Manama Konferansı ve "Yüzyılın Anlaşması" hakkında detaylı bilgiler

Independent Arabia "Yüzyılın Anlaşması"nın açılışı olan Manama Konferansı’nın arifesinde analizcilerden özel bilgiler topladı

Fotoğraf: AA

Önceden olsa, o da benzerleri gibi "anlaşma", "sözleşme" veya "uluslararası bir karar" şeklinde adlandırılırdı. Ancak görünüşe bakılırsa haritaları çizmek ve halkların kaderini tayin etmek için düşünce ve felsefeden medet umma devri geçti ve hesap makinesi çağı geldi. Bu yüzden o da "Yüzyılın Anlaşması" olarak adlandırıldı.

Anlaşmalarda "barış karşılığında toprak" gibi eski sloganlara yer yoktur. Eğer unsurları tamamlanırsa bu anlaşmada o da var. Bununla birlikte toplantı Wall Street’te yapılacak, zira Versay Sarayı’nın Aynalar Salonu artık uygun değil. Beyaz Saray’daki gül bahçesi ya da Camp David tesisi de bir anda dünyanın en güçlü adamının damadı haline gelen bu anlaşmanın vaftiz babası Jared Kushner’in hırslarına dar geliyor.

Yüzyılın Anlaşması

Independent Arabia "Yüzyılın Anlaşması"nın açılışı olan Manama Konferansı’nın arifesinde analizcilerden özel bilgiler topladı. İçeriğini ve hedeflerini şu ana kadar kimsenin kesin bir şekilde ifade etmediği Yüzyılın Anlaşması’nın önemli ayrıntılarını derledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, hassas bazı anlaşmazlık noktaları içermesinden ötürü bu anlaşmanın siyasi bölümünün açıklanmasının ileri bir aşamaya erteleneceğini ifade etti.

Planın ilgilendirdiği ilk taraf olan Filistin ise; Washington ile Tel Aviv’i, Batı Şeria’yı "büyük bir belediyeye" dönüştürmek ve Gazze Şeridi’nde bir devletçik kurmaya çalışmakla suçluyor. Gazze’yi Batı Şeria’dan ayırmaya uğraşan Hamas hareketini de bu planı gerçekleştirmekle suçlamayı da ihmal etmiyor.

İsrail tarafı ise bu planın herhangi bir sağ hükümetin onayını elde edemeyeceğini inkar etmiyor ve Filistin’in ön itirazını, anlaşmaların maddelerini uygulamamasını haklı göstermek için İsrail tarafından kullanılacak bir hata olarak görüyor!

Manama Konferansı'na dönecek olursak… Daha önce dolaşan söylentilere göre Suudi Arabistan’ı Ekonomi Bakanlığı temsil edecek. Mısır ise "dinleyici heyet" olarak adlandırılabilecek bir ekip ile katılacak. Yani temsil, sembolik düzeyde olacak ve öne sürülenlerin onaylandığı anlamını taşımayacak.

Asyalı iki ekonomik güç Çin ve Japonya ise bu konuda iki farklı tavır sergiliyor. Pekin boykot ederken, Tokyo "iki devletli çözüme" götüren herhangi bir çabayı daimi olarak teşvik etmek adına katılım gösterecek.

Son olarak ev sahibi ülke Bahreyn Yüzyılın Anlaşması adı ile bilinen şeyi ve 25-26 Haziran’da ABD ile açık bir ortaklık içerisinde gerçekleşecek "İlerleme İçin Barış" atölyesinin bu anlaşma doğrultusundaki sonuçlarını kabul etmiyor.  

ABD’nin tutumu

Amerika’nın koridorlarında gözlerden ve kulaklardan uzak bir şekilde bir şeyler yazılıp çiziliyor, planlar eleniyor ve ihtimaller masaya yatırılıyor. Washington’da olduğu gibi ABD, barış planına dair suskunluğunu korumakla birlikte ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan ismini vermek istemeyen bir yetkili kaynak, Independent Arabia’ya şu açıklamada bulundu:

Barış planının siyasi kısmı, hassas bazı anlaşmazlık noktalarını içerdiğinden ötürü ileri bir aşamaya ertelenecek. Manama Ekonomi Konferansı ise Filistinlilerin ekonomik durumunu iyileştirmeye ilişkin sonraki tartışmaları kolaylaştırmak adına önümüzdeki hafta gerçekleşecek. Öncelikli Arap ülkelerinin bu atölyeye katılması bence konferansı gözeten ABD için bir başarı sayılabilir.

Filistin’in itirazı

Atlas Okyanusu'nun beri yakasına ve iki asrı aşkın bir süre önceki Belfour Deklarasyonu’ndan bu yana halen süren savaşın gerçek mücadele alanına; Filistin’e bakalım. Ramallah’ta söz konusu plana dair duyurunun önümüzdeki eylül ayında gerçekleşecek yeni İsrail seçimlerinden sonraya erteleneceği yönünde bir izlenim hüküm sürüyor.

Filistinliler plana itiraz ederek maddelerinin çoğunun ilan edilmeden önce yürürlüğe sokulduğunu söylüyor. Onlara göre bu planın hedefi ulusal projelerini saf dışı bırakmak, 67 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devletinin kurulmasına engel olmak ve mültecilerin dönüş hakkını düşürmektir.

Filistinli yetkililer Washington ile Tel Aviv’i Batı Şeria’da Filistinliler için yerel işleri yönetmek üzere belediye benzeri özerk bir yönetim ve Gazze Şeridi’nde de bir devletçik kurmaya çalışmakla suçluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed İştiye büyük güçlerden oluşan uluslararası koalisyondan iki devletli çözümü kurtarmalarını ve Amerika menşeli Yüzyılın Anlaşması’na karşı koymalarını talep ediyor.

İştiye Filistinlilerin kendilerine dayatılan bir dizi savaşla karşı karşıya olduğunu söylüyor. Bu savaşlardan ilki, günlük olarak topraklarına el konulmasıyla yüzleştikleri coğrafya savaşı; ikincisi ise Filistinlilerin her türlü yolla Kudüs şehrinden sürülmesi ile yüzleştikleri nüfus savaşı.

İştiye’nin ifadesine göre üçüncü savaş da Washington’un barış planını onaylaması ve ‘Utanç Anlaşmasını’ kabul etmesi için Filistin yönetimine şantaj olarak kullandığı mali savaş.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Plan kapsamındaki ABD uygulamaları

Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Kurulu Genel Sekreteri Saib Ureykat daha önce ABD Yönetiminin plan kapsamına aldığı birtakım uygulamaları saydı:

  • Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve büyükelçilik binasını Kudüs’e taşıması
  • Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) olan desteğini kesmesi ve mülteciler dosyasını kapatmak için ajansı feshetmeye çalışması
  • Filistin halkının, ırk milliyetçiliği kanunu üzerinden kendi kaderini tayin etme hakkını düşürmesi
  • Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Washington’daki merkezini ve kendisinin Kudüs’teki konsolosluğunu kapatması
  • Yerleşimleri kınamaya yanaşmaması ve İsrail’in Batı Şeria’nın bir kısmını ilhak etmesini onayladığını açıklaması

Filistin Devlet Başkanlığı Resmi Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne "Amerikan komplosunun" tökezlediği ve Filistin’in itirazı, Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Mekke zirvelerindeki duruşu ve iki devletli çözümü korumak için varılan küresel görüş birliği sebebiyle yönünün değiştirildiği yönündeki ifadeyi tekrarladı.

Hamas’ın rolü

Birçok Filistinli yetkili, Hamas Hareketini, Gazze Şeridi yönetiminde ısrarcı olup Gazze’yi Batı Şeria’dan ayırmaya çalışarak Amerika’nın barış planının başarıya ulaşmasında pay sahibi olmakla suçluyor.

Filistinli yetkililer, Gazze’nin Batı Şeria’dan ayrılmasının, 67 sınırlarında bir Filistin Devleti kurulması imkânını azaltmak için İsrail-Amerika tasarısı kapsamında yer aldığını vurguluyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı gruplar, Hamas Hareketinin Yüzyılın Anlaşması ile mücadele etmek için ulusal bir konsey kurma davetini reddederek bu çağrıyı, FKÖ’ye alternatif bir yapı oluşturma teşebbüsü olarak değerlendirdi.

Ekonomik teşvikler… İsrail, Washington’un Kudüs’ü tanımasının bedelini ödeyecek

İsrailli kaynaklardan elde edilen bilgilere göre Yüzyılın Anlaşması’nın Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenecek ekonomik planı, on yıl için yaklaşık 65 milyar dolarlık bir miktarı içeriyor. Udi Dekel’e göre amaç, ekonomik çerçeveyi, işlevlerini yerine getiren bağımsız bir Filistin varlığı kurmanın ve planı Filistin halkının gözünde cazip hale getirmenin bir aracı olarak kullanmaktır. İtirazların şiddetini azaltmak ve ilerlemek adına İsrailli iş adamları, İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri sıkılaştıran başka süreçlerin kurulmasına katılım gösterecek.

"Anlaşma" masasının diğer tarafında bulunan İsrail Dışişleri’nden üst düzey bir yetkili, şu değerlendirmede bulundu:

Görünen o ki İsrail, Kudüs’ün başkenti olarak tanınmasının ve Golan’ın ilhak edilmesinin bedelini beklenen Yüzyılın Anlaşması bağlamında ödeyecek. İsrail, Amerikalı yetkililerden duyurulmasına niyet edilen bu planın, İsrail’in 67 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan yaşayabilir bir Filistin Devleti’ni tanıması karşılığında neredeyse tüm Arap ülkeleri ile bir barış sözleşmesi içermesini istedi.

Kutsal mekânlar uluslararası hale getirilecek ve mülteci meselesi de bir kısmının Filistin Devleti bölgelerine iade edilmesi, diğerlerinin ise sığındıkları ülkelerin vatandaşı haline getirilmesi yoluyla çözülecekti. Görüldüğü üzere yaklaşık 200 bin sığınmacının İsrail’e geri dönmesi meselesi, yüzyılın planında yer alan bir düşünce.

Anlaşmanın bu haline İsrail muhalefeti

İsrail tarafı, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu planın duyurusunu 17 Eylül’de yapılması beklenen İsrail meclis seçimlerinden sonraya ertelemesi isteğini saklamıyor. Temennileri odur ki Amerikan yönetimi, ‘Yüzyılın Anlaşması’ adı ile bilinen barış planını yeniden gözden geçirsin. Zira bu haliyle gerek mevcut İsrail Hükümeti gerekse sağ veya orta-sağ herhangi bir hükümetin muhalefeti ile karşılaşacak.

İsrail tarafı, Filistinlilerin plana yönelik itirazını ise şöyle yorumluyor:

Filistinliler, detaylarını öğrenmeden önce planı direkt reddetmekle hata yaptılar. Nitekim bu İsrail’in yararınadır. İsrail, önerilen şartlardan herhangi birini uygulamadığında bu tavrı aklamak için Filistin’in itirazını kullanacaktır.

Plan hakkında daha fazla detay

İsrail’deki resmî yetkililerin genel olarak benimsediği temkinlilik halini uzmanların açıklamaları telafi ediyor. Filistinliler yapılan müzakerelerde İsrail heyetinin eski başkanı Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Udi Dekel’e göre Trump’ın planının hedefi, İsrail-Filistin çekişmesini aşıyor.

Amerika: Arap-ABD-İsrail koalisyonu oluşturmak istiyor

Udi Dekel’e göre Amerikan yönetimi, yeni bir Ortadoğu mühendisliği geliştirmek ve Arap-Amerika-İsrail koalisyonu oluşturmak istiyor. Bu çerçevede İran ve radikal gruplar karşıtı ittifakı pekiştirerek barışçıl sürecini destekliyor. Dekel, Amerikan yönetiminin, İsrail işgalini sona erdiren, ya da Filistin yönetimine Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki toprakların ve nüfusun ezici çoğunluğunu vererek en azından bu işgalin olumsuz çağrışımlarını azaltan koşulları hazırlamakla meşgul olduğunu düşünüyor. Üstelik bu plan, son elli yılda ortaya çıkan ve şimdi ve gelecekle bağlantılı olan gerçekliğe dayalı olarak yerleşim ölçütlerini de yeniden belirliyor.

İsrail’den gelen haberlere göre anlaşmanın farklı içerikleri

Dekel’in sunduğu bilgilere ek olarak İsrail’den gelen farklı haberlerde şunlara işaret ediliyor:

  • "İki devletli çözüm" elden gitmiş olsa da bu planda Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki toprakların yaklaşık yüzde 90 çoğunluğuna sahip bağımsız bir Filistin yapısı kurulmasına yönelik bir teklif yer alıyor.
  • Uzak olanları bile olsa yerleşimler boşaltılmayacak. Plan gereğince İsrail, bu toprakların yüzde 5’inden az bir alanı kaplayan yasadışı yerleşim merkezleri de dahil olmak üzere toprakların yüzde 10’undan fazlasını içine alacak.
  • Amerikan yönetimi, Netanyahu’nun Filistin topraklarını de içine alacak şekilde Ürdün nehrinin batısındaki tüm topraklarda güvenlik çalışması serbestliğine dair temel talebini onayladı. Bu onay, İsrail’in güvenliğinin mevcut duruma kıyasla sarsılmasını önlemek adına duyduğu güvenlik ihtiyacına uygun olarak verildi.

Bu çerçevede İsrailli yetkililere göre İsrailli güçler, Ürdün Vadisi üzerindeki kontrolünü süresiz bir şekilde elinde tutacak. Yani İsrail yasalarınca geçerli olan tüm bölgesel yetkililer, bölgedeki askeri komutanlara değil de İsrailli yetkililere tabi olacak. Bir yerleşime girmek, İsrail Devleti’ne girmek anlamına gelecek.

Filistinli mülteciler hakkında da değerlendirmede bulunan İsraillilere göre Yüzyılın Anlaşması, mültecilerin "yeşil hatta" yani İsrail kapsamına geri döneceğinden, hatta Filistin yönetiminin sınırlı sayıda mülteciyi kapsamına alacağından bahsediyor. Ezici çoğunluğa sahip diğer mülteciler ise bulundukları yerlerde yerleştirilecek ki; Udi Dekel’e göre, böyle bir şey Ürdün ve Lübnan’da ciddi bir endişe kaynağı olacaktır.

Kudüs’e gelince İsraillilere göre burası, kutsal mekânlar arasında sayılacak. İbadet özgürlüğü, görünürde de olsa şimdi olduğu gibi korunması sağlanacak. Ürdün’ün kutsal mekânlar üzerindeki rolü iptal edilmeyecek.

Bahreyn, bir anlaşmanın olmasını kabul etmezken Mısır, "sembolik" bir heyet gönderiyor

Daha önce alınan duyumlara göre Suudi Arabistan, Ekonomi Bakanlığı’nca temsil edilecek. Henüz belirtilmemekle birlikte Ekonomi Bakanı Muhammed el-Tuveyciri’nin üst düzey bir heyet ile birlikte bu hafta sonu Japonya’da düzenlenecek olan G20 zirvesine katılması bekleniyor.

Mısır, Bahreyn’deki Manama Konferansı’ndaki temsil düzeyini henüz açıklamadı ancak Mısırlı bir diplomattan alınan bilgilere göre, Kahire’nin atölyeye yönelik katılımı üst düzeyde gerçekleşecek.

İsmini belirtmek istemeyen kaynak, “Mısır, Filistin meselesinin çözümüne ilişkin farklı görüşleri dinleme arzusuyla atölyeye katılacak. Bununla birlikte katılım, Amerika’nın barış planının onaylandığı anlamına gelmez. Mısır’ın temsili, "sembolik" olacak” ifadelerini kullandı.

Uluslararası planda ise Çinli üst düzey bir diplomat, "ülkesinin Bahreyn’deki atölyeye katılmayacağını" açıkladı.

Pekinli diplomat, “Filistin meselesine ilişkin herhangi bir çözümün meşru kararlara ve 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurulması şartına dayalı olması gerektiği konusunda Pekin’in tutumu açık” ifadelerini dile getirerek yerleşimler, mülteciler ve sınırlar meselesinin de ihmal edilmediğinin altını çizdi.

Tokyo ise atölyeye katılımına dair henüz bir açıklamada bulunmadı. Bununla birlikte -Amerikalı bir diplomatın belirttiğine göre Japonya, bir katılım daveti aldı. Bir Japonyalı diplomat, ülkesinin katılım durumuna dair bilgi vermediği kısa bir açıklamada, “iki devletli çözüm seçeneğinde kararlı olan ülkesinin, yan yana barış ve güvenlik ortamında yaşayan iki devletle sonuçlanacak herhangi bir çabayı desteklediğini” ifade etti.

Bahreyn-Amerika ortak açıklaması

19 Mayıs’ta yapılan Bahreyn-Amerika ortak açıklamasında Manama’nın Washington işbirliğiyle 25-26 Haziran’da "İlerleme İçin Barış" başlığı altında bir ekonomi atölyesine ev sahipliği yapacağı duyuruldu. Ev sahibi Bahreyn olsa da davetin sorumluluğunu Amerikalı bir halkla ilişkiler şirketi üstlenecek.

Amerikalı raporlara göre bu atölye, beklenen çözüm planının ekonomik anlamda pazarlanmasını ve maddi destek yollarının ele alınmasını hedefliyor.

Bahreyn’deki konferansın Yüzyılın Anlaşmasına bir ön hazırlık olduğu yönündeki endişelere rağmen Bahreynli bir yetkili kaynak, ABD işbirliği ile Bahreyn’in ev sahipliğinde, 25-26 Haziran’da Manama’da düzenlenecek olan "İlerleme İçin Barış" atölyesinin tamamen ekonomik bir etkinlik olduğunu ve Yüzyılın Anlaşması olarak bilinen şeyden bahsedilmesinin kabul edilmeyeceğini ifade etti.

Söz konusu atölye, görüş alışverişinde bulunmayı ve Filistin halkı ile bölge için parlak bir gelecek yaratmak konusundaki beklentilerin hayata geçirilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor ve bunun yolunun ekonomik kalkınmanın teşvik edilerek herkesin yararına sürdürülmesi için daha fazla yatırım fırsatı sağlamayı hedef edinen ekonomik ve stratejik gelişmelerden geçtiği düşüncesinden hareket ediyor.

"İlerleme İçin Barış" atölyesi, Bahreyn Krallığı ile ABD arasındaki ilişkilerin bölgeye yarar sağlayacak her konuda güçlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşecek.


*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Arabia'dan Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz

DAHA FAZLA HABER OKU