Saadet Partisi'nin iftarında konuşan İmamoğlu: Türkiye güzel günlere kibirden, israftan ve ifrattan arınmış liderlerin öncülüğünde ulaşacak

Saadet Partisi’nin geleneksek hale gelen İstanbul İftarı buluşmasına katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 6’lı masaya gönderme yaptı ve Karamollaoğlu'ndan övgüyle söz etti

Saadet Partisi'nin "Geleneksel İstanbul İftarı"nda Temel Karamollaoğlu ve Ekrem İmamoğlu konuşma yaptı / Kolaj: Independent Türkçe

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği “Geleneksel İstanbul İftarı”, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımlarıyla gerçekleştirildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yenikapı'daki Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi'nde, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Ömer Faruk Yazıcı'nın ev sahipliğinde düzenlenen iftar etkinliğinde kürsüye ilk çıkan Yazıcı, Müslüman aleminin Ramazan Ayı'nı tebrik ederek misafirleri selamladı.

İl Başkanı Yazıcı'nın ardından kürsüye çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ramazan ayını, “toplumsal hayatın birliği ve dirliği için bir can suyu” olarak niteledi.

İmamoğlu: İftar sofralarının bile ayrıştırılmaya çalışıldığı günler yaşıyoruz

“Ramazan bizi, ‘Başkalarının farkına var, herkesin halinden, dilinden anla ve herkesi kendinle bir tut' diye ikaz eder” diyen İmamoğlu, “Ama insan, tüm bu güzel, bu kıymetli mesajları anlamazdan gelip, kulağının üstüne yatmakta da mahirdir. Hele de elinde güç varsa, iktidar varsa. Maalesef, iftar sofralarının bile ‘senin – benim', ‘bizimkilerin – ötekilerin' diye ayrıştırılmaya çalışıldığı günler yaşıyoruz. İnançlar üzerinden, tamamen mesnetsiz, yapay düşmanlıklar üretmeye çalışanları, bu yolla kendilerine sonsuz bir ikbal yaratma hevesine kapılanları görüyoruz. Tabii ki bunlar boş heveslerdir, ham hayallerdir. İftar sofraları, dini, inancı ne olursa olsun, herkesi ortak bir duyguda buluşturan bir gönül zenginliğin ifadesidir” ifadelerini kullandı.

masada.jpg
Saadet Partisi'nin Geleneksel İstanbul İftarı'nda SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bazı siyasilerle ve gazetecilerle aynı masayı paylaştı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Türkiye güzel günlere, kibirden, israftan ve ifrattan arınmış liderlerin öncülüğünde ulaşacak"

Türkiye'nin iftar sofralarını tesiri altına almış bir kibir ve israf düzeninden arınma mücadelesi verdiğini vurgulayan İmamoğlu, şöyle konuştu:

Hiç şüphe yok ki bu mücadele kısa zamanda sonuca ulaşacak. Kardeşlikle, yardımlaşmayla kurulan sofralardan yükselen güçle, mutlu ve adaletli bir ülke olacağız. İsraftan ve ifrattan uzaklaştıkça, kendimize ve birbirimize yakınlaşırız. Birbirimizi daha çok anlar, daha fazla hissederiz. Tıpkı bugün burada olduğu gibi. Bu anlamlı iftar sofrasıyla bize bu güzel hisleri yaşatan herkese çok teşekkür ediyorum. Türkiye güzel günlere, kibirden, israftan ve ifrattan arınmış liderlerin öncülüğünde ulaşacak. O liderlerin en kıdemlisi olan, Sayın Temel Karamollaoğlu'nu ve hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Mübarek Ramazan Ayı'nın ruhumuzu sevgi, sabır, hoşgörü ve itidalle doldurmasını temenni ediyor ve hayırlı Ramazanlar diliyorum

Karamollaoğlu: Dinde zorlama yoktur, zorlarsanız münafıklık doğar

Son olarak kürsüye çıkan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da davetlilerin Ramazan aylarını tebrik etti.

“Bizler, Milli Görüşçüler olarak, sadece kendi teşkilatımızın, kendi müttefiklerimizin, bizim gibi inanan, düşünen insanların değil; bütün insanlığın saadeti için çalışan bir anlayışa sahibiz” diyen Karamollaoğlu, şunları söyledi:

Biz; bütün insanlığın, eksiksiz, bizim gibi inanan, inanmayan saadetini arzu ederiz. Bunun da temelinde fikir, düşünce, inanç özgürlüğü, hürriyeti yatar. İnsanlar, düşündükleri ve inandıkları gibi yaşayabilirlerse mesut ve bahtiyar olurlar. Bu, bizim kendi inancımızın bize bir emridir aynı zamanda. Bizim inancımızdaki bu fark, hiçbir dini inançta, başka bir inançta yoktur. Cenab-ı Hak, bizzat kendisi Kur'an-ı Kerim'inde, ‘Dinde zorlama yoktur' buyuruyor. Dinde zorlama yok. Zorlarsanız birileriniz sizin gibi düşünmeye, sizin gibi meselelere de yaklaşmaya, sadece münafıklık doğar. Bundan dolayı da bu bizim vazgeçemeyeceğimiz şiarımız. ‘Peki, bu husus neyle teminat altına alınır' derseniz; işte o zaman adalet mefhumu gelir

"Adalet, saraylarda gerçekleşmez"

"Adalet, insana göre değişmez, şahıslara göre değişmez, inançlara göre değişmez" diyen Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bir yerde ihtilaf varsa, o meseleye mutlaka bi taraf bir anlayışla yaklaşmak gerekir. Adalet, saraylarda gerçekleşmez. Adalet, müesseselerle de gerçekleşmez. Adalet, kanun yapmakla da gerçekleşmez. Adaletin gerçekleşmesi için, yönetimde bulunanların farklı bir zihniyette olması icap eder. Adalet, kendisinin aleyhine tecelli ettiği zaman, tereddütsüz o hükmü kabul ederse, işte orada adalet var demektir. Yoksa adaletten sadece, istismar maksadıyla bahsetmiş olursunuz. ‘Adalet, mülkün temelidir' durduk yere söylenmiş bir söz değil. Bu bizim inancımızın da temelidir

"Batı kendine demokrat, dışarıya diktatör"

Müslümanların, gittikleri hiçbir yerde insanları zorla Müslüman olmaları için ikna etmeye çalışmadıklarını ifade eden Karamollaoğlu, batı ülkelerinin kendi içlerinde demokrat olduklarını, dışarıda ise despotları ve diktatörleri desteklerini kaydetti. Bu durumun çifte standart olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, "Bu bizim inancımızda hiçbir zaman yer bulamayan bir husustur" dedi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU