Cumhuriyet yazarı: Ermenistan açılımı ve vahim sorular

"Acaba mevcut bakan Çavuşoğlu, o dönemki bakan Davutoğlu’nun hatalarından hiç ders çıkardı mı?"

Fotoğraf: Twitter

Cumhuriyet yazarı Barış Doster, Ankara ile Erivan arasında yaşanan temasları değerlendirdiği köşe yazısında “ Türkiye, acaba 2008-2009 yıllarındaki Ermenistan açılımının başarısızlıkla sonuçlanmasından ders almadı mı?” diye sordu.

Doster, bugünkü köşe yazısında Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecini değerlendirdi.

2008-2009 yıllarında da benzer bir çaba içerisine girildiğini ifade eden Doster, “O dönem, bu adım, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini çok olumsuz etkilemişti. Bu kez ne bekleniyor? O dönemde Ermenistan açılımını ABD ve Avrupa Birliği destekliyordu. Bu yeni açılımı acaba kimler destekliyor?” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Yeni Ermenistan açılımından umutlu olanlar, Azerbaycan ve Ermenistan’ın liderler düzeyinde görüştüğü bir süreçte, Türkiye’nin bu adımı attığına dikkat çekiyorlar” değerlendirmesinde bulunan Doster, şunları yazdı:

geçen sefer fiyaskoyla sonuçlanan açılım sürecinden edindiğimiz deneyimler var. Türkiye’nin Ermenistan’dan hiç ödün koparmadan, Batı’nın baskısıyla oturduğu masadan, ödün vererek ayrıldığını, protokollerin Meclis’ten geçmediğini, Ermenistan’ın imzadan önce kriz çıkardığını, Azerbaycan bayraklarının Bursa’daki Türkiye - Ermenistan milli maçına alınmadığını, Erivan’daki milli maçta ASALA üyesi teröristlerin protokol tribününde oturduğunu unutmuyoruz.  

O dönemde AKP, CHP ve MHP’nin tüm uyarılarına karşın yanlışta ısrar etmişti. Bu ısrar, toplumda ters tepmişti. İç cephenin öfkesi, Bakû’nun tepkisiyle birleşince, emperyalizm destekli proje çökmüştü. Türkiye; Batı ve Erivan tarafından, imzaladığı protokolleri Meclis’ten geçirmediği için suçlanmıştı. O nedenle insan merak ediyor: Acaba mevcut bakan Çavuşoğlu, o dönemki bakan Davutoğlu’nun hatalarından hiç ders çıkardı mı?  

Başka vahim sorular da geliyor akla elbet. Malum, ABD Başkanı Joe Biden, sözde soykırım iddialarını kabul etmiş, Türkiye buna tepki vermemişti. Acaba bu yeni açılım, ABD’yle ilişkileri düzeltmeye yönelik bir hamle mi? Arkasında stratejik planlama, kısa, orta, uzun vadeli hesaplama, bütüncül bir program, risk analizi var mı? İsrail’le, Mısır’la, Suudi Arabistan’la, Birleşik Arap Emirlikleri’yle yürütülen normalleşme çabaları kapsamında mı ele alınmalı? Yoksa ayrı bir başlık olarak mı? Bu yeni açılım, Türkiye’nin Azerbaycan’la, Gürcistan’la, Rusya’yla, İran’la, Fransa’yla, Avrupa Birliği’yle ilişkilerini nasıl etkiler? Açılımın, Batı’dan mali kaynak bulma çabalarıyla ilgisi var mı? Türkiye hangi ödünleri verip, karşılığında neler alacak? Dağlık Karabağ’daki Ermenistan işgali tamamen sona ermeden, kalıcı barış sağlanmadan, Türkiye’nin böyle bir adım atması doğru mu? Moskova, yeni açılıma nasıl bakıyor ve neresinde?   Soruları daha da çoğaltabiliriz. Peki, yanıt alabilir miyiz?  

 

Cumhuriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU