“1 Ekim'de başlayan ve 27 Şubat'ta Sayın Öcalan'ın tarihi çağrısıyla taşlanan barış ve demokratik toplum süreci üzerinden tam 6 ay geçti,” diye konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis Grup Toplantısı’nda dikkat çeken mesajlar verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hatimoğulları, bu altı aylık süreçte parti olarak bir gün bile yerlerinde durmadıklarını vurguladı. Hatimoğulları "Asya'dan Okyanusya'ya, oradan Avrupa'ya kadar dünyanın dört bir yanını dolaştık ve her yerde heyetlerimiz bu süreci dünya ülkeleriyle paylaştı. Türkiye'nin dört bir yanında, il il, ilçe ilçe dolaştık, halklarımızla barışı konuştuk" diye konuştu.
Barışın toplumsallaşması için yürütülen saha faaliyetlerini de ayrıntılandıran Hatimoğulları, “100 bine yakın yurttaşımızla barış için açık ve şeffaf haliyle toplantılar gerçekleştirdik. Şimdi de 10 binlerce barış gönüllüsü ile tek tek ev ziyaretlerine başlıyoruz,” dedi.
DEM Parti lideri, kamuoyunun barış sürecine desteğinin çok yüksek olduğunu vurguladı:
Toplum barış istiyor. Halk barış istiyor. Ve herkes buna hazır. Barışı esnetin, uzatın yaklaşımına da toplum karşı. ‘Barış istiyoruz, acil, hemen!’ diyorlar.
Hatimoğulları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la DEM Parti İmralı heyetinin yaptığı görüşmeyi de hatırlattı. Görüşmenin olumlu geçtiğini ve toplumun beklentisinin artık somut adımlar olduğunu dile getirdi: “Elimizde çok büyük bir fırsat var. Tarih yapma, tarihe geçme fırsatı. Ama açık konuşalım ki aradan iki ay geçmesine rağmen çağrıya denk düşen bir adım ve bir iradeyi henüz göremedik.”
İktidara açık çağrıda bulunan Hatimoğulları, toplumda büyüyen güven krizine dikkat çekti:
Toplum net konuşuyor, son derece makul konuşuyor, son derece de rasyonel ifade ediyor. Diyor ki: İktidar neden adım atmıyor? Bu süreç neden hep tek taraflı ilerliyor? Bir oyalama mı var?
Barış ortamı için gerekli adımları sıralayan Hatimoğulları, şu önerileri sıraladı:
Öcalan'ın çalışma ve iletişim özgürlüğünün sağlanması, Meclis’in silahsızlandırma süreci için bir yasa çıkarabilmesi, Demokratik Dönüşüm ve Barış Kanunu teklifinin hazırlanması ve hep birlikte bu kanunun Meclis’ten çıkarılması.
“İlk adım olarak bunları yaparsak tüm Türkiye rahat bir nefes alır,” diyen Hatimoğulları, DEM Parti olarak bu sürecin takipçisi olacaklarını belirtti: “Mücadelemizle güncel, somut ve acil ihtiyaçlarımızın altını çizmeye devam edeceğiz.”
Tülay Hatimoğulları, küresel ve bölgesel gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, vergi politikalarından Ortadoğu’daki çatışmalara, İran’daki halk hareketlerinden Suriye’deki inanç gruplarına yönelik baskılara kadar pek çok başlıkta çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Küresel vergi savaşları
Hatimoğulları, ABD'nin eski Başkanı Donald Trump’ın vergi politikalarını anımsatarak, verginin artık sadece ekonomik bir araç değil, aynı zamanda emperyalist güç savaşlarının bir parçası haline geldiğini ifade etti. “Teknoloji, ticaret ve jeopolitik güç savaşları derinleşiyor. Vergi politikaları da bu savaşların enstrümanına dönüşüyor,” diyen Hatimoğulları, Türkiye’de ve dünyada vergi sisteminin halkların belini büken bir noktadan çıkarılarak, adalet ve refah odaklı bir yapıya dönüştürülmesi gerektiğini vurguladı.
Ortadoğu’da savaş riski
Avrupa’nın militarist bir yöne savrulduğunu belirten Hatimoğulları, temel insani değerlerin göz ardı edildiğini söyledi. Ortadoğu’da ise çatışmaların daha büyük bir savaşa evirilme tehlikesine dikkat çekti. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, son dört yılda dünya genelindeki silah ithalatının yüzde 27’sinin Ortadoğu ülkelerine yapıldığını hatırlatarak, bu durumun bölgede yeni savaşların habercisi olduğunu belirtti.
İran’a çağrı: “Kadınların ve hakların kesine kulak verin"
İran’ın bölgede oynadığı role dikkat çeken Hatimoğulları, Kürtler, Beluçlar ve kadınların hak taleplerinin görmezden gelindiğini söyledi. İran’ın kendi içindeki halkların sesiyle yüzleşmeden bölgesel bir barışa katkı sunamayacağını dile getiren Hatimoğulları, “İran halklarının talepleri dikkate alınmadan sürdürülen politikalar, bölgeyi daha da ateşe atar. Komşu ülkeler İran’ı çatışmayı körüklemek yerine halkların sesiyle yüzleşmeye teşvik etmelidir,” dedi.
"Suriye’de Alevilere yönelik katliam sürüyor"
Suriye’deki anayasa çalışmalarının halkların ve inanç gruplarının yok sayılması üzerinden ilerlediğini belirten Hatimoğulları, özellikle Alevilere yönelik sistematik baskı ve katliam iddialarına dikkat çekti. “Suriye'de Aleviler, özellikle Lazkiye ve kıyı şeridinde ciddi bir şekilde yerinden ediliyor. Bu baskılar son bulmalıdır. Türkiye dahil hiçbir ülke, HTŞ gibi yapılarla ilişkilerini sürdüremez,” diyerek uluslararası topluma çağrıda bulundu.
DEM Parti lideri, konuşmasının devamında gençlik hareketlerine ve kadınların barış mücadelesine de özel bir yer ayırdı. “19 Mart’tan bu yana Türkiye halklarının yükselen sesi, sadece sıradan bir tepki değil,” diyen Hatimoğulları, bu sesin eşit, adil ve özgür bir yaşam talebini ifade ettiğini belirtti.
Gençler, öğrenciler haykırıyor: ‘Bu ülke bizim. Bugün de bizim, yarın da bizim.’ Direnen gençlere buradan selam ve sevgilerimizi iletiyoruz.
İktidarın bu sese kulak vermek yerine baskı politikalarına yöneldiğini söyleyen Hatimoğulları, öğrencilere uygulanan polis şiddetini eleştirdi:
O öğrencilere copla vuran, gaz sıkan polislere 10 bin TL ödül verdiler. İşkenceye ödül verilen bir ülkede yaşıyoruz.
Eğitimde yaşanan atama krizi
Konuşmasında eğitimde yaşanan sorunlara da değinen Hatimoğulları, proje okullardaki öğretmen kıyımına dikkat çekti:
Milli Eğitim Bakanlığı'na sesleniyorum. Atamalar, görevlendirmeler, tayinler şeffaf ve liyakate dayalı olmalı. Öğretmene yapılan siyasi operasyon, bu ülkenin geleceğine yapılan bir darbedir.
Ekonomik tabloya da değinen Hatimoğulları, geçim krizinin halkı ezdiğini vurguladı" ve "Yurttaş ucuz yumurta almak için saatlerce kuyrukta bekliyor. Düğünler artık iki saatlik. Mini düğün, mini yaşam, ama iktidara saraylarda şaşalı hayat" ifadelerini kullandı.
Don felaketinin tarım sektörüne büyük darbe vurduğunu ifade eden Hatimoğulları, üreticilerin %80 oranında rekolte kaybı yaşadığını söyledi. Tarım Bakanlığı’nı acil müdahaleye çağırdı: “Üreticinin zararını karşılamazsak sofralarımızda ürün göremeyiz.”
"Barışın anahtarı kadınlar"
Hatimoğulları, kadınların barış sürecindeki rolüne de dikkat çekti:
Kadınlar barış istiyor. DEM Parti Kadın Meclisi olarak Türkiye’nin dört bir yanında kadın örgütleriyle buluşmalar gerçekleştirdik. Barışın toplumsallaşmasında kadınlar öncüdür.
İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş, 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması gibi kazanımların ancak barış ortamında mümkün olacağını vurgulayan Hatimoğulları, “Jin, Jiyan, Azadî şiarı tüm coğrafyada hayat bulana kadar mücadele edeceğiz,” dedi.
DEM Parti lideri konuşmasını, “Bu karanlıktan birlikte el ele vererek çıkacağız. Kendimize güveniyoruz. Gençlere güveniyoruz. Kadınlara inanıyoruz. Ve bizler başaracağımıza inanıyoruz. Mutlaka başaracağız,” sözleriyle tamamladı.
PKK'nın fesih kongresi ne zaman?
Toplantının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hatimoğulları, PKK'nın fesih kongresine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
PKK'nın fesih kongresiyle ilgili tarihe ilişkin bizde herhangi bir bilgi mevcut değil. Ancak bu sürecin bazı yasal adımların ve somut adımların atılmasıyla birlikte karşılıklı bir şekilde fesih kongresinin gelişeceğine, yapılacağına dair bir genel bilgi var. Ama onun dışında tarihe ilişkin olarak bizde bir bilgi yok.
Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) değişiklik ve umut hakkı gibi konulara değinen Hatimoğulları, “Bu başlıklar elbette görüşmede ele alınacak. Ancak demokratikleşme yönünde adımlar atılması sadece yeni yasa çıkarmakla değil, mevcut Anayasa’nın uygulanmasıyla da mümkündür” dedi. Hatimoğulları, özellikle hasta tutukluların durumu ve infazları keyfi biçimde uzatılan mahpuslar konusunda adım atılmasının aciliyetine dikkat çekerek, bu alanlarda düzenleme yapılmasının demokratikleşme süreci açısından önemli olduğunu söyledi.
Independent Türkçe