Çelik'ten "50+1" açıklaması: Pek çok siyasetçi, parlamenter sistemdeyken cumhurbaşkanlığını vesayet kurumu olarak görüyordu

"50+1" sistemi ile ilgili tartışmalara değinen Çelik, "Şu an sisteme eleştiri getirenlerin denge-denetleme mekanizmaları hakkında görüşlerini duymadık. Yasama, yürütme, yargı açısından kapsamlı önerilerini duymadık" dedi

Fotoğraf: AA

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MKYK toplantısı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Libya konusunda Türkiye ve Rusya ile ilgili açıklamalarını "skandal" olarak niteleyen Çelik, "Türkiye eğitim amacıyla oradadır. Yabancı asker statüsünde Türkiye'nin değerlendirmesi yanlıştır. Türkiye meşru hükümetin daveti üzerine eğitim için oradadır. Libya’da barışın sağlanması Libya halkı tarafından olmalıdır" dedi.

Macron'un bütün açıklamalarında Türkiye'yi hedef aldığını söyleyen Çelik şöyle devam etti:

Macron tüm Fransız dış politikasını Türkiye düşmanlığı üzerine kuruyor. Cumhurbaşkanımız Afrika'ya gidiyor, Fransız haber ajanslarına bakıyoruz "Erdoğan'ın Afrika'da ne işi var?" manşetleri atılıyor. Hemen bir rekabet içine giriyorlar. Afrika'yı tapulu mülkü gören bir zihniyet baştan aşağı yanlıştır. Fransa ile Türkiye'nin dayanışma içerisinde olabileceği bir çok konu vardır. Afrika'yı tapulu mülkü olarak gören Fransa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika'ya gitmesini tehdit olarak kabul ediyor.

Erdoğan ve Karamollaoğlu görüşmesi

Çelik, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu arasında gerçekleşen görüşmeye ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pozitif katkı sağlayacak şekilde, yapıcı eleştiriler çerçevesinde çeşitli kesimlerle buluştuğunu aktaran Çelik, "Sayın Karamollaoğlu ile buluşması saatler süren son derece iyi gelişmiş bir buluşma olarak yansıdı. Sayın Cumhurbaşkanı ile sayın Karamollaoğlu ile çok eskiden tanışıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Saadet Partisi'nde çok değer verdiği kimseler var. Bu istişareler her zaman faydalıdır. Herkes görüşünü değiştirecek diye bir şey yok. Sayın Karamollaoğlu katıldığı ve katılmadığı yerleri ifade etti. Sayın Cumhurbaşkanımız da görüşlerini ifade etti" dedi.

"Yunanistan saldırgan bir devlet politikası izliyor"

Türkiye ve Yunanistan arasında Ege ve Doğu Akdeniz konusunda yaşanan sorunlara da değinen Çelik şunları kaydetti:

Yunanistan saldırgan bir devlet politikası izliyor. Yunan halkının bilmesi gereken Yunan siyasetçilerin iç siyasetteki sıkışmışlıkları aşmak, birtakım basınçları manipule etmek için Ege ve Akdeniz'de gerginlik çıkarıyor. Tabii ki yeri geldiği zaman fiili neticeler olacaktır. Yaptıkları şeyler Yunan halkının imkan ve paralarını harcamaktır. Hem hukuken haklıyız hem de sahadaki haklılığımızı tescil edecek her türlü kapasiteye sahibiz. Masada bunları konuşalım diyoruz, her zaman masadan kaçan Yunanistan oldu.

Prens Muhammed bin Zayed'in Türkiye ziyareti

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için Türkiye’ye yapacağı ziyarete ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik, "Çeşitli devletlerle çeşitli zamanlarda problemler yaşayabiliriz. Esas mesele bu problemlere mahkum olmamak, bu problemlerin labirentlerinde kaybolmamak. Körfezdeki pek çok ülkede yaşanan sorunlar için Türkiye'nin kapsamlı eylem planları ve samimi yaklaşım vardır. Birleşik Arap Emirlikleri ile yaşanan diyalog sevindiricidir. Görüşmeler ve meselelerin çözümü ile ilgili istişareler güçlü bir şekilde yapılmaya devam edecek" ifadelerini kullandı.

50+1 tartışmaları

Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Karamollaoğlu görüşmesinde gündeme gelen ve Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi Cemil Çiçek'in Sözcü gazetesinde verdiği demeç sonrası tartışma konusu olan "50+1" sistemi ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Çelik şunları kaydetti:

Türkiye'nin siyasi tecrübesi hafızalarımızda taze. Bu sistem tartışmalarına birdenbire gelinmedi. Çok iyi hatırlıyorum, bugün parlamenter sistemin yanlısı pek çok siyasetçi, parlamenter sistem varken Cumhurbaşkanlığını Başbakanlığın üstünde vesayet kurumu görüyordu. Askeri vesayeti sivil siyasetin üstünde denetleme mekanizması görülüyordu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de meşrudur parlamenter sistemi de meşrudur. Pekçok siyasetçi mevcut sistemin istikrar üretmediğini, Türkiye'nin Başkanlık sistemi üretmesi gerektiğini ifade etti. Literatür dolu, yapılan açıklamalar net. Türkiye'de parlamenter sistemin bugün parlamenter sistem savunuculuğu yapanların pekçoğu, parlamenter sistemin rahat nefes almasına imkan vermediler, zehirlediler. Askeri vesayet ve yargı vesayetiyle zehirlediler. Birden bire hidayete ermişlerse hadi bunu da olumlu karşılayalım.

Yasama, yürütme, yargı ilişkileri açısından, bu kuvvetlerin özerkliği açısından problem var deniyorsa, seçim sistemiyle ilgili problem var deniyorsa bunların düzeltilmesi için önerilerin görülmesi lazım. Şu an sisteme eleştiri getirenlerin denge-denetleme mekanizmaları hakkında görüşlerini duymadık. Yasama, yürütme, yargı açısından kapsamlı önerilerini duymadık. Buradaki mesele siyasetin yapıcı alanı sağlamasıdır.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU