Sadece kar yağarken hatırlanan evsizler: "Evsiz kalmak sadece sokakta yaşamak değildir"

İstanbul'da sadece soğuk havalarda hatırlanan evsizler bir de yardım gruplarının fotoğraf terörü ile karşılaşıyor. İnsani Hayat Derneği Başkanı Yunus Çetinkol'a göre evsiz kalmak sadece "sokakta yaşamak" anlamına gelmiyor

İstanbul'a kış bu yıl geç geldi. 

Gecenin bir yarısında, dev metropolün sokakları karın etkisiyle yavaş yavaş kapanmaya başlarken, sokağa çıkma kısıtlamasının daha da ıssızlaştırdığı yollarda şap şap ayak sesleri geliyordu… 


Her yıl sadece kar yağarken hatırlanan, daha soğuk günlerde dahi akıllara gelmeyen "evsizleri" bulmak ve en azından bu gece soğuktan donmalarını engellemek isteyen yardım gönüllülerinin sesleriydi bu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


İnsani Hayat Derneği ve Umut Ol Derneği'ne mensup gönüllüler, karın soğuğunda 5 araç ve 21 kişilik ekiplerle, siyasi partilerin yönetmek için birbirleriyle kıyasıya rekabet ettiği İstanbul'da toplam 96 kilometre katetti ve "evsizleri" aradı.

İnsani Hayat Derneği'nin Genel Başkanı Yunus Çetinkol, son yıllarda hem göçmenlerin hem de evsizlerin sayısının arttığına değiniyor.

Avrupa hayali kuruyorlardı, İstanbul'da evsiz kaldılar 

Özellikle, geçen yıl Türkiye'nin sınır kapılarını açacağını açıklamasının ardından İstanbul'a akın eden mültecilerin bir kısmının da evsiz bir şekilde İstanbul sokaklarında yaşadığını böyle öğreniyorum. 

Kaçakçıların yardımıyla İstanbul'a kadar gelebilen değişik milletlerden yüzlerce göçmen, kapılar kapanınca Yunanistan'a geçemedi ve İstanbul'da kaldılar. Ceplerindeki son paralar da tükenince sokakta yaşamak zorunda kalan ''düzensiz göçmenler'' arasında Faslı Muhammed de var. İsmi ve uyruğu farklı olan yüzlerce daha Muhammed, Türkiyeli, Afganistanlı, Pakistanlı, Bangladeşli ve tabi Suriyeli yüzlerce kişi daha aynı hikayeyi hem de buz gibi havada yaşamak zorunda.

Misafirhane neden istenmiyor?

Kar yağdığında, belediye ve valilik, evsizleri alarak misafirhane veya spor salonlarına yerleştiriyor. Ancak evsizler bu "hizmetten" çok da memnun değil. Çoğu gitmek istemiyor. Çetinkol bunun nedenini şu sözlerle anlattı: 

Evsiz bir vatandaş oralara gittiğinde, birkaç hafta sonra tekrar sokağa döneceğini biliyor. Bu kez de sokaktaki 'evini' kaybetmekle yüz yüze kalıyor. Diğer yandan bu insanlar arasında alkol ve madde bağımlısı olanlar var. Misafirhanelere gittiklerinde yoksunluk kokulusu yaşıyorlar. Ama gitmedikleri zaman da donma tehlikesiyle baş başalar. Bunun için geniş bir yelpazeden oluşan politika gerekli. 

Uyuşturucu kullanımın artışındaki neden

Son yıllarda sokaklarda ''met'' olarak bilinen uyuşturucu maddenin kullanımı da artmış durumda. Met içen biri uzun süre uyumadan ya da yemek yemeden yaşayabiliyor. Bu durum da bu maddenin mülteciler arasında talep görmesine neden oluyor. Çetinkol, "Uyuşturucu madde kullanımının artması daha büyük sosyal ve psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Evsiz kalmak sadece sokakta yaşamak kadar basit değil" diyor. 

Suç ve suç unsurlarıyla da mücadele eden derneğin başkanı Çetinkol, ''Sokakta kalanlar belli bir süre sonra suça meyletmeye de başlayabiliyor. Bu sorun, sadece battaniye ya da sıcak çorba dağıtılarak çözülebilecek bir mesele değil'' görüşünde. 

Yardım organizasyonları çare olabilir mi?

Fatih'te İMÇ bloklarından Küçükpazar'a inen yolda belediyenin bir otoparkı bulunuyor. Evsizlerin toplanma alanlarından biri burası. Yardımlar genellikle buraya geliyor. Taksim tünelinin altında da her gece çok sayıda evsiz uyumaya çalışıyor. Her yaştan, cinsiyet ve uyruktan onlarca evsiz… İrili ufaklı dernekler bu insanlara gündelik yardımlar yapıyor. Ancak bu durum da ideal seviyede değil. Çetinkol'a göre, bir kutu meyve suyu dağıtan dernekler dahi evsizlerin burnuna fotoğraf makinesi dayayarak onları teşhir ediyor. Bundan muzdarip çok sayıda evsiz tepkili. Zaten sadra şifa olmayan bu küçük yardımlar bir de reklam aracı olarak kullanılmaya başlanmış durumda. 

İstanbul'un çeşitli yerlerinde akşamları çorba dağıtan derneklerin bu çalışması da evsizlerin boğazından en azından sıcak bir şeyler geçmesini sağlasa da bunun fotoğrafı da tam olarak böyle değil. Fatih'teki çorba dağıtımına her gün Tarlabaşı'ndan yürüyerek giden var. Üstelik bu sıralara girenler arasında Vefa'daki ya da Küçükpazar'daki bekar evlerinde yaşayanlar da var. Herkesin sırasının belli olduğu bu dağıtımlarda sıraya uymayanlar arasında yer yer tartışmaların ve hatta kavgaların çıktığına şahit olanlar da var. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU