Biden'ın Myanmar ve Tayvan testi

Washington'un yalnızca Myanmar'da durumu değiştirmeyi başarması halinde bile, dünyanın her yerinde yankılanacak bir demokratik eğilim dalgasıyla yahut yeni özellikler ve yeni araçlarla yürütülen bir soğuk savaşla karşı karşıyayız demektir

Fotoğraf: Reuters

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ABD'li yazar ve gazeteci David Ignatius ile yaptığı röportajda, yönetimin demokrasi ve insan hakları konusunu (geçen haftaki yazımızda kendisinden bahsetmiştik) dış politikasının temel taşları olarak kabul eden tutumunu yineledi.

Ne var ki, bu söylemler küresel siyasi gerçeklikte karşılık bulana kadar teorik kalacaktır. Bu konuda Biden yönetimini bekleyen iki acil test var.

Birincisi, Washington'un Myanmar'daki askeri darbenin liderleriyle ilişkisinin temsil ettiği demokrasi testi.

İkincisi, demokratik Batı ile Çin arasındaki temas hattında yer alan Tayvan hareketinin temsil ettiği demokrasi ve insan hakları testi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield yaptığı açıklamada, Başkan Joe Biden yönetiminin "Myanmar'da demokratik olarak seçilmiş hükümeti yeniden kurmak için çalışacağını" vurguladı.

Bununla birlikte, Amerikan yönetiminin eylemleri hala yetersiz kalıyor ve Myanmar'ı eski durumuna döndürmek için bir yol haritası veya stratejik yaklaşım önermiyor.
 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yönetimin bugüne kadar attığı en büyük adım, darbe liderlerine ekonomik yaptırımlar uygulayacağını duyurmak oldu.

ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz günlerde Myanmar'daki darbe liderlerine yaptırım uygulama kararını onayladı.

Washington'dan gelen bilgilere göre, yeni yönetimin aldığı tedbirler askeri liderlere, aile üyelerine ve onlarla bağlantılı şirketlere ekonomik yaptırımlar uygulanmasına odaklanıyor.

Aynı zamanda ABD'de bulunan ve 1 milyar dolara ulaşan Myanmar hükümetine ait fonun dondurulmasının ve ordunun bu fondan mahrum bırakılmasının üzerinde duruyor.

Bunlar göz boyamaya yönelik önlemler gibi görünüyor ve BM Daimi Temsilcisi'nin Washington'un darbe durumunu sona erdirmek ve Myanmar'da demokrasiyi yeniden tesis etmek için çalışacağına dair açıklamasının düzeyine ulaşmıyor.


Çin'in Myanmar'da ordunun yanında yer alması, Güvenlik Konseyi'nde bu konuda herhangi bir karar alınmasını zorlaştırıyor.

Yakında Konsey aracılığıyla çizilen ve diktatörlükler ittifakına karşı demokrasiler ittifakının oluşturduğu yeni bir dünya imajını ortaya çıkaran çizgiler görebiliriz.

Geçtiğimiz on yılda Myanmar, Washington'un Güneydoğu Asya'da Pekin'e karşı kazandığı zaferi temsil ediyordu.


Dengelerin tersine döndüğü günümüzde ise, uluslararası siyasette odak noktası olmaya çalışan iki güç arasındaki çatışmayla birlikte yakından takip edilip izlenmeyi hak eden stratejik bir çatışma ile karşı karşıya bulunuyoruz.

Myanmar, planlanan demokrasiler ittifakı ile Çin arasında Asya sahnesindeki tek çatışma alanı değil.

Tayvan, Çin'in otoriter dünyası ile demokratik Batı arasında bir tampon bölge olarak korunması için İngiltere ve ABD'nin güçlü bir biçimde dahil oldukları bir başka çatışma hattını temsil ediyor.

Bu çatışmanın üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçti ve bu sahnede üstünlük hala Çin'de.

Washington, Londra ve Paris'ten, demokrasi ve sivil toplumun sesini bastırmak gibi Tayvan'da olup bitenlere yönelik yeni hamleler gelmediği müddetçe de üstün olmaya devam edecek.


İngiltere'nin birçok Tayvan vatandaşına Birleşik Krallık'ta oturma izni vermek gibi attığı sembolik adımlar var ve bu önemli bir manevi destek, ancak Asya'daki stratejik zorluğun düzeyine erişmiyor.

Batı ve ABD'nin Myanmar ve Tayvan meselelerini ele alma şekli, Biden yönetiminin demokrasi ve insan haklarına odaklanan yeni stratejisinin güvenilirliğini ve samimiyetini gün yüzüne çıkaracak.

Aynı şekilde Batılı ülkelerin pozisyonları da gerek Çin gerekse Rusya'ya karşı kurulan sözde demokrasiler ittifakının sağlamlığını ortaya koyacak.

Şu ana kadar, bir soğuk savaşa dair göstergeler olsa da, anlık göstergeler bunun çok soğuk olduğunu gösteriyor.

Washington'un yalnızca Myanmar'da durumu değiştirmeyi başarması halinde bile, dünyanın her yerinde yankılanacak bir demokratik eğilim dalgasıyla yahut yeni özellikler ve yeni araçlarla yürütülen bir soğuk savaşla karşı karşıyayız demektir. Myanmar ve Tayvan bir testtir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU