Ahmet Şık’a çifte fezleke, dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP Milletvekili Ahmet Şık hakkında dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle iki ayrı fezleke düzenledi

Ahmet Şık hakkında düzenlenen iki ayrı fezlekeyle dokunulmazlığının kaldırılması talep edildi / Fotoğraf: AA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık hakkında dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle iki ayrı fezleke düzenledi.

Savcı Hamza Yokuş, ilk fezlekede Şık’ın TCK 301 uyarınca “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılama” suçunu işlediğini, 2. Fezlekede ise Cumhurbaşkanına hakaret ettiğini öne sürdü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İlk fezlekede Ahmet Şık’ın İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Cumhuriyet gazetesi davasında yargılanırken yaptığı savunmada TCK 301. Maddeyi ihlal ettiği savunuldu. Şık’ın konuşmasından fezlekeye konulan bölüm özetle şöyle:

Türkiye’yi siyasal ve toplumsal olarak beraber dönüştüren iki güç olan AKP ile Gülen Cemaati’nin birlikteliği ve yancı desteğiyle sürdürülen, adına iktidar denilen kanalizasyon patladı. 2007’deki Ergenekon soruşturmalarıyla başlayan sahte bir tarih yazımı sürecinin iktidar ve suç ortaklarının devletin ve ülkenin yağmalanmasında kimin daha çok pay alacağıyla ilgili savaş bir darbe kalkışmasına kadar uzandı. 15 Temmuz 2016’da 250 insanın katledildiği kanlı bir kalkışma yaşandı.

Türkiye’de her zaman sorunlu olan, istisnai örneklerle varlığını kanıtlamaya çalışan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, kendilerini iktidarın menfaatlerine memur tayin eden hakim-savcılar eliyle tamamen ortadan kalktı. Tutuklama terörüyle gasp edilen kişi özgürlüğünün ihlali, geçerli 6 milyon oy sahibinin iradesini temsil eden Meclis’in üçüncü büyük partisine de uzandı.

"Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi"

Şık aynı savunmada Türkiye’nin tutuklu 150’den fazla gazeteciyle “Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi” unvanına kavuştuğunu öne sürmüştü. Savcı bu konuşma nedeniyle TCK 301’in ihlal edildiğini iddia etti, Şık’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.

Ahmet Şık hakkındaki 2. fezleke ise aynı savcı tarafından, cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla düzenlendi. Muharrem Derviş Kahya ve Polat Bitiren’in ihbarı üzerine düzenlenen fezlekede Ahmet Şık’ın bir Alman televizyonuna verdiği röportajda kullandığı ifadelerin cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğu öne sürüldü. Dokunulmazlığı ikinci kez kaldırılması istenen Şık’ın fezlekeye alınan konuşması özetle şöyle:

Türkiye gibi temel özgürlüklerin ayaklar altına alındığı, demokrasinin her geçen gün zedelendiği, adalet sisteminin çöktüğü, hukukun üstünlüğüne olan inancın yok olduğu, basın özgürlüğünün olmadığı, her şeyin gözü kör bir biat kültürüyle işlendiği, tek adam tarafından yönetilen bir ülkeye verilmesi, bir dikta rejiminin uluslararası onaylanması anlamına geliyor. Ben de onlara soruyorum. Bir mafya ile nasıl aynı masaya oturuyorlar. Kendi nezdinde otokratik bulduğunuz bir rejim ile nasıl olur da anlaşmalarda bulunabilirsiniz. Çünkü sermayenin ahlakı yok. Bu şampiyonayı düzenleyenlere bunu soruyorum.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU