Kılıçdaroğlu: 'Ekrem Bey'i görevden alalım' dediklerini düşünmüyorum

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İBB'ye yönelik teftişi, "Yapılan tamamen kumpas. İstanbul'u almamızı bir türlü hazmedemiyorlar" ifadeleriyle değerlendirdi

Görsel: Habertürk

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk'te Fatih Altaylı ile Teke Tek programına konuk oldu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik 'özel teftiş' konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "Yapılan tamamen kumpas. İstanbul'u almamızı bir türlü hazmedemiyorlar. 'İstanbul'un rantını nasıl olur da benim yandaşlarım yemiyor, nasıl olur da İstanbul'un rantını Ekrem İmamoğlu verir?' E verir kardeşim yani Ekrem İmamoğlu İstanbul için çalışıyor, 16 milyon için çalışıyor" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, şu anda Ulaştırma ve Altyapı Bakanı görevinde bulunan Adil Karaismailoğlu'nun geçmişte İBB Genel Sekreteri makamında olduğunu hatırlartarak, "Şimdi Ulaştırma Bakanlığı yapan kişi eskiden İBB'de Genel Sekreter Yardımcısıydı. İş olmuş gibi tutanak tutuyor, düzenliyor, adama para veriyorlar. İhale yok, bina da yok. İhale yapılmış gibi tutanağı tutup adama para veriyorsunuz. Bunun hesabı sorulacağına bu adamı bakan yapıyorsunuz. Belgeler var, imzası var. Getirdiniz, bakan yaptınız, ne oldu? Dokunulmazlığı oldu" diye konuştu.

Erdoğan'a: Sen armut mu topluyorsun?

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

AKP içindekiler de söylüyor. Olmaması gereken bir inceleme. Ben müfettişlerin bir talimatla, gidelim Ekrem Bey'i bu hale getirelim, görevden alalım dediklerini düşünmüyorum. Teröristse şimdiye kadar neredeler? Tutsunlar, mahkemeye versinler. Polis, savcı, Bakanlık, Cumhurbaşkanlığı var mı, var. Yakalarsın, götürürsün, ifadesini alır, gereğini yaparsın. Bu adamlar şu anda çalışıyor. Ya iftira atılıyorsa. Bunlardan hepsinin tazminat davası açmasını isteyeceğim.  Yerel seçim öncesi Ankara'da bir itiraf attılar, Mansur Bey'e. Mansur Bey kazanırsa su paralarını teröristler toplayacak diye. Müfettiş olmak sıradan bir olay değildir. Müfettiş dediğiniz kişinin bir vicdan taşıması lazım. Elbette soru da soracak. 

Hükümet kim? Bakan kime bağlı? Kendisine. Emniyet, MİT kime bağlı? Adalet Bakanlığı kendisine bağlı. Teröristler var diye suçluyor. Beyefendi sen orada armut mu topluyorsun. Terörist üzerinden belediye başkanını suçluyor. İftira ile devlet yönetilmez, akıl, bilgi ve birikimle yönetilir. Bu adam teröristleri istihdam ediyorsa yakala kardeşim. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kılıçdaroğlu TÜİK ziyaretiyle ilgili de "TUİK Başkanıyla görüşseydim neye göre saptıyorsunuz diye soru soracaktım. TÜİK'in internet sitesinde 'herhangi sorunla karşılaştığınızda bizi ziyaret edebilirsiniz' diyor. Ben bir sorunla karşılaştım. Bırakın ana muhalefeti, genel başkanlığı, bir milletvekili bir yere gidecek, siz kapıyı kapatıyorsunuz. Tepkiyi TBMM Başkanı'nın göstermesi lazım. Niye gösteremedi? Çünkü saraydan talimat alması lazımdı tepki gösterip, göstermemesi için" ifadelerini kullandı.

 

"Zaten hepimiz sokaktayız"

CHP lideri Kılıçdaroğlu "sokağa çıkma" tartışmalarını da "Fatih Bey zaten hepimiz sokaktayız. Bir şekliyle buralardayız zaten. Sokağa çıkmamızı istiyorlardan kast ettiğim şu; sokağa çıkacağız camı çerçeveyi kıracağız Erdoğan bundan hoşlanacak, polisleri üstümüze salacak ondan sonra OHAL ilan edecek. Bunlar geldiler bunu yaptılar ben de OHAL ilan ediyorum oh ne güzel istediğim kararnameyi çıkaracağım memleketi güllük gülistanlık idare edeceğim. Böyle bir beklentisi var. Bu beklentiye ortam hazırlamacayacağımızı söylüyoruz. Sokağa çıkmayacağızdan kasıt bu" ifadeleriyle değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, "'Sokağa çıkmayın' açıklamanız anti-demokratik değil mi?'" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

Bizim ülkemizde demokrasi yok ki. İnsanlar çıkıp bildiri okuyacak; baskı, jop. Herşey var. Anayasa da askıda.

Seçim tarihi verdi

Kılıçdaroğlu seçim tarihi için de 2022'nin Eylül ayını işaret ederek şunları kaydetti:

Ekonomiyi götüremezler. 20-27 Aralık arası Türkiye'nin en büyük soygunu gerçekleşti. Dolar alanların büyük kısmı kaybetti. Sağolsun Nebati Bey açıkladı kamuoyuna, biz de oradan öğrendik, 'küçük tasarruf sahipleri zarara uğradı' diye. Bir korku iklimi yaratmak son derece tehlikeli. 'Bu gitmez, sandığı koymaz?' deniyor. Niye gitmesin, niye sandığı koymasın. Demokratik yollardan gidecek. Bu ülkede ilk kez sandığa gidecek 6 milyon 200 bin genç gönderecek. Bundan daha güzel başarı olabilir mi? Onun tuzağına düşmeden inandığımız yoldan kararlılıkla devam etmeliyiz. O gerginlik yaratacak ama biz oraya takılmayacağız. 

TBMM Başkanı Şentop yayına bağlandı

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun TÜİK  açıklamalarının ardından TBMM Başkanı Mustafa Şentop yayına bağlandı.

Şentop şunları söyledi: 

Ben siyasi parti temsilcileriyle, genel başkanlarla hiçbir zaman günlük siyasi polemiğe girmedim, girmem. Fakat bu ilk değil ve bunun devam edeceğini düşündüğüm için bu konuya mahsus olarak açıklama yapmak istiyorum. Ben TBMM başkanıyım. Ayrıca hukukçuyum. Anayasa'yla ilişkili muhtelif dersler verdim. Bir milletvekilinin anayasa ve iç tüzükten kaynaklanan haklarıyla ilgili olarak, bu haklarla ilgili bir sorun yaşandığını TBMM başkanının ne zaman, nasıl ve hangi enstrümanlarla müdahale edeceğini biliyorum. Ancak TBMM Başkanı milletvekillerinin her türlü isteğini karşılayacak bir pozisyonda değildir. Bu oyunlarda kendileri ve kendileriyle beraber gönüllü olarak oynayabilirler. Bu oyunun parçası olmadığı zaman TBMM Başkanı'nı ağır ve hukuku zorlayan bir şekilde itham etmek yanlıştır. Kamuoyuna yanıltıcı açıklamalar yapmasınlar. 

Sayın genel başkanların kendilerine göre iletişim stratejisi, oyunlar kurabilir. Bu oyunlarda kendileri ve gönüllü olanlar oynayabilir. İletişim stratejisinin oyuncusu olarak Meclis Başkanı'nı davet etmek, bu oyunun parçası olmadığında ağır şekilde itham etmek etmek yanlıştır, çok vahimdir. Siyasi parti genel başkanları istedikleri gibi konuşsunlar. Kendileri başarısız hissettikleri konularda 'Meclis başkanı benim neden yanımda değil' diye yorum yapmasınlar. Sayın genel başkan 'Ben zaten Milli Eğitim Bakanı'yla görüşme palanlamamıştım' dedi. Başka siyasi tartışmalara girmem bulunduğum makam itibarıyla.

Kılıçdaroğlu: Gerçek anlamda parlamentoda görev yapan kişinin bunu sorması gerekir

Kılıçdaroğlu da Şentop'un açıklamalarına, "Randevu istedim, TBMM sayın Başkanım randevu alsın diye bir beklentim olmadı.Böyle bir şey söylemedim. Bir milletvekili olarak bakanlığa giderken önünüze kilit vurulmuş bir kapı çıkarsa herşeyden önce TBMM Başkanı 'Beyler ne yapıyorsunuz, milletvekili gelebilir, sorusunu sorabilir, görüşmesi yapabilir' diye sorması gerekirdi. Sayın Şentop zaten bunu sormayacaktı. Gerçek anlamda parlamentoda görev yapan kişinin bunu sorması gerekir diye düşünüyordum. Yoksa randevu alsın diye bir beklentim zaten yoktu. Ben TÜİK'e gittim, orada da demir kapı vardı. Sorulmayacak mı, nasıl oluyor da bir milletvekili giderken kapısına kilit vurulur" ifadeleriyle yanıt verdi.

Tekrar söz alan Şentop şunları kaydetti:

Gerçek Meclis başkanı diyor, bunu vahim buluyorum. Ben gerçek meclis başkanı değilsem gerçek genel başkanı olmadığı aynı minvalde tartışılır. Bunları tartışırken asgari nezaket içinde kalalım. Sayın genel başkan bu dönem boyunca yüzlerce milletvekilinin gittiği, bakanlıkta görüştüğü bakanlıktan bahsediyoruz. Bir milletvekilinin bakandan randevu isteyip gittiği engellendiğini yanlış buluyorum. Çok spesfik bir şey yapıyorsunuz, buylrun yapın. Milletvekiliolarak gittim kapılar kapandı, hayır. Yüzlerce milletvekili gitmiş. Ama siz özel planlama ile iş yapmak istiyorsanız, buyrun yapın. Ama yaptığınız planlamada malzeme olmadı diye Meclis Başkanı suçlayamazsınız.

Bakan Karaismailoğlu da yayına bağlandı

CHP liderinin kendisi hakkındaki iddialarının ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da yayına bağlandı. 

İstanbul Havalimanı'nın 10 milyar euroya yapıldığını söyleyen Karaismailoğlu, havalimanı işletmesinin devlete devredilene kadar 22 milyar euro kira vereceğini açıkladı. Yap-işlet-devret modelini savunan Karaismailoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'nu geçen cuma günü dava ettiğini belirtti. 

Karaismailoğlu, Kılıçdaroğlu'nun gösterdiği tutanakları "uydurma" olarak niteledi.

Kılıçdaroğlu: Saray da bağlansın

Kılıçdaroğlu, tartışma sırasında "Bizi Saray da dinliyor. Şimdi Saray'ın da bağlanmasını istiyorum" diye konuştu.

CHP lideri Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Bu bir belgedir, iddia değildir. Tarih ve numara da vereyim. Sayın Bakan ona da baksın. Belgesi var tutanak var. İçişleri Bakanı gelsin el koysun. Niye el koymuyor. Bu netameli bir iş, birilerine dokunacak. Görevlendir müfettişe. Bu iddiayı taşıyan kişi bakanlık yapamaz. Olay savcılıkta. Mutlaka bir ödeme yapılmıştır, yapılmadığı takdirde suç işlenir. Yapılmayan işe para verirseniz olur mu? Siz İBB'nin Cumhurbaşkanlığına kaç araç tahsis ettiğini biliyor musunuz? AK Parti'ye, Bakanlara, vakıflara niçin araba tahsis edilir. Bu milletin, fakir fukaranın parası çarçur edilir mi? Efendim bunlar iddia. Ne iddiası kardeşim. Plaka var, tahsis var. Ne iddiası Allah aşkına! Çıksın saraydaki zat 'Biz araç tahsisi istemedik' diye söylesin. Plakaları tek tek önlerine koyacağız. Resmi yazı var. Bakanlıklara resmi yazı var.

Cumhurbaşkanlığı'na 7 araç, 15 Temmuz Derneği'ne 7 araç, AK Parti Grup Başkanvekilliği, AK Parti Silivri İlçe Başkanlığı, Başbakanlık 100 araç, Cumhurbaşkanlığı, Erok Spor Kulübü, Irak Devlet Başkanı, Meclis 1. Başkanvekili, Okçular Vakfı, Sekbanlar Spor Kulübü, Sıcak Yuva'ya İBB'den araç, ne yapılıyor bunlar? Ne iddiası? Bunlar kul hakkı yiyorlar. İstanbul'un alın terini nasıl birilerine peşkeş çekersiniz. 27,5 yılımı devlete verdim böyle rezalet görmedim. Desinler ki 1 aracı CHP Genel Merkezi'ne tahsis etik. Desinler bakalım. Siz aracı tahsis ediyorsunuz. Sürekli tahsis ediyorsunuz. Olur bir kez acil bir şey olmuştur. Bunu anlayışla karşılarım. Başkanvekiline aracı veriyorsunuz. Uzun süreli.

"Devletin kasasından kuruş para çıkmıyor" ifadesine de tepki gösteren Kılıçdroğlu, "Büyük aldatmaca. Garantileri kim verdi? Bu sözleşmeler gizli. Madem bu kadar şeffaf niye açıklamıyorsunuz? Şehir hastanelerini açıklayın? Şehir hastanelerinin kaça mal olduğunu bunlara danışmanlık yapan İngiliz firmasının internet sitesinden öğreniyoruz. Temel atıyorsunuz, arkasından ihale yapıp, aynı adama veriyorsunuz. Biz yapsak kıyamet kopar. Savcı burada bir şey yok diyor. Şu devletteki çürümüşlüğe bakar mısınız? Devletin yeniden inşa edilmesi lazım. Bunu da Allah'ın izniyle biz yapacağız. Kul hakkı neymiş, erdemli olmak neymiş bütün herkes görecek" diye konuştu

CHP lideri Kılıçdaroğlu programın son dakikalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, "Bugün bir sürü laf söylemiş hakkımda. Neden bağlanmıyor şimdi? Bağlansana" ifadelerini kullandı.

 

 

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU