Akit yazarı: Hukuk devletinin şeffaf ve tutarlı olma mecburiyeti

“Anayasa ve TCK’ya aykırı bir Emniyet Genelgesi’yle karşı karşıyayız”

Ankara'da 2017 yılında gerçekleşen bir eylemde yapılan gözaltı. (Fotoğraf: Reuters, arşiv)

Akit gazetesi yazarı Kenan Alpay, polislerin ses ve görüntülerinin alınmasını engelleyen Emniyet genelgesinin “Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’na aykırı olduğunu” söyledi.

Alpay, bugünkü köşe yazısında Türkiye’de İnsan Hakları Eylem Planı gündemi olduğunu hatırlattı ve “Devlet adına sarf edilen büyük sözleri sergilenen küçük çelişkiler yerle yeksan ediyor, siyasetçi ve bürokratlar tarafından milletin ve ülkenin bekası namına irad edilen hikmetli nutukları ardı ardına zuhur eden trajikomik görüntüler bir çırpıda itibarsızlaştırıyor” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Anlaşıldığı kadarıyla Anayasa ve TCK’ya aykırı bir Emniyet Genelgesi’yle karşı karşıyayız” diyen Alpay, şunları yazdı:

Ancak daha önemlisi kamu vicdanını tedirgin eden, keyfiliğin önünü açan ve fakat şeffaflık ilkesini paspas eden bir girişim dikilmiş karşımıza. Anayasal hakkını kullanamayan bir toplum, Anayasa ve yasaların kendisine vermediği yasaları kullanmaya davet edilen bir emniyet teşkilatı çelişki ve garabetini Türkiye taşıyabilir mi? Emniyet’in olaylara müdahalesinde kanun dışı bir şey olmaması, olamayacağına göre neden görüntü kaydından rahatsız olunuyor? Bilakis bütün emniyet teşkilat mensuplarının üzerinde bireysel kameralar ve etrafta gerek vatandaşın gerekse gazetecilerin fotoğraf ve video çekimleri olmalı ki devletin her halükarda şeffaf ve her türlü denetime açık olduğu ısrarla teyid edilsin.

Emniyet’in kanuna uygun veya kanunsuz/orantısız müdahalesini de eylemcilerin kanuna uygun veya kanundışı etkinliklerini de kayıt altına almanın ülke ve topluma zararı değil faydası olur. Bu tür oldu-bitti genelgelerle ülke ve toplumu tedirgin etmek, ileriye yönelik hedefler gösterirken mazinin karanlık ve şaibeli pratiklerini hatırlatacak işlere girişmek derin bir basiret ve feraset sorunu yaşandığını işaretler. Toplum siyasete, bürokrasiye, emniyete, yargıya güven duysun isteniyorsa bunun yolu şeffaflık ve tutarlılıktan geçer. Siyasetçiyi, bürokratı, polisi, yargı mensubunu topluma karşı korumaya, hukukun denetiminden sıyırmaya yönelik resmi veya gayrı-resmi girişimlerin bedeli ülke ve toplum için çok ağır olur. Hukuk devleti, sivil anayasa, insan hakları eylem planı, ileri demokrasi, refah toplumu gibi söylemleri böylesi “kör gözüm parmağına” tarzı nobranlıklarla bozuk para gibi harcamanın hiç alemi yok.

 

Akit, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU