Bir işsizlik hikayesi: 10 yıl gemide çalıştı, yerine yabancı personel alınınca işten çıkarıldı; pandemide ise internetten biblo satmaya başladı

İki çocuk babası Umut Çınar, 2018'den beri işsiz. Yaklaşık 10 yıl emek verdiği denizcilikten, yabancı işçilerin tercih edilmesiyle uzaklaştırıldı. Hepatit B taşıyıcısı olması iş bulmasını daha da zorlaştırdı. O ise pes etmeyip farklı bir yolda ilerliyor

Kolaj: Independent Türkçe

Türkiye, ilk kur şokunu yaşadığı 2018'den bu yana her yılı, 4 milyon civarında işsizle kapatıyor. 

Ancak bu sayı, farklı nedenlerle iş aramayı bırakmış, iş bulma ümidini kaybetmiş, ancak fırsat verilse çalışmaya hazır kişileri de ekleyince neredeyse iki katına çıkıyor. 

Örneğin, 2018 sonu itibarıyla 6 milyon 323 bin olan geniş tanımlı işsizlik sayısı, 2019 sonunda 6 milyon 538 bindi. 

İnsanların eve kapandığı, işten çıkarmaların yasaklandığı, çalışanların resmen çalışıyor gözükse de ücretsiz izinde olmak zorunda kaldığı 2020'de ise bu sayı, son açıklanan ekim ayı verisine göre 8 milyon 631. 

36 yaşındaki Umut Çınar, bu 8,6 milyon kişiden yalnızca biri ve yaklaşık üç yıldır işsiz. (Umut Bey'in isteği doğrultusunda haberde, kendisinin gerçek ismi değil, "Umut" mahlası kullanılmıştır) 

İki çocuk babası Çınar'ın pandemide işsizliğe çözüm arayışı ise evde ürettiği biblolar ve kapı süslerinden geçiyor. Ev kirası, mutfak masrafı, çocukların ihtiyaçları derken hâliyle bu üretim yeterli olmuyor. 

Mersin'de yaşayan Çınar'ın işsizlik hikâyesi ise pandemiyle başlamadı. 

Bundan 3-4 sene öncesine kadar dünyanın hemen hemen her yerini gezmiş bir gemi teknisyeniydi. Ya da denizcilerin sözlüğündeki ismiyle bir "gemi adamıydı". 
 

WhatsApp Image 2021-01-25 at 19.28.41.jpeg
Umut Çınar mahlasıyla haberde yer alan kaynağın gerçek ismi, kendisinin talebiyle Independent Türkçe'de saklıdır. 


2009'dan 2017'ye kadar neredeyse 10 yıl boyunca gemilerde çalışan Umut Çınar, gemilerde yabancı eleman çalıştırmanın önünün açılmasıyla işsiz kaldı. 

Söz konusu uygulama 10 yıl önce yasalaşmıştı. 

31 Temmuz 2002'de yayımlanan Gemi Adamları Yönetmeliği'nin bir maddesi, 28 Mayıs 2010'da değiştirilmiş ve yabancılara Türk gemilerinde çalışma imkânı sağlanmıştı. 

Yeterlik alan yabancı çalışanın, vatandaşı olduğu ülkenin Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün "Beyaz Listesi"nde olmasının yanı sıra bazı kalite standartları, bu imkânın verilmesi için şart koşulmuştu.

Türkiye'de gemilerin yüzde 80'i yabancı bayraklı, bunların da yüzde 27'si yabancıları çalıştırıyor 

Uygulamanın detaylarını sorduğumuz Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete, Türkiye'deki gemilerin yüzde 80'inin yabancı bayrakla çalıştığını, yabancı bayrak çekenlerin de hemen hemen yüzde 27'sinin yabancı personel çalıştırdığını söyledi. Mete'nin açıklamasına göre bu personellerin geldiği ülkeler genellikle Filipinler, Hindistan, Gürcistan ve Ukrayna. 

Kanunların ve vergi yükünün ağır gelmesi nedeniyle armatörlerin bu yola başvurduğunu anlatan İrfan Mete, gemilerin neden yabancı bayrak çektiğini şöyle anlatıyor: 
 

Bizim ülkemizde hem dolar hem Türk Lirası bazında kredi faizleri yüksek. O nedenle yurt içinden kredi çekmek istemiyorlar. Yurt dışı bankaları da Türk bayraklı gemiye kolay kolay kredi vermiyor. Ancak belli bir ücret karşılığı yabancı bayrak çektiğinde rahat şekilde kredi kullanabiliyorlar. 

Türkiye'de dış ticaretin aslan payı denizcilikte. Armatör de ticaret yapıyor. Daha ucuz kredi, daha rahat iş almak gibi nedenlerle yabancı bayrak çekiyorlar. 


6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 824'üncü maddesine göre Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü, bazı Türk gemilerine iki yıla kadar yabancı bayrak çekme hakkı tanıyor. 

Yabancı bayrak çeken geminin yabancı personele yöneldiğini söyleyen İrfan Mete, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada yurt dışı bağlantıları olan, personel sağlayan firmaların armatörlerle anlaşarak yabancı denizcileri sağladıklarını söylüyor. 

Mete'nin açıklamasına göre Türk gemilerinin yabancı personele geçmelerindeki en önemli neden kıdem tazminatı davaları. 
 

İrfan Mete
Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete. Fotoğraf: Twitter/@irfnmete​​​​​​​


Zira, yabancı bayraklı gemilerde sigorta yapma zorunluluğu yok. Sözleşmeler ise altı aylık ya da sekiz aylık oluyor. İki kez üst üste altı aylık sözleşme yapan gemi adamı, bir seneyi tamamlamış ve kıdem tazminatı hakkını elde etmiş oluyor. 

Kıdem tazminatını bir sebeple alamayan Türk personel, yargı yoluna gidebiliyor ancak sigortası yapılmamış bir yabancı personel bu yolu tercih etmiyor. 

İrfan Mete'nin açıklamasına göre 80-90 bin kişiyi aktif olarak istihdam eden gemicilik sektöründe, 2 binden fazla yabancı bayraklı geminin 3-4 bin yabancı personeli bulunuyor. 

Mete'ye göre Türkiye'de iyi bir gemi adamı yetişememesi de personel alımıyla ilgili sıkıntıları tetikliyor. 
 

15-20 günlük kurslarla çok basit liman cüzdanları veriyoruz. ‘Kursa gelirsen 1500 lira, kursa gelmezsen ve sadece imtihana girersen 2500 lira' denilerek ehliyetler veriliyor. Bunu da her iki bakanlığa ilettik. Denizcilik Meslek Liselerinden gemi insanı yetiştirilmesi, iyi İngilizce eğitimi verilmesi gerektiğini söyledik. Böylelikle hem iç piyasaya gemici yetiştirebiliriz hem de dış piyasaya istihdam sağlamada sıkıntı yaşamayız. 


Mete, Türkiye Denizciler Sendikası'nın Denizciler Odası, Ulaştırma Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı ile sektörün sorunlarıyla ilgili 2019 sonunda bir çalışma başlattığını ancak pandemi nedeniyle bu çalışmaların sekteye uğradığını söyledi. 

"İş garantili" gemi belgesine 10 bin lira alan simsarlar

Esasında tecrübeli bir gemi teknisyeni olan ancak şimdilerde evde yaptığı üretimle geçinmeye çalışan Umut Çınar da İrfan Mete'nin vurgu yaptığı yanlış eğitim sistemine dikkat çekiyor: 
 

Felaket bir simsar sektörü türedi. Simsarlar "1500-2000 liraya seni gemiye göndereyim" diyor. Sahte kurslara çok büyük meblağlar kaptırarak belge alanlar da var. 

"Gemi, iş garantili" olduğuna inandırılan belgeler 8-10 bin lira civarında. Sonrasında ise asgari ücrete gemiye gitmeye razı oluyorlar. Çünkü iş bulamıyorlar. Piyasada Türk personele iş yok. 


Hindistanlı personel ayda 200 dolara, Türk personel 700 dolara çalışıyor 

Hint personelin ayda 200-300 dolara Türk gemilerinde çalışmaya razı olduğunu söyleyen Çınar, "En düşük ücretten çalışan bir Türk personelinin isteyeceği ortalama ücret 700 ila 1000 dolar. Yasa gereği aldığı maaş kadar da sigorta yapmak zorunda. Yabancı personel olunca hem sigorta olmuyor hem de maaşını düşük veriyor" açıklamasını yapıyor. 

Belli sayıda yabancı personel çalıştırılabileceğini hatırlatan Umut Bey, Türkiye'ye ait olan ama bayrağı farklı olan bir gemi için "Türkiye'ye vergi ödemeyecek demek oluyor bu. Böyle bir yasa çıkınca köklü Türkiye firmaları, 15-20 gemisi olan firmalar, bütün gemilerini Panama, Cook Island bayraklarına çevirdiler. Tüm personelini yabancı yaptılar" diye konuştu. 
 

WhatsApp Image 2021-01-25 at 19.28.41 (1).jpeg
2009'dan 2017'ye kadar gemilerde çalışan Umut Çınar, Çin'den ABD'ye kadar dünyanın pek çok ülkesini gördüğünü söylüyor

 

Hepatit B taşıyıcısı olması nedeniyle hijyen belgesi alamıyor, iş verilmiyor 

Gemiden indikten sonra bir üniversitede öğrenci işlerinde bir süre sözleşmeli personel olarak çalışan Umut Çınar'ın burada da işine son verildi. 

Üniversitede çalışırken ilk çocuğu da dünyaya gelen Çınar için bundan sonrası daha zordu. Zira, sorumluluklarının artmasının yanı sıra Hepatit B taşıyıcısı olması iş bulmasını daha da zorlaştırdı. Aynı zaman talasemi hastası da (Akdeniz anemisi) olan Umut Bey, işe girerken zorunlu tutulan hijyen belgesini alamadı. 

2013'te yürürlüğe giren hijyen eğitimi yönetmeliği kapsamında gıda ve su üretiminden, perakende gıdaya, konaklamadan restoranlara kadar pek çok alanda hijyen belgesi şart. 

"Önceden sağlık raporu alınırken, bulaşıcı hastalıklarla ilgili de bir rapor alınabiliyordu. Hijyen sertifikasını beş günlük bir eğitim sonrasında alabiliyorsun" diyen Çınar'a göre bu belgeyi alabilmek için hiçbir rahatsızlığın olmaması gerek. 

Gemiye İŞKUR vasıtasıyla girdiğini, girdikten sonra gözündeki bozukluğun arttığını, kazanılmış bir hakkı olduğu için sözleşmesini yenileyebildiğini belirten Çınar, Hepatit B taşıyıcılarının iş bulmakta çok önemli zorluklarla karşılaştığını anlatıyor: 
 

Rapor veren kurumlar, kuralları kendilerine göre yorumluyor. Ben bir süpermarkette çalışmak istersem benim hastalığım için "gıda sektöründe çalışamaz" deniyor. Gıda sektörü dönerci değil ki elimi keseyim kan aksın bulaşma riski olsun. Türkiye'de uygulama sıkıntısı var. Hepatitliler Derneği de bu konuda bir çalışma başlattı ancak nihayete eremedi. 


"Kalıplarımı, koltukları, televizyonu sattım" 

Umut Çınar'ın bazı eşyaları üretip satması öncelikle Mersin'in sosyete pazarlarıyla başladı. 

Biblolar, kapı süsleri, cam teraryumları yaparak sosyete pazarlarında sattığını söyleyen Çınar, bu pazarlarda en az üç metrekare yer kiralamak zorunluluğu olduğunu ve bir gün için 160 lira kira alındığını anlattı. 

Pandemiyle birlikte pazarların da kapanmasıyla Umut Çınar, herkes gibi eve kapandı. Biraz gelir getirsin diye elindeki kalıpların bir kısmını sattı. "Sıfır tüketmiştim" dediği dönemde televizyonunu ve koltuklarını da sattı. 
 

Screenshot_2.jpg
Umut Çınar'ın üretimlerinden bazıları/ Fotoğraf: www.instagram.com/elemegi958

 

"Sosyal medyada ‘zor durumdayım' deyip IBAN'ını paylaşana para gönderiliyordu" 

"İşsiz kaldık, hiçbir şey yok. Devletten destek yok. Sosyal yardım yok. Ne yapacağımızı bilemedik" diyen Çınar'ın elinde kalan 3-5 kalıpla yeniden üretime geçmesi ise sosyal medyada gördüğü yardım mesajları sonrasına denk geliyor: 
 

İnsanlar, sosyal medyada maddi açıdan ne kadar zor durumda olduğunu anlatıp IBAN numaralarını paylaşıyorlardı. Bir şeyler talep ediyorlar, bana yardım edin diyorlar, para istiyorlardı. Alttaki yorumlara baktığımda bu insanlara yardım edenleri gördüm. "Hesap numaranı ver. Para yollayacağım" diyenler vardı. 

Ben de durumumu düzgünce izah edersem bu işi sosyal medyada yapılabileceğine inandım. Fakat karşılıksız bir şey yapmak istemedim. Benim fıtratımda yok. Bir şeyler üreteyim ve insanlar bunu alsın istedim. Marttan beri işin içindeyim.


"Bir hatada ‘dolandırıcı' derler" 

"Bu işin büyük de bir sorumluluğu var" diyen Çınar, şöyle devam etti: 
 

Mesela Itır Esen benden ürün aldı. Paylaşım yaptı. O paylaşımın üzerine insanlar benden ürün istediler. Bu benim için çok büyük bir sorumluluk çünkü orada yapabileceğini en ufak bir hata, seni bir dolandırıcı olarak piyasaya salar. 

Sosyal medyada bir kişinin olumsuz yorumuna bakıyor her şey. Herkes bir olumsuza takılıyor. Arkasından çığ gibi büyüyor. Sadece bir kere yaşadım. Beni hiç tanımayan biri "dolandırıcı" dedi. Onlarca kişi tam tersi yorum yaparak karşı çıktı. Tek amacım dürüst olmak. Karşılıksız hiçbir şey yapmak istemedim. 

Benden Siber Suçlarla Mücadele'den, saymanlıktan ürün isteyenler oldu. Allah'a şükür kimin nereden aldığına bakmadan herkesin ürününü, kendilerinden belli bir süre isteyerek, bilgilerini isteyerek kargoyla gönderiyorum. 


"100 liralık siparişten bana kalan 15 ya da 20 lira" 

Yaptığı işin çok bir kazancı olmadığını söyleyen iki çocuk babası Umut Bey, sattıklarının masraflarını karşılamadığını söylüyor. 

Müşterinin beklentisini karşılamak ve güvenini kazanmak için özel ambalajlar hazırlayan, kargolarını "Bu ürünü alarak el emeği ile geçinen insanlara umut oldunuz" etiketiyle gönderen Çınar'a 100 liralık siparişten kalan 15 ya da 20 lira. 
 

Untitled collage (16).jpg
Kolaj: Independent Türkçe 


Annesinin engelli maaşıyla bir şekilde geçinmeye çalıştıklarını söyleyen Çınar, "Biri 100 liralık sipariş veriyor, sonra ‘Senin hesabına 200 lira attım' diyor. Belki bu iyiliği yapan 10 kişiden biri. Ya da beni denemek için sipariş veriyor, ürünleri görüp güvendikten sonra '50 lira daha gönderiyorum' diyor" ifadeleriyle bazen ilave yardımların da geldiğini anlatıyor. 

Çınar, en sık yaşadığı sıkıntılardan birini de şöyle açıklıyor: 
 

Ürünü paylaşıyorum. Altına biri 'Ben 10 tane istiyorum' dediği anda insanlar sipariş vermiyor. "10 tane sipariş verildi, bu arkadaşın ihtiyacı kalmadı" diyorlar. 

Bir istatistik yaptım. Yorum yapanların yüzde 99'u sipariş vermiyor. Sadece takipçi toplamak için "IBAN paylaş" diyen, "Bana 50 tane ürün yolla" diyen çok var. 


"Evde üretim yapanlar için platform kurmak istiyorum" 

Çınar ailesi için süreç, bu zamana kadar hayli zor işlese de bundan sonrası için hayaller ve projeler baki.. 

Eşinin ve annesinin Mersin'deki "Girişimci Kadınlar Projesi" (GİKA) aracılığıyla online eğitim aldığını söyleyen Umut Çınar'ın aktardığına göre öncelikle ailesi bir e-ticaret sertifikası alacak, daha sonra bir atölye kurmak için kollar sıvanacak:
 

Hayalim çok büyük bir atölye değil. Adı Umut Atölyesi ya da Kadın Üreticilere Destek Atölyesi olabilir. 

Tüm Türkiye'de evde üretim yapanların, işsiz kadın ve gençlerin el emeği ürünlerinin satılabileceği bir platform oluşturmak istiyorum. Çiçek Sepeti gibi… 
 


Ürünlerimi paylaştıkça belki bir toptancı ya da iş insanı benimle iletişime geçer. 15-20 bin liralık bir sipariş alabilirsem, önce bir bilgisayar alacağım. Daha sonra bir internet sitesi kurup kendimi e-ticarete atacağım. Trendyol gibi platformlara gireceğim. O zaman benim bir işim olacak. Daha geniş bir ürün yelpazesi sunacağım. 

Projemle ilgili çok iş insanına, milletvekiline mail attım ama hiçbirinden dönüş alamadım. İleriye yönelik bir adım atmak, insanlara umut olmak istiyorum. 

"Evde lif satıp geçimimi sağlıyorum" deyip ancak o lifi asla göndermeyen dolandırıcılar var. Ben evde üretenlere güvenin tam olduğu, müşterilerin güvenle alışveriş yapabildiği bir platform kurmak istiyorum. 

 

Screenshot_3.jpg
Umut Çınar'ın üretimlerinden bazıları/ Fotoğraf: www.instagram.com/elemegi958


"‘Kendimi atacağım' desem herkes sıralanır ama ben buradayım ve kimsenin sıralandığı yok"

Emek vermeden bir kazanç elde etmek istemediğini tekrar tekrar söyleyen Umut Çınar, sözlerini şöyle tamamlıyor: 

Sosyal medyada şunu çok iyi öğrendim: Ben bugün, bir binanın üzerine çıkıp "Problemlerim var, kendimi buradan atacağım" dersem yardım etmek isteyen herkes sıralanacak. 

Ama ben buradayım işte şu an ve kimsenin sıralandığı yok. Onlar için bir prim mevzusu değilim. Ben ileride çoluğumun çocuğumun utanacağı bir şey yapmak istemiyorum. 



Umut Çınar'ın Instagram hesabı: www.instagram.com/elemegi958 

 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU