Suriyeli akademisyen sayısı 392'den 116'ya düştü: Suriyeli aydınlar ülkelerine dönmek konusunda ne düşünüyor?

Suriyelilerin geri gönderilmesi tartışmaları hakkında Suriyeli aydınlar ne düşünüyor; geri dönmek istiyorlar mı? Prof. Dr. Murat Erdoğan, "Türkiye'nin bu kaynağı değerlendirme şansı azalıyor. Bu konuda kapsamlı politikalara ihtiyaç var" dedi

Görsel: Pixabay

Türkiye'de son dönemde Suriyelilere yönelik ırkçı söylemler dikkat çekerken, 4 milyonu aşkın Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü için de siyasi ve toplumsal tartışmalar gündemde yerini koruyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu süreçte Suriyeli aydınlardan akademisyenler ne düşünüyor? Ülkelerine geri dönmek istiyorlar mı? Olumsuz bir durumla karşılaştılar mı?

Tüm bu soru işaretleri arasında Türkiye'deki üniversitelerde görev yapan Suriyeli akademisyen sayısı da 2017 yılında 392 olurken, bugün devlette 106, vakıf üniversitelerinde 10 olmak üzere toplam Suriyeli akademisyen sayısı 116'ya düştü.

Independent Türkçe için, Arapça dersi veren Türkçe de konuşan öğretim görevlilerine ulaştık. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi (MÜGAM) Direktörü Prof. Dr. Murat Erdoğan da Suriyelilere yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. 

 
"İyi karşılandım; Türkiye ikinci vatanım"

Kutaiba Al İbrahim, Suriyeli akademisyenlerden biri. Halep Üniversitesi'nde Arap Dili ve Edebiyatı dersini verirken, savaş nedeniyle 2014 yılında Türkiye'nin Mersin iline geldi. Anne ve babasının ise yanına, kendisinin de iki yıl sonra geldiğini söyledi.

6 senedir Türkiye'de bulunan İbrahim, lisede öğretmen olan eşi ve çocuğuyla Türkiye'ye geldiğini, bu süreçte bir çocuğunun Türkiye'de doğduğunu anlattı.

Şu anda Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak Arap Dili ve Begatı dersini veren İbrahim, 2017 yılında burada akademisyenliğe başladığını ve doktora tezi yazdığını ifade etti.
 

Kutaiba Al İbrahim.JPG
Kutaiba Al İbrahim / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Son zamanlarda Suriyelilere yönelik olumsuz söylemlerle ilgili olarak, "Duydum ama ben böyle bir şeyle karşılaşmadım. Kütahya'da Suriyeli az. Türk akademisyenler de iyi davranıyor. İyi karşılandım" dedi.

Türkiye'de güzel anılar biriktirdiğinden söz eden İbrahim, yılbaşına denk gelen doğum gününde, ders verdiği sınıfa geldiğinde öğrencilerinin kendisini pastayla karşıladığını, Öğretmenler Günü'nde kutlamalar yapıldığını söyledi.

İbrahim, "Suriyelilerin geri dönüşü" konusunda ise, "Savaş devam ediyor. Suriye sıkıntılı. Dönmeyi düşünmedim. Ancak umudum var. İnşallah savaş bitecek. İleride daha iyi olur" şeklinde konuştu.

Türk vatandaşlığı için başvuru yaptığını ancak henüz vatandaşlık alamadığını da söyleyen İbrahim, "Suriye'yi özlüyorum. Suriye anavatanım. Türkiye de ikinci vatanım" sözleriyle ülkesini duyduğu özelimin yanında, Türkiye'ye bağlılığını da dile getirdi.  


"Türkiye cennet gibi; Suriye'de hayat yakın zamanda düzelmiyor"

Nezam Eid, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Arap Dili ve Edebiyatı dersi yanında Yabancı Diller Yüksekokulu'nda Arapça Mütercim Tercümanlık Anabilim Dalı'nda 2017'den beri ders veriyor.

Suriye'de Edebiyat okuduğunu, Halep Üniversitesi'nde ders verdiğini anlatan Eid, 11 sene öğretmenlik yaptığını söyledi.
 

Nezam Eid.jpg
Nezam Eid / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Savaş başlayınca düşen bombalar arasında evinin tehlikeli bir bölgede olması ve savaşın uzun sürmesi nedeniyle yakın olan Türkiye'ye parası olmandan yalnızca elbiselerini alarak geldiğini anlattı.

İlk olarak Gaziantep'e geldiğini ancak iş bulamadığını belirten Eid, İstanbul'da 1,5 yıl Arapça öğretmeni olarak çalıştığını; ardından Samsun'a gittiğini dile getirdi.

"Evlatlarım için geldim" sözleriyle Türkiye'ye gelişini anlatan Eid, çalışma izni aldığını ve ailesinin Türk vatandaşı olduğunu belirterek şunları söyledi:

Türkiye cennet gibi. Bu hayatta eğitim, kültür de önemli. Çocuklarım Türkçe konuşuyor. Okulda başarılılar. Geri dönmeyi düşünmüyorum. Türkiye ikinci vatanım. Suriye'de hayat yakın zamanda düzelmiyor. Siyasi durum, eğitim durumu çok kötü.


Sosyal medyada Suriyelilere yönelik ırkçı söylemlerin yer aldığını ve çok konuşulmadığını dile getiren Eid, "Bazıları Suriyelilere kötü davranıyor. Samsun'da Türkler bize iyi davranıyor. Türk vatandaşları iyi insanlar. Türkiye'de olmaktan mutluyum" sözleriyle duygularını anlattı. 
 

pixb.jpg
Görsel: Pixabay

 

"2015'te 3 bin Suriyeli akademisyen vardı"

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi (MÜGAM) Direktörü ve CATS-SWP Fellow Prof. Dr. Murat Erdoğan, Independent Türkçe'ye önemli bilgileri verdi.

Türkiye'de 2015'de doktora, doçent, profesör derecesi olan Suriyelilerin sayısının 3 bin civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, bu durumda yaşanan değişimi şu sözlerle anlattı:

Özellikle 2014-2016 arasında bu akademisyenlerin çok önemli bölümü botlarla Avrupa'ya geçtiler. 2017'de Türkiye'de üniversitelerde görev yapan Suriyeli öğretim üye ve görevlisi akademisyen sayısı ise yaklaşık 500 civarındaydı. Daha sonra bu sayı ciddi bir biçimde azaldı. Sayının düşmesinin nedeni bir kısmının Türk vatandaşlığı alması ve yabancı istatistiklerinden ayrılması, bir kısmının da Türkiye'den başka ülkelere gitmesi.

Prof. Dr. Erdoğan, Türkiye'de yabancı uyruklu akademisyen kontenjanından çalışmanın daha kolay bir süreç olduğunu söyledi. 
 

Prof. Dr. Murat Erdoğan.jpg
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi (MÜGAM) Direktörü ve CATS-SWP Fellow Prof. Dr. Murat Erdoğan

 

"Yabancı statüsünde olmak avantajlı"

Suriyeliler için Türk vatandaşlığı üzerinden üniversitelerde yer bulmanın, başta dil ve akreditasyon nedenleri ile daha zor olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdoğan, bu nedenle yabancı statüsünde olmanın daha avantajlı olduğunu belirtti.

Türkiye'ye gelen akademisyenlerden çok iyi nitelikli olanların; fizikçi, kimyacı, İngilizce gibi yabancı dil bilenlerin, özellikle 2014-2016 arasında Avrupa'ya gittiğini söyleyen Prof. Dr. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye'de kalanların büyük bölümü ilahiyat kökenli. Üstelik bunlar bir uçağa binip değil, deniz üzerinden tehlikeli yollardan gittiler. Geri kalanlar, istisnalar dışında Arapça'dan başka dilleri bilmiyor. Bu nedenle de genelde branşlarından bağımsız bir biçimde daha çok ilahiyat fakültelerinde bir bölümü de imam hatiplerde Arapça hocası olarak görev yapıyor.


Türkiye'nin göçmen politikasında bu gruplara yönelik özel politikalar geliştirilemediğini ifade eden Prof. Dr. Erdoğan,  halen Türkiye'de üniversitelerde çalışan pek çok Suriyelinin de doktora derecesinin olmadığını ve bu sebeple sözleşme ile öğretim görevlisi olarak çalıştıklarını sözlerine ekledi.
 

Pixabay.jpg
Görsel: Pixabay

 

"Akademisyenler ve öğrenciler için etkili politikalar yapılmadı" 

Türkiye'ye gelen Suriyelilerde ciddi bir genel eğitim sorunu da olduğunun bilindiğini dile getiren Prof. Dr. Erdoğan, bazı verilerle okuryazar olmayanların oranının yüzde 30'u bulduğunu anlattı.

Prof. Dr. Murat Erdoğan, Suriyelilere yönelik şu bilgileri paylaştı:

Türkiye'de yaşayan Suriyeli sayısı 3,7 milyonu geçici koruma statüsünde, 110 bini ikamet müsaadesi ile ve yaklaşık 200 bini de çifte vatandaş olmak üzere toplamda 4 milyonun üzerinde. Suriyelilerin sayıları azalsa da Türkiye'ye gelmeye devam ediyorlar. Hükümet artık gelen her Suriyeliye geçici koruma verilmeyeceğini, inceleneceklerini, bunun için de kamplara alınacağını duyurdu. Türkiye'deki Suriyeliler konusunda orta ve uzun vadeli gerçekçi önlemlere ihtiyaç var. Halen 2021 itibari ile Türkiye üniversitelerinde 47 bin  482 Suriyeli öğrenci var. Bu gençlere özel yatırım yapılması, geleceğin uyum politikaları bakımından önemli.


Hem akademisyenler hem de öğrenciler konusunda yeterli ve etkili politikalar uygulanamadığını söyleyen Prof. Dr. Erdoğan, "Öğrencilerin üniversiteye kazandırılması önemli; ama devamı ne olacak, bu hiç belli değil. Türkiye'nin bu kaynağı değerlendirme şansı azalıyor. Bu konuda kapsamlı politikalara ihtiyaç var" ifadeleriyle sözlerini tamamladı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU