Kraliçe II. Elizabeth'in ölümü İran'da ya suskunlukla ya da "İnsanlığa kanlı miras bıraktı" gibi ifadelerle karşılandı

Kraliçe'nin ölümü, Tahran ve Birleşik Krallık monarşisi arasındaki uzun ve karmaşık bağları yeniden gün yüzüne çıkardı

Kraliçe II. Elizabeth ve Prens Philip, Mart 1961'de İran'a yaptıkları ziyarette İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ve eşi Farah Pehlevi'yle Tahran'da bir araya gelmişti (AFP)

İran'ın resmi medya ve devlet organları, perşembe günü 96 yaşında hayatını kaybeden Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth'e pek sevgi göstermedi.

Katı tavra sahip Fars Haber Ajansı, Kraliçe'nin kötülüklerini listeleme iddiasındaki bir makalede onun "insanlığa bıraktığı kanlı mirası" kınadı. Bu eylemler arasında Mısır, İran, Irak, Yemen, Suriye ve Afganistan'a karşı entrikalar da var.

Makale, Kraliçe'nin servetini de tanımlıyor ve ailesini haksız kazançlarla zenginleştirdiğini öne sürüyordu.

Haberde, "Kraliçe, hayatı boyunca at yarışından 9 milyon dolardan fazla para kazandı" dendi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kumar, İslam'da günah kabul ediliyor. Yarı resmi basın organında yer alan bir başka makalede, Kraliçe'nin cenaze töreninin Birleşik Krallık (BK) vergi mükelleflerine 6 milyon sterline (yaklaşık 127 milyon TL) mal olacağı belirtildi.

Tahran, Kraliçe'yi hayatı boyunca, İran'daki kısa bir demokratik açılıma son veren ve Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin otokratik yönetimini geri getiren 1953 darbesinin "son sağ kalan kişisi" sıfatıyla karaladı.

BK'yi ziyaret edip Kraliçe'yle tanışan İran Şahı, Tudor Hanedanı'yla yakın ilişkilere sahipti, ta ki yıllar sonra köktenci Müslüman ruhban sınıfını iktidara getiren bir devrimle devrilene kadar.

Birçok devlet başkanının aksine, ne İran'ın Dini Lideri Ali Hamaney ne de Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Kraliçe'nin ölümü üzerine taziyelerini sundu. Dışişleri Bakanlığı ise resmi bir açıklama yayımlamadı ama İran'daki hafta sonu cumartesi sabahı sona erdiğinde yayımlayabilir.

Belli bir kuşaktan İranlılar, büyük küresel komploların arkasında olduğuna inandıkları Britanya Tahtı'na atfettikleri entrikalara uzun süredir takıntılıydı.

Şüpheler, 19. yüzyılda İran üzerindeki Britanya ve Rus manevralarına, Britanya'nın 1920'lerde Şah Rıza Pehlevi'nin yükselişindeki varsayılan rolüne ve 1953'te Başbakan Muhammed Musaddık'a yapılan darbeye dayanıyor.

Bu plan, Tahran hükümetinin petrol endüstrisini kamulaştırma planlarından korkan MI6 ve CIA ajanları tarafından yapılmıştı. Darbe, genç Kraliçe Elizabeth'in tahta çıkmasından birkaç ay sonra gerçekleşti ve tarihçiler Kraliçe'nin operasyonda herhangi bir rol oynamasının pek mümkün olmadığına inanıyor.

Bununla beraber, merhum İran Şahı'nın oğlu Rıza Pehlevi, kendisinin ve ailesinin taziyelerini iletti.

ABD'nin Virginia eyaletinde yaşayan muhalif aktivist, yaptığı açıklamada, "Dünyanın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı olarak hüküm sürdüğü dönemde hem adalet hem ilerleme hem de ulusunun sürekliliği ve birliği için onurlu ve asil bir güç olarak görev yaptı" dedi.

Kraliçe bununla hatırlanacak ve Birleşik Krallık'a ve halkına yaptığı hizmetlere duyulan saygı baki kalacak.

Kraliçe II. Elizabeth, 1961'de İran'ı ziyaret ederek ülkenin tarihi yerlerini gezmiş ve ülkenin o zamanki hükümdarıyla görüşmüştü. İran Şahı merkezdeki bir caddeye onun adını vermişti ancak 1979 devriminden sonra tarım işçilerini onurlandırmak için cadde yeniden adlandırıldı.

Kraliçe, İslam Cumhuriyeti'nin BK büyükelçilerini de geçen yıl kadar yakın bir zamanda kabul etti.



* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU