İlahiyatçı Kırbaşoğlu: İstanbul Sözleşmesi'ne yapılan itirazlar, toplumsal günahları gizleme çabası

Kırbaşoğlu, İstanbul Sözleşmesi'ne gelen eleştirilerle ilgili, "İktidar çevrelerinde toplumsal günahlara tek kelime etmeyen din adamlarının bu konuda şahin kesilmeleri tamamen toplumun gözünü boyama isteği" dedi

Fotoğraf: AFP (arşiv)

Ankara İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Mehmet Hayri Kırbaşoğlu, RS FM’de Atilla Güner’le Akşam Postası yayınında Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul Sözleşmesi'ne din adamlarından gelen tepkilerle ilgili konuşan Kırbaşoğlu, "İktidar çevrelerinde toplumsal günahlar diyebileceğimiz konularda tek kelime etmeyen din adamlarının İstanbul Sözleşmesi gibi konularda şahin kesilmeleri tamamen toplumun gözünü boyama isteği" ifadelerini kullandı.

Kırbaşoğlu şöyle devam etti:

Siyasi ekonomik idare konularında İslami değerleri tamamen ayaklar altına alan kesimlerin, ''bak bu konuda biz ne kadar dindarız hatta dinin koruyucusuyuz'' mesajı vererek toplumsal günahlarını gizleme çabası. Ancak bunun bir faydası olmadığını kamuoyu araştırmaları da gösteriyor. Şu anda dindarlık diye ortalıkta dolanan şeyin İslam'la alakası olamayıp, İslam'ın erkek egemen yorumu olduğunu söyleyebiliriz. 15 asırdır İslam'ın yorum tekelini hepsi sakallı bıyıklı şalvarlı erkekler elinde bulundurdu, bir tane kadın yoktur. Bu tamamen dengelerin bozukluğu ve Kuran’ın kadının toplumda yerini düzeltmek için yaptığı devrime karşı, karşı devrim yapıldığını gösteriyor. İslamcı feminist hareketler Kuran’ın hatta Peygamber'in de verdiği hakları geri alan ataerkil yorum geleneğini gerileterek ‘biz de İslam'ın yorumlanmasında varız, İslam'ı yorumlamak sadece erkeğin tekelinde değildir’ şeklinde bir itirazdan kaynaklanıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Kadın ailenin reisi olamaz algısı"

Kadının karar alma mekanizmalarında yer almasının engellenmek istendiğini ifade eden Kırbaşoğlu, dindar kesimlerin kadınlara hizmet sektöründe yer verdiğini savundu.

Kırbaşoğlu, "Saadet Partisi ya da AK Parti'de bir kadının genel başkana rakip olarak aday olabileceğini düşünür müsünüz?" diye konuştu.

Kırbaşoğlu şöyle devam etti:

Ailenin reisi erkektir. Ailenin reisinin erkek olması tamamen işlevseldir. Ailenin maddi olarak geçimini üstlenmesi itibariyle ama bir kadının kocası yatalak olsa ve kadın aileyi geçindiriyorsa ailenin reisi kadındır ama bunu hiçbir ilahiyatçı bunu söylemez, dili varmaz. Şu andaki sistemde kadın ve erkeğin eşit olarak aile reisi olduğu modern İslam'ın ruhuna daha uygundur ama onu da diyemiyorlar. Mevcut ataerkil yapıda kadınları baskılamak için Kuran’ın çok fazla kullanamıyorlar rivayet mümkün olduğu için bunu kullanıyorlar ama arkasında iktidar kavgası var. 

Kadın ve erkek arasındaki cinsellik dışındaki başka bir ilişki tarzı olabileceğini kavrayamıyorlar. Kadın ve erkek bir araya geldiğinde ateş ile barut gibi düşünüyorlar. AK Parti iktidarının çocukları onlar gibi düşünmüyor, onlar gibi davranmıyor. Kafalarındaki gibi bir nesil olmayacak.

 

Sputnik Türkçe, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU