Mahmud Abbas'ın ya tamam ya devam denklemi

Bu denklemin unsurları var olduğu müddetçe Filistin halkı iki protesto arasında kalacak. Ya kal diyecekler ya git. Ya tamam ya devam

Fotoğraf: Reuters

Birkaç vatandaşın talebi üzerine Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın televizyona çıkıp istifa ettiğini duyurduğunu düşünmek, "yeter artık git" sloganları yükselen protestolara yanıt olarak emekli olduğunu düşünmek, birçok Filistinli şahsiyetin notasıyla bunu yaptığını düşünmek ya da Fetihçiler onun cumhurbaşkanlığı adaylığına itiraz edip Merkez Komite'deki meslektaşı Mervan Barguti'yi destekleyeceklerini açıkladığı için istifa edeceğini veya görevi bırakacağını düşünmek tam bir saflıktır ve hatta hayaldir.

Yapılan anketlerde Abbas'ın, görevde kalmasını isteyenlerin oranının düştüğü görülüyor. Bu, seçim meşruiyetinin, siyasi projelerinin, Oslo başlığının, müzakerelerinin ve hatta barışçıl direnişinin bile modasının geçmesinden kaynaklanıyor.

Böyle sağır bir halde ilerlemeye devam ederse aşamayacağı duvarlara toslayacak. Ancak yukarıda saydıklarımızdan bağımsız olarak şu denklemi takip eden bir kişi görevde kalabilir:

Birincisi: Bölgesel ve uluslararası olarak istenmeyen bir rakibin, yani Hamas hareketinin veya dini ve siyasi yönden benzerlerinin bulunması.

Bu, Fetih hareketinin en örgütlü ve uyumlu rakibidir. Rekabet alanında, anketlerde ve seçimlerde üstünlük sağlama noktasında önemli bir yetenek göstermiş, buna ek olarak, esneklik ve pazarlığa hazır olma konusunda Kurtuluş Örgütü örneğini takip etme eğilimi göstermiştir.

Dünya, Hamas'ın umut verici işaretlerini almış olsa da bu, İsrail'in var olma hakkının açıkça tanınmasıyla başlayan ve henüz bitmeyen bir siyasi projede Hamas'a bir ortak olarak güvenilebileceği anlamına gelmiyor.


İkincisi: Filistin lideri, özellikle dünyanın kendisiyle ilişki kurduğu resmi lider, salt bir Filistin ürünü değil, daha çok doğrudan bölgesel ve uluslararası unsurların karışımdan oluşuyor.

Sadece finansman açısından değil, aynı zamanda çekişme açısından da böyle. Abbas, her ne kadar hoşnut olmadığı durumları ifade etmekte dilsel katılık gösterse de Amerikalılar, Avrupalılar ve ılımlı Arap onun ılımlı tarafından ümit kesmiş değiller.

Bu çekişmeyi en çok güçlendiren şey, müzakere sürecini canladırmaya yönelik her türlü girişime karşı çıkan sağcı İsrail güçleri Netanyahu ve Bennet karşısında Abbas'ın ılımlı tavrını devam ettirmesi.

Bu, Abbas'ı ılımlı Arapların gözünde gözetilmeye ve ilgilenilmeye en layık kişi konumuna getiriyor. Yönetimde ciddi hatalar yapsa bile ılımlı Araplar ona karşı tavsiye, rehberlik ve iyileşme temennisinden başka bir davranış sergilemiyorlar.


Üçüncüsü: Yerel bazda düşünsek bile, karşımıza Arafat döneminde meydana gelen ve şimdi Abbas döneminde tekrarlanan bir ikilem çıkıyor.

Bu ikilem alternatif bir vekil belirlenmesi ve bu alternatif üzere mutabık kalınması ikilemi. Fetih hareketi, birlik içinde, tutarlı ve disiplinli olsaydı ve durum güçlü rakibi Hamas'ın ortaya çıkmasından öncesi gibi olsaydı, alternatifle veya vekille ilgili hiçbir sorun olmazdı.

Ancak Fetih'te durumlar şimdiki gibi olduğu için, üyeler arasından geçici olarak bile olsa bir vekil atamak bile çözümsüz bir meseleye, niyahetsiz bir soruna dönüşüyor.

Bu nedenle resmi çerçeveyi oluşturan Fetihçiler, "Daha iyi bir hale gelelim" diyorlar. Rakipleri ise yılmadan ve umut kesmeden "Yeter artık gidin" sloganlarını yükseltmeye devam edecekler.


Dördüncü: Belki de en önemlisi bu. Halkı bir kişinin görevde kalmasına veya ayrılmasına ikna eden anayasal mekanizma nedir? Bu mekanizma, bir kimsenin ayrılması veya devam etmesi için uygulanıyor mu?

Bir cumhurbaşkanına veya siyasi bir sınıfa istikrarlı bir meşruiyet kazandıran tek mekanizma seçimlerdir. Seçimler daha hafif bir tabir olan "erteleme" tabiri kullanılarak aslında iptal edildiğinde ve bu Kudüs'e yaşanan olaylara bağlandığında kalma ya da ayrılmanın anayasaya uygunluğu meselesini ertelemek mantıklı ve gerçekçidir.


İşte denklem bu. Bu denklemin unsurları var olduğu müddetçe Filistin halkı iki protesto arasında kalacak. Ya kal diyecekler ya git. Ya tamam ya devam.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Gökhan Musab Çantepe

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU