Organize suç örgütü lideri hükümlüsü Sedat Peker'in ilk videosunu yayımlamasının üzerinden 28 gün geçti.
2 Mayıs 2021 Pazar günü YouTube'dan yayımladığı ilk videodan sonra arka arkaya toplamda 7 videosuyla gündeme gelen Peker'in yine sürpriz yapacağı bekleniyor.
Artık adeta bir sosyal medya fenonemi haline gelen Peker'in gündeme getirdiği iddialar ise suçlanan kişiler tarafından doğrulanıyor.
En bariz örneği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) vatandaşı gazeteci Kutlu Adalı'nın öldürülmesiyle ilgili oldu.
Korkut Eken, Peker'in iddiasını doğruladı
Peker, kardeşi Attila Peker'in emekli Özel Harekatçı Korkut Eken ile birlikte Kıbrıs'a gittiğini öne sürdü. Eken, Peker'in bu iddiasını doğruladı.
Peker'in Mehmet Ağar'a yönelik suçlamalarına gelince henüz bir soruşturma açılmadı. Ancak, Ağar'ın yönetiminde bulunduğu marinayla ilgili ilişiği kesildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Peker'i konuşmalarında birçok kişiye yönelik iddiada bulunurken en çok suçlama yöneltti isim ise her defasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oluyor.
Peker'e en çok Soylu cevap verdi
Peker'in organize suç örgütü liderliğinden yargılanıp ceza aldığını dolayısıyla söylediklerinin ciddiye alınmamasını savunanlar var.
Bunların başında ise İçişleri Bakanı Soylu geliyor. Fakat Soylu, iddialar üzerine ilk günden itibaren açıklama yaptı. Televizyon programlarına çıkarak gazetecilerin sorularına cevap verdi.
Bakan Soylu bununla yetinmeyerek bir de suç duyurusunda bulundu. Peker'in iddialarına cevap verirken de AK Parti'de görev yapan bazı kişileri işaret etti. Fakat bunların isimlerini açıklamadı.
Ayda 10 bin dolar alan vekil kim?
Örneğin bir milletvekilinin organize suç örgütü liderinden her ay düzenli olarak 10 bin dolar aldığını savundu.
Peker'e verilen koruma kararının kendisinden önceki İçişleri Bakanlığı döneminde alındığını kendisinin ise buna son verdiğini iddia etti.
Ardından İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve Eski Emniyet Genel Müdürü halihazırda AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok'un imzalarının yer aldığı belge devletin resmi haber ajansı tarafından servis edildi.
AA belgedeki imzaları sonraki haberinde sildi
Anadolu Ajansı'nın "son dakika" koduyla abonelerine servis ettiği haberdeki imzalar daha sonra silindi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 10 bin dolar alan vekilin ismini savcılık makamına bildireceğini söyledi.
Fakat aradan neredeyse bir hafta geçmesine rağmen Bakan Soylu, savcılığa herhangi bir isim vermedi.
Daha da vahimi gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinde yer alan Erhan Tuncel ile Peker arasındaki ilişkisini açıklığa kavuşturmadı.
Kamu görevlisi bildiğini gizliyorsa suç mu işliyor?
Peki bir kamu görevlisi vakıf olduğu ve suç teşkil ettiğini düşündüğü bilgileri kime anlatması gerekiyor?
Aynı kamu görevlisinin bildiklerini anlatmaması suç teşkil ediyor mu? Devletin ilgili makamlarına bu bilgiyi vermeyen kişi ne tür bir yaptırımla karşı karşıya kalır?
Hukukçulara göre bir devlet görevlisinin bildiğini savcılığa anlatmaması kesinlikle suç. Siyasiler de aynı görüşte.
Hem hukukçular hem de siyasilerin bu konuda örnek gösterdiği bir kanun maddesi var.
Kanun maddesinde suç nasıl tarif ediliyor?
Türk Ceza Kanunu'nda bu durum 279. madde ile düzenlenmiş durumda.
Kanun maddesinin üst başlığı ise "Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi Suçu".
İki fıkradan oluşan kanun maddesi aynen şöyle:
"Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiği göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır."
"Suçun adli kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır."
"Soylu, işlem başlatmakla yükümlü"
Emekli Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk bu konuda hukukun çok açık ve net olduğu görüşünü paylaştı.
Yücetürk'e göre Soylu öğrendiği bir suçu bildirmekten daha ziyade bununla ilgili işlem başlatmakla yükümlü. Çünkü bulunduğu makam bunu gerektiriyor.
"Dolayısıyla suçu bildirmemekten ziyade görevi ihmal ve hatta delillerin karartılması ve kaybolmasına neden oluyorsa bundan bile suçludur" diyen Yücetürk, "Eğer soruşturmanın kapatılmasına neden olacak eylemlerin içindeyse de o zaman görevi kötüye kullanma suçu işlenmiş demektir. Sıradan bir devlet memuru öğrendiği suçu bildirmekle mükelleftir, bildirmiyorsa bildirmeme suçu işlemiş olur. Bu suçu savcı, polis, emniyet müdürü ve içişleri bakanlığı konumundaysa o zaman olay değişir" dedi.
"Muhalif vekil olsaydı şimdiye kadar çoktan açıklanırdı"
Bir milletvekilinin bir mafya babasından 10 bin dolar almasının izah edilebilecek bir yanının olmadığını bu ilişkinin işbirliğine işaret ettiğini aktaran Yücetürk, "İddialar ciddi araştırılması lazım. Peker'den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi CHP, İYİ Parti veya HDP'ye mensup bir siyasetçi olsaydı anında açıklanırdı. Demek ki bu kişi kendi partisinden. Kendi partisinden olduğu için açıklamıyor" diye konuştu.
"Bakan, ‘bana destek çıkın, yoksa konuşurum" mesajı veriyor"
Soylu'nin iddiada bulunup isim açıklamamasıyla mesaj verdiği savunan Yücetürk, şunları kaydetti:
"'Bana destek çıkın. Benim de elimde birtakım şeyler var. Savcıya söyleyeceğim' diyerek mesajlarını veriyor. Sayın Soylu'nun açıklamalarının üzerinden bir hafta geçti ama henüz savcıya gidip söylemedi. Sanırım bu şekilde nadasa bırakılarak unutturulmaya bırakıldı. Onun için İçişleri Bakanı'nın en kısa zamanda hem cumhuriyet savcısına hem de kamuoyuna bu ismi açıklamasını bekliyoruz."
"Yani tuğla çekilmeyecek? sorusuna Bülent Yücetürk şu cevabı verdi:
"Cumhurbaşkanı açıklama yaptı ve bakana destek çıktı. Ondan sinyal almayan savcılar harekete geçmez. Onun için olayın bununla sınırlı kalacağını düşünüyorum. İktidarların hesap sormayacağı kanaatindeyim. Mafyanın iyisi-kötüsü olmaz. Mafyanın iktidara yakını uzağı olmaz. Mafya kötü bir organizasyondur, amacı vatandaşları, devleti tehdit ederek, korku salarak kendi çıkarlarına hizmet etmektir. Daha çok kirli para ile uğraşır. Türkiye'nin bu yapılarla ciddi bir şekilde mücadele edip bir hesaplaşmaya gitmesi lazım."
"Hiçbir savcı bakanının ifadesini alamaz"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun müşteki sıfatıyla suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Bülent Yücetürk, "Sayın Soylu dokunulmazlığı var. Öyle basit bir şey değil ki, savcı Soylu ile ilgili hiçbir işlem yapamaz. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan bir hal varsa mevcut delilleri tespit eder, başka bir şey de yapamaz. Dolayısıyla savcının Soylu ile ilgili yapabileceği hiçbir şey yok. Sadece Soylu'nun müşteki olduğu ve haklarında şikayetçi olduğu kişiler hakkında işlem yapılabilir. Soylu, ‘savcıya ifade vereceğim' diyor. Savcı ifadesini alırken, Soylu'yu zan altıda bırakacak, suçlu durumuna düşürecek, bunu ima edecek hiçbir soruyu soramaz. Sorduğu anda dokunulmazlık yasasını ihlal etmiş olur. Herhangi bir savcı Soylu'ya gelin bildiklerinizi anlatın diyemez. Soylu müşteki veya tanık sıfatının dışında hiçbir sıfatla dinlenemez. Suçlayıcı hiçbir soru sorulamaz" değerlendirmesinde bulundu.
"Açıklamıyorsa işbirliği var demektir"
Eski Türkiye Büyük millet Meclisi (TBMM) Susurluk Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar da Soylu'nun milletvekilinin kim olduğuna dair bilgiyi paylaşmayacağı iddiasında.
"Ya öyle birisi yok ya da var ama Soylu gizleyerek kendisine destek çıkılmasını istiyor" ifadelerini kullanan Sağlar, "Bunu biliyor ve saklıyorsa o zaman bu usul ve ahlak dışı olayın içerisinde kendisi de vardır demektir. Çünkü saklamak ortaklık demektir. Önce dürüstçe kendisi kamuoyunun önünde ifşa etti. Dolayısıyla ifşayı yapan kişi iddiasını sonuna kadar götürmekle yükümlüdür" diye konuştu.
Mesnetsiz sözlerin güvenilirliği ortadan kaldırdığını vurgulayan Sağlar, "Bu mevcut iktidarın saygınlığını ortadan kaldırıyor. O nedenle biliyor da açıklamıyorsa onun paydaşı demektir. Bu usulsüzlük, etik ve ahlak dışı hareketin paydaşı demektir. Erdemli, devlet adamı konumunda bulunan insanların yapması gereken bildiğini açıklamaktır" yorumunu yaptı.
© The Independentturkish
