Akşener ve Kılıçdaroğlu'ndan "Osman Kavala" yanıtı: AİHM’in bir kararı varsa o kararın uygulanmasını isteriz

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. Ortak açıklama yapan iki lider 10 ülkenin büyükelçilerinin Osman Kavala hakkında yaptığı çağrıyı doğru bulmadıklarını belirtti

Fotoğraf: Twitter @CHPfotograf

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve beraberindeki heyet, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi'nde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti.

İki lider görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı.

Akşener, görüşmede, partisinin "İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" çalışmasını, siyasi partilere takdim etmek üzere oluşturdukları ziyaret sistemi çerçevesinde CHP'ye resmi olarak sunduklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıyla ekonomi ve dış politika başta olmak üzere, Türkiye'nin diğer önemli konularını istişare ettiklerini dile getiren Akşener, istişare, fikir teatisi ve dilin ortaklaşmasının, Türkiye'nin sorunlarının çözümünün somutlaşması açısından önemli olduğuna inandıklarını vurguladı.

Türkiye'de uzun zamandır istişare kavramının kaybolduğunu savunan Akşener, "Bizler Millet İttifakı'nın 31 Mart'a göre 2 partisi, 24 Haziran'a göre 4 partisinin istişare kavramını tekrar Türkiye'nin gündemine getirmesini önemli buluyorum." dedi.

Kılıçdaroğlu ise her alanda ciddi sorunlar bulunduğunu ileri sürerek, Türkiye'nin kendisine yeni bir yol haritası çizmesi, daha güçlü ve dinamik bir yapıya ulaşması gerektiğini vurguladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu çerçevede istişare ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Sorumlu politikacılar olarak bizler bütün sorunlara kilitlenmiş vaziyetteyiz. İnşallah bütün bu sorunlardan Türkiye'yi kurtaracağız. Güzel, yaşanabilir, huzur içinde bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.

10 ülkenin büyükelçilerinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması çağrısı yapmasını değerlediren Akşener, "Dışişleri Bakanlığı’na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulmayız. Böyle taleplerin Türkiye’ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson’ı hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye’nin uzak durmasını tavsiye ederiz. Bunların önüne geçecek tek yolun hukukun işletilmesidir. Türkiye’deki hukuku, yargıyı oluşturan kurumların işletilmesidir" diye konuştu.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan'ın "Mahşerin dört atlısı üzerimize geliyor" ifadesinin de yer aldığı konuşması hakkında da açıklamalarda bulunan Akşener şunları kaydetti:

Mahşerin dört atlısı üzerimize geliyor dedi sayın Başkan, doğrudur. Laiklik konusundaki hassasiyet üzerinden sordunuz. Laiklik bir hukuk kuralıdır. Yani o ülkenin kanunlarının ilahi vahiye göre mi olacak yoksa insanlar için mi hazırlanacak ona karar veren bir hukuk terimidir. Hukuk normudur. Laikliği bugüne kadar siyasetçiler, iş adamları, din adamları konuştu. Hukukçuların konuştuğu görülmedi, ortadan kayboldu gitti.  Laiklik aynı zamanda yapılacak kanunların ruhunu vaat ettiğine göre, onun normu olduğuna göre, demek ki 21. Yüzyıla uygun hukuk anlayışının ortaya konulması gerektiğini vaaz ediyor. İş adamları açısından laikliğin önemi hukuk açısından önemli. Ekonominin patronu güvendir, bunun anahtarı da hukukun üstünlüğüdür. Laikliğin değeri bu günlerde daha iyi anlaşılıyor. Laikliğin ne olduğunun bir türlü anlaşılamadığını da anlatmak isterim.

Kılıçdaroğlu da Osman Kavala sorusuna şöyle yanıt verdi:

Türkiye Cumhuriyeti devleti AİHM kararlarına uyacağı sözünü verdi. Bunun için de Anayasa değişikliği gerçekleşti. Bu anayasa değişikliği TBMM’den oy birliği ile çıktı. Bir ülkenin itibarı imza attığı sözleşmenin arkasında durmaktır. İmza attığınız bir sözleşmenin gereğini yapmıyor ve arkasında durmazsanız itibar kaybeden Türkiye ve onu yönetenler olur. 

Biz Türkiye’nin itibarının her sahada korunmasını isteriz. Dolayısıyla AİHM’in bir kararı varsa o kararın da uygulanmasını isteriz. Türkiye gerçekten demokratik ve hukuk devletiyse bu çerçevede hareket etmesi lazım. Bir şeye de dikkatinizi çekmek isterim. Sayın Genel Başkan da ifade etti. Türkiye’ye dışarıdan yapılacak hiçbir müdahaleyi doğru bulmayız. Ama dışarıdan müdahale etmesine ortam hazırlayacak yönetimi de kabul etmeyiz. Türkiye hukuk devletinin kuralları içinde gereğini yapar. Geldiğimiz nokta maalesef üzücü bir nokta.

Buldan'ın açıklamaları

"HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, şimdilik demokratik muhalif olduklarını ama ileriki dönemde demokratik iktidarın partisi olabileceklerini söyledi. Bunun Bakanlık teklifi olabileceği yorumu yapıldı. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Akşener, şu cevabı verdi:

Neresinden bakalım? Ortada seçim yok, ortada kurulmuş bir iktidar yok. Türkiye'de bizlerle ilgili bir şey olduğu zaman on adım sonrasında 'siz şunu yapacaksınız' diye parmaklar sallanıyor. Bu demokratik değil. Dolayısıyla dedikodular, iftiralar, hakaretler üzerinden 'o ona bunu dedi, bu buna şunu dedi' üzerinden çok harika bir siyasi atmosfer vardı. Biz, bunu yıkmaya kararlıyız. Ben Sayın Buldan'ın ne söylediğini bilmiyorum şu anda sizden duydum ama bizim gündemimizde böyle bir durum yoktur.

Kılıçdaroğlu da Buldan'ın açıklamasını ilk kez duyduğunu belirterek, "Ama şunu gayet iyi biliyorum, Millet İttifakını bozacak acaba ne yapabiliriz? Böyle bir arayışın özellikle Cumhur İttifakında olduğunu da gayet iyi biliyorum ama ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yola başvururlarsa vursunlar bu ülkenin insanlarının ferasetine güveniyorum. Onlar bizlerin bu memleket, vatandaş için çalıştığını, herkesin huzur içinde yaşaması gerektiğini ve bunu da bizim hedef aldığımızı gayet iyi biliyor. Dolayısıyla bizim tek güvencemiz milletimiz." diye konuştu.

"İmamoğlu benden izin aldı"

Kılıçdaroğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığıyle iligili soruya, "Bana gelmiş bir talep yok. Ayrıca giderken de benden izin aldı" diye yanıt verdi.

 

 

 

 

Independent Türkçe
 

DAHA FAZLA HABER OKU