Avrupa'da her beş kişiden biri kooperatif ortağı… Yıllarca "komünist işi" denilen, yolsuzlukla anılan, ekonomiye can damarı olabilecek kooperatifçiliğin Türkiye'deki durumu ne?

İNGEV ve İPM ortaklığı ile hazırlanan rapora göre Türkiye'de kooperatif sayıları ve ortak sayıları 2011 ve 2020 yılları arasında önemli ölçüde geriledi. Ancak kooperatifçilikte de yeni nesil oluşumlar, eskinin kötü algısını yıkmak için önemli rol oynuyor

Fotoğraf: Pixabay.com/@giselaatje

1980'lerde ve 1990'larda zimmete para geçirmeden, olmayan ihalelere, naylon faturadan rüşvete kadar pek çok yolsuzlukla anılan, "komünist işi" denilerek halk nezdindeki değeri de düşürülen kooperatifleşmenin hikayesi, kalkınmaya yaptığı önemli katkılar, düşük gelirliye verdiği destekle başlamıştı oysa ki.. 

1863'te kurulan ve çağdaş kooperatifçiliğin başlangıcı sayılan "Memleket Sandığı", yoksul halkı tefeciden kurtarmayı, çiftçiye kredi sağlamayı, köylünün ürününü değerlendirmeyi ve halkın teşkilatlanmasını hedefliyordu. 

Cumhuriyetle birlikte yasal bir zemine oturtulan kooperatifçilik için Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1931'de İzmir Ticaret Odası'nda yaptığı konuşmada "Muhakkak suretle birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmek demektir. Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerini haleldar olacağını düşünenler tabii şikâyet edeceklerdir" demişti. 
 

bbdf8dcb8eaa47faa626b390247bc2df.jpg
Mustafa Kemal Atatürk, dönemin Başbakanı İsmet İnönü'yle Atatürk Orman Çiftliği'nde (1935)


Uzun yıllar gerekli önemin verilmediği kooperatifler esasında, uluslararası anlamda, müşterek sosyal ve kültürel ihtiyaçlara sahip insanları gönüllü olarak bir araya getiren, demokratik ortaklık esasına dayalı şekilde yönetilen, özellikle yoksul olan insanların tek başlarına elde etmeleri zor olan ürün ve hizmetler için katma değer yaratan özerk yapılar. 

Özel şirketler kâr maksimizasyonunu hedeflerken kooperatiflerin fiyat minimizasyonu hedefiyle kurulması gerekiyor. Ya da özel sektörde yönetim, sermayeye hâkim olandayken, kooperatiflerde ortaklık payları ne olursa olsun her ortak bir paya sahip oluyor ve ortaklar birinci planda tutuluyor. 

Birleşmiş Milletler'in (BM), "Kooperatif İşletmeler Daha İyi Bir Dünya Kurar" ana temasıyla, 2012 yılını "Uluslararası Kooperatifler Yılı" kabul etmesinin ardından Türkiye'de de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın koordinasyonunda, kooperatifçilik hizmetlerinden sorumlu diğer Bakanlıklar ve kuruluşların katkılarıyla Türkiye Kooperatifçilik Strateji ve Eylem Planı (2012-2016) hazırlanmıştı. 

Kooperatiflere hizmet sunum biçiminin yeniden yapılandırılması, eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi, kooperatifler arası işbirliği imkânlarının artırılması, kredi ve finansmana erişim, iç ve dış denetim sistemlerinin tümüyle revize edilmesi gibi yedi stratejik hedef belirleyen eylem planı hakkında Ticaret Bakanlığı Ağustos 2019'da yeni bir duyuru yapmış ve "Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı"nın kapatılmasına ve 2019-2023 dönemini kapsayacak yeni bir Strateji Belgesinin hazırlanması için çalışmalara başlanmasına karar vermişti. 

Türkiye'de kooperatiflerden sorumlu üç bakanlık var 

Türkiye'de kooperatifçilik ile ilgili son güncel çalışma ise İnsani Gelişme Vakfı (İNGEV) ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortak girişimi ActHuman Sosyal Kapsama İnisiyatifi tarafından hazırlanan "Sosyal Dayanışma Ekonomisi için Güçlü Kooperatifçilik" başlıklı rapor oldu. 

14 Ocak'ta düzenlenen online lansman toplantısıyla tanıtılan raporda üç bakanlıktan temin edilen verilere yer verildi. 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Orkun Doğan'ın sunduğu rapora göre bugüne kadarki istatistikleri parçalı ve sürekli olmayan kooperatifçiliğe dair ulaşılan veriler yalnızca kooperatif sayıları ve ortak sayılarına odaklanıyor. Kooperatiflerin sosyal ve ekonomik etkilerinin değerlendirilebileceği veriler ise kısıtlı. 

Türkiye'deki yasal ve kurumsal çerçeve içerisinde kooperatiflerden sorumlu üç bakanlık bulunuyor: 

- Motorlu taşıyıcılar kooperatifi, tüketim kooperatifleri, kadın kooperatifleri gibi yapılardan sorumlu Ticaret Bakanlığı,
- Tarımsal amaçlı kooperatiflerden sorumlu Tarım ve Orman Bakanlığı,
- Konut yapı kooperatiflerden sorumlu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 

Türkiye'de en fazla motorlu taşıt ve yapı kooperatfileri var

Kooperatiflerin sayısında ve ortak sayısında  2011'den bu yana kayda değer düşüşler görüldüğünü ifade eden rapor, bazı bakanlık verilerini şu şekilde açıklıyor: 

1- Ticaret Bakanlığı'nın hizmet alanında 31 farklı türede kooperatif bulunuyor. 5441 adet motorlu taşıyıcılar kooperatifi, bu bakanlık altında en fazla sayıya sahip kooperatifler. 

2011'den 2020'ye kadar ki sürece bakıldığında bu bakanlığın sorumlu olduğu kooperatif sayısı yüzde 7 gerileyerek 12 bin 487 oldu. Kooperatiflerdeki toplam ortak sayısı ise yüzde 21 düşüşün ardından 1 milyon 568 bin 253. 

Benzer tüketim ihtiyaç ve ilkeleri olan bir grup insanın bir araya gelerek, doğrudan üreticiden alım yapması ve sonra ürünü ortaklarına dağıtması ilkesine dayan tüketim kooperatiflerinin ortak sayısındaki düşüş ise 10 yılda yüzde 42 oldu. Aktif olarak faaliyet gösteren tüketim kooperatiflerinin oranı yüzde 17'de kaldı. 

Kayıtlı olarak ilk kez 2011'de kurulan kadın kooperatfilerinin sayısı 2020'de 300'e yaklaştı. Ortak sayıları ise 3 bini aştı.

Orkun Doğan'ın açıklamasına kadın kooperatiflerinin sayısının artmasında kamunun, yerel yönetimlerin, kalkınma alanında çalışan sivil toplum örgütlerinin son yıllarda sağladığı destekler etkili oldu. 
 


2- Tarım ve Orman Bakanlığı'ndaki duruma bakıldığında ise 2011-2020 arası toplam kooperatif sayısındaki düşüş yüzde 11, toplam ortak sayısındaki düşüş ise yüzde 16. 

Toplam 11 bin 482 birim tarımsal kooperatif kuruluna üye üretici/çiftçi sayısı 3 milyon 266 bin 426. 

Sayısı 1625 olan tarım kredi kooperatiflerindeki ortak sayısı ise 809 bin 725. 

Tarımsal amaçlı kooperatiflerde yaklaşık 55 bin kişi istihdam ediliyor. 

3- Son 10 yılda kooperatif sayısındaki en fazla düşüş (yüzde 38) ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğundaki kooperatiflerde Buradaki toplam ortak sayısındaki gerileme oranı ise yüzde 17. 

Toplam 35 bin 730 adet kooperatif bulunuyor. Bunun yüzde 90'dan fazlası konut yapı kooperatifi. 

Konut yapı kooperatiflerinin yüzde 80'inin ortak sayısı 50'den az ve toplam ortak sayısı 2 milyona yakın. 

Aynı zamanda Yerküre Yerel Çalışmalar Kooperatifi'nin kurucu ortaklarından olan Orkun Doğan, sağlıklı doğal ve adil gıdaya erişimi sağlamak için büyük şehirlerde örgütlenen ve daha sık duyulan tüketim kooperatiflerinin (Kadıköy Kooperatifi, Beşiktaş Kooperatifi gibi) son yıllarda artış gösterdiğini ancak 10 yıllık sürece bakıldığında yüzde 42'lik gibi ciddi bir düşüşün kaydedildiğini de sözlerine ekledi. 

Açılan kooperatif sayısı, ilk defa kapanan ve tasfiye edilenlerin üzerine çıktı

İstatistiklerde son 10 yıldır devam eden azalış, 2018'den bu yana bazı iyileşme sinyalleri de gösteriyor.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) her ay açıkladığı kapanan ve açılan şirketler istatistiğine göre 2018 itibarıyla ilk kez açılan kooperatif sayısı, kapanan ve tasfiye sürecine giren kooperatif sayısını geçmiş durumda. 
 


Pandemi döneminde de bu durum değişmedi. Aralık ayı hariç 2020'de kurulan kooperatif sayısı 1393 olurken, kapanan ve tasfiye olan kooperatiflerin sayısı 932'de kaldı. 

2010 yılında 1547 kurulan kooperatife karşılık 3 binden fazla kooperatif tasfiye sürecine girmişti. 

2018-2020 yılları arasında bakıldığında kurulan konut yapı kooperatifi oranı yüzde 43'ü geçti. Bu sürede yeni kurulan tarımsal kooperatiflerdeki artış yüzde 13,5 olurken sayısı da 490'a ulaştı. 

Dünyadaki durum: Kooperatif kaynaklı istihdam, küresel istihdamın yaklaşık yüzde 10'u

Birleşmiş Milletler verilerine göre tüm dünyadaki toplam kooperatif sayısı 2,6 milyonun üzerinde. Bu işletmelerin yüzde 75'i Asya'da. 

Kooperatiflerdeki ortak ve de yararlanan sayısı ise 1,1 milyar kişiye yaklaşıyor. 

Toplam ortaklık sayısının, toplam nüfusa bölünmesiyle bulunan kooperatif ortaklığı oranı küresel anlamda yüzde 16,3. Yani her 100 kişiden 16'sı bir kooperatifin ortağı. 
 


Bu oran, Avrupa'da yüzde 45,6; Kuzey Amerika'da ise yüzde 38,6. En düşük Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yüzde 1,6. 

Kooperatiflerin küresel çapta elde ettiği yıllık ciro 2 trilyon 962 milyar 896 milyon dolar. Avrupa'da kooperatiflerin yıllık cirosu, toplam gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 7,08'ini oluştururken, bu oranın küresel ortalaması yüzde 4,30.  

Kooperatiflerde çalışan sayısı 12,6 milyon olsa da geniş tanımlı istihdam senaryosunda kooperatiflerin dolaylı ya da doğrudan istihdam ettiği kişi sayısının 280 milyona ulaştığı tahmin ediliyor. Bu, küresel istihdamın yüzde 10'u. 

Türkiye sayıda ikinci, ciroda listenin gerisinde

"Küresel ekonomik sistemler arasında kooperatifler, marjinal bir olgu değil" diyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Orkun Doğan, sunduğu raporda Türkiye-Avrupa karşılaştırmasını şu şekilde yapıyor: 
 

Avrupa Kooperatif ve Sosyal Girişimler Araştırma Enstitüsü'nün 2015'te hazırladığı rapora göre Türkiye, İtalya'dan sonra Avrupa'da en çok kooperatife sahip olan ikinci ülke. 

Ortak sayıları, kooperatiflerde çalışan personel sayısı ve kooperatif işletmelerin yıllık ciroları üzerinden yapılan sıralamalarda ise Türkiye gerilere düşüyor. 

Uluslararası Kooperatifler Birliği ve Avrupa Kooperatif ve Sosyal Girişimler Araştırma Enstitüsü, her sene "Dünya Kooperatifçilik Monitörü" isimli bir çalışma yayınlıyor. Bu raporda dünyanın en büyük 300 kooperatifinin verilerini paylaşıyorlar. 

2019 raporlarına göre en büyük 300 kooperatifin 159'u Avrupa'da. Faaliyet alanları incelendiğinde ön plana çıkan sektörler: Sigortacılık, tarımsal üretim ve gıda imalatı, toptan ve perakende ticaret sektörleri. 


100 milyar dolarlık "Yeşil Banka"

Kooperatifçilik konusunda ilk iki sırada gelen ülkeler Fransa ve Almanya. 

Dünyanın en büyük kooperatifi, Fransa'da "yeşil banka" olarak da bilinen, tarım finansmanında lider Grupe Credit Agricole'ün yıllık cirosu 100 milyar dolara yakın. Bu kurumun çalışan sayısı ise 139 bin. 

Alman perakende ve turizm kooperatif grubu REWE Group'un yıllık cirosu ise 55 milyar doları geçmiş durumda. 
 


Japonya'nın 41,3 milyar dolar ciroya sahip "Ulusal Tarım Kooperatifleri Birlikleri Federasyonu" (ZEN_NOH) ise tarım ve gıda endüstrisindeki en büyük kooperatif. Bu alanda Japonya'yı, Güney Koreli Nonghyup takip ediyor. 

Orkun Doğan'ın açıklamasına göre Avrupa'da her beş kişiden biri kooperatif ortağı. Bu oran Finlandiya'da nüfusun yüzde 75'ine yakın. 

Sayıları 2008 küresel krizi sonrası doğan dayanışma ihtiyacıyla artan kooperatif işletmeler, Avrupa genelinde 4,5 milyona yakın istihdam yaratıyor. 

Finansal krizin derinden etkilediği Yunanistan'da bile 2016'dan itibaren 23 elektrikçi kooperatifi, 33 su tesisatçılarının oluşturduğu kooperatif ve devletin hizmet kapasitesinin yetersiz kaldığı alanlarda, bu hizmete devretmesi sonucunda 16 adet ruh sağlığı alanında sosyal kooperatif faaliyetini sürdürüyor. 

Türkiye'de kooperatif bankalarını görmek çok mümkün değil ancak Avrupa'da çok yaygın. 60 milyon ortağa ya da yararlanıcıya hitap ediyor. Sadece Almanya'da kooperatif bankalarının 16 milyon ortağı olduğu biliniyor. 

Kooperatifçilik üzerindeki "Kooperatifler devletin bir organı" algısı yanlış 

Türkiye'de 2012'den bu yana devam eden gelişmelerle eğitim, yayıncılık, tiyatro, bilişim gibi birçok farklı sektörde de kooperatiflerin kurulmaya başladığını söyleyen Doğan, "Geleneksel kooperatif modellerinden farklı bir anlayışa, örgütlenmeye ve iş modeline sahip bir kooperatifçilik modeli olan sosyal kooperatifçilik yaygınlaştı" diye konuştu. 
 

Orkun DOğan
İstanbul Bİlgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yerküre Kooperatifi Kurucu Ortağı Orkun Doğan 


Bu durumun kooperatifçilik adına bir eşik olabileceğini söyleyen Doğan, sürecin doğru yönetilememesi nedeniyle kooperatifçiliğin toplumsal kutuplaşmanın yansıması ya da bir rekabet alanı olarak da görüldüğünü belirtti. 

Kooperatifler üzerindeki olumsuz algının nedenleri üzerine Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü'nün daha önce bir anket düzenlediğini söyleyen Doğan, Independent Türkçe'nin sorusu üzerine bazı nedenleri şu şekilde açıkladı: 
 

Ne yazık ki birçok olumsuz kooperatif örneği var. Kişisel hikayeleri üzerinden ve yönetim zaafiyetleri üzerinden yolsuzluk yapılması, kooperatiflerin finansal olarak kötü sürece girmesi ve dağılamaması gibi… 

Bir de sanki kooperatiflerin devletin bir organıymış gibi gören yanlış bir algı var. Cumhuriyetin ilk yıllarında ve planlı ekonomik kalkınma dönemlerinde devletin kooperatifleri desteklemek konusunda daha önemli olması, belirli dönemlerde kooperatifleri gelişimini kontrol altında tutması gibi uygulamalar bu algıyı güçlendiren nedenler. 


"Dayanışma değil rekabet kültürüyle eğitiliyoruz"

Independent Türkçe'nin konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü Uzmanı Gökçen Korkmaz da yaptıkları çalışmalar sonucunda kooperatiflere güven endeksinin düşük seviyede çıktığını belirtti. 

"Kooperatiflere yönelik imaj bozukluğu daha çok yapı kooperatiflerinden kaynaklanan bir durum" diyen Korkmaz, "Tamamlanamayan, geç teslim edilen yapılar, yönetimlerin ceza alması gibi olumsuzluklar kooperatfiçiliğe ilişkin olumsuz algı oluşturmuştu zamanında. Yeni nesil kooperatifçiliğe baktığımızda bu imajın değişmeye başladığını görüyoruz. Son zamanlarda 2008 ve 2012 krizlerinden sonra kooperatife artan eğilim olduğunu da görüyoruz" diye konuştu. 

Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü ve TCDD Taşımacılık Genel Müdürlüğü işbirliği ile Türkiye'de sosyal kooperatifçiliğin geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen "Sosyal Kooperatifler Eğitim ve Tanıtım Treni" projesinin 2018 ve 2019'da iki kez gerçekleştiğini hatırlatan Korkmaz, 19 ilde tanıtım ve bilgilendirme yaptıklarını söyledi. 

Korkmaz, imajla ilgili değişikliğe yönelik çalışmalar kapsamında Genel Müdürlük'ün yeni bir kooperatif otobüsüyle tanıtım yapacağını açıkladı. 

Eğitim, tiyatro, bilimsel araştırma, kırsal kalkınmayı güçlendirecek sosyal yönü ağırlıklı kooperatiflerle son iki yıllık çalışmaların meyvelerini aldıklarını söyleyen Korkmaz şöyle konuştu: 

Okullarda kooperatifi bir şirket türü olarak tanıtmıyoruz. Bilinçlendirme daha anaokulundan itibaren verilmesi gereken bir kültür. Biz biraz rekabete dayalı eğitim sistemini benimsemiş olduğumuz için üniversite bittikten sonra insanlardan bir araya gelip ortaklık kurmalarını bekleyemiyoruz. Biz biraz daha rekabet kültürüne haizizi ne yazık ki… Avrupa'dan en önemli farkımız bu. Aslında hep sahip olduğumuz imece kültürünü kazanmaya çalışıyoruz. 
 

no-one-cares-l_5MJnbrmrs-unsplash.jpg
Fotoğraf: Unsplash


"Kooperatifçiliği parlatmamız gerekiyor"

Rapor sunumunun açılışında bir konuşma yapan İNGEV Başkanı Vural Çakır da bireysel olarak güçsüz kalacak ekonomik faaliyetlerin, daha güçlü ve sürdürülebilir hale gelebilmesini sağlayacak en önemli organizasyon tiplerinden birinin kooperatifler olduğunu söyledi.

"Pandemi süreci dayanışmayı esas alan ekonomik faaliyetlerin önemini hepimize gösterdi" diyen "Çakır, Kooperatifçiliğe çok daha önem vererek, parlatmamız gerekiyor. Kamu mevzuatını ve yapılanmasını sadeleşme ve odaklanma doğrultusunda geliştirmeliyiz. Ayrıca, kendileri dayanışma ekonomisinin bir parçası olan kooperatifler de kendi aralarındaki iş birliklerini güçlendirmeli. İNGEV, bu iş birliklerine zemin hazırlamak, Girişimcilik Destek Merkezi ile yürüttüğü faaliyetleri kooperatifçiliği de kapsayacak şekilde genişletmek istiyor" ifadelerini kullandı.

Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman da "Neoliberalizmin artarak alttan gelen örgütlenmeleri yok etmesi, merkezi bir yönetim anlayışı ve giderek artan kentleşme" bu çalışmayı yapmaktaki ana sebepler olduğuna değindi. 

"Önemli olan kooperatifleri daha verimli aktörler haline getirmek" diyen Keyman "Kooperatifler üç boyutlu bir öneme sahip; bunlar dayanışma, sadece tarım alanında değil tiyatro sanata kadar giden alanda toplumun örgütlenmesi ile eskiden farklı olarak yeni bir örgütlenme biçimini çalışmak ve yeni yerelliktir" dedi.

Güçlü kooperatifçiliğe dokuz öneri 

"Sosyal Dayanışma Ekonomisi için Güçlü Kooperatifçilik" başlıklı raporun güçlü kooperatifçilik için sunduğu 9 sosyal politika önerisi de şöyle sıralandı: 

1. Kovid-19 pandemisinin kooperatifler üzerindeki etkilerinin belirlenmesi

2. Kooperatifçilik mevzuatının, uluslararası ilkeleri esas alacak şekilde, tüm paydaşların temsil edilediği bir yöntemle yeniden ele alınması, sadeleştirilmesi ve geliştirilmesi. Mevzuatın düzenlenmesi kapsamında odaklanılması gereken konular: İç ve dış denetim, üst örgütlenme, sosyal kooperatifçilik ve kooperatiflerin vergilendirilmesi 

3. Kooperatif bankalarının kurulması, ortaklık kredileri, kitlesel fonlama, mikro kooperatif kredileri gibi araçların da hayata geçirilmesi

4. Kooperatif Ürün Sertifikası'nın geliştirilmesi, kooperatif ürünlerine perakende satış noktalarında görünürlüklerinin arttırılması adına teşvikler sağlanmalıdır.

5. Kooperatifçilik eğitimi düzenleyen ilgili bakanlıklar, kalkınma ajansları, uluslararası örgütler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve eğitim kooperatifleri bir araya gelerek eşgüdüm içinde kapsamlı bir "Kooperatifçilik Eğitim Stratejisi" belirlenmesi

6. Toplumda kooperatifçilik bilinç düzeyinin artırılması: 

7.  Daha güçlü kooperatifler için kooperatif üst örgütlenme yapısının yeniden yapılandırılması

8.  Yerel yönetimlerle kooperatiflerin arasında kurulacak etik ve ilkeli iş birliği

9. Kooperatif verilerinin düzenli olarak derlenerek türlerine ve faaliyet gösterdikleri sektörlere göre toplam sayı, ortaklık sayıları, istihdam ve yıllık ciro gibi göstergelerle uluslararası istatistiki standartlarda hazırlanması, kamuoyuna sunulması 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU