Hastalıkta, sağlıkta ve Rusya'ya karşı savaşta: Siperde birlikte ölen Ukraynalı çiftin hikayesi

"Bence orada öleceklerini biliyorlardı"

Arkadaşları, Olha'nın savaşmasını başta hiç kimsenin kabul etmediğini ancak sonrasında durumun değiştiğini söylüyor (Facebook/AFP)

Rusya'nın Ukrayna'yı istilasında birinci yıldönümüne yaklaşılırken savaş bölgesindeki acı hikayelerin bazıları da yeni yeni gün yüzüne çıkıyor. 

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, aynı yerde siper alırken ölen Taras ve Olha Melster çiftinin hikayesini dünyaya duyurdu.

Çocuk sahibi olmaya ve işlerini büyütmeye çalışan orta gelirli çiftin hiçbir askeri deneyimi olmasa da 24 Şubat'ta başlayan savaşın daha ilk gününde gönüllü yazılmışlar. 

Taras'ın annesi Ludmila Şestakova, şimdi "Hemen içime korku doldu. Savaş ölüm anlamına gelir" ifadesini kullansa da o zaman gelini Olha'nın kendisini her zamanki gibi "Dert etme" diyerek sakinleştirmeye çalıştığını söylüyor. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

II. Dünya Savaşı'nda kırıma uğradıktan sonra Kropıvnıtski kentinde yaşamını sürdüren küçük Yahudi toplumunun parçası olan çift, 8 yaşındayken tanışmış. Öğrenci azlığı nedeniyle kapatılana kadar aynı Yahudi okuluna gitmiş, sonrasında da aynı çevre eylemlerine katılmışlar. 

Elektrik konusunda uzmanlaşan Taras ve sanat okuyan Olha, 6,5 yıl önce 25 yaşındalarken evlenmiş. 24 Şubat'ta savaş başladığında Olha zencefilli çörek tasarımı dersleri veriyor, Taras ise internet siteleri yapıyormuş. Mika adlı büyük köpekleriyle yaşadıkları hayatı bırakıp savaşmaya gönüllü olmuşlar. 

230 bin kişinin yaşadığı Kropıvnıtski, cepheden uzak görülen yerlerden. Patlamış binalar ve kum torbalarının ardındaki askerlerin görüntüleri burada yok. Ancak kent sakinleri "Ruslar bile bizimle ilgilenmiyor" diye şaka yapsa da neredeyse her gün kente bir tabut geliyor.

Taras'la birlikte gönüllü olan otobüs şoförü Vitalii Bilous da "Hiç ön cepheye gideceğimizi düşünmezdik" diyor. 


Başta Olha aşçı, Taras ise kentte kurulan bir güvenlik noktasında nöbetçi olarak görev yapmaya başlamış. Moskova'ya bağlı güçler kente yaklaşmayınca Mayıs'ta Taras'ın birliği Mayıs sonunda Donbas'a gönderilmiş.

Annesi, kayınvalidesi, birliğin komutanı ve Taras'ın ısrarlarına rağmen Olha da eşiyle birlikte cepheye gitmeyi başarmış. 

Kayınvalide Ludmila Şestakova, "Olha beni çok endişelendiriyordu. Onun gitmesi Taras için de zor olacaktı, onu korumak zorunda kalacaktı. Ancak nasıl durduracağımı bilemedim" diyor. 

Bilous, bir buçuk günlük silah eğitiminin ardından Syevyerodonetsk'e gönderildiklerini ve arka taraflarda kalmayı beklerken kendilerini cephenin en önünde bulduklarını anlatıyor. 

Siperde kalarak Rusların ilerlemesini durdurmakla görevlendirilen 80 kişilik birlik; Rus bombardımanı yüzünden ölenler, yaralananlar, kaçanlar ve diğer sorunlar yüzünden Haziran ortasında 25 kişiye düşmüş. 

Birlikteki tek kadın olan Olha'nın yakınlarına yolladığı mesajlarsa "Burada her şey iyi, huzur hakim" minvalindeymiş. Yüzbaşı Kançuk, cepheden iki kilometre geride görevlendirilen Olha için "Onu siperlerden kovalardık ama o sürekli olarak eşine ulaşmaya çalışırdı" ifadesini kullanıyor. Bilous da Olha'nın Ruslara siperlerden ateş açtığını doğruluyor.

Askerlerin hiçbiri evli bir çiftin birlikte siperde savaşmasını uygun bulmasa da onları ayıramamış. Bilous durumu şöyle anlatıyor:

Taras'a bir keresinde bunu sordum, o da bana 'Vitali, tekrar bunu gündeme getirme. Biz kararımızı verdik. Onunla olmasaydım endişelenirdim. O da ben olmadan aynısını hissederdi' dedi.

Çift, sakin zamanlarda çam ağaçlarının altında birlikte yatıyormuş. 

21 Ocak sabahı Rus bombardımanı başladığında herkes her zamanki gibi siperlere saklanmış. Bilous, ortamın cehenneme döndüğünü ve bayılmadan önce en son gördüğü şeylerin yanyana duran Olha ve Taras'ın parçalanmış cesetleri olduğunu söylüyor. 

Kurtulan askerler, ya uçaktan fırlatılan bir bomba ya da büyük bir füzenin çifti öldürdüğünü belirtiyor. 

Ludmila, şimdi geçmişe bakınca "Bence orada öleceklerini biliyorlardı" diyor. 

Hikayesi duyulan çiftin cenazesine çok sayıda kişi katılmış. Savaşa birlikte girip ölen başka bir çiftin haberi henüz gün yüzüne çıkmadı. 

Taras'ın babası Yurii Melster, gözyaşları içinde çocuğunun mezarını ziyaret ederken şu sözleri söylüyor:

Bu savaşı durdurmak için daha fazla çaba sarf etmeliyim, etmeliydik.

"Biz bu ülkeyi tüm bu insanlar olmadan nasıl yeniden inşa edeceğiz?" diye soran Ludmila'ysa "Gidersem bir daha ayrılamam" sözleriyle oğlunun mezarını niye ziyaret edemedğini anlatıyor.

Rusya paralı askerler ve mahkumları güçlerine katarak ordusunu büyütürken Ukrayna'da bu görev aralarında şarkıcıların, bilim insanlarının, tur rehberlerinin de bulunduğu sivillere kaldı. Yetkililer resmi rakam vermese de, Ukrayna adına savaşanların yüzde 40 ila 50'sini daha önce askeri deneyimi olmayan kişilerin oluşturduğu tahmin ediliyor. 

Siyaset bilimci Yevhen Mahda, Rusya'nın sivillere yönelik katliamının simgelerinden olan Buça kentine atıfta bulunarak "Önümüzde basit bir seçim var. Ya savaşa devam edip en iyilerimizi kaybederiz ya da onların bu ülkeyi Buça'ya çevirmesine izin veririz. Şimdi yas değil, nefret zamanı" diyor.

Batılı yetkililerin kamuoyuna açıkladığı tahminlere göre, 100 bin Ukrayna askeri öldü ya da yaralandı; Ruslar içinse bu rakam 200 bin. 
 

Independent Türkçe, New York Times, Ukrayna Pravdası

DAHA FAZLA HABER OKU