açtığımı, suç duyurularında bulunduğumu ortaya koydum. Çünkü ben yıllardan bu yana Stratejik Göç Mühendisliğini gerçekleştiren emperyalizmin, ülkemizi istikrarsızlaştırma programı ile mücadele ediyorum. Ve ne yazık ki; küresel göç çağında, ülkesine yönelik kontrolsüz göçe karşı çıktığı için bütün dünyada tutuklanan tek politikacıyım.
Burada bulunmamın, Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile hakkımda dava açılmasının, 21 Ocak’ta Ankara Başsavcılığı’nın 11 iddianame hazırlamasının nedeni; PKK terör örgütü baş yöneticisi A. Öcalan ile yürütülen görüşmelere eleştiriler yöneltmemdir. PKK terör örgütüne güvenilmeyeceğini düşünmemdir. PKK’nın ancak dizleri üzerine çökerek, ‘teslim oluyorum’ demesi durumunda muhatap alınması gerektiğini savunmamdır. Bu gerçeği bütün dünya ve büyük Türk Milleti biliyor. Tarih böyle kaydedecek. 100 sene sonra tarih kitaplarında ‘Ümit Özdağ, Kayseri’de olayları kışkırttığı için yargılandı’ diye yazmayacak. ‘PKK’ya güvenmeyin, Anayasayı değiştirmeyin dediği için yargılandı’ diye yazacak. Bütün bu bilgiler ışığında hüküm sizin, adalet Allah’ındır. Umarım Türk Milleti adına vereceğiniz hükmünüz, milletin vicdanını ve adaleti temsil eder.
142 gündür tutuklu
Silivri’de bulunan Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu kampüsündeki duruşma salonunda yapılan duruşmaya Ümit Özdağ alkışlar eşliğinde geldi. 7 yıl 10 ay 15 güne kadar hapsi istenen Özdağ'ın 142 günlük tutukluluk süresince cezaevinde zayıfladığı gözlendi. duruşmayı Zafer Partili, CHP'li, İYİ Partili çok sayıda milletvekili ve siyasetçinin yanı sıra yurttaşlar izliyor.
Cezaevi çevresinde yoğunluk: İstiklal Marşı okundu, mahkeme başkanı uyardı
Dava nedeniyle, duruşma salonuna giden yolda trafik tıkanırken, çok sayıda partili genel başkanlarına destek için bölgeye geldi. Mahkeme salonunun küçüklüğü tartışmaya neden oldu. Kolluk kuvvetlerinin silahla salonda bulunmasına itiraz edildi. “Sıkıyönetim mahkemesine döndü burası” sesleri yükseldi. Duruşmanın İstiklal Marşı ile başlanması talep edildi ancak mahkeme reddetti. İzleyiciler İstiklal Marşı’nı okumaya başladı, mahkeme başkanı söz konusu kişileri uyararak, bir daha aynı şey yaşanması halinde dışarı çıkartılacaklarını söyledi. Duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
Mütalaada hapisle cezalandırılması istendi
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, Özdağ'ın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını talep etti.
Mütalaada ayrıca savcı, Özdağ hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesinde yer alan "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma" hükmünün uygulanması da istedi.
Özdağ'ın avukatları da kovuşturmanın genişletilmesini talep ederek, mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamak için süre istedi.
Hakim, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme, Özdağ'ın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti dolayısıyla tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Sanık ve avukatlarının taleplerini reddeden mahkeme, duruşmayı, davayı karara bağlamak üzere 17 Haziran'a erteledi.
Tutukluluğa ilişkin devam kararının açıklanmasının ardından salondakiler duruma tepki gösterdi.
Öte yandan, çok sayıda Zafer Partili, Özdağ'a destek için Silivri'ye gelirken duruşmanın yapılacağı bina ve çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı.
ANKA, AA