Akif Beki: "Öcalan şov" şaşkınlığı

"Öcalan’a yeniden görev düşeceğini, dizideki canlandırmanın buna hazırlık olduğunu, şimdiden tava getirerek yeni rolüne ısındırmayı ve kendisini havaya sokmayı amaçladığını zannetmem"

Fotoğraf: YouTube

Karar yazarı Akif Beki, ATV'nin Yalnız Kurt dizisindeki Abdullah Öcalan bölümüyle ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı. Beki, "Öcalan’a yeniden görev düşeceğini, dizideki canlandırmanın buna hazırlık olduğunu, şimdiden tava getirerek yeni rolüne ısındırmayı ve kendisini havaya sokmayı amaçladığını zannetmem. Yok devenin pabucu!" yorumunu yaptı.

Beki, bugünkü köşe yazısında dizinin ilgili bölümü için şu ifadeleri kullandı:

ATV’deki “Yalnız Kurt” dizisinin son bölümünde, terör örgütü PKK’nın kuruluşu canlandırıldı. Konu olduğu haberlere, çektiği tepkilere baktım. Hemen hepsinde benzer ifadelerle aynı soruya cevap aranıyor: Öcalan sahnesi, “eleştiriden çok örgüt propagandası gibi. Sanki dağa çıkışın haklı sebepleri anlattırılıyor. Adeta PKK’nın manifestosu izletilmiş. Acaba hangi amaçla çekildi?” Başka TV yapsa canlı yayında basılmış, altı üstüne getirilmiş, terör propagandasından okka altına gitmiş olurdu çoktan. Sırrını çözmek, içinden çıkmak pek kolay değil. Kimine göre ‘Apo Şov’u andırıyor. Fakat sanmam; “Öcalan iyi, yerli ve milli de kötü olan uzantıları, yani HDP, Demirtaş filan” demeye getiriliyor olamaz herhalde.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye’de yapılan en son yerel seçimi hatırlatan Beki, yazısına şöyle devam etti:

AK Parti adayı Binali Yıldırım’ın, İstanbul’da HDP seçmeninin de oyuna talip olduğu seçimdeydi... Öcalan’dan siyaseten yararlanılmak istenmiş, muhalefet adayına oy verdirmemek için İmralı’dan mektup getirilmişti. Sonra da Öcalan’ın lafını dinlemedi diye HDP’ye denmedik bırakılmamış, dış güçlerle emperyalizmin maşası olmakla suçlanmıştı. Nitekim hesabının, İmralı’daki tarafından Edirne’deki Demirtaş’tan sorulacağı, içlerinin karışacağı da açık açık söylendi.

Kaldı ki daha geçenlerdeydi; Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye düşmanları” diye siyasi rakipleri sorulduğunda terslemedi. Bilakis, tanımı doğrular şekilde konuştu. Meral Hanım’ın Bay Kemal’le yürüdüğü, onun da cibilliyetinin belli olduğu, terör örgütünün parlamentodaki uzantısı HDP’yle kol kola girdikleri söylemini tekrarladı. Binali Bey, daha birkaç gün önce “kökleri dışarıda, yerli milli değiller, teröre göz kırpıyorlar, düşmandan emir alıp dış güçlere umut veriyorlar” şeklinde karalıyordu muhalefeti. Erdoğan’la ekibini sandıkta, seçimle değiştirme aklını da dışardan almış muhalefet, kendi fikirleri değilmiş.

SADAT’tan bilmem kim, “Türkiye düşmanlarıyla işbirliği yapanlara ülkeyi sandıkta teslim etmeyiz” diye esip savurabildi. Sandığa darbe çağrısı olarak algılanınca da ürküp çark etti. AK Parti Sözcüsü Çelik, bu antidemokratik çıkışı reddediyor. Yine de sabah akşam “biz bu ülkeyi sokakta bulmadık, bunlara bırakamayız” demekte beis görmüyorlar. Reddettiklerinden daha demokratik bir şey ima edip çağrıştırıyormuş gibi. “Öcalan’ı iyi, laf dinlemeyen HDP ve Demirtaş’ı ise kötü göstermek için mi o sahne çekildi” şüphelerine, işte bu tip iktidar söylemleri yol açıyor. Yoksa Öcalan’a yeniden görev düşeceğini, dizideki canlandırmanın buna hazırlık olduğunu, şimdiden tava getirerek yeni rolüne ısındırmayı ve kendisini havaya sokmayı amaçladığını zannetmem. Yok devenin pabucu!

 

Karar, Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU