Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu: Bugün rezerv konusu tartışılırken o günkü şartları göz önüne getirmemiz gerekir

Kavcıoğlu, “2020 sonu itibarıyla reel sektörün döviz pozisyon açığı 208 milyar dolardan 157 milyar dolara indi” dedi

Fotoğraf: AA

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "Bugün rezerv konusu tartışılırken, o günkü şartları göz önüne getirmemiz ve o günkü şartlara bakmamız gerekir" dedi.

Şahap Kavcıoğlu, TRT Haber, CNN Türk, A Haber, A Para ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasına 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayarak başlayan Kavcıoğlu, kurulma talimatı Atatürk tarafından verilen ve zor şartlarda kurulan önemli kurum olan Merkez Bankası ve işlemlerini konuşurken biraz daha özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Rezerv konusu hakkında değerlendirmelerde bulunan Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

2020, 2019, 2018 yılında geriye doğru gittiğimizde, Türkiye'nin yaşadıklarına baktığımızda, bu tartışmalar daha bir anlam kazanıyor. Bugün rezerv konusu tartışılırken, o günkü şartları göz önüne getirmemiz ve o günkü şartlara bakmamız gerekir. 2020'ye girdiğimizde, dünyaya baktığımız zaman, gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerde doğrudan yatırımların ve portföy yatırımlarının azaldığını görüyoruz. Türkiye'de bu global dünya içerisinde, buradan aldığı pay ister istemez azalıyor. 2020 pandemi krizi gerçekten dünyayı çok kötü şekilde etkileyen bir kriz. Diğerlerinden ayıran en önemli şey bence daha önceki krizlerin bir alt yapısı vardı. 2020'deki kriz birden ortaya çıkan bir kriz, bir hastalığın birden ortalığı kasıp kavurduğu, ülkelerin kapandığı, en önemli gelirlerinin tamamen bittiği bir dönemi yaşadık. Bu ortamda Türkiye'ye baktığımız zaman biz biraz iyi daha ayrışıyoruz.

"2018 sürecinin hatırlanması, 2020'yi ve yapılanların neler olduğunu anlamamız için çok önemli"

Dönem dönem Türkiye'nin geçmişte yaşadığı bir sürü sıkıntılar olduğuna işaret eden Kavcıoğlu, 2018'de Başkanlık krizi ile birlikte oluşan ve 2018'in ağustos ayında başlayan kur ataklarını hatırlattı.

Kavcıoğlu, bu atakların bertaraf edilmesi için yapılan çalışmaları anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

Bu sürecin hatırlanması, 2020'yi ve yapılanların neler olduğunu anlamamız için çok önemli. O günlerde hatırlayın, 'IMF'ye gidilecek' mesajları verildi, IMF'ye gitmek zorunda olduğumuz haberleri hep yapıldı ama Türkiye diğer ülkelerden farklı olarak, bu süreci hem sağlık açısından çok iyi yönetti, hem de para ve mali politikalar açısından çok iyi şekilde yönetti. Şimdi kur baskılaması için neler yapıldığı, kredi imkanları gibi konularda eleştirildiği noktalar var ama bunların hepsini kendi şartları, kendi dönemi içinde değerlendirmemiz lazım. 2020 yılında dünyanın yaşadıklarını hatırlayın. Türkiye'ye dönün, bu dönemde yapılanları göz ardı edemeyiz.

Kavcıoğlu, geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı'na açıkladığı rakamların net ve doğru olduğunu hatırlattı.

"2020 sonu itibarıyla reel sektörün döviz pozisyon açığı 208 milyar dolardan 157 milyar dolara indi"

Kavcıoğlu, "2020 sonu itibarıyla reel sektörün döviz pozisyon açığı 208 milyar dolardan 157 milyar dolara indi. Bu, rezervlerden ya da Merkez Bankası'nın yaptığı bu işlemlerden karşılandı. Sizin bu talepleri bir şekilde karşılamanız lazım. Karşılamazsanız, o zaman oluşacak şeylerle Türkiye yüzleşecektir, karşı karşıya kalacaktır" ifadelerini kullandı.

Rezervin nasıl kullanıldığının anlaşılması için, bu kısımların iyi anlaşılması gerektiğini dile getiren Kavcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

Bu sürecin sağlıklı işlediğini şuradan görebiliriz, daha sonra faiz yükseldiğinde yabancılar yine gelmiştir. Başkan değişikliğinden sonra alıp geri gitmiştir. Türkiye'de bazı şeyleri tartışabiliriz ama insanlar Türkiye'ye istediği zaman parasını getirip istediği zaman parasını alıp gideceği bir ortamın olduğunu çok net biliyorlar ve yaşıyorlar. Döviz talebi karşılanmasaydı ne olurdu? Merkez Bankası piyasaya bırakabilirdi. Hatırlayın 2000'de Merkez Bankası, 'Piyasaya para vermiyorum.' dedi, sonuçlarını hepimiz hatırlıyoruz. Merkez Bankası piyasaya bıraksaydı o gün, bu kadar döviz talebini, piyasadaki faiz ve kuru... Televizyonlardan arkadaşları dinliyorum, söyledikleri şu; 'kur bir yere giderdi, oradan gelirdi.' O iş öyle değil. Pandemi şartlarını dünyada göz ardı etmememiz gerekir. Bu taleplerin karşılanması için Merkez Bankası, Hazine ile beraber oluşturulan protokoller dahilinde yapılan işlemler var.

Rezervlerin Türkiye'de 1980'lerden sonra oluştuğunu ve o dönemlerde hiçbir şeyi karşılayamayacak seviyelerde bulunduğunu anlatan Kavcıoğlu, "Daha sonra sermaye hareketlerinin, döviz girişlerinin artmasıyla, Türkiye'de kurun da baskılanması döneminde, ona rağmen düşük kurdan oluşturulan rezerv var, 130 milyara kadar oluşan rezerv var" dedi.

IMF'nin yaptığı tanımdan rezervi tanımlayan Kavcıoğlu, bu içeriğin rezervi anlamak için önemli olduğunu dile getirdi.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU