CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında milletvekillerine ve partililere seslendi. Hafta sonunda Merkez Bankası'na yaptığı zyaret ve memurlara yönelik çağrısı hakkında başlatılan soruşturma ve suç duyurusu hakkında konuşan Kılıçdaorğlu, "Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış. Bulunmazsanız namertsiniz. Bulunun" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önce Grup Başkanvekili Engin Altay tarafından CHP'ye yeni katılan yerel yöneticilerin takdimi yapıldı.
Altay'ın anonsunun ardından Kemal Kılıçdaroğlu, "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganları ile kürsüye çıktı. Kılıçdaroğlu ise partiye yeni katılanların rozetini kürsüde taktı.
Törenin ardından konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu'nun öne çıkan mesajları şöyle:
Kılıçdaroğlu konuşmasına, "Türkiye'nin bir değişime, akılcı politikalara ihtiyacı var. Hiç kimsenin ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye ihtiycı var. Bunnu yolu; beraber alcağız, morlimizi bozmayacağız. Engeller çıkabilir, engelleri çıkarabilirler. Ama inançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ta ki aydınlık Türkiye'yi, beraber yaşamaktan onur duyduğumuz 83 milyonuk bir Türkiye'yi yeniden inşa edinceye kadar" sözleri ile başladı.
Özdemir Bayraktar mesajı
Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar için "Kendisine Allah'an rahmet diliyorum" derken, Bayraktar'la ilgili anısını şu şekilde paylaştı:
"2012-2013 yıllarında İkitelli'deki fabrikasına gitmiştim. Genç ve dinamik bri kadrosu vardı ve o kadronun daha sonra önemli atılımlar yapması da beni son derece mutlu etmiştir"
Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden Milliyet yazarı Sami Kohen'e de rahmet diledi.
CHP lideri ayrıca Azerbaycan'ın bağımsızlık gününü ve Muhtarlar Günü'nü de kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Bizim iktidarımızda muhtarlar Saray'ın kamu görevlisi değil, milletin kamu görevlisi olacaktır" dedi.
17 Ekim Astsubaylar Günü'nü de kutlayan Kılıçdaroğlu, astsubayların 3 temel sorunu olduğunu belirterek, "Bunlar gideremediler. Söz veriyorum, milletin iktidarında çözülecektir" diye konuştu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, kamuda çalışan 530 bin sözleşmeli personelin sorunları olduğunu belirterek grup başkanvekillerine sözleşmeli personelin durumunun TBMM'de tartışmaya açalarını isteyerek, "Bu sorunu orada ya çözeceğiz, ya çözeceğiz' deyin" talimatı verdi.
"Sosyal kimlikler üzerinden bir politikayı kararlılıkla sürdürüyoruz"
Sosyal kimlikler üzerinden bir politikayı kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bütün sosyal kimliklerin sorunlarını masaya yatırıyoruz ve sağlıklı çözümler üretiyoruz" dedi. Marmaris'te yerel medya çalıştayı yaptıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Yaygın medyanın karşılaştığı sorunlardan faha fazla zorula karşılaşıyorlar. Çünkü güçleri daha az, üzerlerindeki baskı daha fazla" dedi.
CHP lideri, yerel medya konusunda da bir Meclis Araştırması isteyeceklerini de söyledi.
Merkez Bankası ziyareti
Türkiye'nin yi yönetilmediğini ve bunu herkesin bildiğini savunan Kılıçdaroğlu, "Ama bu devlet bizim devletimiz. Devletin kurumlarına sahip çıkmak en çok bize, CHP'ye yakışır" dedi.
Siyasetin Merkez Bankası'na müdahale ettiğini ve sağlıklı kararlar almasını engellediğini savunan Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın fiyat istikrarını sağlama görevini hatırlatarak, "Gittik Merkez Bankası'na, 'bankanıza sahip çıkın' dedik" diye konuştu.
Merkez Bankası'nda bu kültürü bilemyen kişilerin dılarında atanmasının doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Dışarıdna yapılan atamalar Merkez Bankası'nı buünkü duruma getirir" dedi.
"Bir centi bile Merkez Bankası'nın değil"
Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarının kimlere hangi kurdan satıldığını bilmiyoruz. Kimlere peşkeş çekildiini bilmiyoruz. 'Merkez Bankası'nın kasasında 123 milyar dolar var' diyorlar. Evet var. Ama başkasının parası. 123 milyar doların bir centi bile Merkez Bankası'nın kendi parası değil" diye konuştu.
TL'nin dolar karşısında değer kaybederken Merkez Bankası'nın dolar satarak müdahale etmesi gferektiğini belireten CHP lideri, "Ama satamıyor. Çünkü kendisinin değil, başkasını doları. İçine düştüğümüz çelişkiy götüyor musunuz?" dedi.
TCMB çalışanlarına seslenen Kılıçdaroğlu, "İktidarımızda göreceksiniz Merkez Bankası'nın nasıl saat gibi çalıştığını. Sıcak siyasetin nasıl müdahale etmediğini, ekonominin en kısa sürede nasıl düzeldiğini göreceksiniz" şeklinde konuştu.
Tefeci sektörü
İktidarın yerli ve yabancı tefecilere milyarlaca dolar ödediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Erdoğan Şahsım Hükümeti bu tuzağın içindedir. Tefecilere hizmet eden bir siyasal iktidar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomisin düzeltemez. Sadece ve sadece tefeci sektörüne hizmet eder" dedi.
2003-2021 Eylül ayı itibariyle bütçeden faize ödenen paranın 511.39 milyar dolar olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "511 milyar doları tefeci sektörüne aktaran bunlar. Her ay 2.2 milyar dolar faiz ödeniyor. Kim ödüyor bu faizleri, saray mı ödüyor, onun beslemeleri mi ödüyor, dolarla ihale alanlar mı ödüyor? zinhar. Bu üllkenin fakir fukarası ödüyor" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Az kaldı. Hep beraber sandığa gideceğiz ve bunları yolcu edeceğiz" dedi.
Memurlara yönelik çağrısı
Memurlara yönelik yaptığı "Yasa dışı alimatları kim verirse versin yerine getirmeyin" şeklindeki çağrıyı hatırlatan ve "Doğru söylüyorum değil mi?" diyen CHP Genel Başkanı, şöyle konuştu:
"Ben bunları söyledim Bremen Mızıkacıları hemen harekete geçti. Saray'dan başlayarak aşağıya kadar. Neymiş; devlet memurlarını tehdit ediyormuşum. Vesayet özlemi içindeymişim. Neymiş, bir darbeci zihniyetmiş. Allah akıl fikir versin. Bari üsturuplu bir şey söyeyin. Ben, 'hırsızlığa bulaşmayın, hırsızlık için kim talimat verirse buna uymayın' diyorum. 'Hayır' diyorlar. 'Hazır malı götürürken böyle bir lafı niye ettin' diyorlar. Edeceğim. Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış. Bulunmazsanız namertsiniz. Bulunun"
Kılıçdaroğlu, sözleri üzerine gelen alkışlara "Daha görecekleri çok şey var" diye yanıt verdi.
Fua Oktay'a yanıt
Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a da yanıt vere Kılıçdroğlu, "Bir de sarayın baş memuru var Fuat bey. 'Çalışanlarımızın her kesimini tehdit edenler hakkında' diyor. Kimsin sen? Devlet memurları ne zamandan beri senin çalışanların oluyor? Bu lafı kullandığın andan itibaren toplumu bölüyorsun. Devletin memuru devletin işini yapar. Kullandığım her cümlenin mutlaka kanunda bir yeri vardır" diye konuştu.
"Yasal ölçülerde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir"
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Anadolu'da vakıflar kuruyorlar. Yurt dışında, yurt içinde. Rakamlarını bilmediğimiz paralar aktarılıyor buralara. Siz devlet memurlarının geleceklerini, umutlarını çalıyorsunuz. 'Gel vakfa, torpil yapalım sen direkt yerleş' diyorlar. Garibanların, yoksulların, hak arayanların temsilcisi bu kardeşiniz olacak. Gideceksin Erdoğan'ın ailesinin vakfından torpil yapacaksın, devlete yerleşeceksin. Bu yanlış deyince kıyamet kopacak. Bazı bürokratlar 'Emir aldık' diyebilir. Olmaz, kanun dışındaki emire uymayacaksın. Yasal ölçülerde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Ama mafyatik ilişkilere girenleri evet onları tehdit ediyorum. Kimsenin hakkını yedirmeyeceğim"
"Erdoğan ve ailesinin kurduğu vakıflar 83 milyondan ne kadar para topladı? Devletin hazinesinden bu vakıflara kaç para ödendi bilen var mı yok. Oysa vakıflar bunları kamuoyuna açıklarlar. Biz bilmiyoruz. Erdoğan ailesinin vakıflarının ister devletten, ister vatandaştan ne kadar para topladıklarını bilmiyoruz" diyen CHP lideri, TÜGVA hakkındak iddialar için de şunlar söyledi:
"Anayasanın 138. maddesi var. Hiç kimse mahkemelere emir, talimat veremez diyor. Erdoğan ailesinin kurduğu TÜGVA var. Taşınmaz tahsis edilmiş. Belediye bakıyor amaca uygun kullanılmıyor, geri verin diyorlar. Mahkemeye gidiliyor, mahkeme 'amaca uygun kullanmıyorsunuz, belediyeye vereceksiniz' diyor. Doğal olanı gidip teslim almaktır. Gidiyorsunuz teslim almaya, polisler dizilmiş. Devletin polisine yargı kararına uyulmaması için talimat veriliyor. Böyle bir rezaleti hiç yaşamadık. Sen hangi gücüne kullanarak yargı kararlarını uygulamıyorsun?"
"Bir Cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete atama yapamaz"
Kılıçdaroğlu, "Bir cumhurbaşkanının oğlu babasının mevkisini bilerek davranmak zorundadır. Davranışı, hareketleri, konuşması itibariyle örnek olmak zorundadır. Gidip oğlu MEB'in bürokratlarının tamamını toplayıp milli eğitim politikası anlatıyorsa bir sorunumuz var demektir. Kimsin sen? Bu yetkiyi kimden alıyorsun? Cumhurbaşkanı'nın oğlu mahkeme kararlarını en azından uygular. Ama bu yapılmıyor. Bir Cumhurbaşkanının oğlu torpille devlete atama yapamaz. Peki, Cumhurbaşkanı'nın oğluna ulaşamayanlar ne yapsın? Bir cumhurbaşkanının oğlu torpille adam yerleştiriyorsa o devletin değil sarayın memuru olur" diye konuştu.
Independent Türkçe
