AK Parti, ekonomik gidişatı raporlaştırmak için hükümdarların yöntemine başvurdu

AK Parti'li Erkan Kandemir'in tebdil-i kıyafet açıklaması tartışma yarattı. Sultan ve hükümdarların tanınmamak için başvurduğu tebdil-i kıyafet uygulamasıyla sokağa çıkan kaç kişi var? Bunların hazırlayacağı raporla ekonomik krize son verilir mi?

AK Parti, ekonomik gidişatı raporlaştırmak için tebdil-i kıyafet yöntemine başvurdu / Fotoğraf: AA

Milletimizin sıkıntılarını genel başkanımıza aktarmak teşkilatların vazifesi. Gerek teşkilatlarımız gerek genel merkezden sahaya gönderdiğimiz, vatandaşlarımızın arasında dolaşan tebdil-i kıyafet ekiplerimiz üzerinden ciddi bir çalışma yürütüyor, raporluyor ve genel başkanımıza arz ediyoruz. Milletimizin sıkıntılarının farkındayız.

Bu sözler Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir'e ait.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kandemir, bu sözleri önceki gün AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında söyledi.

Peki tebdil-i kıyafet ne demek?

Sözlükte, tebdil gezmek, kıyafet ise elbise-giyim anlamına geliyor. Bunun daha açık bir anlamı da var. Saraylarda farklı bir hayat süren hükümdarların kimliklerini gizlemek için kılık değiştirip halkın durumunu bizzat görmek veya kendileri hakkında düşüncelerini öğrenmek amacıyla onların arasında dolaşması olarak açıklanıyor tebdil-i kıyafet.

Yani geçmişte sultanlar, krallar ve hükümdarlar, kıyafetlerini değiştirip kendilerini gizleyerek halkın arasına karışıp onların şikayet ve taleplerini bu yöntemle dinlerlerdi. 

Kanderim'in açıklamasıyla gündeme gelen bu durum akıllara, "AK Parti neden tebdil-i kıyafet yöntemine başvurdu? Partideki herkes, sultan ve hükümdarlar kadar ünlü ve halk tarafından tanınıyor mu?" soruların getirirken birçok kişi de tepki gösterdi. 

Ekonomik rakamlar gidişatın kötü olduğunu gösterirken, AK Parti, bunu anlamak için tebdil-i kıyafet yöntemine başvurmasını ekonomist, tarihçi ve siyaset bilimci Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

"Söylem o kadar akıldışı ki"

Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, durumun ekonomik kapsamda değerlendirilmesinin çok garip olacağı görüşünde.

 

Veysel Ulusoy
Veysel Ulusoy / Fotoğraf: Twitter

 

Ulusoy, "Söylem o kadar akıldışı ki, insan değerlendirmek için ne yapmak gerektiği konusunda da zorlanıyor" dedi.

Karar vericilerin halktan koptuğunun bilinen bir gerçek olduğunu aktaran Prof. Dr. Ulusoy, "Bilerek ve planlı bir şekilde halk gibi giyinip, halk gibi davranarak piyasayı ve fikirleri tetkik ediyorlar" diye konuştu.

Söylemin Osmanlı'nın 1850 sonrasını hatırlattığını ifade eden Ulusoy, şunları kaydetti:

"Bu durum Osmanlı İmparatorluğu'nun 1850 sonrası, paranın pul olduğu süreçteki davranışları anımsatıyor. Şimdi sorulacak soru şu: Halktan mı çekiniyorsunuz da sokağa kendi giyiminizle ve kimliğinizle çıkamıyorsunuz?"

"Halk ile devlet arasındaki kopukluğun itirafı"

Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakkı Uyar, tebdil-i kıyafeti halkın nabzını tutmak ve güncel kaynaktan doğrudan bilgi sahibi olabilmek için yapılan gözlem olduğunu söyledi.

 

Hakkı Uyar
Hakkı Uyar / Fotoğraf: Twitter

 

Uyar, "İktidar ile halkın sıkıntıları arasındaki kopukluğu giderme çabası olarak da okunabilir" dedi.

Açıklamayı, halk ile devlet arasındaki kopukluğunun ne kadar zayıfladığının bir itirafı olarak da değerlendiren Prof. Dr. Uyar, şu ifadelere yer verdi:

"Bugün 21. yüzyılda yaşarken bu "Orta Çağ" geleneği ya da ataerkil toplum geleneğin bugün canlandırılması veya sürdürülmeye çalışılması aslında büyük sıkıntı. Halk ile devlet arasındaki kopukluğu ya da o kurumsal bağların ne kadar zayıfladığının da bir başka açıdan göstergesi veya itirafı olarak da yorumlayabilirim."

"Halk ve yöneticiler arasında net bir yaşam standart farkı oluşmuştur"

Siyaset bilimci Doç. Dr. Can Kakışım ise tebdil-i kıyafet söylemini çok talihsiz bir açıklama olarak değerlendirdi.

 

Can Kakışım
Can Kakışım / Fotoğraf: Twitter

 

Kakışım'a göre açıklama her şeyden önce iktidarın halktan kopukluğunu gösteriyor.

Bunun düşünülüp söylenmesi bile başlı başına bir sorun olduğunu ifade eden Kakışım, "Osmanlı döneminde bazı padişahların tebdil-i kıyafet dolaştığı söylenirdi, onlar için bu normaldi, çünkü onların halktan kopuk olması şaşırtıcı değildi. Ama cumhuriyet döneminde bunun yapılması veya sadece düşünülüp söylenmesi bile başlı başına bir sorun" ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın bir itiraf niteliği taşıdığını kaydeden siyaset bilimci Doç. Dr. Kakışım, sözlerini şöyle tamamladı:

"Eğer AKP kurmayları halkın sorunlarını öğrenmek için tebdil-i kıyafet gezmek zorunda ise halk ve yöneticiler arasında net bir yaşam standartları farkı oluşmuş demektir, yapılan açıklama bunun bir itirafıdır. İnsan ister istemez düşünüyor, halkın arasına karışmayacakları zaman ne yiyor, giyiyor ve içiyorlar diye."

Konu sosyal medyada da tartışıldı. Kandemir'in açıklamasına tepki gösterenler, AK Parti'nin halktan koptuğunu, mensuplarının artık sokaklara çıkamadığı eleştirisinde bulundu. 

Onlardan bir kaçı şöyle: 

"Halk şikayetini söylemesin diye tebdil-i kıyafet geziliyor"

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya tepki gösterenlerden biri.

Sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulunan Kaya, "Eskiden halk şikayetini söyleyebilsin diye tebdil-i kıyafet gezilirdi şimdi halk şikayetini söyleyemesin diye tebdil-i kıyafet geziliyor" dedi.

"Çoktan iktidardan düşmüştür de haberi yoktur"

Açıklamaya tepki gösteren bir diğer isim de Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) bir dönem İzmir Milletvekili yapan Ertuğrul Kürkçü.

Kürkçü, yaptığı paylaşımda "Vatandaşın arasında dolaşmak için tebdil-i kıyafet etmesi gereken insanlar, kışlada ya da sarayda değilse nerede yaşıyor olabilirler ki? Halkın ne düşündüğünü ancak casus kiralayarak öğrenen bir parti, çoktan iktidardan düşmüştür de haberi yoktur!" değerlendirmesinde bulundu.

Emekli Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç de "Hafiye teşkilatı çağrışımı yapan tebdil-i kıyafet ekipleri nedir ya" diyerek şaşkınlığını gizleyemedi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU