"Yabancı fon desteği" tartışması sürüyor… Dışardan yardım alanlar subjektif, almayanlar objektif yayıncılık mı yapıyor?

Bazı medya kuruluşlarının dışarıdan finansal destek alması tartışmalara neden oldu. İletişim Başkanı Altun, desteği, “beşinci kol faaliyeti” olarak niteledi. Prof. Şahin’e göre "Sırça kümeste oturanlar taş atarken bulundukları yere bakmalı”.

“Yabancı fon desteği” tartışması süsüyor / Fotoğraf: Twitter

ABD merkezli Chrest Foundation'ın Türkiye'deki bazı medya ve sivil toplum kuruluşlarına (STK) yaptığı hibe yardımların yankıları sürüyor.

OdaTV'nin sözkonusu hibeyi haberleştirmesi sosyal medya üzerinden yoğun bir şekilde tartışıldı.

Tartışmaların odağı haline gelen Medyascope'un kurucusu Ruşen Çakır, "Künyemizde yazıyor zaten gizli ve yeni bir şey değil" açıklamasında bulundu.

Ancak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un konuya ilişkin açıklama yapması tartışmaları alevlendirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD'de bulunan bir vakfın Türkiye'de bazı medya kuruluşlarını fonladığına dair iddiaları yakından takip ettiklerini kaydeden Altun, hiçbir yabancı devlet ve kuruluşun medya sektörüne çeşitli fonlar sağlamasının çıkar ve hedeflerden bağımsız yorumlanmayacağını belirterek şunları kaydetti:
 

Demokrasimizi kimsenin masasına meze yaptırmayız. Yeni kisveler altında beşinci kol faaliyetlerine müsaade etmeyiz.

Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır.


Sosyal medya üzerinden yoğun tartışılan konuya bazı gazeteciler "fonlanmak etik değil" şeklinde eleştirirken, bazıları da "medyanın ayakta kalması için fonlara ihtiyaç var" diyerek destek verdi.

Peki bir medya kuruluşu dışardan fon alabilir mi? Fon alması etik mi?

Konuyu Independent Türkçe'ye değerlendiren uzmanlar, farklı görüşte.

"Sırça kümeste oturanlar taş atarken bulundukları yere bakmalı"

Gazeteci yazar Prof. Dr. Haluk Şahin, ilkesel olarak medya organlarının finansal açıdan bağımsız ve özerk olması gerektiğini söyledi.

Bağımsız ve özerk olmanın medya organlarının demokratik görevlerini yerine getirebilmelerinin ön koşulu olduğunu kaydeden Şahin, "Ancak bu konuda fikir beyan edenlerin fonlanma kavramına geniş açıdan bakarak şu sorular sormaları gerekir: Varoluşunu reklam-ilan gelirine bağlamış bir mecra ne kadar özerk ve bağımsızdır? Ya siyasal iktidardan sübvansiyon alanlar?  Tarikat ya da cemaatlerin besledikleri? Holding yapısı içinde kaynak aktarılanlar?" değerlendirmesini yaptı. 
 

Haluk Şahin
Gazeteci yazar Prof. Dr. Haluk Şahin / Fotoğraf: Twitter


"Sırça kümeste oturanlar taş atarken kendi bulundukları yere bakmaları gerek" diyen Prof. Dr. Şahin, "Başkasına taş atıyorsun ama sen de sırça kümeste oturuyorsun. Bu konuda haklı olarak belirli kurumları sorgulayanların bir de kendi kurumlarına bakmalarında yarar vardır. ‘Benim kurumum finansal açıdan ne kadar bağımsızdır' diyebilmeli" yorumunda bulundu.

Şahin, medyanın özerk ve bağımsız gelir kaynaklarına sahip olmamasının günümüzdeki "Hakikat Krizi"nin nedenlerinden bir olduğunu söyledi.

"Yeni bir şeymiş gibi sunulması tuhaf"

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan da süren tartışmaları tuhaf olarak nitelendirdi.

İrvan, gazeteciliğin finansmanı konusunda farklı modellerin geliştirilmeye çalışıldığını ve bunlardan birinin de vakıf fonları olduğunu vurguladı. 

Prof. Dr. Süleyman İrvan, "Bu fonlar dünyada çok yaygın bir biçimde kullanılıyor. Batı'da özellikle Avrupa ve ABD'de vakıflar gazeteciliğe ciddi fon desteği sağlıyor. Maalesef Türkiye'de bağımsız gazeteciliği destekleyen fon yok. Varsa da ben bilmiyorum" dedi. 
 

Süleyman İrvan
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan / Fotoğraf: Twitter


"Gönül ister ki gazetecilik kendi finansmanını sağlasın, doğrudan doğruya okur desteğiyle ayakta kalabilsin ama bu günümüz koşullarında mümkün görünmüyor" değerlendirmesinde bulunan İrvan, şunları söyledi:
 

Türkiye koşullarında okur doğrudan bir medya kuruluşuna destek vermek istemiyor. Bu bir gerçek ve böyle bir problem var. Mesela ABD'de abonelik sistemi büyük bir gelişim sağladı. Türkiye'de bu destek çok sınırlı.

Basın İlan Kurumu özellikle ana akım dediğimiz medyayı yani iktidara yakın medyayı ilanlarla destekliyor. İnternet üzeri yayın yapan ve bağımsız gazetecilik iddiası taşıyan mecralar destek bulamıyor. Dolayısıyla bunlar da başka fon ve kaynaklara yöneliyorlar.

Medyascope'un da bu şekilde aslında. Yıllardan beri sayfalarında fonlardan yararlandıklarını açık bir şekilde ilan etmişler. Bu gizli ve saklı değil. Yeni bir şeymiş gibi sunulmasını tuhaf buldum.


Fon desteği alan kuruluşların bunu açık bir şekilde beyan ettiğini ve bunda bir problem görmediğini kaydeden Prof. İrvan'a göre kritik olan konu, bu fonların gazete üzerinde olumsuz etki yapıp yapmadığı, editöryal açıdan içeriye bir müdahale olup olmadığı...

İrvan, "Eğer fon veren ve alan arasındaki ilişki saydam, niçin fon aldığını net biçimde belirtmiş ve özellikle yayın öncesi içeriye müdahale gibi bir süreç sözkonusu değilse problem yok ve fonun içeriği etkilediği söylenemez" dedi ve ekledi:
 

Yani fon veren kuruluş içeriği denetleme hakkına sahip mi değil mi? Medyascope üzerinden konuya baktığımızda böyle bir durumun olmadığını görüyoruz.

Zaten kendileri de neden desteklendiklerini net biçimde söylüyorlar. Meseleye bu açıdan bakılmalı. Burada bir problem görmüyorum açıkçası.


"Belli kuruluşların destek alması dikkat çekici"

Gazeteci ve yazar Can Ataklı ise dışardan para desteği alanların subjektif, almayanların objektif yayın yaptığı görüşüne katılmadığını söyledi.

Ancak Ataklı, sürekli olarak belli görüşte kişi ve kuruluşların fon desteği almasının insanlar arasında rahatsızlığa neden olduğunu da sözlerine ekledi.
 

Can Ataklı
Gazeteci ve yazar Can Ataklı / Fotoğraf: Twitter

"Hepimiz aynı koşullarda çalışıyoruz ama kimse 'size fon verelim' demiyor" diyen Ataklı, "Hep 3-5 kişi veya belli kuruluşlar bu destekten yararlanıyorsa bu dikkat çeker ve konuşulur. Bizler de bu işi yapıyoruz neden bize fon verilmiyor? Bunu merak ediyorum doğrusu. Belli bir görüşe sahip olanların fondan yararlanıyor olması görüntü olarak rahatsız edici" ifadelerini kullandı. 

Sözkonusu medya kuruluşunun fon desteği aldığını saklamadığını hatırlatan gazeteci Ataklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Nasreddin Hoca'ya sorulan 'Abdesthanede sakız çiğnenir mi?' sorusuna benziyor.

Evet, fon desteği almasında bir mahsur yok ancak hep aynı görüşte olanlara verilmesi dikkat çekiyor.

Zaten kendileri de destek aldıklarını söylüyor. Türkiye'de onlarca gazete ve televizyon var hangisi gelir kaynaklarını açıklıyor?

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU