Tüm yönleriyle NFT: Çılgınlık mı yoksa geleceğin ta kendisi mi?

Kripto para uzmanları, dijital sanatçılar ve oyun tasarımcılarıyla NFT'nin bugününü ve yarınını konuştuk

Beeple'ın 5 bin günden fazla sürede yaptığı çizimlerden oluşturulan "Everydays: The First 5000 Days" isimli dijital sanat eseri, Londra'daki Christie's Müzayede Evi'nde 69.3 milyon dolara satılarak tarihe geçmişti (AFP)

Her şey Beeple ismiyle bilinen sanatçı Mike Winkelmann'ın Mart 2021'de NFT'ye dönüştürdüğü dijital eserini 69,3 milyon dolarlık rekor fiyata satmasıyla başladı. Aslında teknolojinin altyapısı daha 2015'te kurulmuştu ama bu devasa satışla NFT, dünya gündemine oturdu.

Bunun ardından Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey'in platformdaki ilk tweet'i 2,9 milyon dolara sattığı işlem geldi. Sonra Elon Musk'ın da katılımıyla tweet satma furyası başladı. Bu furya Türkiye'de de karşılık buldu. Gazeteci Cüneyt Özdemir, "Bu tweet bir 'SANAT ESERİ'dir!" ifadesini kullandığı gönderiyi NFT haline getirdi ve 10 bin dolara sattı.

Sonra işler daha tuhaf bir hal almaya başladı. Brooklyn'li film yapımcısı Alex Ramírez-Mallis ve 4 arkadaşı gaz çıkardıkları yaklaşık bir saatlik ses kaydını NFT'ye dönüştürerek satışa çıkarınca işler çığırından çıktı. Dünya çapındaki bir dizi tuhaf satışın ardından Saba Tümer'in kahkahasını 90 bin TL'ye satması da yerli medyada manşetleri süsledi.

İşin medyatik kısmı gün geçtikçe daha eğlenceli bir hal alırken arka plandaysa daha ciddi tartışmalar dönüyordu: Neydi bu NFT? Herkes NFT yapabilir miydi? Sanatçılar sonunda emeklerinin karşılığını alabilecek miydi? Oyuncular artık bilgisayar başında geçen saatlerden para mı kazanacaktı? NFT hayatımızı sonsuza dek değiştirecek bir teknoloji miydi yoksa bir çılgınlıktan mı ibaretti?

Biz de akıllardaki bu sorulara yönelik tatmin edici cevapları sektörün içinde aradık. Kripto para uzmanları, dijital sanatçılar ve oyun tasarımcılarıyla NFT'nin bugününü ve yarınını konuştuk. Bu sırada söz konusu teknolojinin avantajlarına ve dezavantajlarına da ışık tutmaya çalıştık.

Nedir bu NFT?

NFT, açılımıyla "non-fungible token", Türkçede genellikle "değişimi mümkün olmayan para ya da çip" diye niteleniyor. NFT'nin özgün ve biricik olması, kendi türünden başka bir değerle takas edilemeyeceği anlamına geliyor. Son dönemde dijital varlıkların ve sanat eserlerinin satışında sıklıkla kullanılan NFT, dönüştürülen varlıkların özgünlüğünün kolayca doğrulanmasını sağlıyor.

NFT'yi biraz daha anlaşılır kılmak için "değişimi mümkün paralardan" da bahsetmek gerek. Örneğin Bitcoin, değişimi mümkün bir kripto para. Her bir Bitcoin diğeriyle aynı ve hepsi aynı anda aynı değere sahip. Değişimi mümkün olması da bir Bitcoin'i (benzer şekilde bir TL'yi veya bir ABD dolarını) aynı para biriminden bir başkasıyla takas edebileceğiniz anlamına geliyor.

Bu takas sonucunda elinizdeki Bitcoin'in değerinin, değiştirdiğiniz Bitcoinle aynı olduğundan emin olabilirsiniz. Diğer yandan, bir NFT ise benzersiz bir çip ve onu değiştirebileceğiniz, aynı değere sahip başka bir öğe yok.

NFT ne için kullanılır, satın alana ne kazandırır?

NFT'ler kripto paralarla aynı blok zincire kaydediliyor. Blok zincir, kripto para birimleriyle yapılan işlemlerin kaydedildiği toplu bir defter kaydı olarak düşünülebilir. Bu da NFT'lerin, kripto paralarla benzer şekilde dijital bir deftere kaydedildiği anlamına geliyor. Kısacası her bir NFT'ye kimin sahip olduğuna dair bir liste tutuluyor. 

Bu açıdan NFT de en iyi şöyle özetlenebilir: Bir dijital varlığın gerçekliğinin dijital sertifikası. Yani NFT'yi benzersiz kılan şey, aslında sertifikalandırdığı varlık. Bu varlık da dijital ortamdaki bir görsel, video, sosyal medya paylaşımları veya bir müzik eseri olabilir.
 

_117538772_1f14b5e7-eca7-4e38-8997-b1c8066e7ab1.jpg

Beeple'ın 5 bin parçalık kolajından bir parça (Christie's Müzayede Evi)


Söz konusu teknoloji, Ethereum blok zincirinde benzersiz çiplerin/paraların oluşturulmasıyla 2015'te ortaya çıktı. Beeple'ın, NFT'ye dönüştürdüğü dijital eserini 69,3 milyon dolara satmasıyla da dünya çapında popüler bir yöntem haline geldi. (NFT satışları aslında kripto paralarla yapılıyor ama yapılan satışların değeri dolar cinsinden duyruluyor.) Beeple, bu satışla bir sanatçının hayattayken kazandığı en yüksek üçüncü miktara ulaşmıştı.

Buradan hareketle bir NFT'yi satın alarak, temsil ettiği dijital varlığa da sahip olacağınızı düşünebilirsiniz. Ancak hayır, NFT'ler onları satın alan kişilerin, gerçek varlığa sahip olmasını sağlamıyor.

ABD'nin New Jersey eyaletindeki Stevens Teknoloji Enstitüsü'nden Doç. Dr. Jeffrey Thompson, "NFT'ler sahiplik fikrine meydan okuyor. NFT'sini satın alsanız bile dijital dosyalar sonsuz kez çoğaltılabilir ve NFT'sini satın alırken o dijital dosyanın telif hakkını almazsınız" diye açıklıyor.

Örneğin, ünlü Nyan Cat memini ele alalım. Uzay boşluğunda arkasında gökkuşağından iz bırakarak ilerleyen kedi görselinin yaratıcısı, onu NFT'ye dönüştürdü ve 590 bin dolara sattı. Bu NFT'yi satın alan kişi, memin NFT'sinin sahibi oldu ancak kendisinin sahibi olamadı. Bu da sevimli kedinin haklarının hâlâ yaratıcısına ait olduğu anlamına geliyor. Yani kullanıcılar isterse Nyan Cat görsellerini indirebiliyor ve sosyal medyada kullanabiliyor. NFT'yi alan kişinin elindeki ise "Bu NFT, Nyan Cat memi için oluşturuldu" ifadesini taşıyan bir dijital sertifikadan ibaret.

6e2jwf7ztbr5t1yjq4c5.jpeg
Orijinal Nyan Cat YouTube videosu, 130 milyondan fazla izlendi (Twitter / @NyanCat)


NFT nasıl yapılır, nerede satılır?

Oyun kartları, tablolar veya antika eşyalar gibi NFT'lerin de sergilendiği ve açık artırmayla satın alınabileceği pazarlar mevcut. Bu dijital pazarlardan muhtemelen en büyüğü OpenSea. Burada koleksiyon ürünleri, oyun öğeleri, dijital sanat eserleri ve Ethereum blok zincirin desteklediği diğer dijital varlıklar yer alıyor.

Diğer büyük NFT platformları arasında Rarible, Nifty Gateway, superRare, Enjin ve Decentraland yer alıyor. Bu gibi birçok NFT platformu üzerinden kullanıcılar, dakikalar içinde kendi NFT'lerini oluşturabiliyor.

Değerlerini NFT'ye dönüştürmek isteyen bireylerin programlama dilleri gibi karmaşık bilgilere hakim olması da gerekmiyor. Bunun için bir dijital cüzdan yeterli. Platformlardaki yönlendirmeleri takip eden kullanıcıların oluşturmak istediği dijital varlığın "meta verilerini" girmesi bir NFT elde etmek için yeterli oluyor.

Ancak bu süreci karmaşık bulan veya vakit ayırmak istemeyen kişilere danışmanlık hizmeti verenler de var. Örneğin, kripto para eğitmeni ve blok zincir teknolojisi danışmanı Devrim Danyal, bu hizmeti vermek üzere bir atölye kurduklarını ifade ediyor.

"İşin teknik tarafıyla uğraşmak istemeyen sanatçılar veya herhangi bir üretimi olan kişiler için hem NFT Stüdyo hem de NFT Atölye altyapılarını kurduk" diyen Danyal, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Orada eğitim, danışmanlık ve uygulama desteği veriyoruz. Bireyleri bu dünyaya hazır hale getiriyoruz. Siz işinizi mi yapacaksınız, bunu teknolojik olarak bu tarafa mı aktaracaksınız, arka tarafındaki süreçleri mi işleteceksiniz? Bu gibi süreçler insanları yapıdan soğutabiliyor.

İnsanlar neden NFT alma ihtiyacı duyuyor?

Tüm bu bilgiler, akla şu soruyu getiriyor: İnsanlar kendilerine telif hakkı açısından ayrıcalık tanımayan bu sertifikaya neden para veriyor?

Bu sorunun birçok farklı yanıtı var. Örneğin kimisi, bu teknolojiyi "zenginlerin kendini tatmin etme biçimi" diye niteliyor ve kimisi de NFT'nin geçici bir moda olduğunu düşünüyor. Ancak işin uzmanları, dijital ortamda üretilen eserlerin yaratıcılarının NFT sayesinde nihayet emeklerinin karşılığını almaya başladığını ve bu teknolojinin hep bizimle kalacağını söylüyor.

Bunun yanında NFT müşterilerinin muhtemelen büyük kısmı, dijital bir ürün satın alma fikrini özümsemiş ve önceki yıl kripto para birimleri sayesinde kazançlar elde etmiş, teknoloji meraklılarından oluşuyor.

Birleşik Krallık'ta yaşayan hareketli grafik sanatçısı Uçman Balaban, bu noktada "sahip olma dürtüsüne" dikkat çekiyor. Medyascope'a konuşan Balaban, çoğu NFT koleksiyonerinin, satın aldığı sanat eserlerine fiziki olarak sahip olmayı umursamadığını söylüyor. 

Balaban başka bir röportajında da "Sanatçıların neden bu hücuma katıldığını anlayabiliyorum ama koleksiyonerleri buraya çeken şeyi halen anlayabilmiş değilim" diyor ve ekliyor:

Mevzu internetten kolayca indirebilmekten öte sanat tarihine adını yazdırmak sanırım. Sahip olma isteğinin, fiziksel objenin önüne geçtiği garip bir zaman diliminde 70 milyon dolara bir dijital eser satıldı.

 

63e8b6e8-1dc7-42b7-a2c1-1176100711e3.jpg
Fractal Istanbul, Miniatürk'te sergilendi (Twitter / @tariktolunay)


2017'de yayımlamaya başladığı "Fractal Istanbul" isimli illüstratif harita serisiyle büyük yankı uyandıran çizer Tarık Tolunay da "İşin kavramakta en zorlandığımız tarafı bu" diyor. Tolunay, "Bir kişi neden NFT alsın? Bu, epey kısıtlı bir satın alma gibi görünüyor" diye ekliyor:

Ama gerçek hayattaki ve NFT dünyasındaki sahiplik durumumuzu sorguladığımızda tablo daha net çıkıyor ortaya. Mesela siz bir tablo aldınız, evinizde duvarınıza astınız. Bu sahiplik bizim gibi eski kuşak insanların zaten öteden beri güvendiği sahiplik hakkı. Bunu çok güvenilir bir sahip olma hakkı olarak görüyoruz. Ama gerçek dünyadaki sahiplik aslında pamuk ipliğine bağlı. Diyelim ki evinizde yangın çıktı veya hırsız girdi tabloyu alıp kaçtı, sahiplik hakkınız yok oldu. Artık o esere sahip değilsiniz. Fiziki dünyada sahip olduğumuzu düşündüğümüz birçok şey hayatımızdan çıkıp gidebilir.

Independent Türkçe'ye konuşan Tolunay'a göre NFT dünyasında sahiplik hakkı çok daha kalıcı. Zira orada herhangi bir değere sahip olduğunuzda elinizden çıkıp gitmesi mümkün değil. Çünkü dünyadaki bütün bilgisayarlara kaydedilmiş bir bilgi haline geliyor ve bu kayıt, değiştirilemez bir şekilde işleniyor.

Örneğin Tarık Tolunay'ın Fractal Istanbul'unu bir vatandaş satın aldı, bu kayıtlara geçiyor. Sonra onu başkasına satarsa yine kayıtlara geçiyor. Bu bilginin kaybolması mümkün değil çünkü merkezi bir bilgisayarda kayıtlı değil. Bütün dünyadaki bilgisayarlara kaydediliyor. Dünya'ya bir göktaşı çarpmadığı sürece, insanlık yok olmadığı sürece bu sahiplik hakkı sürüyor.

"Devletlerüstü, sınırlarüstü bir sahiplik söz konusu"

Tolunay, bireylerin elleriyle tutabilecekleri ürünler üzerindeki sahiplik haklarına çok güvendiğini ve bunun da geleneksel yargılardan kaynaklandığını ifade ediyor. Ancak sanatçıya göre bu çok güvenilen şeyler aslında son derece uçucu.

Diyelim ki bankaya para yatırdınız ve bir savaş çıktı, devlet bütün paralara el koydu, paralarınız uçtu gitti. Halbuki blockchain dünyasında devletlerüstü, sınırlarüstü bir sahiplik durumu söz konusu. Kimse bunu geriye dönüp değiştiremez. Bu zamanla anlaşılacak bir şey, insanların kafalarına oturacak bir şey. Bunun çok daha güvenilir bir sahip olma yöntemi olduğu ortaya çıkacak. Sadece sanat eserleri için değil, ileride hayatın her alanında uygulanabilir bir hale gelecek.

NFT bir çılgınlıktan mı ibaret yoksa geleceğin teknolojisi mi?

Teknoloji milyarderlerinin ve ünlü isimlerin furyaya abartılı şekillerde dahil olması, NFT'nin "çılgınlık" diye anılmasına neden oluyor. Ancak kripto para uzmanları, bunun gelecekte gündelik hayatın bir parçası haline gelecek uygulamalara zemin hazırladığını düşünüyor. 

 Blockchain Türkiye Platformu'nun genel yayın yönetmeni ve Blockchain 101 kitabının yazarı Ahmet Usta, "(NFT'ler) bize yeni bir düşünce şeklinin kapısını açıyor. Her şeyin kolayca kopyalanabildiği bir dijital dünyada, tekil ve eşsiz varlıklar olarak mülkiyetin sembolü haline geliyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe'ye konuşan ve aynı zamanda Avaxtars isimli NFT tabanlı video oyunun geliştiricilerinden biri olan Usta, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Açıkçası şu anda yaşanan çılgınlığın, yani akla gelen her şeyin, her dijital unsurun birer NFT'ye dönüştürülmesi ve bunların gördüğü ilginin gelip geçici olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan izah etmeye çalıştığım yapının geleceği başta iş modelleri olmak üzere dijital verilerin mülkiyetine dair düşünce şeklimizi değiştirme gücüne sahip ve geniş kitlelerde bunu başaracaktır. Oyun sektörü sadece tek bir uygulama alanı ve oyun firmalarının da bu yeni konsepte uzak kalması mümkün değil.

"Artık kağıt diploma diye bir şey kalmayacak"

Kendi ismini verdiği Devrim Danyal Akademi'de teknoloji meraklılarına eğitimler veren Danyal da "NFT dediğimiz şey illa ki satılması gereken bir şey değil. Esasen çok yenilikçi gördüğümüz ve bütün sektörleri değiştireceğini düşündüğümüz şey, kayıt tutabildiğimiz her şeyin blok zincir üzerinde silinemez ve değiştirilemez şekilde tarihe yazılması" diyor:

Örneğin artık kağıt diploma diye bir şey kalmayacak. Otorite onu vereceği andan itibaren, onun adına NFT demese bile altyapısı NFT olacak. Balonun patlamayacağı kısım işte burada.

Danyal'a göre zamanla devletler tapularını, araç ruhsatlarını ve okul diplomalarını buradan verir hale gelecek:

Yani bir ev aldığınızda onun gayrimenkul tapusu şu anki internet bankacılığı mantığında, TC kimlik numaranızla girip de sahipliğini gösterebileceğiniz bir dijital tapu haline gelecek. Bu, devlet tarafıyla olan kısmı. Ama en önemli, işin bugüne dek en mağdur olmuş kısmını heyecanlandıran kısmı da hem sanat çevresi hem de telif haklarıyla alakalı.

NFT'nin avantajları neler, sanat camiasına ne katıyor?

NFT sanatçılar için önemli avantajlar sağlıyor. Örneğin sanatçı, dijital sanat eserini doğrudan ilgilisine satabiliyor ve bir galeri bulmak zorunda kalmadan para kazanabiliyor. Bu sayede sanatçılar müzayede şirketlerini aradan çıkararak, doğrudan alıcılara ulaşabildiği gibi, satılan dijital eser yeniden el değiştirdiğinde de pay alabiliyor.

Bu noktada sanatçı açısından talihsiz bir örnek verebiliriz: BBC'nin aktardığına göre, yaşayan en pahalı ressam olan Britanyalı sanatçı David Hockney'nin bir resmi 2018'de 90,3 milyon dolara el değiştirdi. Ancak Hockney bu satıştan hiç pay almadı. Çünkü 1972'de bu resmi sadece 18 bin dolara satmıştı.

NFT aracılığıyla satış rekoru kıran Beeple'a göre bu dönüşüm, sanat pazarındaki demokratikleşmenin bir göstergesi.

CNN'e konuşan 3D sanatçısı, "Bu biraz sürreal bir durum, dijital görselleri satabileceğimi kendi ömrüm içinde satabileceğimi düşünmemiştim. Artık beni izleyenlere direkt olarak ulaşabiliyorum. Bir aracıya ihtiyacım yok. Bunun sanat tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu düşünüyorum" diyor.

"Dağıtım tekellerinin devri bitiyor"

Günümüzde sanatçılar, eserlerini kitlelerle buluşturmak için çok yüksek bir komisyon talep eden aracılarla anlaşmak zorunda kalıyor. Örneğin yazarlar kitaplarını bastırmak ve rafa çıkarabilmek için bir yayınevi bulmak zorundayken, ressamlar da resimlerini satabilmek için galerilere başvuruyor. Tekelleşmiş dağıtımcıların aldığı yüksek komisyonlarsa hem sanatçıların hem de küçük yayınevlerinin belini büküyor.
 

bb441ea7-462d-47c1-9003-b4a4fd2ad8d5.jpg
Fractal Istanbul İllüstratif Haritalar Serisi'nin üçüncü etabı görülüyor (Twitter / @tariktolunay)


Öte yandan NFT'yi de mümkün kılan teknolojilerin gelişmesi, yaratıcıların isimlerini internetten duyurabilmesini ve eserlerini düşük komisyonlarla satabilmesini olanaklı kılıyor. Çizer Tarık Tolunay'a göre teknoloji, dağıtım tekellerinin devrini yavaş yavaş sona erdiriyor.

Fractal Istanbul eserini dağıtımcılara vermediğini, tamamen kendi çabalarıyla internet üzerinden satışa sunduğunu aktaran Tolunay, o zorlu deneyimini, "Bu dağıtım tekellerinin hiçbirine eserimi kurban edemezdim" diye açıklıyor.

"Mesela bir posteriniz var diyelim, gidiyorsunuz bir dağıtım tekeline ‘Benim posterim var dağıtır mısın?' diyorsunuz. O da ‘Dağıtırım ama kârın yüzde 60'ını alırım' diyor. Geriye yüzde 40 kalıyor. Yüzde 40'ın da diyelim ki 35'i maliyet, size yüzde 5 kalıyor bu durumda. Burada çok adaletsiz ve kötü bir durum var. Başka bir yol olmadığı için buna mecbur kalıyorduk" diyen Tolunay, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Kendi adıma dedim ki bu dağıtım tekellerinin hiçbirine eserimi kurban etmem. Evet, daha kısıtlı bir mecrada bunu sadece kendim satacağım. Bunun için de enstrümanım internetti. Shopier üzerinden posterlerimi ve fine art'larımı satmaya başladım ve sadece yüzde 5 komisyon istendi. İnternetin artık eski yöntemleri kırmaya ve yerine yeni yöntemler koymaya başladığını görüyoruz. O eski dağıtım tekellerinin devri artık tükeniyor yavaş yavaş. 

Taolunay ayrıca NFT de internetin avantajlarının bir parçası olduğunu vurguluyor:

Eski sisteme göre çok daha adil bir yol var önümüzde. İleride belki NFT dünyasında da örneğin DNR'lar gibi tekelleşmeler olur. Ama şu anda yok ve eskisine alternatif bir yol.

Ara Güler'in tek kopyalı kitabı NFT'yle satılacak

Ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in hayattayken çektiği 45 İstanbul fotoğrafından oluşan tek kopyalı bir seçki de hem fiziksel olarak hem de NFT'ye dönüştürülerek açık artırmaya çıkarılıyor. Güler'in ıslak imzasını taşıyan, dev ölçülerde basılan kitabın ortakları arasında Tarık Tolunay da var.

 

Tolunay, NFT satışlarından elde ettiği gelirle ortak olduğu bu projeyi "Sanatla kazanıp sanata yatırdım" diye niteliyor. "O NFT satışı renkli geçecek, açık artırması çok heyecanlı olacak. Yakın zamanda açık artırmayla satacağız" diyen Tolunay sözlerini şöyle sürdürüyor:

Şimdi onu NFT haline getiriyoruz. Fizikisi de NFT'si de olmak üzere satışa çıkaracağız. Bu gerçekten şu anda Türkiye'de en ses getirecek NFT satışı olacak, çok önemli bir aşama. Belki de dünya çapında ses getirecek bir çalışma. 

NFT oyun endüstrisine ne vaat ediyor?

NFT, sanat camiasında olduğu kadar oyun endüstrisinde de zemin kazanıyor. Zira oyun sektörü, blok zincir tabanlı teknolojilere hiç de yabancı değil. Hatta bu altyapıyla geliştirilmiş popüler oyunlar var.

Örneğin, Kanadalı stüdyo Dapper Labs'in geliştirdiği, Ethereum blok zincirinin alt yapısını kullanan Cryptokitties, son dönemde kripto para yatırımcıları arasında epey popüler. 2017'de piyasaya sürülen oyunda kullanıcılar dijital kedilere sahip oluyor, bunları çiftleştirebiliyor ve satabiliyor. Hatta milyon dolarlık satışlara ulaşabiliyor.

Mart 2021'de ise Avaxtars isimli NFT özellikli bir oyun Türkiye'de geliştirildi. Ahmet Usta, Mesut Çevik ve Ozan Akçora'nın tasarladığı, Avalanche blok zincirinin altyapısını kullanan oyunun kullanıcıları, kripto para birimi AVAX'la ödeme yaparak diledikleri sayıda karakter satın alabiliyor.

Oyunun içinde oluşturulan karakterlerin tamamı NFT'lerden oluşuyor. Kullanıcıların satın aldığı karakterler Avaxtars'ın veritabanında değil, satın alan kişilerin cüzdanlarında saklanıyor. Avaxtars içinde bu karakterlerin alınıp satılabildiği bir pazar da bulunuyor. 

Avaxtars ekibinin Webrazzi'yle paylaştığı bilgilere göre pazaryeri içinde bir Epic karakter 70 AVAX karşılığında satıldı. 70 AVAX'ın değeri şu an için 17 bin TL'nin üzerinde. Kısacası Avaxtars, bir oyun olmanın yanı sıra kullanıcılarına kripto varlıklarla yatırım fırsatı da sunuyor.
 

Ekran görüntüsü 2021-04-24 214240.png
Çevik, Youtube kanalında güncel, teknolojik gelişmelere dair videolar da yayımlıyor (Instagram / Mesut Çevik)


Teknoloji sitesi Donanım Haber'in genel yayın yönetmeni ve Avaxtars'ın geliştiricilerinden Mesut Çevik, "Bu WEB tabanlı oyunda kullanıcılara NFT'lerin sağlayabileceği olanakları göstermek istedik" diyor ve ekliyor:

Ahmet Usta ve Ozan Akçora ile birlikte aslında çok daha büyük çapta, NFT ekosisteminin değerleme anlayışını kökünden değiştireceğine inandığımız bir iş modeli üzerinde yenilikçi bir proje geliştirmek üzere bir araya geldik. Bu projeyi geliştirirken gördük ki NFT üzerine kurulu bir yapıda NFT'lerin tam olarak ne olduğunu ve nasıl kullanılabileceğini büyük kitlelere anlatmanın en iyi yolu oyunlaştırma.

"Oyuncuların ellerinden kazandıkları hakları alamayız"

Independent Türkçe'ye konuşan Çevik, NFT'nin bir çok alanda olduğu gibi oyun içi dijital varlıkların sahipliği konusunda da bir devrim yapabileceğine inanıyor. Çevik, "Bugün bırakın oyun içindeki bir karakterin ya da eşyanın sahibi olmayı, gerçek anlamda online oynadığınız oyundaki hesabın bile sahibi siz değilsiniz" diyor:

Bu hesapla işiniz bittiğinde ya da artık değerli hale geldiğini düşündüğünüzde satışa çıkarmanız veya bir başkasına devretmeniz yasak. Satış ya da devir işlemlerinde oyun üreticisine yakalanırsanız hesap engelleniyor ve oyuna erişim kapatılıyor.

Avaxtars'ın geliştiricilerinden Ahmet Usta da "Avaxtars içinde bizim kontrolümüz dışında bir ekosistem var. Biz oyuncuların ellerinden kazandıkları hakları alamayız" ifadelerini kullanıyor:

Şöyle düşünün: Bir oyun oynuyorsunuz, günlerinizi belki aylarınızı harcıyorsunuz. Karakterlerinizi geliştiriyor ve güçleniyorsunuz. Sonra oyun firması diyor ki ‘Sen bu karakteri dilediğin gibi başkasına devredemezsin, satamazsın. Ya oyna ya terket!' Avaxtars'da ise oyuncular diledikleri zaman karakterlerini satabilir veya bir başkasına devredebilir. Bizim buna müdahale etme şansımız yok. Bu özgürlük alanı oyuncular kadar bizleri de heyecanlandıran yeni bir bakış açısı.

 

cmo-society-2018-1.jpg
Ahmet Usta, CMO Society'nin Dijital Dönüşüm Buluşmaları'nda yer almıştı (CMO Society)


NFT'de sahtecilik mümkün mü?

NFT kısmen yeni bir teknoloji olduğu için fırsatları kadar riskleri de kripto para dünyasında tartışma yaratıyor. Endişelerin başında açık artırmalar üzerinde şaibe yaratılması ihtimali geliyor. Fiyatların anonim kişilerce yükseltilebileceği görüşünü paylaşanların sayısı hiç az değil.

Bir diğer endişe kaynağı da sanat eserlerinin taklit edilmesi. Bu durum tabii ki NFT'yle ortaya çıkmadı ama taklitçiler şimdilerde bu teknolojinin sanatçılara sağladığı olanaklara göz dikmiş durumda. Örneğin, Banksy'yi taklit eden bir NFT sanatçısı, satışlarıyla 1 milyon dolardan fazla gelir elde etti. Çalışmalarının NFT düzenleyen dolandırıcılar tarafından çalındığını ve satıldığını bildiren başka sanatçılar da var.

Bu hileli NFT satışlarında adalet sağlamak çok zor olabilir. Bu nedenle uzmanlar, NFT camiasında çalışmanızı taklit eden birilerini tespit ettiğinizde bu NFT'nin yer aldığı platformla derhal iletişime geçmenizi tavsiye ediyor.

Falcon Rappaport & Berkman PLLC isimli ABD merkezli hukuk firmasının Fikri Mülkiyet Uygulama Grubu Başkanı Esq Moish E. Peltz, şöyle açıklıyor:

Geleneksel yayından kaldırma mekanizmalarının NFT platformlarına ne ölçüde uygulandığı ve farklı platformların bu tür ihlal bildirimlerine nasıl yanıt vereceği açık değil. Ek olarak, fikri mülkiyetinizi bir NFT içinde kopyalayan kişileri takip etmek son derece zor. Ancak hak ihlalinde bulunan kişiyi belirleyebilirseniz mağduriyetinizi gidermek için geleneksel fikri mülkiyet kurallarını uygulamak yine de mümkün olabilir.

Eserin taklit edilmesinin yanı sıra NFT'lerin kendisinin taklit edilmesi de kullanıcıları endişelendiren hususlardan biri. Örneğin, Ekşi Sözlük'ün kurucusu Sedat Kapanoğlu'na göre kendi ürettiğiniz bir NFT'ye bir başkasındaki sahiplik bilgisini yazıp sizin de bir tane oluşturmanızı engelleyen hiçbir şey yok. Zira bu noktada iş artık blok zincirden çıkıyor ve sanatçının sosyal medya hesabına geliyor. Sanatçı sosyal medya hesabından "Benim eserin gerçek NFT'si bu; diğerlerine itibar etmeyiniz" içerikli bir duyuru yapıyor. NFT'yi sanatçıya bağlayan tek şey de bu duyuru oluyor.

Dünyada ilk: NFT'ye teyit mekanizması Türkiye'den

Öte yandan kripto para danışmanı Devrim Danyal ve ekibi, NFT'de sahteciliğin önüne geçmek için dünyada eşi benzeri olmayan bir mekanizma kurdu. NFT Stüdyo ismi verilen bu yapıda Yiğit Özgür'den Gülben Ergen'e ve Mercan Dede'ye birçok tanınmış isim yer alıyor. Söz konusu ekosistem, belirli bir içeriğin hangi üreticiye ait olduğunu teyit edebilmeyi amaçlıyor.
 

Ekran görüntüsü 2021-04-24 211437.png
Devrim Danyal'ın liderlik ettiği ekosistem, NFT dünyasına bir teyit mekanizması sunuyor (nftstudyo.com)


"NFT'lerin kopyası yapılabiliyor ve teyit mekanizmaları gerekiyor. NFT Stüdyo da burada devreye giriyor" diyen Danyal, ekosistemi şöyle açıklıyor:

Siz bu yapının içerisindesiniz diyelim. Biri sizin adınıza platforma bir NFT koyduğunda sizi teyit edebileceğiz. O andan itibaren sizin isterse 150 tane farklı taklidiniz olsun, bu bir teyit mekanizması oluşturuyor. NFT Stüdyo'yu kurmadaki ilk nedenimiz bu.

Danyal stüdyoyu kurmadaki ikinci nedenlerini de şöyle açıklıyor:

Siz birden fazla sitede eserlerinizi sergilemek ve satmak istiyorsanız o andan itibaren herkese hepsinin ayrı ayrı linkini vermek zorundasınız. Üstelik şu anda 20-30 tane NFT yapısı var. Bunların hepsini vermek yerine sadece ‘NFT Stüdyo/isim' bilgisiyle sizin tek bir noktadan 20 farklı siteye gitmenizi sağlayacak bir altyapı oluşturduk. Bu da dünyada bir ilk.

Kripto para vurgunları NFT'yi etkiler mi?

Kripto para borsası Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'in, 2 milyar dolar değerinde kripto parayla yurt dışına kaçtığı iddiası son günlerde Türkiye gündeminde. Mağdurların avukatlarından Oğuz Evren Kılıç'ın, ilgili şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Fatih Özer'in İstanbul Havalimanı'ndan yurtdışına çıktığını söylemesi kripto para borsalarında faaliyet gösterenleri korkuttu.
 

3047649_810x458.jpg
Thodex soruşturması devam ediyor (Habertürk)


Ayrıca kripto para dünyasına bir bütün olarak bakan bazı internet kullanıcıları bu dolandırıcılığın NFT'yi de kapsadığına inanıyor. Hatta eserlerini NFT'ye dönüştüren sanatçılara ateş püskürenler var.

O sanatçılardan biri olan Tarık Tolunay'a göre Özer'le ilgili dolandırıcılık haberleri, bazı yanılgılar yarattı. Öyle ki internet kullanıcıları "Burada bir dolandırıcılık var, kripto paralara veya NFT'ye güvenilmez" diye düşünmeye başladı.

Ben bu kriptoparayla değil, blockchain teknolojisiyle ilgileniyorum. Bu ikisini birbirinden ayırmak gerekiyor. Blockchain bir kriptolama yöntemi ve paraya da sanata da uyarlanabiliyor. Ama ben kripto para işi yapmıyorum, sadece sanat eserimi kriptoluyorum. Bunlar birbirinden farklı şeyler.

"İnsanlar şu anda bu kavramları birbirine karıştırıyor" diyen Tolunay şöyle bir örnek veriyor: 

Bu şeye benziyor: Ben şu anda çizim yapıyorum ve bir yerde bir banka batıyor, sonra insanlar bana diyor ki ‘Bak gördün mü banka battı.' Henüz daha kavrayamadıkları için  kripto parayı da NFT'yi de aynı görüyorlar. Halbuki çok farklı şeyler.

Bu kavram karmaşasının ve endişenin nedenlerinden biri de NFT'lerin sadece kripto para birimleriyle satın alınabilmesi. Öte yandan kripto paralarını cüzdanında tutan kişilerin dolandırıcılığa kurban gitmesi de mümkün görünmüyor. Tolunay bunu şöyle açıklıyor:

Kripto paranızı cüzdanınızda tutuyorsanız çalınmasının imkanı yok. Ama siz bu kripto parayı al sat yapacaksanız paranızı belirli platformlara taşıyorsunuz. Yani kurda kuzuyu teslim ediyorsunuz. Sonuçta kurt kuzuyu yiyor. Gerçek hayatta olduğu gibi kripto para dünyasında da dolandırıcılık var. Ama bu blockchain dünyasının değil, insanların zayıflığının göstergesi. Üç kuruş daha para kazanacağım diye paranızı tefeciye verirseniz o tefeci paranızı alır kaçar.

NFT'nin en büyük dezavantajı çevresel etkisi

Yaratıcı faaliyetlerde bulunan birçok kişi, NFT'nin sağladığı avantajlardan mutluluk duyarken çevresel etkilerini öğrendiğinde hüsrana uğruyor. O kişilerden biri de ekolojik mimariyle ilgili çalışmalarıyla tanınan Avustralyalı mimar Chris Precht.

Görüşlerini The New York Times'la paylaşan Precht, NFT satışlarından büyük meblağlar elde edebiliyor ama kısa süre önce gelecek planlarını iptal ettiğini duyurdu. Precht, hislerini "Mali ve zihinsel açıdan çok acı veriyor ama maalesef yapamam" diye açıkladı.

Kripto para birimlerinin de temelini oluşturan blok zincir teknolojisi, muazzam sera gazı emisyonlarına neden oluyor. Özetle, bir sanatçı bir eserini platforma yüklediğinde kripto para madenciliği diye bilinen ve büyük bir enerji gerektiren hesaplama sürecini başlatıyor.
 

210305-cryptoart-nft-environment-main-cover-cs-a0223e_280105e319b20f77ffe810982b3193f21c942af8.fit-2000w.jpg
Kripto para dünyasının çevresel etkisi çok büyük (Mark Pernice / NBC News)


Bu nedenle ortalama bir NFT'nin yaratılmasının, benzinli otomobilde yaklaşık 800 kilometre yol yapmaya denk geldiği tahmin ediliyor. Bu da 200 kilogramdan fazla karbon üretimiyle sonuçlandığı anlamına geliyor.

Cambridge Üniversitesi'nden araştırmacılar, Bitcoin madenciliğinin Arjantin, İsveç veya Pakistan gibi ülkelerden daha fazla elektrik harcadığını öne sürüyor. Danimarka'daki Aalborg Üniversitesi'nde blok zincir teknolojisini analiz eden Susanne Köhler, "Anlamak zor, biliyorum. Sadece bir tuşa basıp birkaç kelime yazıyorsunuz ve çok fazla enerji yakmış oluyorsunuz" diyor.

Öte yandan NFT'nin sanatçılara ve üretimde bulunan diğer kişilere sağladığı avantajlar, çevresel etkilerinin de tartışmaya açılmasına neden oluyor. Örneğin tasarımcı Gareth Stangroom, Precht'in açıklamasına karşı şu soruyu yöneltiyor:

Onlarca yıldır gezegenimizi suistimal eden büyük oyuncular var. Neden küçük adamlar kendilerine bir yer edindiğinde herkes bunun etik yönünü tartışıyor?

Fütüristik, ışıklı heykelleriyle tanınan Fransız sanatçı ve çevre aktivisti Joanie Lemercier ise bunun sürdürülebilir olmadığı fikrinde ısrarcı. "6 kripto sanat eserimle 10 saniyede, tüm stüdyonun 2 yılda harcadığından daha çok elektrik tükettiğimi fark ettim" diyen Lemercier, şöyle devam ediyor:

Bu gerçekten büyük bir patlama ve fiyatlar çok iyi. Dolayısıyla ‘Para kazanmak için sınırlı bir süremiz var ve olabildiğince kazanmalıyız' hissi yaratıyor. İşte bu yüzden çoğu kişi bu enerji etkisini görmezden geliyor.

 

Yararlanılan kaynaklar: Popular Mechanics, CNET, Cumhuriyet, BBC Türkçe, Webrazzi, Medyascope, Finance Magnates, Ekşi Sözlük, Habertürk, The New York Times

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU