Van'da birçok ortak faaliyet yapan Van Barosu ile Van-Hakkari Tabip Odası, bu kez Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin hastanesinde yaşanan bir olay nedeniyle karşı karşıya geldi.
İki doktorun, zorunlu müdafilik kapsamında baro tarafından görevlendirilen bir avukata yönelik sözlü ve fiziki saldırıda bulunduğu iddiasının ardından başlayan tartışmada baro ve tabip odası karşılıklı açıklamalar yaptı.
Van-Hakkari Tabip Odası'nın resmi Twitter hesabından kolu çizilen bir doktorun fotoğrafı paylaşıldı ve şöyle denildi:
"Sağlıkta şiddet her yerde Beyaz kod bu sefer gece vakti serviste bir müvekkili yatan ve müvekkilinin neden tedavi edilmediğini söyleyen bir avukat için verildi Artık hasta tedavilerinin nasıl olması gerektiğinede karışılmaya başlandı. (İmla hataları tabip odası tarafından yapılmıştır.)"
Baro: Sağlıkçıların şiddetine hayır
Bu açıklamanın ardından Van Barosu karşı açıklama yaptı. "Sağlıkçıların şiddetine hayır" başlıklı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Uğramış olduğumuz şiddet vakaları, ölümlerle sonuçlanmaktadır. Defaatle dile getirdiğimiz önleyici tedbirlerin alınması ve caydırıcı nitelikteki cezaların verilmesi gerekliliği daha fazla görmezden gelinemez. Yeni bir şiddet vakası yaşanmadan, ivedilikle tüm tedbirlerin alınması gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz."
SAĞLIKÇILARIN ŞİDDETİNE DE HAYIR !
— Van Barosu - Baroya Wanê - Van Bar Association (@VanBaro) August 29, 2022
Baromuz üyesi Av.Ahmet Kaçmaz’ın 28.08.2022 günü CMK görev kapsamında bulunduğu hastanede iki hekimin sözlü ve fiziki saldırılarına maruz kalması nedeniyle yapılan basın açıklamasına aşağıdaki linkten ulaşılabilir.
https://t.co/8EO5Rv51gr pic.twitter.com/r2vNWNVQVV
Bazı basın-yayın organlarına bir "doktora şiddet" haberi olarak yansıyan olayda gömleği parçalanan ve gözü moraran avukat Ahmet Kaçmaz, yaşananları Independent Türkçe'ye anlattı.
"16 yaşındaki kız iki kurşunla yaralanmıştı"
Geçtiğimiz cuma günü CMK sisteminden görevlendirildiğini aktaran Kaçmaz, "Olay, 16 yaşında Afganistan vatandaşı bir kızın bacağından iki kurşunla yaralanmasıydı. Polis memurları, kızın ifadesini almak için bana ulaştı. Hastaneye gittiğimde kızın ağrısı olduğunu gördüm. Sağlıklı bir ifade süreci olmayacaktı. Bir gün sonra kızın ameliyat edileceğini öğrendim. Savcıyı arayarak ifadenin ameliyattan sonra alınmasını talep ettim. Savcı bey talebi kabul etti ve yaralının kendine gelmesinin ardından ifadenin alınmasını istedi" dedi.
İki gün sonra kendisini bir Norveç numarasının aradığını söyleyen Kaçmaz, arayan kişinin kızın ablası olduğunu ifade ederek, "Telefondaki kadın ağlıyordu. Kardeşinin ameliyat edilmediğini ve sancılar içinde kıvrandığını söyledi. Allah rızası için yardım etmemi istedi. Dosyaya görevlendirme gereği baksam da vicdanen yardımcı olacağımı söyledim ve hastaneye gittim" şeklinde konuştu.
"Kız ağrı içinde kıvranıyordu, neden ameliyat edilmediğini sordum, odadan kovuldum"
Durumu kontrol etmek için hastaneye gittiğini, ortopedi servisine girince koridorda bir ağlama sesi duyduğunu belirten Kaçmaz, "O ağlama sesi müvekkilimin yattığı 4 numaralı odadan geliyordu. İçeri girdiğimde kızın çığlıklar içinde kıvrandığını gördüm. Ciddi bir ağrı yaşadığı belliydi. Ne ağrı kesici ne de serum verilmişti. Oysa daha önce verilen bilgiye göre şimdiye kadar ameliyat olması gerekiyordu. Neden ameliyat edilmediğini öğrenmek için doktorun yanına gittim. Kendimi tanıttım ve müvekkilimin neden ameliyat olmadığını sordum. Baran ismindeki doktor, 'Zamanlarının olmadığını' söyleyerek, 'Sana hesap mı vereceğim' diye bağırdı ve beni iterek odadan çıkarmaya çalıştı" ifadelerini kullandı.
Durumu anlatmak için nöbetçi savcıyı aradığını söyleyen Kaçmaz, savcının kendisine başhekim yardımcısıyla görüşeceğini söylediğini aktardı.
"Uzun boylu bir doktor, 'Hastanı alıp s..tir ol git' dedi, video çekmeye başlayınca saldırdı"
Yarım saat sonra uzun boylu, yapılı, Batuhan adındaki bir doktorun yanına geldiğini söyleyen Kaçmaz olayı şöyle anlattı:
"Yanıma gelen doktor bana 'Hastanı alıp s…tir olup gidiyorsun buradan' dedi. Yatan kızın benim hastam olmadığını, herhangi bir yakınlığımın bulunmadığını, zorunlu müdafilik kapsamında atandığım bir dosya olduğunu söyledim. Bütün bunların kendisini ilgilendirmediğini, hastayı kendi imkanlarımla tedavi ettirmemi söyledi. Tekrar videoya çekmeye başladığımda telefonuma vurdu ve yere düşürdü. Orada saldırı başladı. Israrla tahrik etti ve ona vurmamı istedi. Kendisine dokunmayacağımı söyledim. Aklımda doktorla tartışan jandarmanın başına gelenler canlandı. Ona dokunmamam gerektiğini biliyordum ama o saldırıya devam etti, gömleğimi yırttı ve gözümü morarttı.
Başka hastaların yakınları onu odadan çıkarmaya çalıştı ama o tekrar içeri girip saldırısına devam etti. 155'i aradım, ilk tartıştığım doktor geldi ve beni ölümle tehdit etti. Hastanenin güvenlikleri geldi, doktor güvenlik görevlilerine telefonumu almalarını da istedi. Hastane polisi ise durumu konuşarak halletmek istedi. Oysa ben oraya zaten konuşmak için gelmiştim. Neden ameliyat olmadığını öğrenip gidecektim. Kamu görevimi yapmaya çalışırken saldırıya uğradım, hakaret işittim ve tehdit edildim."
"Görgü tanıklarına baskı yapıldı"
Şikayetçi olduğunu öğrenen doktorların, hakkında beyaz kod verdiğini de kaydeden Kaçmaz, doktorların görgü tanıklarına baskı yaptığını, bunu da destek için hastaneye gelen Van Barosu Avukat Hakları Merkezi'nden avukatların tespit ettiğini savundu.
Kaçmaz, diğer hasta yakınlarına da "eğer anlatırsanız hastanızı taburcu ederiz" tehdidinde bulunulduğunu öne sürdü.
Doktorlar da darp raporu aldı. Tabip odasının paylaştığı bir fotoğrafta doktorun kolunda küçük bir çizik olduğu görülüyor.
Avukatın olaydan sonra çekilen fotoğraflarında ise hem gömleği yırtıldığı hem de gözünün morardığı anlaşılıyor.
"Ameliyat edilmeyi bekleyen yaralı kız başka hastaneye sevk edildi"
Kurşunlanan Afgan kız ise bu olaydan sonra Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
Avukat Kaçmaz, bu sevk işleminin de hukuksuz olduğunu belirtiyor ve böyle yaparak suç işlediklerini savunuyor.
Kendisine saldırıdan doktorların yaptıklarının bütün doktorlara mal edilemeyeceğini de ifade eden Kaçmaz, "Sağlık personellerinin bizim için yaptıklarının farkındayız, kendilerine minnettarız. Ancak doktorlar içinde azınlık da olsa var. Böyleleri diğer doktorların da imajına ciddi zararlar veriyor" dedi.
Sosyal medyada tepkilerin artması üzerine Van-Hakkari Tabip Odası yeni bir açıklama daha yaptı.
Açıklamada, avukatın "yoğun çalışma koşullarına rağmen" doktorların işini yapmasına engel olduğu iddia edilerek, Van Barosu'nun doktorlar hakkında suç duyurusunda bulunmasını eleştirdi.
© The Independentturkish