Dünyanın dört bir yanındaki şehirler hızla artan Kovid-19 vakaları nedeniyle tekrar kapanırken, hastalığa yol açan virüsün mevsimsel karakterinin kısmen buna neden olduğu söylenebilir mi? ABD’deki Illinois Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir araştırma, cevabın "Evet" olduğunu gösteriyor. Evolutionary Bioinformatics dergisinin son sayısında yayınlanan araştırmada, Illinois Üniversitesi’nden araştırmacılar, Kovid-19 vaka sayısı ve ölüm oranlarının 221 ülkede sıcaklık ve enlem ile son derece ilişkili olduğunu ortaya koydu.
Araştırmanın baş yazarı Profesör Gustavo Caetano Anolles, 27 Ocak'ta Illinois Üniversitesi'nin internet sitesinde yayınlanan bir haberde, "Vardığımız önemli sonuçlardan biri, hastalığın grip gibi mevsimsel olabileceğidir. Bununla ilgili ciddi bir bağlantı söz konusu. Bu, aşı hastalığın ilk dalgalarını kontrol altına alana kadar beklememiz gereken bir durum” dedi.
Viral hastalıkların mevsimsel karakteri yaygın olarak bilindiği için zamanla günlük İngilizcenin bir parçası haline geldi. Örneğin, "grip mevsimi" kelimesi genellikle soğuk kış aylarında yüksek grip oranını tanımlamak için kullanılıyor.
Yeni koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlarında araştırmacılar ve halk sağlığı yetkilileri, “Kovid-19’un sonbahar ve kış aylarında mevsimsel olarak ortaya çıkan diğer koronavirüs türleri gibi davranabileceğini, ancak bunu belirlemek için özellikle küresel ölçekte verilerin eksik olduğunu" kaydetmişti. Profesör Caetano Anolles ve öğrencilerinin çalışması bu bilgi boşluğunu dolduruyor.
Çalışma sırasında araştırmacılar, enlem, boylam ve ortalama sıcaklık ile birlikte 221 ülkeden ilgili epidemiyolojik verileri (vaka oranları, ölüm sayısı, iyileşmeler, aktif vakalar, test oranı ve hastaneye yatış) topladı.
Araştırmacılar 15 Nisan tarihindeki verilerle ilgilendiler. Çünkü bu tarih, dünya çapında mevsimsel sıcaklık değişiminin en uç noktasında olduğu zamanı temsil ediyor ve aynı zamanda pandeminin her yerde zirve yaptığı döneme denk geliyor.
Araştırma ekibi, epidemiyolojik değişkenlerin sıcaklık, enlem ve boylamla ilişkili olup olmadığını test etmek için istatistiksel yöntemler kullandı. Araştırmadaki beklenti, ekvatora yakın daha sıcak ülkelerin hastalıktan en az etkileneceği yönündeydi.
Profesör Anolles araştırmayla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullanıyor:
"Küresel epidemiyolojik analizimiz sıcaklık ile vaka ve ölüm oranları, iyileşmeler ve aktif vakalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu gösterdi. Aynı eğilim enlem ilişkisinde de bulundu, ancak beklediğimiz gibi boylamla ilgili tespit edilmedi. Çalışma sırasında, her ülkedeki halk sağlığına hazır olma durumunu yansıtan bir risk endeksi ve nüfus arasında komorbidite (eşlik eden kronik hastalıklar) görülme sıklığı gibi diğer faktörler de dikkate alındı. Hastalık, bu faktörler açısından yetersiz kaynaklara sahip ülkelerde veya diyabet, obezite veya yaşlılık oranları ortalamanın üzerinde olan ülkelerde artıyor olsaydı, analizde risk endeksi sıcaklıktan daha önemli görünebilirdi. Ancak durum böyle olmadı ve risk endeksinin hastalık ölçüleriyle hiç ilişkili olmadığı görüldü.”
Anolles ve öğrencilerinin önceki çalışmaları, Kovid-19’un genomunda hızlı mutasyona uğrayan bölgeleri tanımladı. Bunların bazıları İngiltere’deki yeni türü temsil ederken, daha dirençli diğer genomik bölgeler de belirlendi.
Araştırma ekibi, benzer virüsler mutasyon oranlarında mevsimsel artışlar sergilediğinden çalışmada virüs mutasyonları ile dünya genelinde genom örneklerinin alındığı bölgelerin sıcaklığı, enlemi ve boylamı arasındaki bağlantıları da araştırıldı.
Profesör Anolles açıklamasında, "Sonuçlarımız virüsün kendi hızında değiştiğini ve mutasyonların sıcaklık veya enlem dışındaki faktörlerden etkilendiğini gösteriyor. Bu faktörlerin tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak şu anda mevsimsel etkilerin virüsün genetik yapısından bağımsız olduğunu söyleyebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
İklim ve mevsimselliğin Kovid-19 vakaları ve ölüm oranlarındaki rolünü açıklamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Anolles, “Ancak bağışıklık sistemimiz mevsimsellik özelliğinden kısmen sorumlu olabilir” dedi. Profesör Anolles açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
“Örneğin influenzaya karşı bağışıklık tepkimiz, sıcaklık ve beslenme durumundan etkilenebilirler. Özellikle D vitamini bağışıklık savunmamızda kritik bir oyuncudur. Kış mevsiminde güneş ışığına maruz kalmanın azalmasıyla bu vitamini yeterince üretemiyoruz. Ancak mevsimselliğin ve bağışıklık sistemimizin Kovid-19 durumunda nasıl etkileşime girdiğini belirlemek için henüz çok erken."
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat