Yeni Şafak yazarı: CİMER’i kim itibarsızlaştırmak istiyor?

"Eğer birileri CİMER’i itibarsızlaştırma niyeti içindeyse bilin ki vatandaşa hizmet vermek istemeyenler, vatandaşla devleti karşı karşıya getirmek isteyenler düğmeye basmış demektir"

Fotoğraf: AA

Yeni Şafak yazarı Hüseyin Likoğlu, bir grubun Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ni (CİMER) itibarsızlaştırmak istediği görüşünü dile getirdi.

Likoğlu, bugünkü köşe yazısında CİMER ile ilgili olarak şu bilgileri aktardı:

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince kurduğu Beyaz Masa sayesinde hizmet alanla hizmet veren arasında büyük bir köprü kurmuştu. Erdoğan, Başbakanlığı döneminde bu hizmeti BİMER ile merkezi yönetime de taşıdı. Erdoğan’ın yerel yönetimde başlattığı bu uygulama günümüzde CİMER adı altında hizmetine devam ediyor.

Bu sistemle vatandaşların talep, öneri ve şikâyetleri toplanıyor. Gelen istek, öneri ve şikâyetler ilgili kurum veya kuruluşa aktarılıp hızlıca çözüme kavuşturuluyor. Herhangi bir vatandaş, hizmet alımı veya kamunun işleyişi ile ilgili kendince gördüğü eksiklikleri veya yanlışları CİMER üzerinden bildirerek aynı zamanda yönetime doğrudan katkı sunmuş oluyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Bir anlamda vatandaş denetimi anlamına gelen sistemle ilgili son zamanlarda itibarsızlaştırma girişimleri ortaya çıktı” diyen Likoğlu, şöyle yazdı:

CHP’li İmamoğlu’nun, geçtiğimiz yıl İstanbul’un fethinin yıldönümünde Fatih Sultan Mehmed’in türbesini ziyareti sırasında verdiği fotoğraf şüphesiz hepimizin öfkesine neden oldu. O tarihte bu fotoğraf tartışıldı, siyaseten söylenecekler söylendi.

“Zulüm 1453’te başladı” diyenlerin belediye başkanının 1453’ün yıldönümünde öyle bir fotoğraf vermesi tabii ki kabul edilemez. Bırakın Fatih Sultan Mehmed’in türbesine o şekilde girmek, hiçbir mekâna eller arkada bağlı girilmez. Olsa olsa kayıp atların ahırına bu şekilde girilir. İçerde at kalmadığı için de kimse alınmaz.

İmamoğlu’nun skandal fotoğrafı birden CİMER tartışmasına dönüştü. Neymiş… Bir vatandaş CİMER’den yazmış, savcılığa gelmiş. Savcılık da İçişleri Bakanlığı’na göndermiş. İyi de söz konusu olay hepimizin gözü önünde cereyan etti. CİMER’lik bir durum yok.

Akabinde bir eleman “CİMER’e ben bildirdim” diye yoldaş medyada boy gösterdi. O elemanın konuyla ilgili bir CİMER kaydının olmadığı ortaya çıktı. Tam, “Kim bu ihbarcı? Neden kamuoyunun gözü önünde cereyan eden bu olayla ilgili CİMER’e şikâyette bulundu ve şikâyet niçin kaale alındı” denilecekken, bir başka CİMER şikâyeti çıktı karşımıza.

Kovid-19 salgını dolayısıyla başından beri aşırı karamsarlık içeren uyarılarda bulunan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Hoca’yı da birileri CİMER’e bildirmiş. İyi de Mehmet Hoca, kapalı kapılar arkasında konuşmuyor ki. O da kamunun gözü önünde her şeyi söylüyor.

Bu olaylar özelinde birilerinin CİMER’i tartışmaya açmaya çalıştığını söyleyen Yeni Şafak yazarı, “CİMER, hizmet alan vatandaş için önemli bir denetim aracı. Eğer birileri CİMER’i itibarsızlaştırma niyeti içindeyse bilin ki vatandaşa hizmet vermek istemeyenler, vatandaşla devleti karşı karşıya getirmek isteyenler düğmeye basmış demektir. Bilin bakalım onlar kimdir” dedi.

 

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU