Irak ordusunun 100. kuruluş yıldönümü kutlamaları için hummalı bir hazırlık yapılıyor

ABD’nin Irak’ı işgali ve Nisan 2003’te Saddam rejiminin düşmesinin ardından, ABD'nin Irak'taki sivil yöneticisi Paul Bremer'in orduyu dağıtma kararı alması, Irak ordusunun sahip olduğu son güç kalesini parçaladı

Kovid-19 ile mücadele tedbirleri kapsamında Bağdat’ın girişinde bekleyen güvenlik güçleri (AFP)

Irak yarın ülke ordusunun 100. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor. 6 Ocak 1921’de Cafer el-Askeri’nin komutasında temelleri atılan ve “Musa el-Kazım Alayı” ismini taşıyan Irak ordusunun ilk alayının kuruluş yıldönümü için gerekli tüm lojistik hazırlıkların sorumluluğunu güvenlik teşkilatları üstlendi.

Bağdat’taki Yeşil Bölge’de yer alan büyük kutlama alanı, Irak ordusu hava, kara ve deniz kuvvetleriyle doldu. Alan adeta bir askeri kışlayı andırıyor. Irak Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar, yarın Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı ve Başbakan Mustafa el-Kazimi başta olmak üzere üst düzey Iraklı yetkililerin katılımıyla düzenlenecek askeri geçit törenine hazırlık kapsamında Bağdat semalarını baştan başa turladı.

Irak ordusunun kurucu isimlerinin tamamı (Cafer el-Askeri, Nuri es-Said, Yasin el-Haşimi, Abdulmuhsin es-Sadun, Taha el-Haşimi, Hikmet Süleyman ve diğerleri) Sünni olmasına rağmen bu kurucu kadro, Şiilerin kabul ettiği 12 imam arasından 7. İmam Musa el-Kazım’ın adından ilhamla, ilk kurulan alay için “Musa el-Kazım Alayı” ismini kullanmaya özen gösterdiler. 1980’lere gelindiğinde Irak ordusu, İran-Irak Savaşı döneminde bölgenin en güçlü ordusu konumundaydı. Dünyanın en güçlü orduları arasında ise 4’üncü sıradaydı. O dönem bir milyonu aşkın askerin bulunduğu Irak ordusunun bünyesinde, kara ve hava gücünün yanı sıra 7 Kolordu, yüzlerce uçak ve modern zırhlı araçlar vardı. Irak ordusu, 8 yıl süren savaşın ardından İran’ı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 598 sayılı kararını kabul etmeye zorlamıştı. Bu karar iki ülke arasındaki uzun savaşa son vermişti.

Irak bu savaştan galip çıkmış gibi görünürken, Irak’ın eski rejim lideri Saddam Hüseyin’in 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etmesi ve özellikle ABD’nin 30 ülkeyle birlikte 1991’de Irak’ı Kuveyt’ten çıkararak savaş başlatmasıyla birlikte tüm dengeler tersine döndü. Bu gelişmeler Irak ordusunu, bölge orduları arasındaki güç dengesini etkileme konumundan çıkardı.

ABD’nin Irak’ı işgali ve Nisan 2003’te Saddam rejiminin düşmesinin ardından, ABD'nin Irak'taki sivil yöneticisi Paul Bremer'in orduyu dağıtma kararı alması, Irak ordusunun sahip olduğu son güç kalesini parçaladı. Irak Silahlı Kuvvetleri’nin 2003 sonrasında yeniden toparlanma çabalarına rağmen, askeri doktrinin halen olmayışı Irak askeri kurumuna gölge düşürdü. Irak askeri kurumu 2003 sonrası yaşadığı tüm başarısızlıklara rağmen, ülke topraklarının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan 3 vilayeti Haziran 2014’te işgal eden DEAŞ örgütüne karşı 2017’nin sonlarında büyük bir zafer kaydetti.

Emekli Tümgeneral İmad Uluv, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları kaydetti:

“Irak ordusunun kuruluşunun üzerinden 100 yıl geçmesinin ardından Irak askeri kurumu halen Irak halkının güvenine sahip. Zira ordu içerde ve dışarda Irak’ın istikrar ve güvenliğini savunmak adına çok sayıda fedakarlık yaptı. Irak ordusu bugün, çalışmasını baltalayan bazı engellerle karşı karşıya. Bu engelleri ikiye ayırmak mümkün: Birincisi operasyonel, ikincisi ise örgütseldir. Operasyonel engel, askeri operasyon sahasını yeniden gözden geçirilmesini ve değerlendirilmesini ve buna ek olarak askeri birliklerin operasyon sahalarına inmesini ifade ediyor. Örgütsel engel ise Irak Silahlı Kuvvetlerin yapısını ve bu konuda Irak askeri kurumunun liderlik ve kontrol noktasında çektiği sıkıntıyı ifade ediyor. Bu kapsamda Silahlı Kuvvetler, Irak Silahlı Kuvvetler Genel Komutanı’na ülke genelinde devlet kontrolü dışında silah kullananları kontrol altına almasına imkan sağlayan hukuki ve meşru yetkiler tanıyacak yüksek bir liderlik eksikliği yaşıyor. Bu eksikliğin giderilmesi, ordunun tüm zorluklarla mücadele etmesini sağlayacaktır. Dolayısıyla bu konunun tekrar gözden geçirilmesi gerekir.”

Irak ordusunun terörle mücadelesine değinen Uluv, “Irak ordusu terörle mücadelede büyük bir başarı kaydetti. Zira başka bir örneği bulunmayan savaşlara girdi. Buna dördüncü nesil savaşlar denir. Henüz hiçbir ordu bu savaşa girmedi. Dolayısıyla Irak ordusu artık, parmakla işaret edilen bu çeşit bir savaşta tecrübe sahibi. Sahip olduğu meziyetlerden ötürü Irak ordusu artık uluslararası fakülte ve enstitülerde araştırılıyor. Zira ordu karanlık ve görünmeyen güçlerle savaşa girdi. Bu da yapılması zor bir iş” diye konuştu.

Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ve güvenlik uzmanı Dr. Mutaz Muhyiddin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “ırak ordusunun yeteneklerinin 2003’ten bugüne sayı ve silah açısından geliştiği açık bir durum. Aynı şekilde savaşçılar, terörle mücadele ve toprakları geri almak amacıyla nitelikli operasyonlar konusunda eğitim aldı. Bu gerçekten Irak ordusu için büyük bir kazanım” dedi.

Muhyiddin, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

“Irak ordusunun operasyonları, Irak topraklarına geniş alanlara yayıldı. Bu yüzden ordunun halen yaşadığı bazı sorunlar var. Örneğin terörün yaşayabileceği köy ve kırsallar gibi. Zira düzenli ordu güçleri çoğu zaman buralara ulaşmakta yetersiz kalıyor. Bu durum ordunun çalışmasında kafa karışıklığına yol açabiliyor. Özellikle terör güçleri çoğu zaman vatandaşlara karşı suçlar işliyor ve bunlarla mücadele edecek bir güç olmuyor. Önemli bir husus daha var o da komşu ülkelerle, özellikle Suriye ile ortak sınırlarımızdır. Zira bu sınırlardan halen sızmalar gerçekleşiyor. IŞİD terör örgütü halen bu sınırlar üzerinden Irak’ın içlerine sızabilecek güce sahip.”

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU