"KKM istikrar değil yük getiriyor" eleştirisi… Kamunun ödeyeceği fark 300 milyar lirayı bulabilir

BDDK'nın verilerine göre kur korumalı mevduat hesaplarındaki para 1 trilyon 133 milyar lirayı geçti. Meblağ arttıkça kamunun ödeyeceği fark büyüyor. Bu da KKM'nin istikrar mı yoksa yük mü getirdiği tartışmasına yol açıyor

“KKM, istikrar değil yük getirdi” eleştirisi / Fotoğraf: AA

Türk Lirası'nın yabancı para birimleri karşısındaki kaybı nedeniyle Aralık 2021'de kur korumalı TL vadeli mevduat (KKM) hayata geçirildi.

Yüzde 14'luk faize rağmen sürekli artan döviz nedeniyle kayba uğrayacak hesap sahiplerine aradaki fark kamu maliyesi tarafından karşılanıyor. 

Bunun üzerine vatandaş, elindeki birikimleri kamu, özel ve faizsiz finans kurumların açmış olduğu bu hesaplara yatırmayı tercih etti. 

Uygulamayla dövizin ateşi bir ölçüde düştü. Ancak aralık ayında 11 lirayı gören döviz aradan geçen 7 aylık sürede yine 18 lirayı buldu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Durum böyle olunca KKM hesaplarının getirdiği kar ve zarar da sürekli tartışma konusu oluyor. 

Hükümet, bu yöntemle dövizin yükselişinin frenlendiğini böylece de liranın değerinin daha fazla düşmesine engel olunarak Türkiye'nin büyük zarardan kurtarıldığını savunuyor. 

"Ekonominin kalbine yerleştirilmiş atom bombası" 

Muhalefet ise aksi görüşte. KKM'nin kamu maliyesine çok büyük yük getirdiğini, tüm kayıplara rağmen dövizdeki artışın engellenmediğini söylüyor. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Kur korumalı mevduat, ekonominin kalbine yerleştirilmiş bombadır' diyorlar. Bomba değil, atom bombası, atom bombası. Dünyanın parası, beyler götürdüler" ifadelerini kullandı. 

‘Atom bombası' diyerek eleştiride bulunan Kılıçdaroğlu'na cevap Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'den geldi. 

Bakan Nebati, KKM'nin ekonomik istikrar sağladığını ileri sürerek Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinin "vatanseverlikten uzak" olarak niteledi.

"Ciddiyetsiz ve spekülatif açıklamalar"

Kılıçdaroğlu'na yanıt veren Nebati, kur korumalı mevduat hesabının (KKM) finansal istikrarı temin etmek ve makroekonomik dengeleri sağlamlaştırmak amacıyla devreye aldığını belirterek, "Ana muhalefet partisi genel başkanının yıkıcı muhalefet uğruna devlette devamlılık esastır yaklaşımına ters, finansal istikrarı ve finansal güveni zedeleyici türden spekülatif açıklamaları her bakımdan vatanseverlikten uzaktır. Böylesi ciddiyetsiz ve spekülatif açıklamaları milletimizin takdirlerine bırakıyorum" ifadelerini kullandı. 

 

1200x627-1640085411075.jpeg
Kur korumalı mevduat hesaplarındaki meblağ yükseldikçe kamunun ödeyeceği fark da artıyor / Fotoğraf: AA



1 trilyon 133 milyar lirayı geçti

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesaplarında biriken para 1 trilyon 133,8 milyar TL'ye çıktı.

Hesaplardaki para arttıkça kamu maliyesinin vereceği fark da doğal olarak yükseliyor. Bu hesaba parasını yatıranlar her halükârda yüzde 14 faiz alıyor. Ayrıca döviz yükselişinden kaynaklanan kayıp ise hazineden karşılanıyor. 

Şimdiye kadar kamunun sırtına büyük yük getirdiği için de eleştiriliyor. Peki gerçekten kur korumalı TL vadeli mevduat uygulaması, finansal istikrarı temin etti ve makroekonomik dengeleri sağlamlaştırdı mı?

"Türkiye bu garabet sisteme mecbur bırakıldı"

Ekonomist Serkan Özcan'a göre kur korumalı mevduat tam bir garabet sistemi. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar nedeniyle para kalmadığı için Türkiye bu ucube sisteme mecbur kaldı. 

"Faiz düşerse enflasyon düşer" anlayışıyla hareket edilerek para politikasını iflas ettirildiğini savunan Özcan, "İflası yüksek enflasyondan net bir şekilde görüyoruz" dedi.

Türkiye'nin, yüksek enflasyon konusunda dünyadaki tüm ülkeler arasında 5. sıraya geldiğini vurgulayan Özcan, "Sadece burada değil, uluslararası borçlanma durumumuzu gözler önüne seren kredi risk primlerin (CDS) yüksekliğinde de görüyoruz. Bu rakamın 910'lara yükselmiş olması da para politikasının iflas ettiğine işaret ediyor" diye konuştu. 

 

Serkan Özcan.jpeg
Ekonomist Serkan Özcan / Fotoğraf: Gelecek Partisi 

 

 

"CDS'ler 910'a dolar yine 18 liraya çıkmazdı"

Para politikası iflas ettiği için oradaki yük kamu maliyesinin üzerine yıkıldığını hatırlatan Özcan şöyle devam etti:

Bu vergi veren vatandaşın cebindekini alıp havuz sistemine akıtmak demektir. Kur korumalı mevduat sistemi tam olarak budur. Kur korumalı mevduat sistemiyle bir avuç zengin insana ‘aman ne olur siz döviz almayın. Ben size aradaki farkı devleti kefil ederek veriyorum" denilmiştir. Şayet kur korumalı mevduat sistemi ülkede istikrarı getirmiş olsaydı, CDS'lerimiz 910'a çıkmış olmazdı. Aralık ayında 11 liraya kadar düşmüş olan dolar tekrar 18 liralara çıkmış olmazdı.

"200 milyardan fazla mali yük getirdi"

Yapılan incelemelerde Hazine ve Merkez Bankası tarafından ayrı ayrı ödenen toplam farkların ve bunun üzerine halihazırda vadesi dolmamış mevduatlar eklediğinde bugünkü kur düzeyinde yaklaşık 170 milyar lira ödenerek bunun 84 milyon insanın sırtına yüklendiğini görüldüğünü vurgulayan Serkan Özcan, "Sadece bununla da yetinilmedi. Kur korumalı mevduat hesabını teşvik etmek için kurumların ve şirketlerin bazı vergilerinden hükümet vazgeçti. Bunun da yarattığı bir ekstra yük mevcuttur. Yani bunu da ekleyip hesapladığımızda 170 milyar lira kur farkı artı alınmayan vergilerle 200 milyardan fazla bir mali yük vatandaşın omzuna bindirildi" değerlendirmesinde bulundu.  

 

ibrahim-kahveci-kimdir.jpeg
İbrahim Kahveci / Fotoğraf: Karar gazetesi 



"KKM ile kazancımız mı kayıplarımız mı çok?"

Uygulamanın kısmen de olsa bir istikrar sağladığını ifade eden İbrahim Kahveci, KKM olmadan döviz kurunun ulaşacağı rakamlara dikkati çekti. 

Bununla birlikte faydası ve zararının ne olduğunun analizinin yapılması gerektiğine işaret eden Kahveci, "Uygulama sayesinde kur artışı frenlendi. Peki ne kazandık? KKM ile kazancımız mı kayıplarımız mı çok" diye sordu. 

Faiz arttırılarak kurun durdurulabileceğini savunan Kahveci, "Aralık ayında politika faizi yüzde 30'a çıkarılmış olsaydı kurdaki bu hareketlilik yaşanmazdı. Yüzde 30 faiz vermeyen yönetim, şimdi KKM'ye yüzde 70'in üzerinde bir faiz veriyor" dedi. 

"Kamunun zararı yıl sonu itibarıyla 300 milyar lirayı bulacak" 

"Daha önce hiç faiz artırılmasaydı veya aralıkta faiz oranı yüzde 30'a çıkartılsaydı, bugünkü yaşananların hiçbirisi olmazdı" diyen Kahveci şöyle devam etti: 

O zaman dolar 8 lira olacak ve öyle kalacaktı. Bir sürü saçmalığa imza atılarak hazineye ciddi bir yük getirildi. Bu yükseliş trendiyle bile 300 milyara yakın bir yük getirilmiş oluyor. Hem Hazine hem de Merkez Bankası'nın ödeyeceği fark nedeniyle kamunun zararı yıl sonu itibarıyla 300 milyar lirayı bulacaktır. Bu mudur istikrar?

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU