Nietzsche'nin Twitter ve Facebook hesabı!

"Bilmek istemediğim çok şey var"

Nada Htait'in yaptığı ve bir uzmanın insanları boğan bilgi teknolojisi seli çağında ünlü Alman filozof Nietzsche'ye dönme tavsiyesine dayanan değerli haberi, bu gazetede yayımlandı.

Haber, modern teknolojiler konusunda uzman araştırmacı Nate Anderson'ın "Acil durumlarda, camı kırın" adlı yeni kitabını temel alıyordu.

In an emergency, break the glass.jpg

Anderson'ın önermesi özetle, insanların günün her saati sosyal medya sütüyle "beslenmeye" bağımlı hale gelmelerinin tehlikeli bir olgu olduğunu ve sonuçlarının her geçen gün daha da kötüleştiğini söylüyor.

Zira sosyal medya, tüm insanları, ilgilileri ve ilgisizleri, gençleri ve yaşlıları, sıradan insanları ve akademisyenleri, fakirleri ve zenginleri, istisnasız "hepsini" topa tuttu.

Herkes bu deliğe düştü. Her gün, hatta her saat, en son güncellemelerden, hashtaglerden, haberlerden ve dedikodulardan haberdar olmadığınızda kendinizi eksik hissediyorsunuz.

Öncesinde haberleri ilgililer, siyasetçiler, gazeteciler takip ederlerdi. Haberleri analiz eder ve zaman zaman bizzat üretirlerdi.

Bugün ise yaşlı insanların torunlarına Prens Harry, Ukrayna savaşı, Çin'in izolasyonu ve Davos zirvesi hakkında hikayeler anlattığını görüyorsunuz!

Kitabın yazarı, internete kesintisiz bağlanma modeliyle yeni dijital teknolojinin sürekli ucuz eğlenceyi teşvik ettiğini, bizi bedenlerimizden, maddi dünyamızdan ve gerçek gerçekliğimizden ayrılarak sanal dünyalara geçiş yapmaya yönelttiğini söylüyor.

Zihinsel uyarımın fiziksel aktiviteye üstün gelmesini, tam dijital kontrol sayesinde sınırsız miktarda bilgiye anında erişimi sağladığını belirtiyor.

Anderson ayrıca çoğumuzun derin araştırmacı olmadığımızı da söylüyor. Shakespeare'in ölümsüz eserlerini bırakıp, boş popüler reality showların son bölümlerini izliyoruz.

Bilgi bolluğu bizi her şeyi takip etme ve anlık olarak görme ihtiyacı hissetme baskısı altına sokuyor. Bu ise herhangi bir konunun çok derinine inmemizi veya bir alanda uzmanlaşmamızı engelliyor.

Diğer insanların bakış açılarını basitçe tekrar etmeye ve onlarla etkileşime girmeye alıştığımızda, buna paralel olarak kendi sesimizi, yaratıcılığımızı ve bağımsız düşünme yollarımızı bastırdığımızdan bahsetmiyoruz bile.
 


1900'de ölen tehlikeli filozof Nietzsche, bizi okurken seçici olmaya, yazarları ve filozofları tanımaya davet ediyor. Kendisinin de okumak için 8 düşünür ve yazar seçtiğini ve onlarla yetindiğini söylüyor.

Yazar, bu ezici dijital çağda Nietzsche'nin tavsiyesini hatırlatarak şöyle diyor:

Bu Nietzscheci seçici sistem, insanlık dışı bir teknolojik sisteme karşı bir direniş biçimine, teknoloji devlerinin bireylerin yaşamlarına müdahalesi karşısında politik ve etik bir boyut taşıyan bir davranışa dönüşüyor.

Nietzsche'nin şu sözü ne kadar harika:

Bilmek istemediğim çok şey var.


Yine Nietzsche, "Bilgelik, bilgiye bile sınırlar koyar" der.

Evet, ortada sosyal medya sofralarının her gün bizlere sunduğu bozuk, bayağı bir yemek ve zararlı bir bolluk var.

Oysa denildiği gibi; mide hastalığın evi, perhiz tedavinin başıdır!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU