Çinliler "uyanıştan" kurtulduğunda

Çinlilerin neler yaşadığını ve radikal komünistlerin elinde neler çektiklerini anlamak bizim için zor değil

Fotoğraf: AA

Çin'in yakın tarihinde bizimkine benzer bir tecrübesi var. Zira çok acı çektiği kötü bir radikalist dönemden geçmiştir.

Bizim 'sahve (uyanış) ideolojisinden' kurtuluşumuzdan önce bu dönemden kurtulan Çin'in topraklarında bu ideolojinin adı aldatıcı bir şekilde 'Kültür Devrimi'ydi.

Kültür Devrimi, ülkenin ilerlemesini on yıldan fazla bir süre sekteye uğratan, istikrarını ve gelişimini tehdit eden ideolojik bir radikalizm örneğiydi.

Güneşli bir günde Çinliler mutlu bir haberle uyandı:

Yetkililer radikalizmden ve destekçilerinden kurtulmaya karar vermişti.

Ülke, komünist aşırılık cübbesini çıkararak, şimdiden nefret edip geçmişte yaşayan bir avuç insanın görüşlerine bağlı kalmak yerine ekonomi tarafından yönlendirilen, kalkınmayı ve halkının ihtiyaçlarına hizmet etmeyi amaçlayan modern, pratik bir devlete dönüşmeye başlamıştı.

Bu, üzerinde çalışmaya değer bir yaşanmışlık. Zira içinde bizim yaşanmışlığımıza benzer pek çok durum var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bugün bizim gibi Çin de dün bir boğulma ve ağır ölüm döşeğinden çıkarak açılıma ve iyileşmeye geçti ve ardından küresel düzeyde zirveye oynamaya başladı.

Başarısızlık ve kıtlık çeken bir ülkeden yaratıcılığın sınır tanımadığı, gelişimi ve uyumu ile dünyayı hayret içinde bırakan ve ürünleriyle uluslararası pazarları dolduran bir ülkeye dönüştü.

Çin, "Çin komünist uyanışına" son vermeseydi, bugün gördüğümüz gibi büyük bir ülke olmayacaktı.

Çin, komünist doktrininden kurtulmakla kalmadı, onu her yere değil, kendi yerine koyup kapattı.


Çin hikayesinin başlangıcı, büyük ölçüde bizim Suudi Arabistan ve bazı Arap ülkelerindeki hikayemize benziyor.

Nitekim Çin, Komünist destekçilerini durdurdu -ki bu bir gerçek ve benim abartım değil-, müfredatı temizledi ve ideolojik bir tasnif yapmadan herkese kapıları açtı.

Parti okulları, teknik ve sanat enstitülerine dönüştürüldü. İdeolojik ezber değil, bilimsel araştırma merci noktası oldu.

İnsanların müzik zevklerine göre şarkı söylemelerine ve dans etmelerine izin verildi.

Daha sonra milyonlarca Çinli, sonuçlarını bugün gördüğümüz büyük bir kalkınma sürecine girdi.

Radikaller ortadan kayboldu ve tek bir gerçek dayatmaya çalışan ve başkalarından nefret etmeye dayalı dilleri de ortadan kalktı.

Kendileriyle aynı fikirde olmayanlara gerici, emperyalist ittifakı adını veriyorlardı.

Burada Batılı, modernist ve laik olarak adlandırdıkları gibi bu kişileri komünist toplumun dışında görüyorlardı.

Yetkililer, insanların sosyal hayatlarına karışmaktan ve ne giyeceklerine karar vermekten kaçındılar.

Geçmişte toplumu dünyanın geri kalanından ayırmak için yaşam tarzını sınırlandırır ve sadece tek tip yarım kollu gömlekler satardı.
 


Komünist uyanış yanlıları öğrencilerini, öğretmenlerine saldırmaya, kütüphaneleri yakmaya, müze koleksiyonlarını yok etmeye ve kasaba ve köylerde yerel yetkilileri takip etmeye teşvik etti.

Bu kişiler sokaklarda yürüyerek mikrofonlarla büyük komünizm için sloganlar atıp nefret ettikleri emperyalizme karşı bağırıyorlardı.

İtaat etmeyen görevlileri iplerle sokağa sürükleyip insanların önünde aşağılıyorlardı.

Bu kişiler, "burjuva veya feodal sayılabilecek her şeyi yok ettiler" ve "Batı'da okuyan veya hayatının bir bölümünü orada yaşayan herkesi mücadelenin hedefi" olarak gördüler.

Bu kişiler, sokakların ve meydanların adlarını silip Kültür Devrimi'nin ruhuna uygun olarak yeniden adlandırdılar.

Tarih onların zulmünü bağışlamadı. Bu insanlardan kurtulduktan sonra, şehirler radikal komünist uyanışından önceki haritalarına kavuştu.

Radikal entelektüel söylem de cabasıydı. Çin onlarca yıl karanlıkta yaşadı ve kaosa doğru kaydı.

Kültür Devrimi olarak bilinen Çin dönemini anlamakta güçlük çekenler, üç kadın ve üç kuşaktan söz eden ve son bölümü o döneme dair ayrıntılarıyla ürkütücü bir hal alan "Vahşi Kuğular" adlı romanda bu dönemi yaşayabilir.


Çinlilerin neler yaşadığını ve radikal komünistlerin elinde neler çektiklerini anlamak bizim için zor değil.

Birçok İslam ülkesi, teröre, çatışmaya ve kaosa yol açan bir dini ideolojik radikal düşünce merhalesinden geçmiştir ve şiddetten kurtulmuş toplumlar, dışlayıcı radikal düşünceden kurtulmuş değil.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

DAHA FAZLA HABER OKU