Yüksek enflasyon ve fahiş zamlara rağmen "kriz yok" diyenler var… "Kriz olsa her yer böyle dolu olur mu?" diyenler haklı mı?

Ekonomik kriz olduğunu söyleyenlere "İnsanlarda para olmasa kafe ve mağazalar bu kadar dolu olmaz" diyenler var. "Peki gerçekten öyle mi" diye sorduk aldığımız cevap genellikle "Bir kriz var ama herkesin krizi değil" şeklinde oldu

Merkezli yerlerdeki canlılık sürüyor / Fotoğraf: AA

Türkiye'de artan hayat pahalılığı milyonlarca insanın yaşamını zorluyor.

Büyük çoğunluk yaşanan süreci "ekonomik kriz" olarak niteliyor. Ancak bu görüşe karşı çıkanlar da var.

Onlara göre iddia edildiği gibi bir kriz yok. Gerekçeleri de şu: "Çarşı, pazar ve eğlence yerleri dolup taşıyor. İnsanlar harcama yapıyor. Paraları olmasa böyle harcama yaparlar mı?"

Gerçekten de bakıldığı zaman özellikle büyükşehirlerde merkezi yerlerdeki mekanların bir şekilde dolduğu ve mağazalardan alışverişin sürdüğü görülüyor.

"Millet aç ise Bergen filmine nasıl oldu da 7 milyon kişi gitti"

Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, geçen gün Habertürk'te katıldığı programda önce sıkıntı olduğunu kabul etti ancak devamında şunları söyledi:

'İnsanlar ekmek bulamıyor, insanlar yiyemiyor' diye bir şey yok. Türkiye'de en ucuz sinema bileti 30-40 lira. Bergen filmine 7 milyon kişi gitti, 140 milyon hasılat yaptı. Nasıl oluyor bütün eğlence yerleri, sinemalar dolu oluyor? Millet aç açıkta değil. Bergen filmine nasıl oldu da 7 milyon kişi gitti.

bergen.jpg
7 milyon kişinin izlediği filmde Bergen'i, Farah Zeynep Abdullah oynadı 

 

Kriz var mı yok mu?

Küçük'ün dile getirdiği bu iddiayı dillendiren çok sayıda kişi var.

Bu durumda akıllara şu sorular geliyor: 

Türkiye'de gerçekten bir kriz yok mu? Ya da daha net ifadeye göre kriz herkesin değil de bir kesimin mi?

Halkta iddia edildiği gibi parasızlık durumu yok mu? Bu nedenle hayat pahalı olsa bile gezmesinden, yemesinden, içmesinden geri kalmıyor mu?

seyfettingürsel.jpg
Seyfettin Gürsel / Fotoğraf: Twitter

 

"7 milyon kişi sinemaya gitmiş, nüfus 84 milyon"

Bu soruları yaşamın her kesiminden insanlara yönelttik.

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel'e göre krizler hiçbir zaman toplumun tamamını etkilemez.

7 milyon kişinin gidip bir filmi izlemiş olmasının çok normal olduğunu hatta ülkenin nüfusu göz önünde bulundurulduğunda bu sayının düşük görülmesi bile gerektiğini söyleyen Gürsel, "Ülkede 84 milyon kişi var. Hadi bunun çoluğu çocuğu, yaşlıları çıkar nereden bakarsan 50 milyon yetişkin yaşıyor. Bu oranın 10'da birinden biraz fazlası gitmiş. Türkiye geçmişte de yüksek enflasyon olan dönemler gördü. O zamanlar insanlar sinemaya gitmiyor muydu ya da açlık mı başlamıştı. Dolayısıyla bu örneği vermesi yerinde değil" dedi. 

Gürsel, krizin iktisatçılar nezdinde bir tanımının olduğunu bununda gayrisafi yurt içi hasılanın küçülmesi olduğunu belirterek, geçmişte birkaç kere bu durumun yaşandığını ancak bugün için bu klasik tanımlamaya uygun olarak Türkiye’de bir krizin olduğunun söylenemeyeceğini kaydetti.

"Düşük büyümeden kaynaklı yoksullaşma ve işsizlik var"

Gürsel buna karşın Türkiye'de yeni bir durumun olduğunu kaydederek, bu durumu şöyle anlattı:

Gayrisafi yurtiçi hasıla küçülmedi ama başka bir şey var. Türkiye, 3 yıldır bir düşük büyüme dönemindeydi. Dolayısıyla ciddi yoksullaşma, işsizlik oldu, ayrıca enflasyon arttı. İstihdamı yeterince artıramayan bir düşük büyüme var. Çalışmayan sayısı arttıkça hanelerin gelirleri de düşüyor. Enflasyonun olması kriz olarak nitelenebilir mi? Hayır. Peki bazı kesimler için kriz var mı? Elbette var. Hem de nasıl? Ama toptan bir krizden bahsedemeyiz.

kemalözkiraz.jpg
Kemal Özkiraz / Fotoğraf: Twitter

 

"Ekonomik kriz veya yüksek enflasyon herkesi mutsuz etmiyor"

Avrasya Araştırma Şirketi Sahibi Kemal Özkiraz ise önceki gün Twitter hesabından paylaştığı son ankette Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da görülen 8 puanlık artışın nedenlerinden biri olarak ekonomik krizin Cumhur İttifakı'na oy veren partilerin seçmenlerini diğerlerine göre daha az etkilediği iddiasını ortaya atmıştı.

İddiasıyla ilgili Independent Türkçe'ye açıklamada bulunan Özkiraz, "Toplumda para var mı gerçekten" sorusuna şu cevabı verdi: 

"Toplumda elbette para var. Cari açık Türkiye tarihinin rekoruna ulaştığına göre vatandaş harcama yapıyor demektir. Vatandaşın harcama yapmasında sıkıntı yok. Vatandaş açısından en büyük sıkıntı bugün aldığını yarın aynı fiyata alamaması. Hükümet de bunu sürekli piyasaya para vererek sübvanse ediyor bir şekilde. Ama bu çok sürdürülebilir bir şey değil. Çiftçiler ekerken biçerken pahalıya ekiyor ama tarlada marulun tanesi 12 lira olduğundan memnunlar. Yani ekonomik kriz ya da enflasyon dediğimiz şey herkesi mutsuz eden bir şey değil. Deposunda bin ton demir çeliği olan adam şimdi zengin oldum diyordur." 

cumhurittifakı.jpg
Özkiraz'a göre Cumhur İttifakı seçmenleri krizden daha etkileniyor olabilir / Fotoğraf: AFP

 

"Cumhur İttifakı seçmeni krizi daha az hissediyor"

Özkiraz, Cumhur İttifakı'nı destekleyenlerin bu krizi daha az mı hissediyor" sorusuna "Tabii ki de az hissediyorlar" diyerek cevapları ve gerekçesini şöyle anlattı:

Cumhur İttifakı en yüksek oyunu kırsaldan ve küçük şehirlerden alıyor. Büyükşehir enflasyonu ile buraların enflasyonu aynı değil. Birçoğu kira ödemiyor ya da ulaşıma ve diğer giderlere büyükşehirler kadar para ödemiyor. Gıdaların bir kısmını kendi üretiyor. O yüzden benim enflasyonum ile oralardaki bir amcanın enflasyonun eşit olma ihtimali sıfır. Dolayısıyla para durumu da değişiyor. Ayrıca ticaret yapanla ücretli olanların durumu da aynı değil. Ücretli daha zorlanıyor. Hükümet bunu fark ederek asgari ücrete zam yaptı ama bu artışlarla da o da etkisiz kaldı.

celalyıldırım.jpg
Celal Yıldırım / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Krizlerden en çok etkilenen diş hekimlerinin işleri iyi"

Bu iki ismin ardından sektörün farklı kesimlerinde yer alan isimlere aynı soruları yönelttik.

Krizlerin en çok etkilediği sektörlerin başında her zaman diş hizmetleri gelir. İnsanlar krizlerde önce çok acil değil ise dişlerini yaptırmaz.

Diş hekimi Celal Yıldırım, şu anda diş hekimlerinin işlerinin iyi olduğunu söyledi.

Bunun kamuda diş tedavisi almanın çok zorlaşmasından kaynaklandığını ifade eden Yıldırım, "İnsanlar özele yönelmeye mecbur kaldı. Türk lirasının değer kaybı nedeniyle sağlık turizmi kapsamında yurtdışından özellikle Türkiye kökenli çok hastanın gelmesi nedeniyle işlerimiz kötü değil" dedi.

"Türkiye'nin çoğunluğu için kriz var, azınlık için kriz yok"

Celal Yıldırım, buna karşın "Türkiye'de kriz var mı, yok mu?" noktasına gelince "Türkiye'nin çoğunluğu için kriz var, azınlık için kriz yok. Ücretliler, emekliler ve küçük esnafta kriz var. Büyüyen sektörler ve işletmelerde kriz yok" diye cevapladı.

tuncaysavaşlı.jpg
Tuncay Savaşlı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"İnsanlar eğlence mekanlarına geliyor ama artık daha az harcıyor"

Kriz olmadığını iddia edenlerin en çok örnek verdiği noktalardan biri "eğlence mekanlarının dolu" olduğu iddiası.

Kadıköy'de çoğunluğu alkollü mekanların bir araya gelerek oluşturduğu Kadıköy Esnaf Derneği'nin (Kadıder) Başkanı Tuncay Savaşlı'ya göre bu kesinlikle gereği yansıtmıyor.

İnsanların gelirlerinin artık giderlerini karşılamadığını söyleyen Savaşlı, "İnsanlar önlerini göremediğinden tüketimi azalttı. Evet geliyorlar ama eskiden birasının yanına çerezini söylerken şimdi bir bira içip kalkıyorlar. Mekanda daha az harcamaya çalışıyorlar" diye konuştu. 

fikrikurt.jpg
Fikri Kurt / Fotoğraf: ÖRSAD

 

"Krizi belli kesimler yaşıyor"

Tekstil sektörü de tüketimin önemli bölümlerinden biri. 35 yıldır tekstil alanında faaliyet gösteren Örme Sanayicileri Derneği (ÖRSAD) Başkanı Fikri Kurt, sektör olarak yüzde 30 kapasiteyle çalıştıklarını aktardı.

Kurt, "Kriz var mı, yok mu" sorusuna şu cevabı verdi:

Krizi belirli kesimler yaşıyor. Belirli kesimlerde ise kaynaklar yine var. Tabii ki milletin cebindeki para henüz bitmedi. Çünkü cebindeki paraya daha sıra gelmedi. Biraz zaman geçtiğinde cebindeki para da azalmaya başladığında asıl o zaman sıkıntıyı hissedecek. Asıl kriz 2022 Ocak'ından itibaren başladı.

"Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir sisteme doğru gidiyoruz"

"Zengini daha fazla zengin yapan, fakiri de daha fakir yapan bir sisteme doğru gidiyoruz" diyen Kurt, "Orta direk yıkılmak durumunda kalıyor. 84 milyonluk ülkede ortalama 20 milyonun durumu iyi. Ancak halkın yüzde 40'ı daha fakirleşmiş durumda. Geri kalan da ortada" yorumunda bulundu.

Enderaktaş.jpg
Ender Aktaş / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Ticaret yapanlar bir yılda büyük para kazandılar, sabit gelirliler büyük sıkıntıda"

Cam ve dış cephe sektöründe faaliyet gösteren ve bu alanda bir fabrikası olan iş insanı Ender Aktaş ise sözlerine "Ticaret, üretim yapanlar son bir yılda büyük para kazandı. Sabit gelirliler büyük sıkıntıda. Enflasyonist ortamda sanayi ve ticaret yapanlar kazanır, sabit gelirli sıkıntıya girer. Bu ekonominin temel kurallarından birisi. Biz şu anda bu durumdayız" diye başladı. 

Esnafın içinde sadece küçük esnafın sıkıntıda olduğunu kaydeden Aktaş, "Orta ve büyük ölçekli esnaf ile ticaret, üretim yapanlar karda. Örneğin Şişecam karını yüzde 256 artırdı. Bir kesim para kazanıyor ancak sabit gelirli küçüldü" diye konuştu.

Aktaş, nüfusun yaklaşık 5 milyonluk kesiminin bu süreçte iyi kazandığını, beş milyonluk kesiminin ise kendisini koruduğunu iddia ederek, "Geri kalan çok zorlanıyor" dedi. 

eğlencemanşet.jpg
“Kriz olsa her yer böyle dolu olur mu? Demek para var ki harcıyorlar? diyenler haklı mı? 

 

"Sadece parası olanlar gezdiğinden herkesin keyfi yerinde gibi bir algıya kapılanlar olabilir"

Aktaş, mekanların dolu olmasıyla alakalı olarak da şöyle konuşarak sözlerini noktaladı:

Doğru. Örneğin geçen cuma cam sektöründen arkadaşlarla Pendik'te restoranlarda yer bulamadığımızdan Yakacık'a çıktık. Oralar da doluydu. Ataşehir'de tanıdığım mekanlardaki şeflerde oturacak yer kalmadığını söylüyor. İçkili bir mekana gelen herkes ortalama kişi başı 500 lira hesap bırakıyor. Kısaca süreçte düzeni bozulmayıp kazananlar harcamasını sürdürüyor. Ancak kazanamayan belki evinin önündeki kahveye bile inmiyor. Fakat biz onları görmeyip sadece gezenleri gördüğümüzden herkesin keyfi yerinde gibi bir yanlış algıya kapılanlar olabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU