Lübnan'ın tek çaresi İsrail ile barış yapmak

Lübnan yavaş yavaş Doğu Akdeniz'deki gaz denkleminin dışında bırakılırken, Lübnanlıların "dilenilen gazların moleküler saflığı" probleminde boğulması kabul edilemez

Fotoğraf: AA

Lübnan tamamen karanlığa dalmaya hazırlanırken, ülkede, Mısır ve Ürdün'den gelen gazın moleküllerinin İsrail gaz molekülleriyle "kirlendiği" şüphesiyle yürütülen medyatik, siyasi ve popüler "suç soruşturması" gibi sürreal bir manzara var.

Akdeniz'deki varlığı kehribar taşlarındaki kanıtlarla MÖ 600'lü yıllara dayanan onur, haysiyet ve direniş yurdu Lübnan, elektrik çağına girmeyi reddederek doğalgazın moleküler saflığını tartışıp duruyor.


Tabi konu çok basit. Lübnan'a Mısır gazı Suriye üzerinden gelecek. Gaz, Arap Gaz Boru Hattı aracılığıyla, Mısır'daki El-Ariş'ten çıkarak, Akabe'den geçecek ve ardından Ürdün toprakları boyunca kuzeye, Suriye'ye oradan da Lübnan'a ulaşacak.

Ancak bu hat Mafrak'taki Hanasıri bölgesinde 2016 yılında anlaşması yapılan ve 2020 yılında faaliyete başlayan, Hayfa kıyılarından kuzey Ürdün'e gaz taşıyan İsrail-Ürdün doğalgaz boru hattı ile kesişiyor. Doğal olarak artık Lübnan'a ulaşan gazın "saflığından" bahsetmek mümkün olmuyor.

Lübnan'a ithal edilen Ürdün elektriğinin yüzde 40'ı İsrail gazı kullanılarak üretiliyor. Bu durum, Lübnan'ın kendisini karanlıktan kurtarmak için "İsrail kirliliğinden" tamamen arındırmış bir çözümü garanti edemeyeceği anlamına geliyor.


Peki Lübnan, ilaç laboratuvarlarında araştırma ve geliştirme çalışmaları yapan İsrailli bilim adamlarının üretimlerini kullanmamayı garanti edebilir mi?

Dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde okuyan ve gelecekte mezun olacak çocukların fikirlerinin, Yuval Harari ve Daniel Kahneman gibi fikirleri dünya çapında kabul gören İsrailli fikir önderlerin fikirlerinden etkilenmeyeceğini garanti edebilir mi? Netflix ve diğer platformlardaki eğlencelerinde İsrail'e ait içerikler olmayacağını garanti edebilir mi?

Tüm bu mücadele saçmalıkları, gerçekçi tüm göstergelerdeki çöküş ve gerilme konusunda ısrarcı olan ülkelerden geliyor. Sanki tam tersi değil de kendini direniş fikrine adamış bir ülke gibi.

Lübnan, İsrail gaz sahasına komşu gaz sahasında hemen gaz arama çalışmaları başlatabilecek iken neden Akdeniz gazını el-Ariş, Mısır, Ürdün ve Suriye üzerinden dolaştırarak getiriyor?

Lübnan, Mısır-İsrail, İsrail-Kıbrıs, İsrail-Yunanistan ortaklıklarında olduğu gibi ortak bir enerji projesi geliştirmek için İsrail'le gerçekçi bir anlaşma yapabilir. Ya da en azından, ortak doğal kaynakların uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak paylaşımı için uluslararası garantörlük anlaşmaları yapabilir. Neden Lefkoşa veya Atina'da, bu ülkelerin gücü çapında, Lübnan'da gördüğümüz gibi bir "İsrail düşmanlığı" görmüyoruz?
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Garip olan şu ki, Lübnan hükümeti İsrail ile deniz sınırı sorununa çözüm bulmak için ciddi görüşmelere başlamak yerine, Mısır ve Ürdün'den gaz ve elektrik dileniyor ve aynı boru hattından geçecek olan İsrail gazı ile Arap gazının molekülleri arasında sınır çizmeye çalışıyor.

Kısacası, Lübnan-İsrail deniz çatışması 860 kilometrekarelik tartışmalı bir alana dayanıyor. Bunun temelinde Lübnan tarafının, Kıbrıs-Lübnan deniz sınırının çizilmesi sırasında yaptığı bir hata yatıyor.

Bu alan üzerinde yapılan tartışmalar, Lübnan'ın aritmetik bir hata yaptığını fark etmesinden ve İsrail'in Lübnan sınırını tek taraflı olarak belirlemeye kalkmasından sonra patlak verdi.

Anlaşmaya varmak için Birleşmiş Milletler himayesinde Lübnan ile İsrail arasında yapılan beş uzun müzakere turundan sonra Lübnan, münhasır ekonomik bölgesini tanımlamak için yeni hesaplama kuralları getirmeye karar verdi ve sonuç olarak tartışmalı alan büyüyerek 2 bin 290 kilometrekareye ulaştı.

Yani ilk tartışmalı bölgeye eklenen 1430 kilometrekarelik alan ile Lübnan'ın alanı bir anda yüzde 10 oranında arttı! Bunun üzerine müzakereler durdu ve Hizbullah milisleri, "Şeba çiftçilerinin" yanı sıra "Şeba balıkçılarını" da saflarına ekleyerek yeni bir zafer kazandı. Bu da İsrail ile olan çatışmanın devam etmesinin ve silahlanmanın meşru görülmesinin önünü açtı.


Bu çatışma stratejisi ile tüm gaz arama olanakları ziyan edilebilir ve ülke dilenci bir cumhuriyete dönüşebilir. Böyle olursa Lübnan, Doğu Akdeniz'de şekillenmekte olan ekonomik gerçekliğin dışında kalacaktır. Lübnan; arama, sondaj, çıkarma, arıtma, sıvılaştırma ve nakliye altyapılarına yatırım yapmak için gerekli fona sahip olup bugün hemen gaz aramaya başlasaydı bile gaz gelirlerinden yararlanmaya başlaması yedi yıl alacaktı...

Öte yandan İsrail, kıyılarından Avrupa'ya uzanan denizaltı boru hatlarının inşasını beklemek ve bunun için yaklaşık 7 milyar dolar yatırım yapmak yerine gazının gelirlerinden hemen faydalanmaya başladı. Mısır ile arasındaki mevcut altyapının işlevini değiştirerek önce Mısır'a, oradan da Avrupa'ya gaz pompalamaya başladı.

Lübnan'ı Doğu Akdeniz gazının dönüşümlerinin bir parçası olmaktan alıkoyan şey nedir?

Oldukça basit, onu alıkoyan şey, İsrail ile çatışmayı sürdürme kültürüdür.

Lübnan, Ortadoğu'daki en belirgin siyasi dönüşüm dalgasının, Birleşik Arap Emirlikleri liderliğinde, Bahreyn Krallığı, Fas Krallığı ve Sudan'ın da katılımıyla gerçekleştirilen son barış dalgası olduğunu ve bunun barışa katılmayan çok sayıda Arap başkenti tarafından da memnuniyetle karşılandığını görmezden gelmekte ısrar ediyor.

Barış sebebiyle Fas, kendisi için stratejik bir dosya olan çöl şehri El-Uyun'da konsolosluk açarak Sahra üzerindeki egemenliğinin tanınması için birçok önemli bir kazanım elde etti.

Barış sebebiyle, Sudan'ın ödenmemiş borçlarının çoğu silindi ve Sudan'a ekonomik yol haritası belirlemek üzere stratejik öneme sahip bir finansal ve ekonomik konferans düzenlendi.

Dünya Bankası raporlarına göre, Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu ve uluslararası bağışçılar ile iş birliği içinde Sudan, Afrika'nın en umut verici ülkelerinden biri haline geldi.


Lübnanlıların, Lübnan ve İsrail arasındaki ideolojik çatışmayı sürdürmek için bir nedenleri yok. Bu çatışmalar onları ilgilendirmiyor.

Lübnan İsrail'in işgali altında değil, İsrail ile arasında ya tartışmalı alanlar ya da Suriye'ye mi Lübnan'a mı ait olduğu belli olmayan Şeba Çiftlikleri gibi tartışmalı konular var.

Lübnan "Büyük Ortadoğu projesinin" bir parçası değil... Lübnan'la İsrail arasında yaşananlar, belirli çözümleri bulunan teknik sorunlardır.


Lübnan'ın İsrail'le bir barış anlaşması imzalamayacağını çok iyi biliyorum. Ancak Lübnan-İsrail barışından kaçınılmasını kabul edemiyorum. Bu, İsrail'in tüm Arap ülkeleriyle ilişkilerindeki en mantıklı konulardan biri olabilirdi.

Lübnanlıların anlaması gereken şey şu; barıştan kaçmak, "Hizbullah" milislerinin silahlarını kalıcı kılmak ve meşruiyet statüsünü üstlenmesine izin veren nedenleri sürdürmek için Lübnan'ı yeteneklerinden yoksun bırakmaktır.

Lübnan'ı İsrail meselesine ilişkin Hizbullah milislerinin anlatısına esir bırakmak kabul edilemez. Lübnan yavaş yavaş Doğu Akdeniz'deki gaz denkleminin dışında bırakılırken, Lübnanlıların "dilenilen gazların moleküler saflığı" probleminde boğulması kabul edilemez.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Gökhan Musab Çantepe

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU