Kadrajdakiler: İhtiyacı olan tüm yeteneğe sahip yükselen bir oyuncu; Jessie Buckley

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için 'Yıldız Sineması'nda bu hafta Jessie Buckley'i ve filmografisini yazdı

Kolaj: Independent Türkçe

Kısa bir süre önce sahiplerini bulan "Ulusal Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri" ile "Gotham Bağımsız Film Ödülleri" için aday gösterilen; son yıllarda yer aldığı yapımlarda dikkatleri üzerine çeken, birbiri ardına güçlü performanslar sergileyerek dizilerde ve filmlerde görünmeye devam eden Jessie Buckley'i bu hafta sizin için kadraja almak istedim.


İhtiyacı olan tüm yeteneğe sahip yükselen bir oyuncu; Jessie Buckley
 

 

İrlandalı bir şarkıcı ve sinema-tiyatro oyuncusu olan Jessie Buckley, 28 Aralık 1989'da County Kerry, Killarney'de doğdu.

Beş çocuğun en büyüğü olan Jessie, kardeşleriyle birlikte, her odasından müzik sesleri yükselen bir evde büyüdü.

Jessie, müziğin ön planda olduğu böylesi bir evde büyümenin sanıldığı kadar huzur verici olmadığını, evlerinin zaman zaman bir savaş alanına dönüştüğünden bahsetse de büyük bir aile içinde büyümenin harika bir şey olduğunu belirtiyor.
 

 

Pratik yaptıkları yoğun zamanlardan sonra birbirlerine sarılıp film seyretmeyi, kırsalda yaptıkları yürüyüşleri her zaman özlediğini dile getiriyor.

Jessie, yıllar içinde hayatta yalnız yaşamanın kolay olduğunu tecrübe etse de bir parçası başka birine veya ailesine ait olup da bir şeyleri paylaşmak zorunda olduğu zamanların daha zor ama çok daha verimli olduğunu düşünüyor.
 

 

Ailesinin kendilerine deneyimler yaşatmak ve farklı şeyler denemelerini sağlamak için çok çalıştığını belirten Jessie Buckley, böylece her birinin farklı alanlara ilgi duymaya başladığını belirtiyor.

Nihayetinde kardeşlerinden biri dağcı, biri mühendis ve bir diğeri de hemşire olurken kendisine de şair ve müzisyen olarak bir yol çizdiğini söylüyor.
 

 

Büyüme baskısı altında geçen günler

Jessie Buckley, ifade sanatını ebeveynlerinden miras aldı.

Bir barmen olan ve şiirler yazan babası Tim Buckley ile arpçı ve vokal koçu olan annesi Marina Cassidy, küçük yaşlardan itibaren onu şarkı söylemeye teşvik etti ve annesi bu yönde ona koçluk yaptı.

İlerleyen süreçte Jessie; Thurles, County Tipperary'de, annesinin vokal koçu olarak çalıştığı ve okul prodüksiyonlarında sahne aldığı, tamamı kızlardan oluşan bir manastır okulu olan Ursuline Ortaokulu'na gitti.
 

 

Jessie Buckley buradan bahsederken bu manastır okulunun "muhteşem" olduğunu söylüyor, burada çok iyi arkadaşlar edindiğini belirtiyor ama yine de mutsuz olduğunun da altını çiziyor.

Mutsuzluğunun gerekçesi olarak da Kelt Kaplanı (Celtic Tiger / An Tíogar Ceilteach) zamanında büyüdüğünü ve böylesi bir ekonomik büyüme baskısı altında mutluluğun materyalizme dayandığı bu dönemde gittiği bu okulu çok stresli ve bunaltıcı bulduğunu söylüyor.
 

 

Kadınlığa adım attığı o yaşlarda, sistem gençlere doktor, avukat ya da bunun gibi mesleklerde yükselmelerini öğütlerken, kendisini hayattan ne istediğini anlamaya çalışırken bulan ve ne istediği konusunda kendi fikirleri olduğunu fark eden Jessie Buckley, kendisinden ve bu duygulara sahip olmaktan korksa da nihayetinde müzik yapmak, tiyatroda olmak ve Londra'da yaşamak istediğine karar veriyor.
 

 

Hayatının bu döneminde çok zorlandığı için Jessie, bir süre terapi gördüğünü de söylüyor ve hayatlarımızdaki karanlık dönemler hakkında açık olmanın travmaları yıkabilmek için çok önemli olduğunu belirtiyor.
 

 

Bir oyuncu olmak

Böylesi bir büyüme evresinde, ebeveynlerinden aldığı eğitim ve teşvik, Jessie'ye okulda çeşitli sanat formlarını keşfetme güvenini ve özgürlüğünü sağlar.

Bu sayede pek çok okul yapımında rol alan Jessie, West Side Story müzikalinde "Tony" ve Chess'te "Freddie Trumper" başrolleri de dahil olmak üzere bir süre erkek rollerinde oynar.
 

 

Jessie Buckley okulu bitirdikten sonra, İrlanda'nın Dublin kentindeki İrlanda Kraliyet Müzik Akademisi'ne katılır ve burada piyano, klarnet ve arp eğitimi alır.

Kısa süre içinde Tipperary Millenium Orkestrası'nın bir üyesi olarak, şarkı söyleme ve oyunculuk yeteneklerini geliştirmek için İrlanda Müzik Dernekleri Birliği (AIMS: The Association of Irish Musical Societies) tarafından düzenlenen çeşitli atölye çalışmalarına katılır.

Bu birlik içinde yetenekli bir oyuncu olduğu yönünde aldığı övgüler onu Londra'daki drama okullarına başvurmaya teşvik eder.
 

 

On yedi yaşındayken müzikal tiyatro okumayı hayal eden, ama başvurduğu kurumlardan geri çevrilen Jessie Buckley, bir süre büyük bir hayal kırıklığı yaşar.

Ama sonrasında, hayatın bazen isteklerimiz doğrultusunda ilerlemediğine kanaat getirerek kendisiyle ilgili tam olarak farkında olmadığı ama keşfedecek daha çok şeyi olduğunu hisseder.

Böylelikle tam manasıyla yoldan çıkmak isteyen Jessie, müzikal tiyatro temalı bir televizyon yarışması olan I'd Do Everything için seçmelere girer.
 

 

Girdiği bu seçmelerden sonra yarışmacı olmaya hak kazanan Jessie Buckley, 31 Mayıs 2008'de finale yükselir ve nihayetinde yarışmayı ikinci olarak tamamlar.

Sonrasında kariyeri yavaş yavaş hareketlenmeye başlayan Jessie Buckley, aynı yıl Stephen Sondheim'ın A Little Night Music'in West End canlandırmasında yer alır.

RTE Radio 1 için bir caddede konser verir, 14 Eylül 2008'de ise Londra, Hyde Park'ta Andrew Lloyd Webber'in Doğum Günü gösterisinde solo olarak "I Don't Know How To Love Him" ve "Light at the End of the Tunnel" şarkılarını söylemek için sahnede yerini alır.
 

 

Bu süre içinde iki yıl boyunca kimsenin onu dinlemediği bir gece kulübünde caz müzik yapar, bir süre pazarda mısır gevreği satar ve Brixton'da bir giyim mağazasında çalışır.

Oyuncu olmak için çıktığı bu yolda öğrendiği en önemli şey bir sonraki işin ne zaman geleceğini asla bilemeyeceği olmuştur.

Kısmen belirsizlikler içinde geçen bu süre içinde Jessie Buckley, Londra'daki Kraliyet Dramatik Sanat Akademisi'nde oyunculuk alanında okur ve 2013 yılında mezun olur.
 

 

Vahşi ve özgür

Yaşadıklarının hiçbiri daha evvelden planlanmamış olsa da Jessie, akışında ilerleyen bu süreci çok sevdiğini söylüyor ve hatta oyunculuk ile müziğin onu farklı yönlere çekmesinden hoşnut görünüyor.

Eğer vakti zamanında başvurduğu o kurumlardan içeri girseydi, şu an sahip olduğu fırsatlara sahip olamayabileceğini farkına varan Jessie, ilerledikçe, bir şeyler yapmanın pek çok farklı yolu olduğunu öğrendiğini söylüyor.
 

 

Hatta, Jessie bir zamanlar reddedildiği için hayatı kararan o mahzun gencin drama okuluna gitmediğini önceden görebilseydi, işlerin yolunda gitmeyişine çok sevineceğini kabul ediyor.

Vahşi ve özgür olmanın İrlandalıların kanında olduğunu söyleyen Jessie Buckley, çoğu zaman beceriksiz ve özgür olmak istediğini dile getiriyor, ama diğer taraftan var olmak ve hayatına sahip çıkmak için de seçimlerinin sorumluluğunu alması gerektiğini bildiğini belirtiyor.
 

 

Jessie Buckley hala bazı işlerden önce korktuğunu, bazen panik atak geçirdiğini ve bunalmış hissettiğini, ama ne olursa olsun devam edebilme gücünü bir şekilde kendinde bulduğunu söylüyor.

Özel ve iş hayatını dengeli bir şekilde sürdürmeye özen gösteren Jessie Buckley, günlük hayatında olabildiğince "görünmez" olmaya çalışıyor, arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi seviyor ve şehrin her yerinde bisiklet kullanıyor.
 

 

Jessie, göreceli olarak kısa denebilecek olan kariyerinde aldığı ödüllerden heyecan duysa da sektörün bazı dayatmalarını sinir bozucu buluyor.

Bu dünyada daha da yükselebileceğinin fakında olan Jessie Buckley kendisini pazarlanabilir bir nesneye dönüştürmek istemediği için de bilinçli bir şekilde kariyerini oynadığı karakterlere odaklı bir şekilde, kendi seçimleriyle sürdürmeye gayret ediyor.

Ayrıca kız kardeşleri için de iyi bir rol model olmak istiyor.
 

 

Jessie bu kapsamda mutluluğu sürdüğü maskaraların verdiği hazla elde etmek yerine, her zaman ruhunu beslemenin ve dünyaya faklı açılardan bakmanın yollarını aradığını söylüyor.

Ve tüm bu süreçte gerçekte neyse o olmaya çalışan Jessie, kendisi gibi olmayı başarabilirse bunun dünyaya bırakabileceği en güzel ve güçlü şey olacağını düşünüyor.


Filmografisi

İhtiyacı olan tüm yeteneğe sahip olsa da bir kariyer yolu çizmeye çalıştığından emin olmayan ve aslında çoğunlukla anlık içgüdülerine göre hareket eden Jessie Buckley'in kariyeri, tiyatro, müzikaller, caz, televizyon, filmler gibi genişleyen bir mozaiğe dönüşmüş gibi görünüyor.

Jessie'ye kısa zamanda kendisine pek çok kapıyı açan ve performanslarıyla izleyenleri kendisine hayran bırakan filmografisindeki yapımları aşağıda sizin için özetlemeye çalıştım.


Jack ve Mekanik Kalp

Yönetmen: Stéphane Berla, Mathias Malzieu, Stéphane Berla / Oyuncular: Jessie Buckley, Mathias Malzieu, Olivia Ruiz, Grand Corps Malade, Jean Rochefort, Rossy de Palma, Babet, Marie Vincent, Emily Loizeau, Arthur H., Dani, Alain Bashung, Cali, Chloé Renaud, Moon Dailly, Emily Dormer, Samantha Barks, Stephane Cornicard, Janet Dibley, Michelle Fairley, Charlie Hayes, Sophia Mackie Ellis, Gregory Monro, Steve Nicolson, Richard Ridings, Harry Sadeghi, Howard Samuels, Barbara Scaff, Orlando Seale / Süre: 94 dakika
 

 

2013 yılına ait Jack and the Cuckoo-Clock Heart (Jack et la mécanique du coeur) adlı bu animasyonda; on dokuzuncu yüzyılda, bir çocuğun doğarken kalbinin durması sonucu kalbinin yerine saat yerleştirilerek hayatına devam etmesi sağlanır, fakat kalbi olmayan bu çocuğun bu operasyonla birlikte duyguları da yok olur.

Çok soğuk bir günde, donmuş bir kalple dünyaya merhaba diyen Jack, Madeline adlı bir ebenin kalbi yerine guguklu saat takmasıyla kurtulur.

Ancak Jack'in bu mekanik kalple hayatına devam edebilmesi için uyması gereken üç önemli kural vardır: Birincisi asla saatin kollarına dokunmamak, ikincisi heyecanını kontrol altında tutmak, üçüncüsü ve en önemlisi asla âşık olmamak.

Zaman ilerleyip bu operasyonun üzerinden yıllar geçtikten sonra Jack, ilk defa şehre inmek zorunda kalır ve burada laterna çalan bir genç kızla tanışır.

Böylelikle ilk kez âşık olan Jack, duygularını nasıl kontrol edebileceğini öğrenmek için büyük bir mücadele vermek zorunda kalır.

Mathias Malzieu'nun çok satan romanından ve Dionysos adlı bir Fransız müzik grubunun çok satan bir albümünden uyarlanarak bir dönemi kadrajına alan, fantastik maceralarla dolu bu animasyonun İngilizce dublajında Jessie Buckley sesiyle Luna adlı karaktere hayat vermiştir.

 

Canavar

Yönetmen: Michael Pearce / Oyuncular: Jessie Buckley, Trystan Gravelle, Johnny Flynn, Geraldine James, Olwen Fouéré, Charley Palmer Rothwell, Claire Rafferty, Hattie Gotobed, Shannon Tarbet, Emily Taaffe, Tim Woodward, Chris Wilson, Barry Aird, Djalenga Scott, Oliver Maltman, Leona Clarke, Sam Dale, Claire Ashton, Ekran Mustafa, Richard Laing, Joanna Croll, Alisha Tarran, Maria de Lima, Amanda Smith, Tyrone Lopez, Melissa Gotobed, Sian Fleet-Milne, Joshua Squire, James Thomson, Lance Hill, Felicity Woodsie, Morgan Best, Lisa Jones, Lawrence Chay, The Diablos, Doug Berry / Süre: 107 dakika
 

 

Prömiyerini Toronto Film Festivali'nde gerçekleştiren, 2017 yılına ait Beast adlı bu film; küçük bir adada yaşan genç bir kadının, bir yabancıya âşık olarak onun için herkesi karşısına alışını konu ediniyor.

Moll, küçük bir adada yerleşik hayatı olan ve halasının yanında yaşayan genç bir kadındır.

Hayalleri olan ve özgür olmak için her şeyi yapabilecek olan Moll, artık yaşadığı yerden sıkılmıştır ve bu küçük adadan kurtulacağı günü iple çekmektedir.

Halası ve ailesinin ona göstermiş olduğu baskıcı tavırlardan bıkıp usanan Moll bu motivasyonla kaçma planları yaparken bir gün adanın yerlisi olmayan, Pascal adında esrarengiz biri ile tanışır.

Böylelikle kendisi gibi özgür ruhlu biri olan Pascal ile tanıştığında Moll için de yepyeni bir dünyanın kapıları açılır.

Pascal ile birlikte ilk defa yaşadığını hisseden genç kadın, nihayetinde gözünü karartır ve ailesinin yanından ayrılarak sevdiği adamın yanına taşınır.

Böylelikle bu esrarengiz adam Moll'un yeni hayatında, baskıcı ailesinden uzaklaşma için güç ve dayanak noktası gibi olur fakat zamanla bu yabancının bir seri katil olduğu iddiası ortalığı karıştırır.

Pascal bir dizi cinayetin baş şüphelisi olarak tutuklandığında ise her şey bambaşka bir hal alır.

Daha önce Jersey'de yaşayan Michael Pearce'in, 1960'larda ve 1970'lerde Jersey adasını terörize eden The Beast of Jersey adlı gerçek hayattaki bir kişinin hikayesinden serbest bir şekilde uyarladığı bu filmde Jessie Buckley, filmin başrolünü üstlenerek Moll karakterine hayat vermiş ve performansıyla dikkatleri üzerine çekerek Umut Veren Yeni Oyuncu kategorisinde pek çok adaylık ve ödül kazanmıştır.

 

Vahşi Rose

Yönetmen: Tom Harper / Oyuncular: Jessie Buckley, Matt Costello, Jane Patterson, Lesley Hart, Carol Pyper Rafferty, Natalie Mcconnon, Maureen Carr, James Harkness, Julie Walters, Adam Mitchell, Daisy Littlefield, Louise Mccarthy, Allison Simpson, Janey Godley, Brian McQuade, Craig Parkinson, Margaret MacKenzie, Marianne McIvor, Carolyn Calder, Natali McCleary, Doreen McGillivray, Sophie Okonedo, Ryan Kerr, Nicole Kerr, David McGowan, Martin Docherty, Jamie Sives, Kern Falconer, Benny Young, Tracy Wiles, Josh Whitelaw, Helen Katamba, Maryam Hamidi, Mark Hagen, Bob Harris, Ashley McBryde, Gemma McElhinney, Atta Yaqub, Vanya Eadie, Sondra Morton, Ashley Shelton, Robin Daugherty, J. Thomas Bailey, Aly MacRae, Phil Cunningham, Stuart Nisbet, Ben Nicholls, Neil MacColl, Chris Vatalaro, Andy May, Kacey Musgraves, Kyle Ryan Hurlbut, Brett Resnick, Adam Keafer, Scott Quintana, Hillary Klug, Ross Holmes, Aly Bain, Patti Aagaard, Daniel Campbell, Rodger D. Eldridge, Paul Ellard, Jason Grieve, Justin Hand, Blair Kincaid, Lee Ann Maloney, Rachel Pearl, Tom Sandell, Alexandra Sedlak, Jeffrey Wilkerson / Süre: 101 dakika
 

 

2018 yılına ait Wild Rose adlı bu film; ünlü bir müzisyen olmanın hayalini kuran bekar bir annenin hikayesini konu ediyor.

Yanında uyuşturucu bulundurmaktan bir yıl hapis yattıktan sonra denetimli serbestlik kapsamında, ayağına bileklik takılarak tahliye edilen Rose Lynn Harlan, Glosgow'daki kaotik hayatını düzeltmeye çalışan, yirmi üç yaşında bir işçi sınıfı kızıdır.

Serbest kalmasının ardından annesi ve iki çocuğunun yanına dönen Rose'u yeni yaşamında büyük sorumluluklar beklemektedir.

Ağzı bozuk, uçarı, asi ve sorunlu bir ruh hali olan bu genç kadın diğer taraftan country müziğin beşiği Nashville'de bir yıldız olmayı hayal etmekte ve bu hayaline ulaşmak için de çabalamaktadır.

Hayallerinin peşinden gidip country şarkıcısı olmak isteyen Rose, bunun için çabalarken, yirmi yıldır bir alışveriş merkezinin fırınında çalışan annesi Marion'un tepkisi ile karşı karşıya gelir.

Kızının, ona ihtiyacı olan çocukları için sorumluluk sahibi bir yetişkin gibi davranması gerektiğini düşünen ve onun hayallerini küçümseyen Marion, referanslarını kullanarak Rose için bir temizlik işi bulur.

Yetenek, büyüleyici bir görünüş, güzel bir yüz ve güçlü bir sesle kutsanmış olan Rose Lynn bu işle birlikte hayallerini bir kenara bırakıp, kendisinden beklenildiği gibi davranma konusunda tereddütler yaşarken bir gün kendisiyle arkadaş olan ve özellikle bir bağış toplama partisi düzenleyerek Nashville'e seyahat etmesine yardım etmeye karar veren Susannah tarafından günlük işlerinde şarkı söylerken keşfedilir.

Susannah, Rose Lynn'e yaklaşmakta olan ev partisinde bir şarkı söyleme şansı sunar ve konuklarından hediyeler yerine Rose Lynn'in, Nashville fonuna katkıda bulunmalarını ister.

Rose Lynn, parti haftası boyunca prova yapabilmek için annesinden çocuklara bakmasını ister, ancak Marion önceden yapmış olduğu tatil planlarını iptal etmeyi reddeder.

Bu nedenle Rose, çocuklarını onlara bakmayı kabul eden çeşitli arkadaşlarına götürmek zorunda kalır.

Gösteriden bir gün önce Susannah'nın kocası, Rose Lynn'i yalnız bırakır ve ona suçla yakın olan geçmişini bildiğini ve performansından sonra onlar için çalışmayı bırakması gerektiğini söyler.

Tüm bu süreç içinde şarkıcı olma hayali ile anne olma gerçeği arasında bir seçim yapmaya zorlanan Rose, kendisini en büyük düşmanı olan kendisine karşı mücadele eden bir yol ayrımında kapana kısılmış bir halde bulur.

Filmin başrolünü üstlenerek Rose Lynn karakterine hayat veren Jessie Buckley, bu filmin başarısının ardından İngiltere ve İrlanda'da bir müzik turuna çıkarak film müziğinden şarkılar seslendirmiştir.

 

Judy

Yönetmen: Rupert Goold / Oyuncular: Jessie Buckley, Renée Zellweger, Finn Wittrock, Rufus Sewell, Michael Gambon, Richard Cordery, Royce Pierreson, Darci Shaw, Andy Nyman, Daniel Cerqueira, Bella Ramsey, Lewin Lloyd, Tom Durant Pritchard, John Dagleish, Adrian Lukis, Gemma-Leah Devereux, Gus Barry, Jodie McNee, Gus Brown, Matt Nalton, Bentley Kalu, Martin Savage, Phil Dunster, Gaia Weiss, Lucy Russell, John Mackay, Natasha Powell, Bradley Banton, Ed Stoppard, David Shields, Tim Ahern, Peter Forbes, Arthur McBain, David Rubin, Anthony Shuster, Alistair Cope, Jack Jagodka, Fenella Woolgar, Bronte Lavine, Emily Warner, Flora Dawson, Gillian Parkhouse, Jennifer Davison, Jenny Wickham, Joelle Dyson, Lucy Carter, Rebecca Fennelly, Sam Wingfield, Antony Barlow, Pierre Bergman, Martin Bratanov, Colin Braysher, Jonathan Cheetham, Stuart Cooke, Nick Davison, Emily Ferrier, Julian Ferro, Keith Hide, Patrick Loh, Kate Margo, Zivile Matikiene, Martyn Mayger, Keith Milner, Diana Alexandra Pocol, Brian Rodger, Robert Ryan, Philippe Spall, Jules Tait, Stuart Whelan / Süre: 118 dakika
 

 

2019 yılına ait Judy adlı bu biyografik film; "Somewhere Over the Rainbow" adlı şarkısı hâlâ dillerde olan, Hollywood tarihinin en büyük müzik yıldızının ve onun sahnedeki benzersiz başarısını kadrajına alarak, 1968 kışında, özel gösterilerde sahne almak için Londra'ya gelen ünlü oyuncu ve şarkıcı Judy Garland'ın burada yaşadıklarını anlatıyor.

Çocuk yaşta büyük bir üne kavuşan ve böylelikle sinemanın unutulmaz efsanelerinden birine dönüşen Judy Garland'ın onu bir yıldız yapan Oz Büyücüsü'ndeki ikonik Dorothy rolünü oynamasının üzerinden otuz yıl geçmiştir.

Sevilen şarkıcı ve oyuncu yıllar sonra, bir gece kulübünde sergileyeceği özel bir gösteri için Londra'ya gelir.

Londra'nın çalkantılı gecelerinde Talk of the Town performansları sayesinde arkadaşlarıyla ve hayranlarıyla yeniden bir araya gelmenin coşkusunu yaşayan Judy, bir yandan da gece kulübünün yönetimiyle bir çatışma içindedir.

Bu sırada geçmişi ve verdiği kararların muhasebesini yaparken, daha sonra kocası olacak müzisyen Mickey Deans ile fırtınalı bir aşk yaşar ve onun için her şey daha parlak görünmeye başlar.

Ancak çok uzun yıllar boyunca çalıştıktan sonra, çok yorgun ve hassas bir hale gelen Judy, Hollywood'a feda edilen çocukluğunun anıları ve çocuklarının yanına, eve dönme isteği onun buradaki parlak günlerine gölge düşürür.

Filmleri ve şarkılarıyla insanlara mutluluk ve umut aşılarken, aradığı sevgi ve mutluluğu bir türlü bulamamış bir kadının gerçek hikayesi olan Judy adlı bu filmde Jessie Buckley, Rosalyn Wilder adlı karaktere hayat vermiştir.

Ne ilginç tesadüftür ki Buckley, BBC'nin 2008 yılına ait I'd Do Everything adlı yetenek şovunda yer aldığında Judy Garland'ın Bir Yıldız Doğuyor (A Star Is Born, 1954) filmi ile ünlenen The Man That Got Away şarkısını seslendirmiştir.

 

Bayan Devrim

Yönetmen: Philippa Lowthorpe / Oyuncular: Jessie Buckley, Keira Knightley, Greg Kinnear, Daniel Tiplady, Kajsa Mohammar, Stephen Boxer, Justin Salinger, Ruby Bentall, Lily Newmark, Maya Kelly, John Heffernan, Jo Herbert, Rhys Ifans, Keeley Hawes, Ed Eales White, Jonathan Rhodes, Lesley Manville, Eileen O'Higgins, Laurel Lefkow, Amanda Lawrence, Samuel Blenkin, Nicholas Nunn, Phyllis Logan, Robert Irons, Jojo Macari, Alexa Davies, Luke Thompson, Miles Jupp, Polly Kemp, Gugu Mbatha-Raw, Loreece Harrison, Suki Waterhouse, Clara Rosager, Brig Bennett, Katy Carmichael, Emma Corrin, Sam Alexander, Emma D'Arcy, Clarence Smith, Thomas Smart, Charlotte Spencer, Rupert Vansittart, John Sackville, Lily Travers, Isis Hainsworth, Mary Higgins, Victor Gardener, Nicholas Murchie, Edmund Digby-Jones, Charlie Anson, Ria Zmitrowicz, Jennifer Hosten, Sally Alexander, Jo Robinson, Pearl Jansen, Delly Allen, Biljana Biki, Tashi Bullman, Karin Carlson, Collet Collins, Taina Haines, Chiara King, Federica Mazzilli, Misato Omori, Zoe Purdy, Stephen Samson, Kemal Shah, Daniel Smales, Emily Tebbutt / Süre: 106 dakika
 

 

Ataerkil hakimiyet, ırkçılık, ayrımcılık ve benzeri birçok temaya yer veren, 2020 yılına ait Misbehaviour adlı bu film; Londra'da düzenlenen ve dünya üzerinde en çok izlenen güzellik yarışması olan Miss World'u kadrajına alıyor.

Ancak 1970 yılındaki yarışmada yaşananlar, diğer yıllara göre bir hayli farklıdır; efsanevi komedyen Bob Hope'un sunuculuğunu yaptığı yarışmada, hiç kimsenin aklından dahi geçmeyecek şeyler yaşanır.

Londra Üniversitesi Akademisi'ne giren dul anne Sally Alexander, burada bir grup kadın özgürlüğü hareketi savunucusu kadın ile tanışır.

Çeşitli eylemler düzenleyen bu hareketin sıradaki hedefi 1970'te Londra'da düzenlenen Dünya Güzellik Yarışması'dır.

Yarışmanın kadınları aşağılamaktan başka hiçbir şey olmadığını düşünen bu kadınlar, yarışmayı, kadınların vücutlarını teşhir edip inceletmesine bağlı olarak hayvan pazarından farksız görmektelerdir.

Bu amaçla özgürlükleri için her şeyi göze almışlardır.

Yıllardır yapılmakta olan yarışmanın bu bölümü, adeta hafızalara kazınır; yarışma heyecanlı bir şekilde devam etmekteyken, Kadın Özgürlüğü Hareketi'nin üyeleri tarafından aniden kesilir.

Üyeler tarafından gerçekleştirilen bu eylemin amacı, güzellik yarışmaları ile kadınların aşağılandığını kamuoyuna duyurmaktır.

Gecede yaşanan sansasyonel olay bununla da sınırlı değildir, yarışma sonunda tarihte bir ilk gerçekleşerek, siyahi bir kadın Dünya Güzeli seçilir.

Senaryosu gerçek bir hikâyeden kurgulanan ve 1970 İngiltere'sini kadrajına alarak, o günün birçok sosyo-kültürel ve etnik yönlerini gözler önüne seren bu filmde Jessie Buckley, Jo Robinson adlı bir karaktere hayat vermiştir.

 

Doktor Dolittle'ın Yolculuğu

Yönetmen: Stephen Gaghan / Oyuncular: Jessie Buckley, Robert Downey Jr., Antonio Banderas, Michael Sheen, Jim Broadbent, Harry Collett, Emma Thompson, Rami Malek, John Cena, Kumail Nanjiani, Octavia Spencer, Tom Holland, Craig Robinson, Ralph Fiennes, Selena Gomez, Marion Cotillard, Kasia Smutniak, Carmel Laniado, Frances de la Tour, Jason Mantzoukas, Ralph Ineson, Joanna Page, Sonny Ashbourne Serkis, Oliver Chris, Clive Francis, Paul Holowaty, Elliot Barnes-Worrell, Mark Umbers, David Sheinkopf, Sid Sagar, Martin Pemberton, Tim Treloar, Nick A. Fisher, Jim Carretta, Matt King, Ranjani Brow, Kelly Stables, Scott Menville, Matthew Wolfe, Gia Davis, Henry Holcomb, Kyrie Mcalpin, Stewart Scudamore, Samson Kayo, John-Luke Roberts, Isley Zamora, Joseph Balderrama, Daniel Hoffmann-Gill, Jane Leaney, Joshua Archer, Shaun McKee, Richard Soames, Charlie Bentley, Chris Brazier, Clive Brunt, Tahir Burhan, David Claudio, Bern Collaço, Tonya Cornelisse, David Cradduck, Nick Donald, Michael Hennessy, Michael Herne, Zak Holland, Nasir Jama, Emmanuel Jerwitz, Tarik Mesfun, Andrew G. Ogleby, Mark Oldridge, T. Mark Owens, Rico Pass, Richard Price, Shane Rawlings, Nig Richards, Cailan Robinson, Stephen Samson, Anouar H. Smaine, Neil Alexander Smith, Clem So, Lamin Tamba, Georgie-May Tearle, Frank Todaro, Joshua Tomkins, Michaela Trew / Süre: 101 dakika
 

 

2020 yılına ait Dolittle adlı bu film; karısının ölümünden sonra konuşabildiği hayvan dostlarıyla inzivaya çekilen veteriner Dr. John Dolittle'ın, genç Kraliçe Victoria'nın amansız bir rahatsızlığa yakalanmasının akabinde, kendisini bu duruma bir deva bulmak için büyük bir maceranın içerisinde bulmasını anlatıyor.

Kraliçe Victoria İngiltere'sinin ünlü doktoru ve veterineri olan tuhaf Dr. John Dolittle, yedi yıl önce karısını kaybettikten sonra konuşabildiği hayvan dostlarıyla birlikte inzivaya çekilerek kendisini Dolittle malikanesinin yüksek duvarlarının ardına kapatır.

Ama genç kraliçe ölümcül bir hastalığa yakalanınca, dış dünya ile bağlantısını tamamen kesmiş olan Dolittle kabuğundan çıkarak, çare aramak üzere efsanevi bir adaya doğru, epik bir maceraya gönülsüzce yelken açar.

Doktor Dollitle'a bu yolculuğunda genç ve kendinden menkul çırağının yanı sıra gürültücü havyan arkadaşlarından oluşan bir grup eşlik eder.

Grupta endişeli bir goril, coşkulu ama kuş beyinli bir ördek, didişen, alaycı devekuşu ikilisi, eğlenceli bir kutup ayısı ve Dolittle'ın en güvendiği akıl hocası ve sırdaşı olan inatçı bir papağan da yer almaktadır.

Bu zoraki yolculuğunda eski düşmanlarıyla karşılaştığında bilgeliğini ve cesaretini yeniden kazanan doktor gittiği yerde ayrıca muhteşem yaratıklar da keşfeder.

Jessie Buckley bu filmde, Buckingham Sarayı'nda ölmekte olan Kraliçe Victoria'ya hayat vermiştir.

 

Kurye

Yönetmen: Dominic Cooke / Oyuncular: Jessie Buckley, Vladimir Chuprikov, Merab Ninidze, James Schofield, Fred Haig, Emma Penzina, Mariya Mironova, Rachel Brosnahan, Anton Lesser, Angus Wright, Benedict Cumberbatch, David Bark-Jones, Miles Richardson, Keir Hills, Kirill Pirogov, Petr Klimes, Benny Maslov, Harry Carr, Rustam Khadzhiev, Yuri Klimov, Marian Lorencik, Dimitri Vorontsov, Jack Walters, Zeljko Ivanek, Marián Chalany, Alice Orr-Ewing, Oliver Johnstone, Andruscha Hilscher, Alexey Ponomarev, Rostislav Shabalin, Eysteinn Sigurðarson, Jonathan Harden, Elina Alminas, Olga Koch, Richard Glaves, Laurel Lefkow, Jed Aukin, Ales Bílík, Andrey Kurganov, Ondrej Malý, Alexander Kotjakov, Zdenek Pecha, Jonathan Addis, Shenoah Allen, Alex Batareanu, Bern Collaço, Stuart Cooke, Nick Davison, David Evestaff, Diane Halling, Kate Handford, Tomas Karel, John F. Kennedy, Denis Khoroshko, Vladan Kolar, Sergei Lebedev, Deano Mitchison, Richard Price, Pippa Rathborne, Paul Riddell, Karina Salieva, Kemal Shah, Iva Sindelková, Charles Walters, Arthur Wilde / Süre: 112 dakika
 

 

2020 yılına ait The Courier, Ironbark adlı bu film; sade bir iş insanıyken MI-6 ve CIA tarafından, Soğuk Savaş'ın en gergin döneminin merkezinde yer alan Küba Füze Krizi'nin daha büyük bir felakete dönüşmemesi adına Sovyetler'den istihbarat toplamakla görevlendirilen Greville Wynne'nin hikâyesini anlatıyor.

MI-6 ajanı olarak görev yapan İngiliz iş insanı Greville Wynne ile 1962'deki Küba füze krizini etkisiz hale getiren bilgiyi Batı'ya veren Rus casusu Oleg Penkovsky arasındaki ilişki eğlenceli ve ilginç bir şekilde izleyiciye aktarılıyor.

Gerçek bir olaydan uyarlanan bu kedi-fare oyununda Jessie Buckley, Sheila adında bir karaktere hayat vermiştir.

 

Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum

Yönetmen: Charlie Kaufman / Oyuncular: Jessie Buckley, Jesse Plemons, Toni Collette, David Thewlis, Guy Boyd, Hadley Robinson, Gus Birney, Abby Quinn, Colby Minifie, Anthony Robert Grasso, Teddy Coluca, Jason Ralph, Oliver Platt, Frederick Wodin, Ryan Steele, Unity Phelan, Norman Aaronson, Ashlyn Alessi, Monica Ayres, Varvara Cardenas, Dj Nino Carta, Julie Chateauvert, Liggera Edmonds-Allen, Brooke Elardo, Austin Ferris, James Glorioso Jr., Thomas Hatz, Dannielle Rose, Kamran Saliani, Albert Skowronski, Ira Temchin / Süre: 134 dakika
 

 

Ian Reid'in 2016 yılında yayınlanan aynı isimli romanından uyarlanan, 2020 yılına ait I'm Thinking of Ending Things adlı bu film; birlikte uzun bir yola çıkan Jake ve kız arkadaşına odaklanıyor ve belki de nasıl biteceği başından belli olan bir ilişkiyi kadrajına alıyor.

"Eternal Sunshine of The Spotless Mind" filmiyle Oscar ödülüne sahip olan, ayrıca "Anomalisa", "Adaptation", "Being John Malkovich" gibi efsanevi filmlere imzasını atan Charlie Kaufman'ın yalnızlık ve pişmanlıklar içinde, son derece melankolik bir kadının hikayesini sürrealist bir şekilde ele aldığı bu yeni filminde de diğer filmlerinden izler olduğu görülüyor.

"Ida", "Cold War" gibi yapımlarla tanınan Lukasz Zal'in görüntü yönetmenliğini üstlendiği filmin sinematografisi de oldukça dikkat çekiyor.

Filmde, kuşkularla dolu genç bir kadın, yeni erkek arkadaşıyla birlikte ailesinin tenha çiftliğine gitmek üzere bir yolculuğa çıkar.

Sevgilisiyle aralarında nadir ve yoğun bir bağlılık olduğunu düşünen ama yine de kendini tanımlayamadığı derin bir yanlışlığın ortasında hisseden kadın sevgilisinin gözden ırak bir çiftlikte yaşayan ailesiyle tanışmak için çıktığı yolda bir yandan da sevgilisi Jake ile ilişkilerini bitirmeyi düşünmektedir.

İlişkileri çok eskiye dayanıyormuş gibi hissetse de aslında çok kısa bir süre önce tanıştığı yeni sevgilisine dair şüpheleri olan kadın, çıktıkları bu yolculukta Jake beklenmedik bir şekilde farklı bir yola sapınca zor durumda kalır ve ikili arasında somut bir gerginlik, psikolojik bir kırılganlık ve saf bir korku hissi oluşur.

Çiftliğe ulaştığında, kendisi ve kendisi hakkında bildiğini düşündüğü her şeyi sorgulamaya başlar.

İnsanların kendilerini zaman içinde ilerleyen noktalar olarak görmeyi sevdiğini düşünse de kadının dünyasında hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Hatta tüm her şey tam tersi bir şekilde gerçekleşiyor ve ilerliyor gibidir.

Pişmanlığın, özlemin ve insan ruhunun kırılganlığının bir keşfi olan bu filmde Jessie Buckley adı jeneriklerde veya altyazılarda geçmeyen ama olay örgüsünde Lucy, Lucia ve Louisa gibi birçok isimle anılan genç bir kadına hayat vermiştir.

 

Romeo & Juliet

Yönetmen: Simon Godwin / Oyuncular: Jessie Buckley, Josh O'Connor, Tamsin Greig, Adrian Lester, Deborah Findlay, Lucian Msamati, Colin Tierney, Shubham Saraf, Fisayo Akinade, Lloyd Hutchinson, Ellis Howard, David Judge, Alex Mugnaioni, Ella Dacres / Süre: 95 dakika
 

 

Shakespeare'in çok bilinen trajik aşk hikayesinden uyarlanan ama bu defa hikayesi günümüz İtalya'sında geçen, 2021 yılına ait Romeo & Juliet adlı, tiyatro ile sinemayı birbirine harmanlayan bu yapım; Katolik ve laik değerlerin çatıştığı şiddet dolu bir dünyayı aşmaya çalışan iki genç aşığı kadrajına alıyor.

Filmde kullanılan dil hala şiirsel ve modası geçmiş ama yine de her şey doğal ve canlı görünüyor.

Küresel bir salgın sırasında on yedi gün boyunca boş bir tiyatroda çekilen, Shakespeare'i, tiyatroyu seven, klasiklerin deneysel bir şekilde yorumlanmasından korkmayan herkesin keyif alabileceği bu çağdaş uyarlamada Jessie Buckley, bu defa Juliet'e hayat vermiştir.

Bu karakter daha önce de birçok başka aktris tarafından canlandırılsa da Jessie Buckley olağanüstü performansıyla Juliet'i özel ve unutulmaz kılmayı başarmıştır.

 

Karanlık Kız

Yönetmen: Maggie Gyllenhaal / Oyuncular: Jessie Buckley, Olivia Colman, Dakota Johnson, Ed Harris, Peter Sarsgaard, Dagmara Dominczyk, Paul Mescal, Jack Farthing, Robyn Elwell, Ellie Mae Blake, Oliver Jackson-Cohen, Panos Koronis, Alexandros Mylonas, Alba Rohrwacher, Nikos Poursanidis, Athena Martin Anderson, Konstantinos Samaa, Emmanouela Zacharopoulou, Alma Stansil, Daniela Babek, Ellie James, Isabelle Della-Porta, Abe Cohen, Vassilis Koukalani, Spyros Maragoudakis / Süre: 121 dakika
 

 

Napoli Romanları ile adından söz ettiren Elena Ferrante'nin aynı isimli romanından uyarlanan The Lost Daughter adlı bu cesur psikolojik drama içinizi titretecek kadar olağanüstü performanslar eşliğinde; tek başına bir tatilde olan Leda'nın, genç bir anneyle tanışması sonrası kendi annelik geçmişine doğru yaptığı zorlu bir içsel yolculuğu anlatıyor.

Leda, kendini akademik kariyerine ve iki çocuğuna adamış, orta yaşlarında boşanmış bir kadındır.

Kızları Kanada'daki babalarıyla birlikte olmak için evden ayrıldığında, Leda kendini yalnız ve onları özlerken bulmayı beklerken aksine sanki hayatı daha hafif, daha kolay hale gelmiş gibi, özgürleşmiş hisseder.

Hatta bu yalnız kaldığı süre içinde küçük bir sahil kasabasında deniz kenarında tatil yapmaya karar verir.

Böylelikle bir Yunan Adası'ndaki yalnız tatili sırasında edebiyat profesörü Leda, kendini, bulunduğu özel plajı paylaşarak keyfini kaçıran küstah ve kalabalık bir ailenin yanında bulur.

Ancak birkaç günlük sakin ve sessizliğin ardından işler tehditkâr bir hal almaya başlar, çünkü Leda, burada ailenin rahatsız edici davranışlarıyla karşılaşır.

Bu arada aileden bir çocuk kaybolduğunda, krizi düzgün yöneten ve çocuğu bulan Leda olur, fakat bu olay, bir anne olarak geçmişte verdiği kararların, neredeyse yirmi yıl sonra şimdi bile boğuştuğu seçimlerin hiç de istemediği anılarını hatırlamasına vesile olur.

Anne-kız arasındaki yakın ilişki Leda'nın hem dengesini bozar hem de kendi anılarını ve anneliğinin ilk döneminde yaşadığı duygusal çalkantıları depreşir.

Annelik, cinsellik, kadınlık, arzu hakkındaki gizli gerçekleri araştırmakla ilgilenen filmde profesörün deniz tatili, genç bir anneye olan takıntısı onu geçmişinden gelen sırlarla yüzleşmeye zorlayınca karanlık bir hal alır.

The Guardian'a göre "Leziz bir dram" olan Karanlık Kız, kasım ayında New York'ta düzenlenen Gotham Ödülleri'nde başta En İyi Film olmak üzere, En İyi Yeni Yönetmen, En İyi Senaryo ve En İyi Oyuncu ödüllerini kazandı, ayrıca New York Film Eleştirmenleri Birliği tarafından En İyi İlk Film seçildi.

İrlandalı aktris Jessie Buckley, bu güçlü psikolojik dramda, özgür bir hayat için can atan iki küçük kız çocuğu olan ama hüsrana uğramış, aşırı hırpalanmış olan Leda'nın gençliğini canlandırmıştır.

 

Konuşan Kadınlar

Yönetmen: Sarah Polley / Oyuncular: Jessie Buckley, Claire Foy, Rooney Mara, Frances McDormand, Ben Whishaw, Sheila McCarthy, Judith Ivey, Will Bowes, August Winter, Shannon Widdis, Michelle McLeod, Eli Ham, Kate Hallett
 

Oyunculuk kariyerinden sonra "Away From Her", "Take This Waltz" ve "Stories We Tell" gibi yapımlarla yönetmen olarak da adından söz ettiren Sarah Polley'nin, 2018'in en beğenilen kitaplarından biri olan Miriam Toews imzalı Women Talking adlı romandan uyarladığı bu film; Bolivya'da izole dinî bir kolonide yaşayan kadınların, komünde yer alan erkeklerin dini kisveler altında cinsel saldırılarda bulunması sonrası kolonideki hayatı sorgulamaya başlamalarını konu ediniyor.

Bolivya'da teknoloji ve modernizmi reddeden bir yaşam kuran koyu Hristiyan Manitoba Kolonisi kadınları, sabahları tecavüze uğramış halde uyanıyordu.

Kabilenin kadınları, senelerce her sabah uyandıklarında kendilerini tecavüz edilmiş halde buluyor, üzerlerindeki giysileri paramparça edilmiş ve bedenlerinde onlarca kirli parmak iziyle uyanıyorlardı.

Garip olan ise bunun nasıl olduğunu bilmemeleriydi.

Hatta bazıları yataklarında uyandıklarında saçlarında tarladan gelmiş otlar buluyordu.

Bazı kadınlar ise gece zaman zaman uyandıklarında üzerlerinde bir erkek olduğunu ve odada başkaları bulunduğunu söylüyor fakat karşı koyacak gücü bulamayıp kısa süre sonra tekrar uykuya daldıklarını anlatıyordu, ancak bunun rüya mı gerçek mi olduğundan emin değillerdi.

Batıl inançları çok güçlü olan Manitoba halkı, bu gizemli olayların arkasında şeytanlar, hayalet ve kötü ruhlar olduğunu düşünmüştü.

İşin aslı ise yıllar sonra ortaya çıktığında, 9 kişilik yaşları 19 ile 43 arasında değişen bir tecavüz çetesinin, bölgedeki bir veterinerin, sığırları uyuşturmak için kullanılan kimyasallardan yaptığı özel bayıltıcı spreyi kullanarak bu tecavüzleri gerçekleştirdiği anlaşılmıştı.

Bu gerçek hayattaki korku hikayesi, Miriam Toews'in yakıcı romanına ilham vermişti.

Gösterim tarihi henüz belli olmasa da bu romandan uyarlanarak çekimleri Toronta'da gerçekleşen filmin oyuncu kadrosunda Jessie Buckley da yer alıyor.

MGM'in bünyesinde yer alan Orion Pictures'ın yanı sıra Brad Pitt'in ortağı olduğu Plan B ve Frances McDormand'ın sahibi olduğu Hear/Say Productions, filmin yapımcılığını üstleniyor.

 

Men

Yönetmen: Alex Garland / Oyuncular: Jessie Buckley, Rory Kinnear, Paapa Essiedu
 

 

Hem senaryosunu yazan hem de yönetmen koltuğunda oturan Alex Garland'ın post prodüksiyon aşamasında olan Men adlı bu yeni filmi hakkında bilinenler şimdilik kısıtlı olsa da filmin korku türünde olacağı belirtiliyor.

Jessie Buckley bu filmde eski eşinin ölümünden sonra İngiltere kırsalına tek başına tatile giden genç bir kadını canlandırıyor.


Diğer çalışmaları

Kariyerine 2008 yılında BBC TV'deki I'd Do Everything adlı yetenek yarışmasında yarışmacı olarak başlayan Jessie Buckley bu yarışmada ikinci oldu.

Aynı yıl Stephen Sondheim'ın A Little Night Music'in West End canlandırmasında sahne aldı.

Ekrandaki ilk gösterimleri arasında BBC televizyon dizileri; Leo Tolstoy'un Savaş ve Barış'ın 2016 uyarlamasında Marya Bolkonskaya, 2017 yılında Tabu'da Lorna Bow ve Beyazlar İçindeki Kadın'da Marian Halcombe karakterleri için kamera karşısına geçti.

Başarılı oyuncunun sinema dışında kadrosunda yer aldığı yapımlar başlıca şöyle;

  • Biraz Gece Müziği (A Little Night Music, 2008-2009, Tiyatro oyunu)
  • Glasgow ‘Ev Gibisi Yoktur' (Jessie Buckley: Glasgow ‘No Place Like Home', 2009, Kısa film)
  • Bu Eylül (This September, 2010-2011, Televizyon dizisi)
  • Grubuma Katıl (Join My Band, 2011, Kısa film)
  • Yan Rüzgarlar (Crosswinds, 2012, Kısa film)
  • Fırtına (The Tempest, 2013, Tiyatro oyunu)
  • Gabriel (2013, Tiyatro oyunu)
  • Henry V (2013, Tiyatro oyunu)
  • Çaba (Endeavour, 2014, Televizyon dizisi)
  • Branagh Tiyatrosu Canlı: Kış Masalı (Branagh Theatre Live: The Winter's Tale, 2015, Tiyatro oyunu)
  • Savaş ve Barış (War & Peace, 2016, Televizyon dizisi)
  • Romeo ve Juliet (The Complete Walk: Romeo and Juliet, 2016, Kısa film)
  • Tabu (Taboo, 2017, Televizyon dizisi)
  • Kırmızı Işık (Red Light, 2017, Kısa film)
  • Son Posta (The Last Post, 2017, Televizyon dizisi)
  • Pulsar (2018, Kısa film)
  • Beyazlar İçindeki Kadın (The Woman in White, 2018, Televizyon dizisi)
  • Çernobil (Chernobyl, 2019, Televizyon dizisi)
  • Waterloo'da Bir Savaş (A Battle in Waterloo, 2019, Kısa film)
  • Fargo (2020, Televizyon dizisi)
  • Harika Performanslar (Great Performances, 2021, Televizyon dizisi)
  • Kabare (Cabaret, 2021, Tiyatro oyunu)
  • Karanlık Resimler Antolojisi: İçimdeki Şeytan (The Dark Pictures Anthology: The Devil in Me, 2022, Video oyunu)

Ödüller

Jessie Buckley, 2019 yılında, Forbes'in otuz yaş altı ilham veren gençleri açıkladığı yıllık 30 Under 30 listesinde yer aldı, 2020'de ise The Irish Times'ın İrlanda'nın en iyi film oyuncuları listesinde 38'inci sırada yer aldı.

Ulusal ve uluslararası festivallerin farklı kategorilerinde pek çok adaylığı bulunan oyuncunun şu ana kadar kazandığı ödüller ise şöyle;

  • 2008 AIMS En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Carousel)
  • 2017 Macao Uluslararası Film Festivali ve Ödülleri: En İyi Kadın Oyuncu (Beast)
  • 2018 İngiliz Bağımsız Film Ödülleri: Umut Veren Yeni Oyuncu (Beast)
  • 2018 Sitges - Katalonya Uluslararası Film Festivali Yeni Vizyon Özel Mansiyon Ödülü (Beast)
  • 2019 BAFTA İskoçya Ödülü: En İyi Kadın Oyuncu (Wild Rose)
  • 2019 Dublin Uluslararası Film Festivali Film Eleştirmenleri Ödülü: En İyi Kadın Oyuncu (Wild Rose)
  • 2019 Londra Eleştirmenler Birliği Film Ödülleri: Yılın İngiliz/İrlandalı Kadın Oyuncusu (Beast)
  • 2019 Newport Sahili Film Festivali: Film Yapımında Üstün Başarı-Oyunculuk (Wild Rose)
  • 2020 CinEuphoria Ödülleri: Başarı - Onur Ödülü (Chernobyl)
  • 2020 Dublin Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri: En İyi Kadın Oyuncu (I'm Thinking of Ending Things)
  • 2020 Film Günleri (Días de Cine) Ödülleri: En İyi Yabancı Kadın Oyuncu (Beast, Wild Rose)
  • 2020 Hollywood Eleştirmenler Derneği: Breakthrough-Çığır Açan Performans Ödülü (Wild Rose)
  • 2020 İrlanda Film ve Televizyon Ödülleri: Başrolde En İyi Kadın Oyuncu (Wild Rose)
  • 2020 İrlanda Film ve Televizyon Ödülleri: Yardımcı Rolde Kadın Oyuncu (Chernobyl)
  • 2021 Boston Film Eleştirmenleri Derneği Ödülleri: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (The Lost Daughter)
  • 2021 Cannes Film Festivali Chopard (Female Revelation) Ödülü
  • 2022 Toronto Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (The Lost Daughter)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU