Rusya'da savaşın tetiklediği 3 devrim

Tarih, Moskova'dan uzakta yaşananların Rusya içi dengeleri de sarsabildiğini gösteriyor

Rus gemilerinin Port Arthur'da Japonlar tarafından yok edilmesi, pek çok illüstrasyona konu oldu (Torajirō Kasai)

24 Şubat'ta Moskova'nın Ukrayna savaşını başlatmasıyla birlikte Batı basınında, Rusya'da yetersiz donatılan acemi askerlerin sahaya sürüldüğü, enflasyonun yükseldiği ve endüstrinin sekteye uğradığı haberleri yapılmaya başlandı.

Bu da tarihteki benzer örnekleri akla getirdi. ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) Rusların başka ülkelerle savaşa giriştikten sonra kendi ülkesinde devrim yaptığı üç olayı derledi

Rus-Japon Savaşı 

Japonların 1904 şubatında Port Artur Baskını'yla Rusya'ya saldırması, Kuzeydoğu Asya'nın hegemonyası için verilen mücadeleyi sertleştirdi. Çar II. Nikolay, feodal dönemin tecridinden yeni yeni uzaklaşarak uluslararası camiada bir aktör olmaya çalışan Japonya'ya yenilmeyeceklerini düşünerek tüm gücüyle saldırdı. 

Japonya neredeyse tüm gücüyle savaşa girince 340 bin Rus askerinin yaklaşık dörtte biri bugün Çin'e bağlı Şenyang kenti yakınlarındaki Mukden Muharebesi'nde öldü. Rusya'nın Baltık Filosu'ndaki 45 geminin çoğu batırıldı ya da ele geçirildi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu muharebe, Rusya topraklarındaki işçi ayaklanmaları ve kanlı gösteriler gibi pek çok sorunla baş etmeye çalışan Çar II. Nikolay'ın itibarına bir darbe daha indirdi.

ABD Başkanı Theodore Roosevelt'in arabuluculuğunda 1905 eylülünde imzalanan barış anlaşmasıyla Rusya, Japonya'ya toprak kaybetti. 

Ekimde de Rusya'da gerçekleşen devrim, çarların neredeyse 300 yıldır keyfini çıkardığı mutlak gücü paylaşmak zorunda kalmasına neden oldu.

Japonya'daki Hokkaido Üniversitesi'nden Avrasya tarihi dersleri veren David Wolff, konuyla ilgili şöyle diyor:

1905 Devrimi olmasaydı Rusya, Japonya'yı yenebilirdi. Ukrayna'nın zafer kazandığı senaryolardan biri de Rusya'nın rejim değişikliğine gitmesini içeriyor.

I. Dünya Savaşı

Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand'a 28 Haziran 1914'te düzenlenen suikastle başlayıp 1918'e kadar süren I. Dünya Savaşı'nın başlarında Rusya'nın başında hâlâ Çar II. Nikolay vardı. 

Tarihçi Dominic Lieven, "Çarlık Rusyası'nın Sonu" isimli kitabında Ukrayna'nın kaderinin bu savaşta değiştiğini ifade ederek şunları söylüyor:

Ukrayna'nın nüfusu, endüstrisi ve tarımı olmasaydı 20. yüzyılın başlarındaki Rusya dev bir güç olamazdı.

Manchester Üniversitesi'nden Peter Gatrell de Rusya'nın Almanya'yla savaşmasıyla birlikte ordunun iyi hazırlanmadığının ortaya çıktığını ve ülkedeki endüstrinin savaş sırasında ekonomiyi yürütemeyecek kadar yetersiz olduğunu belirtiyor. 

Milyonlarca Rus'un evini terk etmek zorunda kaldığı savaş sırasında, 1917'de yapılan Bolşevik Devrimi, Vladimir Lenin önderliğindeki güçlerin kasımda iktidarı ele geçirmesiyle sonuçlandı. 

Almanya'yla imzalanan Brest-Litovsk anlaşmasıyla Rusya topraklarının önemli bir kısmını kaybetti. Anlaşmaya göre Ukrayna, Almanya'nın etkisi altındaki bir bağımsız devlet olacaktı. Ancak Almanya savaşta kaybedince Ukrayna, Sovyetler Birliği'ne bağlı bir cumhuriyet oldu. 

Sovyet-Afgan Savaşı

Sovyetler Birliği, 1979 aralığında yeterince kendisinden taraf olmadığı düşünülen Hafızullah Emin'i öldürerek yerine Babrak Karmal'ı getirdi. 

Moskova, Sovyetler Birliği'nin etki alanını genişlettiğini düşünürken aralarında ABD tarafından öldürüldüğü açıklanan El Kaide lideri Usame bin Ladin'in de bulunduğu şeriat yanlısı isyancılarla yıllarca mücadele etmek zorunda kaldı.

Düşünce kuruluşu Defense Priorities'te çalışmalarını sürdüren Benjamin Denison, ABD'nin Saddam Hüseyin'i devirdikten sonra Irak'ta yaşadığı tecrübeyi de hatırlatarak bu rejimi iktidarda tutmak için istiladan iki ya da üç kat daha fazla güç gerektiğini söylüyor. 

Denison, Sovyetler Birliği'nin de Afganistan'da başarılı olamaması yüzünden ülkede huzursuzluk çıktığını ifade ediyor. 

ABD'nin desteklediği bu gruplarla yıllarca mücadele eden Sovyetler Birliği, 1989'un başlarında Afganistan'dan çekildi. Bu utanç verici çekiliş ve çok sayıda askerin ölümü, ülkede rahatsızlık yarattı. Pek çok diğer sorunun da etkisiyle 1991'de Rusya'da komünist yönetim bitti ve Sovyetler Birliği dağıldı. Devrim niteliğindeki yönetim değişikliği, Ukrayna'nın bağımsızlığını sağladı. 


Independent Türkçe, Wall Street Journal, AA

DAHA FAZLA HABER OKU