Uzaylı arayışında bir ilk: Hubble, ötegezegende manyetik alan keşfetti

Dünya'daki yaşam, varlığını büyük ölçüde manyetosfere borçlu

HAT-P-11 adlı yıldızın etrafında dönen ötegezegen 2009'da keşfedilmişti (Denis Bajram/Cenevre Üniversitesi)

Uluslararası bir araştırma ekibi, Hubble Uzay Teleskobu'ndan gelen verileri inceleyerek Güneş Sistemi dışındaki bir gezegende ilk kez manyetik alan belirtilerine rastladı.

ABD'deki Arizona Üniversitesi öncülüğünde yürütülen araştırmada Dünya'dan 123 ışık yılı uzaklıkta bulunan, Neptün büyüklüğündeki bir ötegezegen gözlemlendi.

HAT-P-11b adlı gezegeni ultraviyole ışıkla gözlemleyen Hubble, gök cismini çevreleyen karbon iyonları tespit etti.

"Manyetik alanlarla etkileşime giren yüklü parçacıklar" diye tanımlanan karbon iyonları, gezegenin manyetosferi olabileceği anlamına geliyor.

Manyetosfer nedir, ne işe yarar?

Dünya benzeri bir gezegenin manyetik alanının, ona ev sahipliği yapan yıldızdan yayılan radyoaktif parçacıklarla etkileşime girmesi sonucunda oluşan bölgeye manyetosfer adı veriliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dünya'nın sıvı dış çekirdeğindeki akımlar netincesinde meydana gelen manyetik alan ise kısaca mıknatısa mıknatıs özelliğini kazandıran alanlar olarak tanımlanabilir.

Gezegeni saran manyetik alan, atmosferin korunmasında çok önemli bir rol oynuyor. Örneğin Güneş'ten Dünya'ya gelen radyoaktif parçacıklar manyetosfer engeline takılarak yüzeye ulaşamıyor.

Söz konusu parçacıkların manyetosferle etkileşimi, kuzey ışıkları diye bilinen auroraları meydana getiriyor. Ancak manyetosferin yararı bu ışık gösterisiyle sınırlı değil.

Yaşanabilir ötegezegen avı

Zararlı parçacıkların yüzeye ulaşmasını engelleyen manyetosfer, gezegenin atmosferini koruyan bir zırh gibi düşünülebilir. Örneğin bilim insanları Mars'ta eskiden kalın, su açısından zengin bir atmosfer olduğunu ama güçlü bir manyetik alanın yokluğunda bu atmosferin yavaş yavaş yok olduğunu düşünüyor.

Atmosferini kaybeden Mars'ın çorak toprakları, Güneş'ten gelen zararlı ışınlarla kavrulduğu için Kızıl Gezegen, yaşanabilir özelliklerini yitirmiş durumda. Bu nedenle Dünya'daki yaşam, varlığını büyük ölçüde manyetizmaya borçlu.

Hakemli bilimsel dergi Nature Astronomy'de yayımlanan araştırmanın ortak yazarı Gilda Ballester, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulunuyor:

Bu süreç, Dünya gibi bir gezegendeki yaşamın evrimini büyük ölçüde etkiler. Çünkü manyetik alan, organizmaları enerji yüklü parçacıklardan korur.

HAT-P-11b'de yaşam var mı?

Tüm bu veriler, söz konusu ötegezegende yaşam olabileceğini düşündürüyor. Ancak yaşamın var olmasında manyetizma kadar etkili bir başka faktör daha var: Yıldız ve gezegen arasındaki uzaklık.

HAT-P-11b, kendi yıldızına Dünya'ya kıyasla 20 kat yakın. Bu da gezegenin üst atmosferinin adeta "kaynadığı" anlamına geliyor. Ekstrem sıcaklık, yaşam için elverişsiz koşullar yaratıyor.

Ancak araştırma ekibi, HAT-P-11b'ye dair gözlemlerin, başka ötegezegenlerdeki yaşam arayışına katkıda bulunacağını belirtiyor. Ballester, bunu şöyle açıklıyor:

Bu araştırmada kullandığımız genel yöntem, çeşitli ötegezegenlerdeki manyetosferleri tespit etmek ve bunların, gezegenlerin yaşanabilir olmasında nasıl bir rol oynadığını değerlendirmek için kullanılabilir.

 

Independent Türkçe, Arizona Üniversitesi, TechExplorist

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU