Seçim ve ittifaklar… "Seçim kazanılmazsa herkes kendi yoluna gider, rekabet başlar"

14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine 47 gün kaldı. Birçok ittifakın katılacağı seçimde daha şimdiden başarısızlık durumunda yaşanabilecek olumsuzluk tartışılmaya başlandı

Her seçim önemlidir ama 14 Mayıs seçimleri hem içerideki saflaşmaların mahiyeti hem de bölgesel ve küresel gelişmelerin nezaketi bakımından tam manasıyla tarihi bir yol ayrımına dönüşmüştür."

Bu sözler Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Erdoğan, önceki gün İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 52. Genel Kurulu'nda bu ifadeleri kullandı.

Seçimler tarihi bir yol ayrımına dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman gösterecek ancak bu sefer tek ve güçlü bir iktidarın olması zor görünüyor.

Kimi kamuoyu araştırmalarına göre Cumhur ve Millet ittifaklarının oy oranı birbirine yakın görünüyor.

İttifaklar çoğunluk elde etmeyebilir

Herhangi bir ittifakın adayı cumhurbaşkanlığı seçimini kazansa bile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) çoğunluk elde edemeyebilir. 

Yeni seçim yasası muhalefete meclis aritmetiğinde birtakım zorluklar getirse de salt çoğunluğu elde etmesi önemli, aksi takdirde bölünme dahil birçok riskle karşı karşıya kalabilir.

Eski AK Parti İstanbul Milletvekili ve tarihçi yazar Reha Çamuroğlu da bu tehlikeye dikkat çekti.

Çamuroğlu, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp TBMM'de çoğunluk elde edememesi durumunda muhalefette bölünme dahil bir yönetilemezlik hali doğuracağını ve 1 Kasım seçimlerine benzer bir sürecin yaşayabileceğini söyledi.

Peki ittifaklar seçimde çoğunluğu elde edemezse bölünme yaşarlar mı? 7 Haziran'da umulanın bulunmaması nedeniyle 1 Kasım gibi seçim tekrarı kaçınılmaz bir son olur mu? 

Konuya ilişkin Independent Türkçe'ye konuşan uzmanlar, farklı görüşte.

"Bazen bir şeylerin çalkalanması iyi gelebilir"

Siyasal iletişimci ve stratejist Ateş İlyas Başsoy, geçmişte yaşanan tecrübeler nedeniyle "sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer" misali gibi milletin de bazı gelişmelerden dolayı çekinceleri olduğunu söyledi.

Gelişmiş ülkeler de "meclis aritmetiği otursun" diye birtakım değişiklikler yaptığını ama buna rağmen ülke olarak Türkiye'den önde olduğunu kaydeden Başsoy, "Yani bu stabilizasyon özlemiyle bir diktatörlüğe evet demektense biraz bir şeylerin çalkalanması, artçı şokların olması bence bizi daha sağlam bir geleceğe itebilir" dedi.

Türkiye'de farklı temsil ve düşüncede her insanın sesinin duyulması gerektiğini vurgulayan Başsoy'a göre herkes karşı sese saygı göstermeli, ötekileştirme veya düşmanlaştırma iktidarın işine yarıyor. Muhalefet konuşurken asla iktidarı düşman gibi göstermemeli.

"Türkiye demokrasiyi yaşamış ve tadını almış bir ülke"

"Düşmanca" dilin insanları tedirgin ettiğini aktaran Başsoy, "Muhalefet bu hataya düşmezse seçim sonucu hayırlı olur" yorumunu yaptı. 

 

Ateş İlyas Başsoy
Ateş İlyas Başsoy / Fotoğraf: Twitter

 

Başsoy, şunları kaydetti: 

İttifaklar dağılmaz, seçim bittiği gibi her şey süt liman olur. Seçimin sonucu her ne olursa olursun, telaş gibi bir durum olmaz. Çünkü seçimin öyle bir ruh hali var. Seçim bittiğinde ‘demek ki halkımız bunu istedi' denilerek normale dönülüyor. Türkiye Rusya, Ortadoğu ülkesi değil. Demokrasiyi yaşamış ve tadını almış bir ülke. Bu nedenle seçimlerden sonra insanlar yeni normali benimsemeye çalışıyorlar. Seçimden sonra asla bir kaos veya benzeri kötü bir durum olmaz. Aksine herkes halkın seçimi buysa biz de buna fırsat verelim diye susar ve birkaç yıl erişinde de her şey düzene girer."

"Seçim kazanılmazsa herkes kendi yoluna gider"

MAK Araştırma Şirketi Başkanı Mehmet Ali Kulat ise seçimin kaybedilmesiyle birçok değişikliğin de yaşanacağı görüşünde.

Seçim kaybedilmesi durumunda Cumhur İttifakı'nda beraberliğin devam etmeyeceğini ifade eden Kulat, "Muhtemelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Büyük Birlik Partisi (BBP) ve Yeniden Refah Partisi (YRP) ittifaktan ayrılır. Bunları bir araya getiren şey iktidardır" diye konuştu.

Benzer durumun Altılı Masa (Millet İttifakı) için de geçerli olduğunu dile getiren Kulat, "Burada da eğer seçim kazanılmazsa bu süreçte herkes kendi yoluna gider. Bazı partilerde rekabetler başlar. Mesela kongrelerini yapmayan partiler varsa doğal olarak partilerin genel başkanlık yarışları başlar" değerlendirmesinde bulundu.

 

Mehmet Ali Kulat
Mehmet Ali Kulat / Fotoğraf: Twitter

 

"İktidar olunmadığında dağılırlar"

Kenarda bekleyen yedek genel başkan olmadığı için AK Parti'de bir yarışın olma ihtimalinin zayıf olduğunu belirten Kulat, devamında şunları söyledi:

Ama Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) böyle isimler var ve sert rekabet olma muhtemeldir. Benzer durum MHP'de de olabilir. Dolayısıyla ittifaklar seçimden sonra iktidar olunmadığında doğal olarak dağılır. Burada hiçbir tereddüt yok, çünkü iktidar için bir araya gelmiş ittifak bunlar. Bu hem Cumhur hem de Millet İttifakı için geçerli. Yani bunları bir araya getiren tek önemli belirleyicilik iktidardır, bu gerçekleşmediği anda çok kısa sürede dağılırlar."

"Cumhur azınlığa düşerse ortak hareket bitebilir"

Aksoy Araştırma Şirketi'nin kurucusu Ertan Aksoy da asgari müştereklerde mutabakat sağlayan Millet İttifakı'nın çoğunluğu yakalayamazsa da muhalefet yapma kapasitesini diri tutarak koruyacağını ifade etti. 

 

Ertan Aksoy
Ertan Aksoy / Fotoğraf: Twitter

 

Cumhur İttifakı tarafında son dakika bir araya gelen partiler bulunduğunu hatırlatan Aksoy, "Cumhur’da muhalefet deneyimi görece daha zayıf ve birlikteliği beklemek çok mümkün değil. Meclis’te azınlığa düşecek Cumhur İttifakı olursa ortak hareket etme kapasitesini kaybedebilir" yorumunda bulundu.

"Büyükşehirlerde de benzer durum söz konusu"

Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanması ama TBMM'de çoğunluğu almamasının büyük bir soruna dönüşmeyeceğini savunan Aksoy, sözlerini şöyle tamamladı:

Demokrasilerde bu mümkün ve bugün büyükşehirlerde de benzer durum söz konusu. Başkanlar Millet İttifakı, meclis üyeleri de Cumhur İttifakı'ndan. Daha çok zengin tartışmaların olduğu, denge mekanizmasının olduğu bir düzen var. Mecliste benzer kriz olmaz, tartışmaları çeşitlendirip, zenginleştirebilir. Bir sorun olacağını düşünmüyorum."

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU