Ünlü yaşam koçu mesajlaşma tarzları üzerinden kişilik analizi yaptı

Yaşam koçu TikTok'ta, "Karşı tarafın söylediği her şeye her zaman yanıt veriyorsanız, başkalarına karşı aşırı duyarlısınızdır ve muhtemelen terk edilme korkunuz var demektir" dedi

(TikTok/@francescapsychology)

Profesyonel bir yaşam koçu, en yaygın üç mesajlaşma tarzını inceledi ve bunların nihayetinde kişiliğiniz hakkında ne anlama gelebileceğini paylaştı.

@francescapsychology kullanıcı adlı Francesca, TikTok'ta sık sık kişinin beden dili, aklından geçenler veya gündelik konuşmaları gibi günlük iletişim biçimleri hakkında videolar paylaşıyor. Lisans eğitimini Londra'daki City University'nin psikoloji bölümünde tamamlayan yaşam koçu, yakın zamanda paylaştığı videoda kişilerin mesajlaşırken kullandığı üç farklı tarzı ve bu tarzların kişilik hakkında neler söyleyebileceğini inceledi.

Yaşam koçu, mesajlaşırken "her zaman konuşmadaki son sözü söyleyenlerin" büyük olasılıkla "terk edilmekten" endişe duyduklarını dile getirerek sözlerine başladı.

"Bu sadece bir beğeni ya da bir emoji ile olsa bile" diye açıkladı.

Ve karşı tarafın söylediği her şeye her zaman yanıt veriyorsanız, başkalarına karşı aşırı duyarlısınızdır ve muhtemelen terk edilme korkunuz var demektir.

Francesca ikinci mesajlaşma tarzı için "uzun bir paragraf yerine bir sürü kısa mesaj" gönderenleri inceledi.

Bu tarz mesajlaşanlar hakkında "Muhtemelen dikkat süreniz kısa ve odaklanamıyorsunuz" dedi.

Muhtemelen siz de Z kuşağındansınız.

Videosunu "bir sürü emoji kullanan" üçüncü mesajlaşma grubunu ele alarak bitiren Francesca, bu tür mesajlaşmanın büyük olasılıkla "çok hareketli ve dışa dönük birisi olduğunuz" anlamına geldiğini söylüyor.

Bugün itibarıyla video 357 binden fazla kez görüntülendi ve TikTok kullanıcıları yorumlarda Francesca'nın mesajlaşmaya bakışına katılıp onunla ilgili espri yapıyor.

Biri "'Terk edilme korkusu' bu benim" yazarken, bir diğeri "'Muhtemelen siz de Z kuşağındasınız', bu bana dokundu" diye ekledi.

Üçüncü bir kişiyse "Ya ben bunların üçü birdensem?" dedi.
 


Öte yandan videoyu izleyen bazı kişiler, bu mesajlaşma tarzlarına sahip olsalar bile bunun kişilikleri hakkında çok fazla şey ortaya koymadığını düşündüklerini ifade etti.

Bir kişi, "Bir numarayı yapıyorum çünkü insanları okundu/görüldü durumunda bıraktığımda kendimi kötü hissediyorum" yazdı.

Bir başkası şöyle ekledi:

Birincisi, hayır, sadece son sözü söylemeyi seviyorum.

Üçüncüsü, hayır, ben son derece içe dönük biriyim ve başkalarıyla konuşmaya dair nezaketim de mesajlardan ibaret.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bazı kişiler mesajlaşma şekillerinin kiminle mesajlaştıklarına bağlı olduğunu belirtirken, bunlardan biri "Aldığım mesaja aynı enerjiyle karşılık verme eğilimindeyim. Kısa mesaj atarlarsa kısa cevap veririm. Emoji atarlarsa emojiyle cevap veririm" dedi.

Francesca'nın yanı sıra, yaygın mesajlaşma biçimlerini inceleyen ruh sağlığı odaklı yayınlar da var. Kişinin duygusal sağlığı hakkında bilgi veren, kanıta dayalı bir site olan VeryWellMind'a göre, uzun mesajlar iletişim kurmanın en iyi yolu olmayabilir.

Yayın, "Uzun mesajlar göndermek, mesajı alan taraftaki özellikle de iş yerinde meşgul olan ya da bir projeyi tamamlamaya çalışan kişiler için can sıkıcı olabilir" diye yazıyor.

Site ayrıca, mesajlaşmak "birincil iletişim biçiminiz" olduğu sürece, "derinlemesine konuşmaların metin üzerinden yapılabileceği koşulların" hâlâ mevcut olduğuna da dikkat çekiyor.

The Independent, yorum için Francesca'yla temasa geçse de henüz yanıt alamadı.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: İpek Uyar

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU