Netanyahu Roma labirentinde

Filistin davası İtalyan kamuoyu saflarına güçlü bir şekilde geri döndü. İsrail'in ırkçı politikalarına dair konuşmalar, Netanyahu'nun ziyaretine eşlik etti

 İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, 10 Mart 2023'te İtalya'nın Roma kentindeki Palazzo Chigi'de İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile birlikte / Fotoğraf: Reuters

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen cuma (10 Mart 2023) günü İtalya'nın başkenti Roma'yı ziyaret ederek, beraberinde İtalyan hükümetine teklifler ve taleplerle ekonomik ve teknik iş birliği alanında geniş bir program taşıdı.

Ancak en büyüğü, İsrail'in İtalya'ya büyük miktarlarda doğal gaz tedarik etmeye istekli olduğu teklifiydi.

İtalya, diğer Avrupalı ​​ortakları gibi geçtiğimiz dönemde Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle petrol ve doğalgaz arzında yaşanan düşüşten dolayı bir ekonomik kaygı dönemi yaşıyor.

İtalya ile İsrail arasındaki ekonomik ilişkileri geniş çapta geliştirmek amacıyla Netanyahu'ya çok sayıda iş adamı da eşlik etti.

Ziyaretinin "rüya" hedefi ise İtalyan hükümetini Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaya ikna etmekti.

Neden İtalya?

Netanyahu'nun hedefi, Roma'nın Avrupa'nın Kudüs'ü İsrail devletinin başkenti olarak tanımasına açılan kapı olması, çünkü Roma, Vatikan'ın bulunduğu ülke ve Katolik mezhebinin kalbi.

Yıllar önce Papa, San Pietro Meydanı'ndaki balkondan Yahudilerin yüzyıllardır sırtlarında taşıdıkları dini ve tarihi yükü kaldırmış ve onların Meryem oğlu İsa Mesih'in ölümünden sorumlu olmadıklarını söylemişti.

Bu suçlama, Yahudiler ve Katolik Hristiyanlar arasında karşıt duygular ve hassasiyetler yaratan bir sıcak noktaydı.

Netanyahu Roma'ya gitmeden önce, bir iç siyasi sarsıntı yaşadı; uçağı planlanandan saatler sonra Roma Havalimanı'na indi çünkü Ben Gurion Havalimanı İsrail hükümetinin yargı sisteminde reform projesini protesto eden protestocular tarafından kuşatılmıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Talebi (İtalyan hükümetinin Kudüs'ü İsrail devletinin başkenti olarak tanıması) İtalyan hükümeti içinde bir bölünmeye neden oldu.

Bakanlar Kurulu ve Dışişleri Bakanlığı bu talebi reddetti. Doğu Kudüs, İtalyan hükümeti tarafından işgal altında bir bölge olarak kabul ediliyor.

Onunla birlikte Avrupa Birliği ülkeleri için de Birleşmiş Milletler kararlarına göre Doğu Kudüs, işgal altında bir bölge statüsünde.

Doğu Kudüs, İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarının şehri ve Vatikan'ın başkenti için kutsal bir anlam taşıyor.

İsrail'in tanıma talebine desteğini açıklayan tek bakan, Kuzey Ligi lideri Marco Salvini oldu.

Üç partili koalisyon hükümetinin diğer ortağı ve bakanlarından biri olan Forza İtalya Partisi'nin lideri Silvio Berlusconi ise Başbakan Giorgia Meloni'nin safında yer aldı ve Netanyahu'nun talebini reddetti.

Netanyahu İtalyan hükümetine bu talebi iletirken, ailesinin bir siyasi faşist mirasa sahip olduğu söylenen Başbakan Georgia Meloni'ye karşı bununla silahlanmıştı.

Zira faşist dönemin sonunda İtalya, Mussolini'nin Hitler'le ittifakının ardından İtalya ve faşist İtalyan sömürgeciliği altındaki Libya'da yaşayan Yahudi toplumunun peşine düşen ırkçı bir yasa çıkarmıştı.

Nazizm sonrası Almanya, Nazi rejiminin Yahudilere karşı yaptıklarının kefaretini ödemek için çok şey yaptı, İsrail'e para, silah ve diğer konularda cömert tazminatlar ödedi.

Başbakanlık makamında kendisini faşist bir geçmişe bağlayan bağların olduğu söylenen bir kadının oturduğu Roma'ya gelirken de Netanyahu, Kudüs'ün birçok Avrupa ülkesinde İsrail'in başkenti olarak tanınmasının kapısını açacak siyasi bir anahtar elde etmek için bu bağı harekete geçirebileceğini ve kullanabileceğini düşündü.

Ama aksine talebi, İtalyan medyasında ve İtalyan kamuoyunun geniş kesimlerinde Filistin meselesini güçlü bir şekilde tetikledi.

Öldürülme, yerleşim yerlerinin genişletilmesi ve Filistinlilerin evlerinin yıkılması dahil olmak üzere Filistin halkının çektiği acılar İtalyan medyasında geniş yer buldu.

Filistin davası geçmiş yıllar boyunca İtalya'da, özellikle sol güçler ve sendikalar, hatta merkez sağ partiler arasında güçlü bir destek gördü.

Marco Salvini'nin İsrail'in Kudüs'ün kendi başkenti olarak tanınması talebine verdiği desteği açıklaması onun aleyhine oldu ve siyasi güçler ve medya bunu yalnızca pervasız, popülist bir soytarılık olarak nitelendirdi.

Her ikisi, hem Netanyahu hem de Salvini kaybettiler.


İsrail Başbakanına ikinci darbe Roma'daki akrabalarından, Yahudi cemaatinden geldi.

Sinagogda Haham Riccardo de Signi liderliğindeki bir grup İtalyan Yahudisi tarafından kabul edilen Netanyahu'ya eşi Sara eşlik ediyordu.

Netanyahu, İsrail'in yaşadığı bölünmeden ve durmak bilmeyen gösterilerden bahsetti. Ancak İsrail'deki Yahudilerin birleşik ve benzersiz bir halk olarak kalacağını tekrarladı ve "geçmişimiz ve geleceğimiz bir" dedi.

İşadamlarıyla görüşmelerinden, Avrupa'yı ve dünyayı korkutan İran nükleer programından bahsetti. Bazı Arap ülkeleriyle imzaladığı ve gelecekte genişlemesini umduğu İbrahim Anlaşmaları projesi hakkında konuştu.

Ama karşı karşıya kaldığı şok büyüktü; hazır bulunanlar arasında birden fazla kişi İsrail sağının İsrail yargı sisteminde değişiklik yapmayı amaçlayan girişimlerin başını çektiğinden, bazı sağcı güçlerin İsrail'i teokratik bir devlete dönüştürmek için harekete geçtiğinden bahsetti.

Orada bulunanlardan bazıları, Netanyahu'nun İsrail yargı sistemini değiştirme çabalarına karşı Roma'da gösteriler düzenlemekle tehdit etti.

İtalyan hükümetini büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşımaya ikna etme ve İtalya'daki Yahudi cemaatini İsrail'in amaçlarına hizmet eden siyasi ve mali bir lobi oluşturması için seferber etme hayaliyle Roma'ya gelen Netanyahu, İtalyan Yahudi akrabalarının öfkesinin ortasında, kendisini bir siyaset ve medya labirentinde buldu.
 


Filistin davası İtalyan kamuoyu saflarına güçlü bir şekilde geri döndü. İsrail'in ırkçı politikalarına dair konuşmalar, Netanyahu'nun ziyaretine eşlik etti.

Oysa Netanyahu bu ziyaretinde başarılı olacağını ve Kudüs'e dönüşünde politikalarına kızanlara; işte size Vatikan'ın ülkesinden Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığına dair bir tanıma ile geldim diyeceğini sanıyordu.

Ancak İtalyan hükümetini ikna etmekte açık bir başarısızlığı ve Roma Yahudilerinin öfkesini taşıyarak geri döndü. İtalyan hükümetine büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması için baskı yapmak amacıyla aktif Yahudi unsurlarla birlikte çalışan İtalyan sağcı güçlerin bulunduğuna şüphe yok.

Bu kolay bir şey değil ve kaderi ateş üstünde olmaya devam edecek.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU