Öcalan’ın mektubunu okuyan Ali Kemal Özcan: Beni İmralı’ya götüren irade bu açıklamayı yapmamı istedi

Özcan: Cumhurbaşkanı Erdoğan barış sürecinden vazgeçmedi

Fotoğraf: AA

İstanbul Büşükşehir Belediye Başkanlığı için tekrarlanan seçim öncesi İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşen ve PKK liderinin mesajlarını içeren mektubu kamuoyuna açıklayan Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan “Bu mektubu devletsiz nasıl açıklardım? Beni İmralı’ya götüren irade bu açıklamayı yapmamı istedi. Ben de buna uydum. Bir ahlaksızlık yapmadım. Buna uydum çünkü bu işin devletsiz çözülemeyeceğine inananlardanım" dedi.

Al Monitor’den Amberin Zaman’a konuşan Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Ali Kemal Özcan, İmralı’ya gitmeden birkaç gün önce, 13 Haziran’da, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü belirtti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Erdoğan barış sürecinden vazgeçmedi”

Öcalan ile görüşmesine Erdoğan’ın engel olmadığını vurgulayan Özcan, Cumhurbaşkanı’nın hâlâ barış sürecinden vazgeçmediğini söyledi:

Aradaki mesajları getirip götürenler meseleyi çıkmaza sürdü. En son çözüm sürecinde, Dolmabahçe sürecinde, konuşulanları biliyoruz. Akabinde, mecliste Selahattin Bey [Demirtaş] Erdoğan’a “Seni başkan yaptırmayacağız” diyor. Sanırım Erdoğan da bu noktada “Bunlarla gitmez, sürdürmeye değmez, Öcalan da bunları durduramıyor” diyerek süreci tümüyle bitirdi.

“Tam dediği gibi oldu”

İmralı’ya ikinci kez 20 Haziran’da giden Özcan, Öcalan ile görüşmesinde İstanbul’da tekrarlanan yerel seçimin gündemine gelip gelmediği konusunda şunları söyledi:

Öcalan bu konudaki görüşlerini zaten benim okuduğum mektup üzerinden kamuoyuyla paylaştı. Ve ikinci görüşmemizde mektubun avukatları tarafından kamuoyu ile paylaşılmadığını öğrendiğinde şaşırıp sinirlendi. Ve bakınız, kamuoyunun özellikle şunu bilmesini istiyorum: Öcalan “Mektubu sakın avukatlar yanınızda olmadan açıklamayın” dedi. “Ya avukatlar gelmezse?” dedim. “Nasıl gelmezler? Avukatlar gelmezlerse ters teper, sizi de komplocu ilan ederler” dedi. Ve tam da dediği gibi oldu.

“İmralı’ya götüren irade bu açıklamayı yapmamı istedi”

Özcan, “O hâlde avukatlar olmadan neden açıklamayı yeğlediniz? Devlet mi bu yönde size talimat verdi?” sorusuna şu yanıtı verdi:

Bu mektubu devletsiz nasıl açıklardım? Beni İmralı’ya götüren irade bu açıklamayı yapmamı istedi. Ben de buna uydum. Bir ahlaksızlık yapmadım. Buna uydum çünkü bu işin devletsiz çözülemeyeceğine inananlardanım. Neticede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde [İmralı’ya] gitmişim. Yüz yıllık bir sorunu çözmek için gitmişim, bir vatandaş olarak, devlet adına değil. Bu iş üzerine yıllarca kafa yoran, yazıp çizen bir bilim insanı olarak gitmişim. İstihbaratçı değilim.

Ama kamuoyu şunu da bilmeli: Ben de mektubu avukatlar olmadan açıklamaya karşıydım. Öcalan ile görüştükten sonra avukatlara ulaşmaya çalıştım. Bir türlü ulaşamadım. Avukatlara ulaşamadığımı, WhatsApp mesajlarımı gördükleri halde bana geri dönmediklerini Öcalan’ın mektubunu okuduğum basın toplantısında da açıkladım.

Basın toplantısından birkaç dakika önce endişelendiğimi gören devlet yetkilisi bana korktuğumu ima edince, ben de asla kendi hesabıma korkmadığımı ama mektubu avukatlar bulunmadan açıklamanın doğuracağı muhtemel olumsuz sonuçlardan kaygı duyduğumu söyledim.

Sonuçlar ortada. Ve o günden beri Cumhurbaşkanı’na, Hakan Fidan’a ulaşmaya çalışıyorum. Öcalan ile tekrar görüşüp bu yanlışı düzeltmemiz gerektiğini söylüyorum. Her ikisine mektup yazdım. Ulaştı mı onu da bilmiyorum. Ortalıkta çok tehlikeli yalanlar dolaşıyor.

Ne olmuştu?

Ali Kemal Özcan, tekrarlanan İstanbul seçimleri öncesi İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Öcalan’ın mektubunu kamuoyu ile paylaşmıştı. Öcalan, mektubunda HDP’ye seslenerek tarafsızlık telkininde bulunmuştu.

Öcalan’ın mektubundaki bu telkin, HDP’nin o dönem aday olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik desteğini çekmesi şeklinde yorumlanmış, tartışmalara sebep olmuştu.

23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’nun zaferiyle sonuçlanan seçimde Kürt oylarının önemli rol oynadığı ifade edilmişti.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU