Tarım Bakanı Kirişci: Elbette büyükbaş da önemli ama bu ülkenin coğrafyası küçükbaş için

Kirişci Türkiye’nin pandemi de dahil olmak üzere hiçbir şeyin yokluğunu ve kıtlığını yaşamadığını bildirdi

Fotoğraf: Twitter

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, "Elbette büyükbaş da önemli ama bu ülkenin coğrafyası küçükbaş için. Bu ülkede bizim mutlak suretle küçükbaşa önem vermemiz gerekiyor” dedi.

Kirişci, temasları kapsamında Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Sarıpınar Yaylası'nda, Damızlık ve Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğince düzenlenen Üreticiler Buluşması'na katıldı.

Kirişci, buradaki konuşmasında, göreve geldiği günden bu yana bitkisel üretimde un, yağ, şeker, hayvansal üretimde et, süt ve yumurtanın stratejik olduğunu dile getirdiğini hatırlattı.

2002 yılında göreve geldiklerinde 31,7 milyon küçükbaşa karşılık bugün 57,5 milyon küçükbaşa sahip olunduğunu, 9,9 milyon büyükbaş sayısının ise 18 milyona çıktığını ifade eden Kirişci, şunları kaydetti:

Elbette büyükbaş da önemli ama bu ülkenin coğrafyası küçükbaş için. Bu ülkede bizim mutlak suretle küçükbaşa önem vermemiz gerekiyor. Ve bundan hareketle de inşallah küçükbaşı yaygınlaştıracağız. Bir taraftan üreticiyi koruyacağız ama diğer taraftan da bu üreticinin kendisinin de yer aldığı tüketim grubu, bu eti bulunamaz halde görmemeli. Yani ette bir arz güvenliği bir bulunurluluk problemi yaşanmamalı diye biz ihracat yasakları getirdik. İhracat yasağı getirmediğimiz tarımla ilgili sadece meyve ve sebze. Ama zeytinyağı da dahil olmak üzere tüm ihracata konu olan konularla ilgili tedbirleri aldık ve ülkemiz insanlarını göz önünde bulundurarak bu uygulamaları hayata geçirdik. Tabii ihtiyaç oldukça bu dediğimiz yasaklarla ilgili katı olmadığımızı, öyle bir inat peşinde olmadığımızı, rasyonel hareket ettiğimizi, ihtiyaçlara göre bunu gündeme getirdiğimizi ortaya koyduk. Bundan dolayı da bazı yasakları kaldırdık ve bunların seyrini takip ediyoruz.

Kirişci, Kovid-19 sürecinde kendilerini dünyanın süper gücü zanneden ülkelerin bile acziyetini gördüklerini dile getirerek "Fakat bu ülke, pandemi de dahil olmak üzere hiçbir şeyin yokluğunu ve kıtlığını yaşamadı. Ayçiçeği yağıyla ilgili art niyetli çevreler bir girişimde bulundu, onlar da gerekli derslerini aldılar ve şu anda ortalık bizim buraların tabiriyle süt liman. Bu, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde hükümetimizin izlemiş olduğu doğru politikaların bir tezahürüdür" diye konuştu.

Hükümet olarak dünyanın yaşadığı bu türbülanslı dönemde gerekli çalışmaları yaptıklarına dikkati çeken Kirişci, şöyle devam etti:

Bitkisel üretimde bizim iki temel girdimiz var. Biri mazot, diğeri gübre. Hayvancılık yapıyoruz, bir girdimiz var. Yem. Eğer biz bitkisel üretimde mazot ve gübreyi dışardan temin etmek zorunda olan bir ülkeysek, ister istemez bu dışardaki gelişmelerden olumsuz yönde etkileniyoruz. İşler rayına girdiğinde de bu olumluya dönmüşse eğer bize de kısmi olarak olumlu yansıyor. Aynı şekilde yemle ilgili de ham maddelerin bir kısmı yurt dışından döviz bazında geliyor.

Kirişci, ülke olarak yerlileşme çabalarının büyük bir hızla ilerlediğine dikkati çekerek "Ülke olarak bu tür ihtiyaçlarımızı, birtakım gereksinimlerimizi karşılıyoruz. Allah izin verirse inşallah Akdeniz'de ve Karadeniz'de 2023 yılında kullanmaya başlayacağımız doğal gazla birlikte azotlu gübrelerimizi üreteceğiz" ifadelerini kullandı.

Kirişci, bakanlık olarak 65 başlıkta toplanan destekleri olduğunu belirterek yakın zamanda herkesin bu desteklerden e-devlet üzerinden yararlanabileceğini aktardı.

TMO'nun 4 milyon 400 bin ton hububat alımı yaptığını ve alıma devam ettiğini anlatan Kirişci, vatandaşın ucuz ekmek yenmesi için un sanayicisine uyguladıkları düzenlemenin benzerini yem sanayisinde de uygulayacaklarını sözlerine ekledi.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU