Trablus ve Kahire tekrar köprü kurmayı başarabilecekler mi?

Libya, 2009 yılının haziran ayında Mısırlılara topraklarına giriş vizesi uyguladığı için Kaddafi rejiminin düşüşünden iki yıl önce anlaşmayı ihlal eden ilk ülke oldu

Libyalılar, eski Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'ye karşı gerçekleştirilen ayaklanmanın dokuzuncu yıl dönümünde ulusal bayrağı dalgalandırıyor. (AFP)

Mısırlı resmi bir heyetinin Libya başkentini ziyaret etmesiyle alevlenen tartışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Yıllardır türünün ilk örneği olan bu ziyaret, Mısır yönetimi ile Ulusal Mutabakat Hükümeti arasındaki ilişkilerde uzun süren kopukluk ve büyük gerilimlerin ardından gerçekleşti.

Hakkında analizlerin ve açıklamaların yapılmaya devam edildiği ziyaretin siyasi arka planında, yakınlaşmaya yönelik bir hazırlık söz konusu olabilir. Elde edilen bilgilere göre ziyaret, Libya açısından zaten istikrarlı olmayan durumun iyileştirilmesine ve gelişmesine bağlı kalmak için iki taraf arasında güven köprülerini inşa etmenin yolunu açtı.

Ziyaret sırasında iki tarafın üzerinde anlaştıkları en önemli başlıklar, ekonomik ilişkilere bir an önce devam etme ve aralarında Kaddafi'nin son yıllarında imzalanan ‘Dört Özgürlük’ de olmak üzere birçok askıya alınmış anlaşmayı canlandırma oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Dört Özgürlük Anlaşması nedir?

1990’lı yılların başında Mısır ile Libya arasında imzalanan Dört Özgürlük Anlaşması, iki ülke vatandaşlarına her iki ülkede de ‘ikamet etme, çalışma, seyahat ve mülk edinme’ hakkı veren, giriş vizesine ihtiyaç duymadan seyahat ve ikamet özgürlüklerinin yanı sıra çalışma ve mülk sahibi olma hakkını sağlayan ortak bir pakettir.

Libya, 2009 yılının haziran ayında Mısırlılara topraklarına giriş vizesi uyguladığı için Kaddafi rejiminin düşüşünden iki yıl önce anlaşmayı ihlal eden ilk ülke oldu. Karar, o dönemde Mısırlı yetkilileri kızdırdı. Söz konusu karar anlaşmanın içeriğinin geçersiz olduğunu düşündürdü.

Söz konusu dönemde Libya hükümetinin aldığı 218 sayılı kararda ‘yalnızca diplomatlar, iş insanları ve hükümet ziyaretçilerinin Libya'ya giriş vizesi almaktan muaf oldukları, diğer Mısır vatandaşlarına ise bu üç kategorinin dışında uygulama yapılacağı’ belirtildi.

Kaddafi rejimi bundan yıllar önce, Mısır Çalışma Bakanı Aişe Abdulhadi ve Libya Çalışma Bakanı Muhammed Matuk'un imzaladığı bir anlaşmada, 2004 yılından itibaren Mısırlı işçilere çok sayıda kısıtlama getirdi. Anlaşmaya göre Mısırlılar, işverenin Libya makamlarından işçi getirmek için onay alması şartıyla, Kahire'deki Libya büyükelçiliği ve İşgücü Bakanlığı'nda belgelenen iş sözleşmeleri yoluyla istihdam edilebileceklerdi.

Bu, Libya'da çalışma sözleşmeleri belgelenmemiş Mısırlılar karşısında kara sınırlarının kapanmasına yol açtı. Noter tasdikli iş sözleşmesi olmayan hiçbir Mısırlının hava yolculuğu dışında Libya'ya gitmesine izin verilmedi.

Karar sırasında Libya, Mısırlı yetkililere ‘amacının göçmen işçileri devletin çıkarları doğrultusunda örgütlemek ve o dönemde başta İtalya olmak üzere Akdeniz'deki Avrupa ülkeleri için endişe kaynağı haline gelen yasa dışı göç olgusuna karşı çıkmak olduğunu’ iletti.

İki devrimden sonra

'Libya ve Mısır devrimlerinin patlak vermesi, Muammer Kaddafi ve Hüsnü Mübarek rejimlerinin devrilmesinin ardından iki ülke vatandaşlarına seyahat konusunda getirilen kısıtlamalar kaldırıldı. Söz konusu kısıtlamalar nedeniyle Dört Özgürlük Anlaşması'nın sekteye uğramasının ardından her iki tarafa yeniden uygulanan vizeler iptal edilmişti.

Ancak sonraki yıllarda iki ülkede yaşanan olaylar yüzünden meydana gelen gelişmeler, özellikle Mısırlı yetkililer, siyasi İslamcı gruplar ve ülkedeki aşırılık yanlısı örgütler arasında meydana gelen çatışmalar etkisini gösterdi. Mısır'ın batı komşusunda güvenlik durumunun görülmemiş ölçüde bozulması, Libya'da DEAŞ’ın ortaya çıkması ve genişlemesi, ortak sınırlara yakın üs kurması, özellikle de Derne'deki üsleri, Kahire'yi, tamamen güvenlik nedenleriyle Libyalıların kendi topraklarına girişine getirilen kısıtlamaları sıkılaştırmaya sevk etti.

2015 yılında, Mısır İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göçmenlik ve Vatandaşlığa Geçiş Hizmeti, 18 ila 50 yaş arasındaki Libya vatandaşlarına giriş vizesi uygulamayı kaldıran bir karar çıkardı. Mısırlı yetkililer, 2017 yılının ağustos ayında, anneleri Mısırlı olan Libyalılarının kısıtlama olmaksızın Mısır topraklarına girmesine izin verirken vizesiz giriş uygulamasının da 18-45 yaş aralığına indirdi.

Uygulama zorluğu

Libyalı Ekonomi ve Siyaset Bilimi Profesörü Ali el-Fayadi, Libya’da durum tamamen istikrara kavuşmadan Mısır ile arasındaki Dört Özgürlük Anlaşması’nı uygulamanın zor olduğu görüşünde. Ayrıca Libya ve Mısır taraflarının bu konuda, özellikle de hareket özgürlüğü konusunda mutabık kaldıklarına bağlılık göstermelerini sağlayan birleşik bir hükümet ve seçim yoluyla gelen kişilerle ilgili bir anlaşmaya ulaşılmaksızın uygulanabileceğine inanmıyor. Çünkü Libya ve çevresinde halen terör örgütleri tehdidi mevcut. Fayadi, önceki yıllara göre azalmış olmasına rağmen Libyalı veya yabancı radikallerin bireysel faaliyetlerinin durmadığına dikkat çekti.

Ali el-Fayadi açıklamalını şöyle sürdürdü:

"Mısır vatandaşları ve yatırımcıları için mülkiyet özgürlüğü, Libya'da silahların çoğalması ve savaş ve hırsızlık konusunda uzmanlaşmış grupların varlığı nedeniyle güvenlik tehlikeleri altında. Bu nedenle Libyalı yetkililerden açık garantiler olmadan bu hükmün uygulanmasının uzak bir hayal olarak kalacağını düşünüyorum."

Beklemedeki Anlaşmalar

Aynı bağlamda Mısırlı bir heyetin geçtiğimiz pazar günü Trablus’a gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Libya ve Mısır tarafından yapılan açıklamalarda, birkaç yıl önce imzalanan ancak iki ülkedeki siyasi ve güvenlik koşulları nedeniyle uygulanması konusunda engellerle karşılaşılan birçok anlaşmanın etkinleştirildiği duyuruldu. Bu anlaşmalardan en önemlisi, 3 Temmuz 2008 tarihinde Kahire'deki Mısır-Libya Yüksek Komitesi hakkında olandı. Bu, iki ülke arasında ekonomik iş birliği için imzalanan stratejik bir anlaşmaydı.

Anlaşma, ortak yatırım projelerinin belirlenmesi, Mısır'daki Libya yatırımlarının değerinin ödenmesi, en önemlisi de Nil'in sularına ve Yeni Vadi'deki Farafara toprakları ve yer altı sularına bağlı olan ‘Toshka’ projesinin dördüncü kolu olmak üzere çeşitli projelerle Mısır'a yaklaşık 8 milyar dolarlık yatırım fırsatı sunulmasını içeriyordu. Ayrıca Tobruk'tan İskenderiye'ye doğalgaz boru hattı kurulması ve İskenderiye'nin batısında Libya finansmanıyla petrol rafinerisi kurulması konusunda da bir anlaşamaya varılmasını öngörüyordu. Yine 2008 yılı sonunda Mersa Matruh'dan Tobruk'a ortak bir serbest sanayi ve hizmet bölgesi kurulması, Mısır'da üç enerji projesine 5 milyar Libya doları yatırım yapılması ve burada 500 akaryakıt istasyonu açılması kararlaştırılmıştı.

Söz konusu projelerin çoğu geçtiğimiz yıllarda askıya alınmış olsa da anlaşmalar iptal edilmedi. Bu anlaşmalar, kendileri için hayati olması ve iki ülkenin ekonomilerine muazzam bir destek vermesi dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda iki ülkedeki koşulların iyileştirilmesini beklediler. Ancak Libya arenasında Mısır'a yeni rakiplerin ortaya çıkması ve Kahire ile imzalananlarla kesişen anlaşmalar, bunun canlanmasını büyük bir sorun haline getiriyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/180666

DAHA FAZLA HABER OKU