Geçen sene ağustosta (2021) para politikası faizi yüzde 19'du. Aynı tarihte enflasyon oranı ise yüzde 19,24'ti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "nas" vurgusu yaptı ve faizi düşürme talimatı verdi.
Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eylül ayında faiz indirmeye başladı.
Faizler indirildikçe döviz kurları adeta çıldırdı. Enflasyon ise resmen şaha kalktı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre 2021 Ekim'de 19,89 olan enflasyon kasımda 21,31'e yılın son ayı olan aralıkta ise 36,08'e çıktı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Faiz indirimi sürdükçe enflasyon yükseldi. Öyle ki 2022 Ocak'ında 48,69'a kadar çıkan enflasyon bu yılın ağustos ayına geldiğinde 80,21'i aştı.
Artış eylül, ekim ve kasım da adeta zirve yaptı. Ekimde 85,51 bulan enflasyon yılın kasımayında bir puan düşerek yüzde 84'e geriledi. Bu düşüş üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ve birçok iktidar temsilcisi enflasyonun belinin kırıldığını iddia etti.
Merkez Bankası'nın faizi tek haneye (yüzde 9) düşürülmesini de örnek gösteren iktidar yetkilileri, faizi düşürdükleri gibi enflasyonu da alaşağı edeceklerini vurguladı.
Oysa gerek enflasyon gerekse faiz oranı dünya ülkeleriyle kıyaslandığında hala çok yüksek.
Ülkelerin ekonomik göstergelerini yayımlayan Trading Economics'te yer alan bilgilere göre Türkiye, yüksek enflasyonda Avrupa Birliği (AB) üyesi devletler arasında birinci sırada yer alıyor.
"Yanıyor", "bitiyor", "marketlerinin rafları boş" denilen Almanya'da enflasyon yüzde 10 iken Türkiye'deki oran yüzde 84,39.
Türkiye'den sonra enflasyon oranın en yüksek olduğu Avrupa ülkeleri şunlar:
Ülke | Enflasyon oranı |
Moldova | 31,41 |
Ukrayna | 26,5 |
Litvanya | 22,9 |
Macaristan | 22,5 |
Letonya | 21,8 |
Estonya | 21,3 |
Makedonya | 19,5 |
Polonya | 17,5 |
Karadağ | 17,5 |
Bosna-Hersek | 17,4 |
G20 ülkeleriyle kıyaslamaya gelindiğinde de durum pek değişiklik göstermiyor.
Enflasyonun en düşük olduğu ülkeler sıralamasında Çin ve Suudi Arabistan başı çekiyor.
Bu ülkeleri, İsviçre, Japonya, Güney Kore, Endonezya ve Hindistan takip ediyor.
En yüksek enflasyon ise Arjantin ve Türkiye'de bulunuyor. Ekonomik olarak Türkiye ile benzer özellikler taşıyan Arjantin'de enflasyon oranı yüzde 92,4.
Türkiye'nin enflasyon oranı malum. G20 ülkeleri arasında enflasyonu en yüksek üçüncü ülke ise Ukrayna ile savaşta olan Rusya.
Savaş nedeniyle Batı'nın ağır ambargo uyguladığı Rusya'nın enflasyon oranı yüzde 12.
Durum böyle olmasına rağmen yüzde 1'lik düşüşü örnek gösteren Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Yüksek enflasyon hepimizin canını yakmış olsa da aldığımız önlemlerle onun da boynunu aşağı doğru kırmış durumdayız" dedi.
Peki gerçekten öyle mi? Yani enflasyon ile mücadele olumlu sonuç mu verdi?
Birçok ekonomistin aylar öncesinde yaptığı açıklamalar mı gerçeği yansıtıyor?
Başka bir ifadeyle enflasyonun mu yoksa vatandaşın beli mi büküldü?
Ekonomistler, durumu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Acı gerçek şu ki enflasyonun değil, vatandaşın beli kırıldı"
Prof. Dr. Şenol Babuşçu'ya göre yüksek enflasyonun değil vatandaşın beli kırılmış durumda. Ve acı gerçek de bu.
Enflasyonun baz etkisiyle düşeceği bilindiği halde iktidarın faiz indirmeye başladığını hatırlatan Babuşçu, "‘Faiz indi enflasyon da düştü' algısını yapmak için bunu kullanıyor" dedi.
Gelecek 3-4 ayda da enflasyonun düşüş trendinin baz etkisiyle devam edeceğini vurgulayan Prof. Dr. Babuşçu, "Yüzde 55-60 bandına gelebilir. Fakat enflasyonun düşmesi fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Fiyatlar artmaya devam edecek. Daha sonra seçim harcamaları nedeniyle enflasyon tekrar yükselecek" diye konuştu.
"Vatandaşın boynu, beli çoktan büküldü"
Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir da enflasyonun her kesimi ciddi şekilde olumsuz etkilediğini söyledi. Yüksek enflasyon nedeniyle asgari ücrete dahi ciddi rakamlarda zam yapılmak mecburiyetinin ortaya çıktığını vurgulayan Demir, "Asıl mesele fiyatların düşmesidir ama bir düşüş eğilimi göremiyoruz. Hala aylık anlamda aydan aya bakıldığında pozitif seyretmeye devam ediyor. Enflasyonun boynu kırılır mı bilmiyorum ama vatandaşın boynu çoktan bükülmüş durumda" ifadelerini kullandı.
"Mayısta enflasyon 35-40 civarında olur"
"Önümüzdeki dönemde enflasyon nasıl bir seyir izler" sorusuna Demir, şu cevabı verdi:
Muhtemeldir ki geçen seneki yüksek enflasyonu seyrettiğimiz bir 6 aylık bir süreç var. Aralıktan nisana kadar geçen süreçte daha düşük geleceği için baz etkisiyle enflasyon mayıs ayında yüzde 35-40 arası bir yere oturacağını tahmin ediyorum. Benim hesabım yüzde 38'lerde. Ancak bu rakamlar şu anki gidişata göre. Eğer kur artar veya düşerse ya da petrol fiyatları çok yükselir veya düşerse durum değişir. Şu an öngöremediğimiz başka şeyler olabilir. Ancak mevcut durum devam ederse haziran ayına doğru yüzde 35-40 gibi bir banda oturacak gibi görünüyor."
"Baz etkisiyle enflasyonun artış hızı yavaşlıyor"
Ekonomist Selçuk Geçer de "enflasyonun boynu bükülmedi" söylemine itiraz etti.
Geçer'e göre de ortada kırılan veya bükülen bir durum varsa bu enflasyonun değil vatandaşın boynu veya beli.
"Ayrıca enflasyon düşmüyor, enflasyon artış hızı baz etkisiyle yavaşlıyor" diyen Geçer, "Mevcut enflasyonun üzerine eklenen bir enflasyonda n söz ediyoruz. Geçen sene bu dönem diyelim ki yüzde yüzlük artış oldu. Resmi enflasyondan söz ediyorum. Bunun üzerine bugün yeni enflasyon açıklandığında ekstra bir yüzde 20, 30, 40 ve 50 daha enflasyon eklenmiş oluyor. Enflasyonun düşmesi için negatif ortama geçmesi lazım. Öyle bir tablo yok" değerlendirmesinde bulundu.
"Vatandaş her geçen gün fakirleşecek"
"Türkiye'deki enflasyon düşmüyor" görüşünde iddialı olduğunu vurgulayan Selçuk Geçer, "vatandaşın beli kırılıyor" savını şöyle anlattı:
Asgari ücrette artış oranı yüzde 54,66. Oysa TÜİK'in resmi enflasyonu yüzde 84. Öbür taraftan ENAG enflasyonu yüzde 180. Diğer taraftan vatandaşın kendi enflasyonuna bakıyorsunuz yüzde 250-300 arasında seyrediyor. Dolayısıyla vatandaşa TÜİK'in gerçekçi olmayan enflasyon oranında bile zam yapmıyorsanız, arada 30 puanlık bir negatif fark bırakıyorsanız, vatandaşı bugün itibariyle fakirleştiriyorsunuz, belini kırıyorsunuz anlamına gelir."
Önümüzdeki bir yıl içerisinde vatandaşın sabit ücretle idare etmek zorunda kalacağını dile getiren Selçuk Geçer, "Sadece işçi ile emekçi değil, emekli, memur ve diğer tüm çalışanlar da bu zam oranında maşlarına zam alacaklar. Dolayısıyla onların da beli kırılacak. Bu da eşittir vatandaş her geçen gün daha da fakirleşecek. Bu da şu anlama geliyor; fakir fakirleşirken, zengin daha da zenginleşecek" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish