Yom Kippur Savaşı’nda İsrailli generaller sinir krizi geçirmiş

İsrail ordusunda savaş sırasında Genelkurmay Başkanlığı'nın direktörü olarak görev yapan Avner Shalev tarafından yazılan bir anı kitabı yayınladı

Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail Güney Komutanlığı Karargahı. Fotoğraf: Getty Images

 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Yom Kippur Savaşı’nın yıldönümünde İsrail ordusunda daha fazla bilgi ve sır ifşa edildi. Bu yıl Genelkurmay Başkanı David Elazar tarafından yayınlanan bir anı kitabında, Yom Kippur savaşının başında Arapların elde ettiği kazanımların ardından bir dizi generalin sinir krizi vakalarından bahsediliyor. Ayrıca 700 eski İsrailli mahkumun akıl hastası olarak kabul edilmeleri için başlatılan bir savaş da var.

İsrail ordusunda savaş sırasında Genelkurmay Başkanlığı'nın direktörü olarak görev yapan Avner Shalev tarafından yazılan bir anı kitabı yayınladı. Dün Haaretz gazetesinde kitapla ilgili yazılan bir makalede, Yom Kippur savaşının ilk günlerinde generallerin panik yaşadığı, Mısır ve Suriye’deki iki cephede ordunun durumunu tanımlamak için “felaket”, “yenilgi”, “İsrail Toprağı için savaş” ve “büyük kasvet” gibi ifadeler kullandığını iddia edildi.

Şarku’l Avsat’ın Haaretz’den aktardığı habere göre Shalev anılarında, Genelkurmay Başkanı David Elazar, Savunma Bakanı Moşe Dayan ve Dayan'ın Kuzey Bölgesi komutanı Yitzhak Hofi hakkında "ayaktan düşmek" ifadesi de dahil olmak üzere diğer üst düzey subayların açıklamalarını belgeledi. Shalev kitapta, Moşe’nin büyük bir melankoli gösterdiğini belirterek, “Sina’daki kuvvet komutanı Biran 50 tankı bıraktı. Bu bir kaçış. İzak Rabin ve Ezer Weizman gibi tecrübeli subaylardan yoksunuz” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Dayan’ın, “subayların değiştirilmesi ve ülke dışından Yahudi askerlerin çağrılması gerektiğini" söylediğini, "yaşlı" ve "genç nesillerin" rehabilitasyonu için çağrıda bulunduğunu ve “tanklara dayanabilmek için ülkedeki tüm Yahudileri silahlandırmak” gerektiğini aktardı. Dayan, hükümet ve dönemin Başbakanı Golda Meir’e hitaben yaptığı açıklamada, hükümet üyelerinin şok olmasıyla sağlıklarından endişe ettiklerini kaydetti. Bakan Yisrael Galili ise, “Genelkurmay Başkanı, savunmada iniş çıkışlar olduğunu ve düşük bir noktada olduğumuzu ve henüz zirveye ulaşmamış olabileceğimizi açıkça belirtti” şeklinde ifadeler kullandı.

Ayrıca, Meir’in, savaşın dördüncü gününde, ABD Başkanı Richard Nixon ile görüşmek için gizlice Washington'a gitmesini ve "çok sayıda ekipman ve hızlı" talep etmesini önerildi.

Kitapta, “Bu, bizi terk etmemeleri için ABD’lilere karşı kullanabileceğimiz temel kart. Bize ihtiyacımız olan her şey vermek için cepheleriymiş gibi yardım ediyorlar. Karamsarlık, savaşın üçüncü gününde Elazar'ın "Tanklarımızın çoğu (kumda) battı" dediği zaman doruk noktasına ulaştı” ifadeleri yer alıyor.

Savaşın beşinci gününde Elazar “en büyük felaket” olarak adlandırdığı şey karşısında uyarıda bulunarak, “Araplar bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun farkındalar. Bugün savaşı toprak kaybetmeden bitirip bitiremeyeceğimizden şüphe duyuyorum… Tahminler kötü. Bugün ateşkes teklif edilse evet derdim. Durumu iyileştirmek için çaba göstermemi önermedikleri için, daha kötü olmamak için çaba göstereceğim. Daha iyi bir durum olamaz” dedi.

Savaşın dokuzuncu gününde ise Elazar, “ Sina’daki durum çok kötü. Büyük hasar var ve sayısı bilinmiyor. Mısırlılar sınırı geçiyor ve her şey kötü. Durumumuz zor ve bir felaketin içindeyiz… Tümgeneral Abraham Eden (Zırhlı Kuvvetler Komutanı) başarısız oldu. Durum kötü. Kendilerini örgütleyip bizi öldürecekler” şeklinde konuştu.

Savaşta eski İsrailli 700 mahkumun ise psikolojik rahatsız olarak tanımlandığı, Mısır ve Suriye hapishanelerinde “hem fiziksel hem de psikolojik olarak korkunç işkencelere” maruz kaldıkları ve bu nedenle neredeyse hayatlarını kaybettikleri iddia ediliyor.

Mahkum takas anlaşmaları kapsamında serbest bırakıldıktan sonra psikolojik olarak onları kıran yorucu soruşturmalara tabi tutuldular. Korkaklık, vatana ihanet, düşmana bilgi vermek, yargılanma ile tehdit edildiler. Bu durum da birçoğunun akıl hastalığa yakalanmasına, işe gitmemesi ve hatta bazılarının evlenmemelerine yol açtı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU