Cemil Şinasi Türün: Para tekelinin devlet elinde kalmasını inatla sürdürmeye çalışmak doğru değil

Canan Duman, Independent Türkçe için Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi, Blokzincir girişimcisi ve eğitmeni Cemil Şinasi Türün ile konuştu

2009 yılında ilk Bitcoin'in piyasaya sürülmesiyle kripto paralar hayatımıza girdi ve öngörülmediği kadar yaygınlaştı.

Geleneksel bankacılık sistemi dışında yer alması, sanal olması, herhangi bir resmi kurumla, bir merkez bankası ile ilişkisi olmaması, kriptografik olarak güvenli işlem yapılması cazibesini artırdı. 

Türkiye açısından baktığımızda gördüğü talebe rağmen kripto paranın yasal düzlemde net tanımı yapılamadığı gibi hukuki alt yapıya sahip olmadığını söylemek mümkün.

Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de vergilendirmenin nasıl yapılacağına ilişkin belirsizlik aşılmış değil. 

Bu nedenle kripto paralar, bir kesim tarafından riskli bir yatırım enstrümanı olarak görülüyor. Ciddiye alınmıyor, görmezden geliniyor.

Uzmanlar da arkasında sağlam bir iş modeli olmayan kripto paraların büyük bir kısmının batacağını belirtiyor.  

Bir kesim ise tüm riskleri görmezden gelerek kripto para yatırımını sürdürüyor ve paranın geleceğinin burada olduğunu söylüyor.

Bu nedenden olacak ki Türkiye kripto para kullanımında Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum) tarafından yapılan araştırmaya göre Avrupa'da ilk sırada yer alıyor.

Artık sadece bireysel yatırımcıların tercih ettiği kripto paralar, kurumsal yatırımcılar tarafından da bir yatırım aracı olarak görülüyor. 

Kripto para evrenini Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Blokzincir Girişimcisi ve Eğitmeni Cemil Şinasi Türün ile konuştuk. 
 

Cemil Şinasi Türün.JPG
Cemil Şinasi Türün

 

- Ülkeler paranın geleceğini doğru tahmin edemedi mi? Örneğin ABD'nin bir öngörü eksikliği yaşadığını söyleyebilir miyiz? 

Ülkeler paranın geleceğini doğru tahmin edemedi. Bu ifadeniz çok doğru. Öncelikle bugün kullandığımız paranın merkezinde onu ortaya çıkaran yapı olan Amerikan Merkez Bankası tarafında bir hesap yanlışı yapıldığı belli oldu.

Öngörü eksikliği mi yoksa yapacak başka bir şeyleri mi yoktu yahut da ahlaki bir çürümenin sonucu olarak mı bu noktaya gelindi? Bunlardan hangisinin doğru olduğunu zaman gösterecek. 


- Çin'in öncü dijital para birimi ve elektronik ödemeler kombinasyonu dolar, altın hakimiyetini tehdit ediyor mu?

Çin, merkezi yeni bir dijital para geliştirdi. Oysa şu anda merkezsiz bir dünya parası daha var, adına Bitcoin diyoruz. Çin'in merkezi dijital parası Bitcoin'e rakip olabilecek bir teknolojiye sahip değil. 

Çin'in dijital merkez bankası parası sadece başka merkez bankalarını tehdit eder durumda. Kripto para camiası ve bu teknolojiyi geliştirenler, Çin'in devlet parasını bir tehdit olarak algılamıyor. Burada eski teknoloji derken kastettiğim merkezi banka paraları en başta da dolar.

Yeni teknoloji dediğimiz ise merkezsiz olarak internetin üzerinde işleyen bir tür topluluk parası. Bu teknolojiyle, insanlar devletten izin almadan kendilerine para yaratabiliyorlar. Gerçekten de blok zincirindeki teknolojik yeniliği eski yapılardan ayıran en önemli detay bu. 

Paraların tamamen dijital işlediği bir ekonomide olduğumuz söylenebilir, bu noktaya çok uzak değiliz. Ancak buradaki asıl yenilik, tüm dünya paralarının dijital olmaya gitmesi değil, paranın (ve yakın gelecekte) kredinin merkez bankaları dışında, sokaklarda, tarlalarda, atölyelerde üretilmesi, bu ikisini karıştırmayalım. 


- Tamamen dijital bir ekonomide dolar hala kral olacak mı? Dolar olmayacaksa tamamen dijital bir ekonomide, bu güvenin temeli hangi varlık olacak?

Doların kral olmayı bırakın, hakimiyetinin kırılmaya gittiği aşikar ama bunun asıl sebebi FED başta olmak üzere merkezi otoritelerin 2008'den bu yana almış olduğu yanlış kararlar. Doların hakimiyeti kırıldığı zaman, ekonomik temellerimiz insanların üretimine ve tüketimine doğrudan doğruya dayalı bir şekilde yeniden kurulmalı.

Bunu da yeni teknoloji ile yani blok zinciri ile inşa ediyoruz. Bu inşaat başlamış durumda. Bitcoin yolun sonu değil, aksine bu yeni yola yerleştirilmiş ilk temel taşı, daha çok işimiz var.


- Kripto paraları ciddiye almama, görmezden gelme tavrını sürdürmek doğru mu? Doğru değilse sonuçları ne olacak? 

Kripto paraları ciddiye almama tavrı çok yanlış. Ancak devletler de sağından bakıyor başka, solundan bakıyor başka bir şey bu kripto paralar. Elle tutulur ve anlaşılır bir tarafları yok. Düzenleme yapmak isteseler var olan kanunların içine oturmuyor.

Var olan üç adet yapı var, emtia (commodity), para birimi (currency) ve menkul değer (security). Bu üçüne de tam oturmuyor, bu kalıplara dar geliyor kripto paralar. Bazen ikisi birden, bazen üçü birden olabiliyor. Eski tanımlar yetmiyor. 

Sonucu şu olacak bence: Kripto para evreni kendi yolunu çizecek ve devlet merkez bankaları da bunlara uzaktan bakmaya devam edecekler. Bir noktada da eski dünyanın paraları, yeni mobil telefonlar çıktığında anlamsızlaşan ankesörlü telefonlar gibi kalacaklar. Biz bu dönüşümü göreceğiz.


- Eski para ile yeni arasında bir çatışmaya mı gidiyoruz? Para tekelinin devletlerin elinde kalmasını sağlamak doğru bir yol mu? 

Para tekelinin devlet elinde kalmasını inatla sürdürmeye çalışmak doğru değil bence. Zira Türkiye açısından çok değerli yeni bir durum var ortada: Türkiye'de zaten devletin yarattığı paranın iki katını vatandaş, yani esnaf ve KOBİ'ler yaratıyor bugün.

Halihazırda ülkemiz dünyadaki en ileri teknolojili (sosyal teknoloji manasında kullanıyorum bunu) kredi mekanizmasına sahip: Vadeli çekler. Bizde vatandaş zaten kendine kredi yaratıyor 40 küsur senedir. 

Bu ileri teknolojimizi alıp internet ile birlikte geliştirip dünyanın geleceğinde ihtiyacı olan parayı üreten ülke olmak varken, biz, hala yabancı bir dolar sisteminin esiri olduğumuzu zannediyoruz. 

Dışarıdan, artık iflas etmiş bir sistemden borç para bulmaya çalışıyoruz. Asıl çatışma eski para ile yeni para sistemleri arasında gerçekten. Yeni dediğimiz sistemin bir örneği aslında Türkiye'de yıllardır var ama bunu görebilen bir yönetimimiz yok. Belki de yerel yönetimler bunu görebilecekler günün birinde.


- Türkiye'de kripto para cephesinde peş peşe yaşanan vurgunlardan hangi mesajları çıkarmalıyız? Yatırımcıya kripto tarafındaki risklerini azaltmaları için neler önerirsiniz? 

Dışarıdan bakıldığında kumarhane görünümü veren yerlerden uzak durmalılar. Lüks arabalarla ve mankenlerle pazarlama yapanlar gerçek değildir. Bu alan aslında yüksek teknoloji içeren bir alan ve kurumlar da bunu yansıtıyor olmalı. Yatırımcılar risklerini sıfıra indirmek için kendi kripto paralarını kendi ceplerine, yani kendi cüzdanlarına çekebilirler.


- Yurt dışında kripto paralarla ilgili olarak süreç nasıl işliyor? Bizdekine benzer şeyler yaşanıyor mu? 

Evet, dünyanın her yerinde bizde yaşananlara benzer bir süreç yaşanıyor. Hiçbir ulus-devlet bu yeni teknoloji ile nasıl baş edeceğini bilmiyor, birbirlerinden de kopya çekemiyorlar. Zira doğru cevabı bulmuş olan bir devlet yok.


- Kripto paralara kanuni düzenleme gelmeli mi? Sizce düzenlemeler neleri içermeli? 

Kripto para borsalarına kanuni düzenleme getirilmeli ama kripto paraların kendisi nasıl düzenlenecek orası bir muamma. Birincisini yapmak isteyen bir idarenin kabaca ne yapacağı belli. Merkezi borsalardaki aracı kurumlara benzer bir düzenleme yapılmalı.

Bu düzenlemeler, sermaye yeterlilik şartı aranması, hack'lemeye karşı ISO 27001 gibi standartları ve mali hesapların denetçilerce incelenmesi gibi temel hususları içermeli.

Ama eğer devletler bu kripto para borsalarına tam bir izleme yapıp, her işlemi vergilendirmeyi düşünüyorlarsa orada işleri çok zor. Nasreddin Hoca'nın türbesi gibi bu borsalarda ortam, kapısına kilit koysanız da türbenin etrafı açık.


- Kriptopara borsaları hack'lenebilir mi?

Elbette. Bunlar arada sırada hack'lenir de, sadece sık sık haber olmaz bu olaylar. Hack'lenmek bu olayın doğasında var. Hani, bankalara para taşıyan zırhlı araçlar da devrilir ve soyulur ya, aynı öyle.

Buranın da kendi usulleri var. Doğal olarak hacking'i engelleme metotları da mevcut, ISO 27001 standardı bunları içeriyor.


- Bitcoin artık ihtiyarladı mı? Yeni kripto paraları nasıl değerlendiriyorsunuz? Kripto paraların geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

Bitcoin bu alanın dedesi, haklısınız bu benzetmede. Bitcoin için kriptopara versiyon 1.0 denilebilir. Ardından gelen ve inovasyonun sürekli olmasını sağlayan onlarca yeni girişim var. Sizin yeni bir token diye gördüğünüz her şey aslında yeni bir girişim. Ya bir şirket ya da vakıf. Bu alanın geleceği çok açık. 

Tüm ekosistem açık kaynak yani gizli saklı bir şey yok, her şey kamuya (halka) hediye edilmiş durumda. Eski dünyanın koruma sistemi olan patentler de burada geçersiz. O nedenle bu alana yeni giren bir programcı gencin önünde sınırsız olanak var. Tüm bu evren onun keşfetmesini bekliyor adeta.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU